***** UHUD BİZİ SEVER,BİZ DE UHUDU SEVERİZ *** Değerli - TopicsExpress



          

***** UHUD BİZİ SEVER,BİZ DE UHUDU SEVERİZ *** Değerli gönül dostlarım;bu günkü sohbetimizde Uhudu anlatacağız.Uhud Peygamber Efendimiz (s.a.v.)ikinci savaşıdır,mübarek dişlerinin şehid olduğu savaştır.Biz Uhudu severiz,Uhudda bizi sever... Uhud dağının hikmeti, öğretisi; asırlarca bitmeyecek gibi. Resulûllah, “Uhud bizi sever, biz de Uhud’u severiz” buyurdu. Okçular tepesi hâlâ insani zaaflarımızı anımsatmakta. Uhud Harbi’nde Peygamberimiz elli kişilik okçular birliğinin başına kumandan tayin etti ve direktifini verdi: “Durum lehimizde de olsa, aleyhimizde de olsa yerinizde sabit kalın, ayrılmayın.” Zaten münafıkların reisi savaşmaya niyeti olmadığı için kuvvetlerini geri çekmiş, Müslümanlar sayıca iyice azalmışlardı. Okçuların görevi çok önemli idi.Ne ki, beşerin tüm gafleti bir kez daha yaşanacak, müşriklerin mağlubiyeti görüldüğünde, zafer sevincine erken yakalanacaklardı. Mevzileri terk ettiler. Komutanlarının ikazını dinlemediler.Ganimet toplamaya gittiler.Müşrikler geri döndüklerinde geçidi boş buldular. Müslümanları arkadan kuşattılar.Sahabe geri çekildi, 70 değerli şehit verildi. Resulûllah (s.a.v.)yüzünden yaralandı.Dağın yarığına sığındı. En sevdiği amcası yiğit Hz.Hamza, köle Vahşi tarafından hunharca şehit edildi. Ailesinden can aldığı için intikam yemini eden Hind, Hamza’nın azalarından boynuna kolye yapmadıkça uyumamaya yemin etmişti.Bu yemin için Hz.Hamza’nın azaları paramparça edilip kolye ve küpe olarak Hind’e sunuldu. Şehitler savaş meydanına gömüldü.Uhud Şehitliği’nde bu hatıralar yeniden gözümüzde canlandı. Belki karşımızda sadece düz bir toprak parçası olarak durmakta idi, fakat ilk Müslümanların dinleri uğruna şehadete sevdalarını nasıl kuvvetle anlatmakta idi o toprak. Medine hâlâ o günkü hüznü muhafaza etmekte idi.Uhud dağında hâlâ o günkü büyük mücadelenin görkemi vardı. Okçular tepesinde esen rüzgâr, şehitleri esenlemeye devam etmekteydi. Allah’ın aslanı Hz.Hamza ise, dinin prensi de Mus’ab bin Umeyr idi. Uhud denince bu iki isim bayrak olup hâlâ dalgalanmakta idi.Bugün pek çok aile çocuğuna Umeyr ismini vermekte. Mekke’nin en yakışıklısı. Hz. Peygambere en çok benzeyen genç sahabi...Soylu ve zengin ailesi onu mirasından mahrum etti...Müşrik ailesinin baskısından Habeşistan’a hicret etti. Giyecek elbisesi kalmadı, tek giysisi yamalar içinde dolaştı.Hz.Umeyr de sadece güzellik değil zekâ ve kariyer de zirve. Hz. Peygamber onu muallim olarak Medine’ye gönderdi, insanları dine davet etti, Medine’de kılınan ilk Cuma namazında imam oldu, halka Kur’an öğretti. Umeyr, Uhud Harbi’nde İslam ordusunun sancağını taşımakta idi.Sağ elini kestiler sol eline aldı, sol elini kestiler.Göğsü ile kucaklayıp sancağı yere düşürmedi.Diğer uzuvlarını da kesip şehit ettiklerinde.O karizma genci defnedecek elbise yoktu üzerinde...Bir giydiğini bir daha giymeyen Umeyr’i, hurma lifleri ile kefenlediler. Bu büyük Uhud şehidi Müslümanlara hep örnek oldu.Dünyevi zevklerden ve lüks yaşamdan nasıl vazgeçilirmiş, rahatlıklar nasıl terk edilirmiş, nasıl İslam’a âşık olunurmuş, bir hırka bile yanına almadan nasıl Rabbe kavuşulurmuş, bir zirve oldu. Yıllar sonra Uhud şehitleri Medine’ye nakledilmek istendiğinde, Uhud dağı sallandı, şehitlerini seviyordu, vermek istemiyordu.Bugün Uhud’da şehitlerin gül kokusunu taşıyan rüzgâr hâlâ onların şiirlerini okumakta. Bulutlar onların adlarını anmakta. Hz. Hamza ve Hz.Umeyr’in ışığını tüm Müslümanlar paylaşmakta. Uhud bu yüzden kıyamete dek unutulmamak üzere mühürlenmekte. Onun bizlere bıraktığı soylu miras tükenmemekte... Selam ve dua ile hayırlı geceler dilerim...Fi emanillah...
Posted on: Fri, 25 Oct 2013 21:35:49 +0000

Trending Topics



Recently Viewed Topics




© 2015