110 NASR SURESİ 110 = YARDIMCI - TopicsExpress



          

110 NASR SURESİ 110 = YARDIMCI OL BismillahirRahmanirRahim İlahın ismi olan Rahman Rahim ile (1) amener rasulü bi ma ünzile ileyhi mir rabbihi vel mü’minun küllün amene billahi ve melaiketihi ve kütübihi ve rusülih la nüferriku beyne ehadim mir rusülih ve kalu semi’na ve eta’na ğufraneke rabbena ve ileykel masiyr resul iman etti kendisine Rabbinden indirilene mü’minlerde hepsi iman etti Allah’a O’nun meleklerine O’nun kitaplarına O’nun resulüne O’nun hiçbir resullerini ayırt etmeyiz dediler işittik ve itaat ettik ey Rabbimiz senden bağışlanmamızı dileriz dönüşümüzde ancak sanadır 1. âmene : îmân etti, inandı 2. er resûlu : resûl 3. bi-mâ : şeye 4. unzile : indirildi 5. ileyhi : ona 6. min : den 7. Rabbi-hi : onun Rabbi 8. ve el mu’minûne : ve mü’minler 9. kullun : hepsi 10. âmene : îmân etti, inandı 11. bi allâhi : Allah’a 12. ve melâiketi-hi : ve onun meleklerine 13. ve kutubi-hi : ve onun kitaplarına 14. ve rusuli-hi : ve onun resûllerine 15. lâ nuferriku : fark gözetmeyiz, ayırmayız 16. beyne : arasında 17. ehadin : biri 18. min rusuli-hi : onun resûllerinden 19. ve kâlû : ve dediler 20. semi’nâ : biz işittik 21. ve ata’nâ : ve biz itaat ettik 22. gufrâne-ke : senin mağfiret etmen 23. Rabbe-nâ : Rabbimiz 24. ve ileyke : ve sana 25. el masîru : masîr, varış, ulaşma, seyr-i sülûk (2) la yükellifüllahü nefsen illa vüs’aha leha ma kesebet ve aleyha mektesebet rabbena la tüahizna in nesina ev ahta’na rabbena ve la tahmil aleyna isran kema hameltehu alellezine min kablina rabbena ve la tühammilna ma la takate lena bih va’fü anna vağfir lena verhamna ente mevlana fensurna alel kavmil kafirin Allah teklif etmez hiç kimseye gücünün yetmeyeceği bir şeyi (herkesin) kazandığı kendi lehine vebalde aleyhinedir ey Rabbimiz bizi muaheze etme unuttuk veya hata ettikse ey Rabbimiz bize ağır yük yükleme bizden öncekilere yüklediğin gibi ey Rabbimiz bize yükleme bize gücümüzün takat getiremeyeceği şeyleri de bizi affet bizi bağışla bize merhamet et sen bizim mevlamızsın bize karşı yardım et kafirler güruhuna 1. lâ yukellifu : mükellef kılmaz, sorumlu tutmaz 2. allâhu : Allah 3. nefsen : nefs, kişi, kimse 4. illâ : ancak, sadece, den başka 5. vus’a-hâ : onun gücü, kapasitesi 6. lehâ : onun 7. mâ kesebet : kazandığı şeyler 8. ve aleyhâ : ve (sorumluluğu) onun üzerinde 9. mektesebet (mâ iktesebet) : kazandığı neğatif şeyler 10. Rabbe-nâ : Rabbimiz 11. lâ tuâhız-nâ : bizi aheze etme, sorgulama 12. in nesînâ : eğer, şâyet unuttuysak 13. ev : veya 14. ahta’nâ : hata yaptık 15. Rabbe-nâ : Rabbimiz 16. ve lâ tahmil : ve yükleme 17. aleynâ : bizim üzerimize, bize 18. ısran : zorluk, güçlük 19. kemâ : gibi 20. hamelte-hu : onu yükledin 21. alâ ellezîne : o kimselere, onlara 22. min kabli-nâ : bizden önce 23. Rabbe-nâ : Rabbimiz 24. ve lâ tuhammil-nâ : ve bize yükleme 25. mâ lâ tâkate lenâ : bizim takat, güç yetiremeyeceğimiz şeyi 26. bi-hi : ona 27. ve a’fu an-nâ : ve (bizden günahlarımızı) affet 28. ve igfir : ve mağfiret et, günahlarımızı sevaba 29. lenâ : bizi, bize, bizim için 30. ve irham-nâ : ve bize rahmet et, rahîm esması ile 31. ente : sen 32. mevlâ-nâ : bizim mevlâmızsın 33. fe : artık 34. ensur-nâ : bize yardım et 35. alâ el kavmi el kâfirîne : kâfirler kavmine karşı (3) iza cae nasrullahi vel feth Geldiği zaman Allah’ın zaferi ve fethi 1. izâ câe : geldiği zaman 2. nasru allâhi : Allah’ın yardımı 3. ve el fethu : ve fetih (4) veraeytennase yedhulüne fi dinillahi efvaca İnsanları gördüğünde Allah’ın dinine girerlerken bölük bölük 1. ve raeyte : ve sen gördün 2. en nâse : insanlar 3. yedhulûne : girerler 4. fî : … e 5. dîni allâhi : Allah’ın dîni 6. efvâcen : grup grup (5) fesebbih bihamdi rabbike vestağfirh innehü kane tevvaba O vakit Rab’binin ismini an övgü ile ondan mağfiret dile muhakkak o tövbeleri kabul edendir 1. fe : o zaman, artık 2. sebbih : ismini an 3. bi : ile 4. hamdi : övgü 5. rabbi-ke : senin Rabbin, Rabbin 6. ve istagfir-hu : ve ondan mağfiret dile 7. inne-hu : muhakkak o 8. kâne : oldu, idi, dır 9. tevvâben : tövbeleri kabul eden (6) em hasibtüm en tedhulül cennete ve lemma ye’tiküm meselüllezine halev min kabliküm messethümül be’saü ved darraü ve zülzilu hatta yekuler rasulü vellezine amenu meahu meta nasrullah ela inne nasrallahi karib yoksa siz cennete girivereceğinizi mi sandınız? vaktaki size misal olarak gelmeden sizden öncekilerin halleri başınıza onlara öyle yoksulluk dokundu ki belalar gelip çattı öyle sarsıldılar ki hatta diyorlardı resul ve beraberinde iman edenler Allah’ın yardımı ne zaman gelecek. Dikkat edin Allah’ın yardımı yakındır 1. em hasibtum : yoksa zan mı ettiniz 2. en tedhulû : girmeniz 3. el cennete : cennet 4. ve lemmâ : ve olmadıkça 5. ye’ti-kum : size gelir 6. mesele : durum, haller 7. ellezîne : o kimseler, onlar 8. halev : gelip geçti 9. min kabli-kum : sizden önce 10. messet-hum : onlara dokundu, isabet etti, başına geldi 11. el be’sâu : şiddetli belâ 12. ve ed darrâu : ve darlık, zarar, sıkıntı, felâket 13. ve zulzilû : ve sarsıldılar 14. hattâ : olacak kadar 15. yekûle : söyleyecek, diyecek 16. er resûlu : resûl 17. ve ellezîne : ve o kimseler, onlar 18. âmenû : âmenû oldular, îmân ettiler 19. mea-hu : onun yanında 20. metâ : ne zaman 21. nasrullâhi (nasru allâhi) : Allah’ın yardımı 22. e lâ : değil mi, 23. inne nasrallâhi : muhakkak ki, mutlaka Allah’ın yardımı 24. karîbun : yakın (7) kütibe aleykümül kitalü ve hüve kürhül leküm ve asa en tekrehü şey’ev ve hüve hayrun leküm ve asaen tühibbu şey’ev ve hüve şerrul leküm vallahü ya’lemü ve entüm la ta’lemun savaş size farz kılındı hoşunuza gitmediği halde amma olur ki, bir şey hoşunuza gitmediği halde o sizin için hayırlı olur olur ki bir şey sevdiğiniz halde o sizin için şer olur Allah bilir siz bilmezsiniz 1. kutibe : yazıldı, farz kılındı 2. aleykum(u) : sizin üzerinize 3. el kitâlu : savaş 4. ve huve : ve o 5. kurhun : kerih, hoşa gitmez 6. lekum : sizin için, size 7. ve asâ : ve umulur ki, olur ki 8. en tekrehû : kerih olması, hoşa gitmemesi 9. şey’en : bir şey 10. ve huve : ve o 11. hayrun : hayırdır, hayırlıdır 12. lekum : sizin için, size 13. ve asâ : ve umulur ki 14. en tuhıbbû : sevmeniz, hoşlanmanız 15. şeyen : bir şey 16. ve huve : ve o 17. şerrun : şerrdir 18. lekum : sizin için, size 19. vallâhu : ve Allah 20. ya’lemu : bilir 21. ve entum : ve siz 22. lâ ta’lemûne : siz bilmezsiniz (8) kul li ibadiyellezine amenu yükiymus salate ve yünfiku mimma razaknahüm sirrav ve alaniyetem min kabli ey ye’tiye yevmül la bey’un fihi ve la hilal iman etmiş olan kullarıma söyle namazlarını dosdoğru kılsınlar infak etsinler kendilerine rızık olarak verdiklerimiz şeylerden gizli ve aşikar olarak bir gün gelmeden önce içinde alışveriş ve dostluk olmayan 1. kul : de, söyle 2. li ibâdiye : kullarıma 3. ellezîne âmenû : iman sahibi olanlar inananlar 4. yukîmu es salâte : namazı ikame ederler 5. ve yunfikû : ve infâk ederler 6. mimmâ (min mâ) : şeyden 7. razaknâ-hum : onları rızıklandırdık 8. sirren : gizli 9. ve alâniyeten : ve açık olarak 10. min kabli : önceden 11. en ye’tiye : gelmesi 12. yevmun : o gün 13. lâ bey’un : alışveriş olmayan 14. fîhi : orada, onda 15. ve lâ : ve yoktur 16. hilâlun : dostluk, arkadaşlık (9) allahüllezi halekas semavati vel erda ve enzele mines semai maen fe ahrace bihi mines semerati rizkal leküm ve sehhara lekümül fülke li tecriye fil bahri bi emrih ve sehhara lekümül enhar o Allah ki semaları ve arzı yarattı ve semadan su indirdi onunla çıkardı sonra size rızık olarak mahsuller gemileri size musahhar kıldı akıp gitmesi için o’nun emri ile denizde nehirleri de musahhar kıldı 1. allâhu ellezî : Allah, ki o 2. halaka es semâvâti : semaları yarattı 3. ve el arda : ve yeryüzü, arz 4. ve enzele : ve indirdi 5. min es semâi : semadan, gökyüzünden 6. mâen : su 7. fe ahrece : böylece çıkardı 8. bi-hi : onunla 9. min es semerâti : ürünlerden 10. rızkan : rızık olarak 11. lekum : size, sizin için 12. ve sehhare lekum : ve sizin emrinize verdi, emrinize amade kıldı, musahhar kıldı 13. el fulke : gemiler 14. li tecriye : akıp gitmesi için 15. fî el bahri : denizde 16. bi emri-hi : onun emri ile 17. ve sehhare lekum : ve sizin emrinize verdi, emrinize amade kıldı, musahhar kıldı 18. el enhâra : nehirler (10) ve sehhara lekümüş şemse vel kamera daibeyn ve sehhara lekümül leyle ven nehar size musahhar kılmıştır hareketleri daimi olan güneş ve ay’ı da sizin için musahhar kılmıştır ve yine geceyi ve gündüzü de 1. ve sehhare : ve boyun eğdirdi, emre amade kıldı, musahhar kıldı 2. lekum : sizin için 3. eş şemse : güneş 4. ve el kamere : ve ay 5. dâibeyni : ikisi de emir üzere devamlı hareket halinde 6. ve sehhare : ve emre amade kıldı, musahhar kıldı 7. lekum : sizin için 8. el leyle : gece 9. ve en nehâra : ve gündüz (11) ve ataküm min külli ma seeltümuh ve in teudu ni’metellahi la tuhsuha innel insane le zalumün keffar ve size vermiştir o istediğiniz her şeyi de eğer Allah’ın nimetlerini sayarsanız onu tespit edip kavrayamazsınız muhakkak insan çok zalim çok nankördür 1. ve âtâ-kum : ve size verdi 2. min kulli : hepsinden 3. mâ se’eltumû-hu : sizin ondan istediğiniz şey 4. ve in teuddû : ve eğer sayarsanız 5. ni’mete allâhi : Allah’ın nimeti 6. lâ tuhsû-hâ, : onu sayamazsınız 7. inne el insâne : muhakkak insan 8. le zalûmûn : gerçekten çok zalim 9. keffârun : çok nankör, kuvvetle inkâr eden (12) yes’eluneke maza yünfikun kul ma enfaktüm min hayrin fe lil valideyni vel akrabine vel yetama vel mesakini vebnis sebil ve ma tef’alu min hayrin fe innellahe bihi alim sana soruyorlar ne infak edeceklerini de ki hayır namına nafaka olarak vereceğiniz şey ana babanın akrabaların yetimlerin miskinlerin yolda kalmışların (hakkıdır) hayır namına ne yaparsanız muhakkak ki Allah onu bilir 1. yes’elûne-ke : sana soruyorlar 2. mâzâ : ne, nasıl 3. yunfikûne : infâk ederler 4. kul : de, söyle 5. mâ enfaktum : verdiğiniz şey 6. min hayrin : hayırdan, hayır olarak 7. fe : işte o 8. li el vâlideyni : anne-baba için 9. ve akrabîne : ve akrabalar, yakınlar 10. ve yetâmâ : ve yetimler 11. ve el mesâkîni : ve miskinler, yoksullar, çalışamayacak 12. ve ibni es sebîli : ve yolcular 13. ve mâ tef’alû : ve yaptığınız şey, ne yaparsanız 14. min hayrin : hayırdan, hayır olarak 15. fe inne allâhe : o taktirde muhakkak ki Allah 16. bi-hi : onu 17. alîmun : en iyi bilen DERLEME VE MEAL MUHAMMED NUR MEHDİ
Posted on: Sat, 09 Nov 2013 17:07:48 +0000

Trending Topics



yle="min-height:30px;">
NMA JUNE!! nmallstars/tour-dates • Fri 06/06/14
Getting a mortgage mortgage could become more difficult when your
Harsh realities my mind be the casualty of self explanatry warfare
19 days into the donations for the Easter Baskets and I have
Company Name :-Allscripts Jobs Description:-Allscripts
Moses, Republican Texas’ State Board of Education has

© 2015