16 ARALIK 2008 TARİHLİ ANA SAYFA: 5 MİLYON TÜRK’Ü SİGARA - TopicsExpress



          

16 ARALIK 2008 TARİHLİ ANA SAYFA: 5 MİLYON TÜRK’Ü SİGARA ÖLDÜRECEK “Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve Temiz Nefes Sigarasız Yaşam Derneği Başkanı Doç. Dr. Celal Karlıkaya, ‘Önümüzdeki 25 yılda 5 milyona yakın Türk vatandaşının sigaradan öleceği tahmin edilmektedir’ dedi” HAMDOLSUN MAKAMDA KRİZ YOK “Mecliste kullanılan makam araçları 5 yıl geçmeden yenilenemiyor. Buna rağmen sorun (!) aşıldı ve yeni makam araçları için ‘ihaleye kiralama’ formülü devreye sokuldu.” TÜRKMENE TUZAK “Iraklıların ‘Fırıldak Celal’ dediği Talabani yıllarca kan ağlattığı Türkmenleri içten vurabilmek için zeytin dalı uzatıyor.” TURGUT ÖZAKMAN MUSTAFA’YI YAZDI “Filmde Cumhuriyet dönemi nasıl anlatılıyor? Mudanya, saltanatın kaldırılışı, Lozan, Cumhuriyet, devrimler dönemi donuk bir üslupla ve hızla özetlenip geçiliyor…” PKK’NIN GÜCÜ AB’DEN “Eski MİT Müsteşarı Sönmez Köksal’ın hazırladığı Kuzey Irak raporunda ilginç saptamalar var. 3 ülke başı çekiyor ‘Irak’ın kuzeyindeki muhtemel gelişmelerin Türkiye’ye etkileri’ raporunda, KARA, DEMİR VE HATTA DENİZYOLU “Türkiye’de demiryolu yerine karayolu taşımacılığının tercih edilmesinin, ABD’nin yaptığı Marshall yardımının bir şartı olduğunu, Türkiye’de % 95 olan karayolu taşımacılığı payının, ABD’de % 43 olduğunun…” İNSANLAR NİÇİN YAŞAR, MİLLETLER NASIL ÖLÜR? “Altemur Kılıç 1944 yılında, Cumhuriyet Bayramında İstanbul’da Kolej’de sahneye konulan bir piyes; İnsanlar Niçin Yaşarlar. Piyesin 1915’de Çanakkale’de bir siperde geçen ilk perdesinde; Faruk-aşkla! ‘Bizim âlemimiz Türk âlemi, her âlemden farklı ve ayrı olmalıdır. Türk Milleti hiçbir yabancı medeniyete, hiçbir yabancı zümreye peyk olamaz…” BUSH’A AYAKKABILI SALDIRI “Görev süresinin dolmasına az bir süre kala Irak’a sürpriz bir veda ziyaretinde bulunan ABD Başkanı George W.Bush, Irak’lı bir gazetecinin ‘ayakkabılı saldırısı’na uğradı.” TÜRKLERE SAHNEDEN KÜFÜR EDECEKLER “Ermenistan’ı Eurovision’da temsil edeceği iddia edilen müzik grubu yarışmada ‘soykırım tezi’ni işleyecek…” YA SEV YA TERK ET DİYEN BAŞKANIN ÇIĞLIĞINI DİNLEYİN! “Sabahattin ÖnkibarYeniçağ: Adı: Mete Aslan. İskenderun Belediye Başkanı 4 dönemdir aralıksız ANAP ve DYP’den seçiliyor. Yakından tanıdığım Mete Bey sadece eylem adamı değil aynı zamanda bir duygu deryasıdır. Mustafa Kemal deyince rengi değişir. Fatih Sultan Mehmet deyince coşkusu alevlenir…” YILDIZ SORUŞTURMASI “Diyarbakır Büyükşehir Belediyesince Yenişehir ilçesi sınırları içindeki bir caddenin orta refüjün de yapılan ve terör örgütü PKK’yı simgelediği bildirilen yıldızla ilgili olarak Cumhuriyet Başsavcılığınca soruşturma başlatıldı.” 20 ARALIK 2008 TARİHLİ ANA SAYFA: BASKI SADECE MAHALLEDEN DEĞİL İKTİDAR VE CEMAATLERDEN Tutanakta, sadece başlık olarak belirtilmiştir. GENÇLER İÇİN BAZI GERÇEKLER “Tufan TÜRENÇ Hürriyet: Yıl 1973 Şubat’ı… Erzurum doğumlu 78 yaşındaki bir Ermeni, California’da iki Türk diplomatını pusuya düşürerek şehit etti.” UĞUR DÜNDAR’I BİLE ÇİLEDEN ÇIKARDI “Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek ile CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu arasında günlerdir beklenen büyük düello dün STAR TV ekranlarında canlı olarak yayınlandı… …ekran düellosunu yöneten Gazeteci Uğur Dündar, Gökçek’in olduğu bir tartışmayı bir daha yönetmeyeceğini söyledi.” FRANSIZ HİPNOZU! “Fransa’nın 1915 olaylarına ilişkin Ermeni iddialarını bu denli sahiplenmesi ya da sahipleniyor (muş) gibi görüntü vermesi bazen son derece basit gerçeklerin gözden kaçmasına ve süregelen tartışmalarla şekillenen ırkçı yaklaşımlar içinde erimesine neden oluyor…” ERMENİLERE BİRAZ TARİH DERSİ “Rıza Zelyut Güneş: 1915 yılında, Osmanlı Devleti’nin uyguladığı Ermeni sürgünü yüzünden; bütün Türk milleti; ‘soykırım suçlusu’ gibi gösterilmek isteniyor.” OH O VAR, BEN RAHATLADIM “Ertuğrul Özkök: Neyse rahatladım ‘Genesis’ döneminde çok sevdiğim, ama sonraları etnik takıntısını pek anlamadığım Peter Gabriel de ‘Ermenilerden özür dileme’ kampanyasına katılmış yani ‘Biz Türkler’ adına o da Ermenilerden özür diliyor…” MUSTAFA KEMAL PAŞA’NIN VAHDETTİN’LE İLİŞKİSİ “İngilizlerin kuklası olan Sultan Vahdettin bir süre sonra, Mustafa Kemal Paşa’ya olağanüstü yetkileri verip Anadolu’ya göndermesinin nedenli büyük bir hata olduğunu algılamış, onun Persona non Grata istenmeyen insan olduğunu Sadrazam Damat Ferit Paşa ile Dâhiliye Nazırı Adil Bey’e bildirerek Paşa’nın derdest edilip İstanbul’a göndermelerini buyurmuştu. Altay Gündüz, Prof. Y. Müh. İTÜ, YTÜ E.Öğretim Üyesi.” TÜRKİYE’NİN GERÇEK AYDINLARINDAN SÖZDE AYDINLARIN KAMPANYASINA BÜYÜK TEPKİ Tutanakta, sadece başlık olarak belirtilmiştir. EŞŞEKOĞLU EŞŞEK! “Anadolu’daki milli harekete inanmayanlardan biri olan gazeteci Refi Cevat Ulunay, mütarekeden sonra Mustafa Kemal Paşa ile Şişli’deki evinde bir mülakat yapar… …Mustafa Kemal Paşa kaşlarını çatar ve şunları söyler: ‘Çöl sanılan bu âlemde saklı ve kuvvetli bir hayat vardır. O da millettir. O Türk milletidir. Eksik olan şey teşkilattır. Bu teşkilat organize edilebilirse Vatan da Millet de kurtulur. Bunu böyle bilesiniz Refi Cevat beyefendi…” VATANI SAVUNMAK HAKTIR… KABAHAT DEĞİLDİR! “1914’te emperyalistlerin Türk topraklarını paylaşım süreçlerinde Türk milletine ve Osmanlı Devleti’ne Ermenilerin yaptığı büyük ihanete duyarsız kalınması ve Ermeni çetelerince topluca öldürülmüş, kıyıma uğramış binlerce Anadolu insanının yok sayılmasını kabul etmemiz mümkün değildir. Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Kurulu.” 19 OCAK 2009 TARİHLİ ANA SAYFA: AKP’YE DESTEK AZALIYOR “Ekonomik kriz, işsizlik, yolsuzluk ve kadrolaşma iddiaları iktidar partisini yıprattı.” APOEL TARAFTARLARI TÜRKLERE SALDIRDI “Güney Kıbrıs’ta Apoel Futbol Kulübünün önceki gün oynadığı karşılaşma sonrası yollara dökülen Rumlar, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti plakalı araçlar ve Kıbrıslı Türklere saldırdı.” MAKEDONYA ELÇİSİ: MUSTAFA KEMAL İLE GURUR DUYUYORUZ “Makedonya’nın Ankara Büyükelçisi Melpomeni Korneti, Atatürk ile gurur duyduklarını söyledi. Korneti Hacıbektaş Eğitim ve Kültür Derneği’nin düzenlediği söyleşide, Türkiye’nin Makedonya’ya en fazla destek veren ülkelerden olduğunu söyledi. GÜNEY’İ GÜLEN TERLETTİ “Güney’i sorgulayan eski Emniyet Amiri İhtiyaroğlu ‘Sanki bize bazı şeyleri anlatması için gönderilmişti. Rahattı, konu Gülen’e gelince tedirgin oldu.’ dedi.” DARBEYİ SADECE ASKERLER Mİ YAPAR? “Soner Yalçın Hürriyet: Türk Silahlı Kuvvetleri son yıllarda bazı çevreler tarafından neden yıpratılıyor? Türkiye’nin en güvenilir kurumuna karşı yapılan bu sistematik psikolojik savaşın amacı nedir? TRT ŞEŞ ATTI DÜŞEŞ “Kürtçe yayın yapan TRT Şeş’in yayınları çeşitlenerek sürüyor. Yayınlarının çeşitliliği ve giderek artması, TRT Şeş’in hemen hemen tüm çevrelerce beklenenin ötesinde tarafsız ve renkli bir yayın politikası sürdürmesinin görülmesinden ve bu nedenle genel olarak sıcak bakılarak, ilgi görmesinden kaynaklanıyor.” PKK BU SEFER DE GÜNEY DOĞULU GENÇ KIZLARI HEDEF İLAN ETTİ “PKK içerisinde her gün yaşanan kadın intiharları, uygulamalara itiraz edildiği için yaşanan cinayetler sınır tanımadan gelişen ve kangrenleşmeye dönüşen tecavüz olayları, örgütün uyuşturucu ticaretinde kullandığı kadınlar ve daha nice sorun…” GENELKURMAYDAN ERGENEKON AÇIKLAMASI “Genelkurmay İletişim Daire Başkanı Tuğgeneral Metin Gürak, Ankara’da gözaltına alınan Yarbay Mustafa Dönmez’in İstanbul’a sevk edildiğini bildirdi. Gürak, ‘Türk Silahlı Kuvvetleri kendisine intikal eden ve tespit ettiği tüm adli olayları titizlikle araştırmakta ve gecikmeden yasal gereğini yapmaktadır.’ dedi.” TRT ÇİZGİ FİLMİNDE ZAMAN GAZETESİ REKLAMI YAPILIYOR “Nasıl mı oluyor? Bu işten TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin’in haberi var mı? Bilemiyorum ama pekâlâ oluyor, hem de gizli falan değil. TRT Çocuk Kanalı’nda açık açık Zaman Gazetesi reklamı yapılıyor. Bu tam bir skandal!...” ARSIZLIĞA BAK “Filistin’de giriştiği katliama tepki gösterilmesine bile katlanamayan İsrail yine kendine özgü bir adım attı. İsrail basını ve internette yürütülen kampanyada, İsrailli turistlere ‘Türkiye’ye gitmeyin’ çağrıları yapılıyor.” ZÜBEYDE HANIM KALPLERDE YAŞIYOR “Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanım, ölümünün 86’ncı yılında İzmir’deki mezarı başında anıldı. ORTALAMA 850 HABER Tekrar söylüyorum, ben bu haberlerin sitede yer aldığı konusunda dahi şüpheliyim. Okuduklarım tamamen tespit tutanağındaki ifadelerdir. Sitedeki haberler mutlaka basında bir yerlerde yer almış haberlerdi. Polis tespit tutanağındaki haberlerin hepsini hatırlamıyorum. Hepsinin doğru olduğu konusunda da kuşkularım var. Dış müdahaleye açık bir kaynağa dayandırılan polis tespit tutanağının günümüzde tek başına delil olamayacağını değerlendiriyorum. İnsan polis tespit tutanağını okuyunca benim sorumlu olduğum 6 ayda sitede sadece bu 32 haber yer almış gibi algılıyor. Gerçekte bu siteye günde ortalama 5 ila 10 haber eklenmekteydi. Şimdi bir hesap yapalım. Bu siteye haftanın 5 günü, günde 5 adet yeni haber yüklense, 6 ayda 840 haber yapıyor. Ortalama 850 haber yani. Polisler Ağustos 2008’den sonraki 6 ayda yaklaşık bu 850 haberi incelemiş olmalılar. Ve inceleme sonunda en tehlikeli buldukları 32 haberi raporlarına almışlar. Ben de size bu haberlerin içeriklerini tek tek anlattım. Size, sorumlu olduğum dönemdeki, doğru olduğu konusunda şüpheler olan 32 haberi arz ettim. 32 HABERDEN HANGİSİ Bu 32 haberin içeriği, iddia makamının bu iddiası ile örtüşüyor mu? Yaklaşık 850 yazı içinden öne çıkarılan bu 32 yazıdan cımbızlanan cümleler dahi iddia makamının suçlaması ile örtüşüyor mu? Yani cümlelerden hangisi Başbakanı, Bakanları, hükümeti, Cumhurbaşkanını, TBMM Başkanını baskı altına almış, tezyif ve tahkir etmiş olabilir? İddia makamı “türban, imam hatip, Diyanet İşleri, Fethullah Gülen ve AKP işbirliği temalı yayınlar” diyerek, yine cımbızlamış ve bugün Türkiye’de güce sahip insanların hassas olduğu sözcükleri öne çıkararak beni kamuoyunu manüpile etmeye çalışmakla suçlamaktadır. Bu yazılar suç ise savcılar bu yazıların orijinal yayın organları ve yazarları hakkında da hukuki işlem yapmışlar mıdır? Bu süreçte kuşku uyandıran birçok husus var. Öncelikle polisin tespit tutanağını dayandırdığı ABD kaynaklı “archive.org” internet sitesiyle ilgili bilirkişi raporunun alınması konusunda mahkemenize yapılan talepler kabul edilmemiştir. 18 Mart 2012 tarihinde mahkemenize sunulan Utku Eroğlu’nun bilimsel mütalaasında “archive.org” internet sitesiyle ilgili olarak, bu sitenin hukuki dayanak olamayacağına ilişkin değerlendirmeler açık bir dille ifade edilmiştir. İddia makamı, iddianamede ve esas hakkında mütalaanın 1488’inci sayfasında, beni şu ifadelerle suçlamaktadır: “… “türkatak” isimli internet sitesini Temmuz 2008 tarihinden Şubat 2009 tarihine kadar yönettiği ve sitenin bu dönemde de yukarıda izah edilen yayınları yaptığı, yine önceki dönemlerde yayınlanan benzer içeriklerin, şahsın sorumlu olduğu dönemde sitenin arşivinde mevcut bulunup isteyenlerce rahatlıkla ulaşıldığı…” ve devam ediyor. Devamına daha sonra yanıt vereceğim. Şimdi suçlamanın sadece bu bölümüne bakalım. İddia makamı tarafından; Hulusi Gülbahar “türkatak” isimli internet sitesini Temmuz 2008 tarihinden Şubat 2009 tarihine kadar yani altı (6) ay yönetmiştir, diyor. Site sorumluluğu ile ilgili sınırları belirtiyor. Yani “türkatak” isimli internet sitesinin sorumluluğu Ağustos 2008–Şubat 2009 tarihleri arasında bana aittir. Bunun dışındaki tarihlerde ise ben sorumlu değilim. İddia makamı bana yönelik suçlayıcı ifadelerde zımnen de olsa bunu kabul ve ifade etmektedir. İddianamede yine önceki dönemlerde yayınlanan benzer içeriklerin, şahsın sorumlu olduğu dönemde sitenin arşivinde mevcut bulunup isteyenlerce rahatlıkla ulaşıldığı…” denmektedir. Eğer iddia makamı bu dönemin içeriğinde bir suç olduğunu iddia ediyorsa o dönemde Genelkurmay Karargâhında sorumluluk taşıyanlara bu suçlamayı yöneltmelidir, bana değil. Genelkurmay Başkanlığı neden bu siteleri açmış? Bunu onaylayamayız diyebilirsiniz. O zaman bu siteyi açanlara, 10 yıldır bu siteleri devam ettirenlere bu soruyu yönelttiniz mi? Son altı ayından sorumlu olduğum bu siteden dolayı, aktüel ağırlıklı, daha önce çeşitli basın organında yer almış 32 haber sitede var diye koskoca devleti yıkmaya teşebbüs suçunu lütfen bana yüklemeyin. SUÇLAMA VAR DELİL YOK Ben sitenin arşivinde yer aldığı iddia edilen haberlerden bilgi sahibi değilim. Bu sitenin arşivinin kaldırılması yetkisine sahip değilim. Bir arşivin kaldırılma yetkisi ve sorumluluğunu talimatlar belirtmiştir. Aynı iddianamede 20 Haziran 2009 tarihinde bilgisayarların Harekât Başkanı Korgeneral Mehmet Eröz’ün yazılı emri ile güvenli sil işlemine tabi tutulması iddia makamı tarafından delil karartma olarak kabul edilmiştir. İddianamede de, Esas Hakkındaki Mütalaada da, suçlamalara konu olan irtica org sitesi “türkatak” sitesi ile birlikte;”internet sitelerinin içerikleri, ortak değerlendirmeler yapılarak ele alınmıştır”. Oysa ceza yargılamasında şahsilik ilkesi vardır. Bu ilkeden hareketle görevi devraldığım Ağustos 2008 tarihinden önceki döneme ait hiçbir suçlamayı kabul etmiyorum. SORUMLU OLDUĞUM DÖNEME AİT SOMUT DELİL YOKTUR. Hukuken de böyle bir suçlamanın dayanağı da yoktur. Genelkurmay Başkanlığından, Bilgi Destek Daire Başkanlığında kullanılan 75 bilgisayarın hard disk imajlarını istediniz. Naip hâkim tarafından iki yıl süren inceleme sonucunda hazırlanan rapor 12 Aralık 2012 tarihinde ön rapor olarak ve 11 Şubat 2013 tarihinde de rapor olarak mahkemenize sunuldu. Naip hâkim, incelemesini yaklaşık 3 milyon dijital belge üzerinden yapmıştır. Bu inceleme sonucu düzenlenen raporda 4’üncü Bilgi Destek Şube müdürüne tahsisli 38482 Bim numaralı ve 611492-0501 kullanıcı bilgisayarında, benim görev yaptığım döneme ilişkin olarak polis tespit tutanaklarında, İddianamede, Esas Hakkında Mütalaada üzerime atılı suçu destekleyecek hiçbir belge, haber, yazı, not, bilgi notu, sitelere eklenecek haber ve düzenlenecek kampanya, anket çalışması TESPİT EDİLMEMİŞTİR. Bu bölümde internet andıcı olarak bilinen andıçla ilgili iddia makamının diğer bir iddiasına yanıt vereceğim. Esas Hakkında Mütalaada; “… adı geçen siteler aracılığı ile yürütülen illegal faaliyetlere hukuk koruması sağlamak amacıyla, sitelerin yeniden yapılandırılması yönünde düzenlemeleri içeren andıçın hazırlanmasında görev aldığı, iddiasıyla suçlanmaktayım. İnternet andıcının kurum içinde resmi bir belge olarak nasıl hazırlandığı, sanıkların ifadeleri ve dilekçeleri ile mahkemenize anlatıldı. Yeniden tarih akışına göre kısaca özetlemek istiyorum. 4 Şubat 2009 tarihinde sitelerin kapatılma emri verildi. 4 Şubat 2009 tarihinden birkaç gün sonra Daire Başkan Vekili sıfatıyla Dursun Çiçek, Şube Müdürleri ve ilgili personelin katıldığı bir toplantı yaptı. Bu toplantıda 4 yeni internet sitesi kurulmasıyla ilgili emir verildiği, internet sitelerinin konularının ne olacağı konuşuldu ve görüşler soruldu. 4’üncü Bilgi Destek Şube Müdürlüğü sorumluluğuna verilecek internet sitesinin amacı, TSK’nın faaliyetlerinin kamuoyuna tanıtılması ve bilgilendirilmesiydi. Kurulacak sitenin bu alanı kapsayacağı düşüncesiyle, toplantıda olumlu veya olumsuz görüş belirtmedim. Toplantı sonrası hangi personel nasıl bir çalışma yaptı bilmiyorum. Andıcın hazırlanmasından sorumlu Şube Müdürü Albay Cemal Gökçeoğlu’nun 19 Aralık 2011 tarihinde ve Proje Subayı Yüzbaşı Murat Uslukılıç’ın da 29 Aralık 2011 tarihlerinde mahkemenize verdikleri ifadelerde bu konu ayrıntılı bir şekilde izah edilmiştir. Bu durum, şahsımın konuyla ilgili herhangi bir çalışma içerisinde bulunmadığının bir delilidir. ANDICI PARAFE ETMEDİM 12 Şubat 2009 tarihinde andıç evrakı parafe edilmek üzere bana getirildi. Andıçta; şubenin sorumluluğunda, TSK’nın faaliyetlerini anlatan ve bilgi veren bir site kurulması öngörülüyordu. Sitenin çerçevesi nedeniyle kaygılanmamı ya da itiraz etmemi gerektirecek bir neden olmadığından andıcı parafe ettim. Parafemden önceki ve sonraki gelişmeleri, yapılan çalışmaları bilmiyorum. Andıçın hazırlanmasında rol almadığım gibi müteakip çalışmalarda da olmadığım dönemin Harekât Başkanı Korgeneral Mehmet Eröz’ün mahkemenize verdiği 8 Ekim 2012 tarihli dilekçesi ile sabittir. Eröz dilekçesinde; Yeni kurulacak internet siteleri ile ilgili andıç emrinin hazırlık çalışmaları için hangi tarihte kimden emir aldığını, kimlere emir verdiğini, andıç hazırlık emrini hangi personelin aldığını, kimlerin andıç emrini yazdığını, yeni kurulacak internet sitelerinin hangi alanları kapsadığını, çalışmalara kimlerin katıldığını ve ne kadar süre ile çalışmaların devam ettiğini, birçok toplantı yaptıklarını, bu toplantılara katılanları ismen tek tek sıralayarak belirtmiştir. Bu husus esas hakkındaki mütalaanın 1513’üncü sayfasında yer almaktadır. Andıç çalışmalarının bütün bu aşamalarında adım bulunmamaktadır. . İddia makamının iddiasını destekleyen şahsıma yönelik deliller nerede? Yok. Oysa ben davanın sanıklarının ifadelerini delil olarak sunuyorum. Andıcın nasıl, kimler tarafından, hangi tarihlerde, ne yapılarak hazırlandığı açık ve net. Bu faaliyetlerin içinde benim adım geçiyor mu? Hayır. Konu ile ilgili tek bağlantım nerede? Daire Başkan vekilinin komuta katının emri üzerine 4 yeni internet sitesi kurulacağını bildirdiği bir toplantıya katılmış olmam. Bu toplantı içeriğini de zaten arz etmiştim. “Görevlendirilme” olarak nitelendirilen andıç hazırlanması sürecini, sanık ve tanıklar hiçbir kuşkuya yer vermeyecek şekilde açıkladılar. Dört yeni internet sitesi kurulması kararı, andıç hazırlığı ve yayımlanmasıyla ilgili anlatılanlar içerisinde “örgütsel strateji” denilen şeyi görebiliyor musunuz? Ben göremedim. İddia makamı bunu nasıl söylemiş, hangi delile dayanarak söylemiş, anlamak mümkün değildir. BÖYLE TERÖR ÖRGÜTÜ OLUR MU Delil olmadan suçlama olur mu? Bütün deliller, andıç hazırlama çalışmalarında benim olmadığımı söylüyor. Ama iddia makamı, delil olmasa da olur, ben suçlamamı yaparım, diyor. Yeni internet siteleri kurulmasıyla ilgili karargâhta yapılan çalışmalar tamamen benim dışımda gelişmiştir. 5 Şubat 2009’dan sonraki günlerde yapılan bahse konu toplantıdan sonra bu konu bir daha gündeme gelmedi. Ta ki, 2 Nisan 2009 tarihli Daire Başkan Vekili imzalı emre kadar. Dosyada da mevcut olan bu emir, “internet siteleri” konuludur. Ve ekinde komuta katının onayının alındığı belirtilen andıç bulunmaktadır. Bu emir gereği için, yani içindeki hususların icra edilmesi için şubeme gönderilmiştir. Söz konusu emrin ekinde gönderilen andıcın 4.b. Maddesi’nde; “konu ile ilgili yasal düzenlemelere uygun olarak internet sitelerinin alan adı alınırken girilecek olan kayıt bilgilerine o siteyi yönetecek olan şube müdürünün gerçek bilgilerinin (adı soyadı, kredi kartı numarası ve e-posta adresi) yazılması sağlanacaktır.” direktifi bulunmaktadır. Bu bana verilmiş yazılı bir emirdir. Yazılı emrin alınmasından sonra, internet siteleri için alan adı alınması ile ilgili olarak Bilgi Destek Daire Başkan Vekili Albay Dursun Çiçek tarafından birkaç kez sözlü olarak da emir verilmiştir. Ayrıca, aşağıda farklı tarihlerde ve duruşmalarda açık ifadesi bulunan; Sivil Memur M. Bülent Sarıkahya, Albay Ziya İlker Göktaş ile internet andıcı evrakından sorumlu İdari Şube Müdürü Albay Cemal Gökçeoğlu’nun ifadesi beyanlarımı doğrulamaktadır. Yazılı ve sözlü emirlere ek olarak, Destek Şubede görevli sivil memur M. Bülent Sarıkahya, Albay Dursun Çiçek tarafından “site alan adı alımında şube müdürlerine yardımcı olması” için görevlendirilmiştir. İnternet sitelerinin alan adlarının alınmasına ilişkin belirttiğim hususlar, diğer şube müdürleri Albay Ziya İlker Göktaş, Albay Sedat Özüer ve Sivil Memur Mehmet Bülent Sarıkahya’nın Mahkemenize verdiği ifadelerde de mevcuttur. Verilen yazılı ve sözlü emirler gereği, kredi kartı başvurusu yaptım. Kredi kartını alana kadar diğer 2’nci ve 3’ncü Şube Müdürlerinin site alan adı alma işlemleri de tamamlanmıştı. 12 Mayıs 2009 tarihinde, site alan adı satın alarak, 40 gün sonra emri yerine getirdim. Bu emri yerine getirmeseydim; Askeri Ceza Kanunu 87’nci maddesi uyarınca emre itaatsizlikte ısrar suçunu işlemiş olurdum ve askeri mahkemede yargılanırdım. Site alan adı almak için yaptığım harcama belgelerini ilgili birime ibraz ettim ve yaptığım harcama daha sonra Genelkurmay Bilgi Destek Daire Başkanlığınca resmi ödenekten şahsıma geri ödendi. Site alan adı aldıktan sonra site ile ilgili herhangi bir işlem yapmadım. Zaten kısa bir süre sonra verilen bir emirle de bütün internet siteleri kapatıldı. Aslında söylemek istemiyorum ama bu ne kadar müthiş gizli bir örgüttür ki, koskoca Genelkurmay karargâhına hiyerarşik olarak devletin resmi atama emirleri ile sızıyor, illegal internet siteleri kurmak için herkes tarafından bilinen yazılı emirler çıkartıyor, müthiş bir gizlilik içinde! kendi adlarına kredi kartları çıkartıp, kendi adlarına site alan adları alıyor. Böyle bir gizli terör örgütü var mıdır dünyada acaba? Esas hakkındaki mütalaada; “Dosyaya getirilen TİB ve GSM şirketleri kayıtlarına göre sanık Hulusi Gülbahar’ın kullanımında olduğu anlaşılan telefon hatları ile diğer sanıklardan Mustafa Levent Göktaş, İbrahim Şahin, Ziya İlker Göktaş, Mustafa Bakıcı, Dursun Çiçek, Fuat Selvi, Cemal Gökçeoğlu ve Sedat Özüer kullanımlarındaki telefon hatları arasında irtibat bulunduğu” iddia edilmektedir. Mütalaada belirtilen şahısların biri hariç tümü subay ve generaldir. Kendileri ile sadece görev ilişkim vardır. Belirtilen şahıslardan İbrahim Şahin emniyet mensubudur. Kendisi geçmiş yıllarda Özel Kuvvetler Komutanlığı personeli tarafından verilen özel harekât kurslarına katılmış ve iç güvenlik bölgesinde özel kuvvet birlikleri ile operasyonlar yapmış bir polis müdürüdür. Kendisini bu faaliyetler nedeniyle gıyaben tanırım. Hiçbir yerde kendisi ile beraberliğim olmamıştır. İBRAHİM ŞAHİN’LE 70 SANİYE KONUŞTUM 2006 yılında ben şark görevindeyken denetleme yaptığım birlikteki bir personel benim denetleme yapacağım bilgisini bir sohbette İbrahim Şahin’e ilettiğini, İbrahim Şahin’in de “Selam söyle, ben de sesini duymak isterim” şeklinde bir ifadesinin olduğunu bana söyledi. Bunun üzerine ciddi sağlık sorunları olduğunu da basından bildiğim İbrahim Şahin’i 26 Kasım 2006 tarihinde telefonla aradım. Bu görüşme süresi 70 saniyedir. İçeriği tamamen nezaket ve insani amaçlıdır. İbrahim Şahin ile bu görüşme öncesinde ve sonrasında ne telefonla, ne yüz yüze, ne doğrudan, ne de aracılı herhangi bir vasıta ile görüşmem de olmamıştır. Mahkemenizden eğer mümkünse bu telefon görüşmesinin içeriğinin tespit edilmesini ve dava dosyasına konulmasını talep ediyorum. İddia makamı 70 saniyelik bir kez yapılmış bir telefon görüşmesi ile nasıl bir şüphe yaratmaya çalışmaktadır? Ben anlayamıyorum. Görüşme yaptığım şahıslardan Mustafa Levent Göktaş ile Özel Kuvvetler Komutanlığı’nda aynı zamanda farklı birliklerde görev yaptık. Özel Kuvvetler Komutanlığı’nda görev yapan personel, görevlerinin yanı sıra sosyal faaliyetler ile şehit aileleri, gaziler ve aileleri ile ilişkili konularda da haberleşirler. İnanıyorum ki birçok kamu ya da özel kurumun çalışanları arasında da benzer ilişkiler mevcuttur. Mustafa Levent Göktaş ile bu kapsamda telefon görüşmelerim olmuştur. Tuğgeneral Mustafa Bakıcı 2006 yılında Özel Kuvvetler Tugay Komutanlığı görevi icra ederken, ben de farklı bir tugayda Tugay Komutan Yardımcılığı görevini icra ediyordum. Mustafa Bakıcı’yı bu vesileyle tanıdım. Kendisi ile dört yıl içerisinde yaptığım görüşme toplamı üç telefon görüşmesi ile üç mesajdan ibarettir. Görüşmelerin hepsi de görev kapsamındadır. Telefon ile görüştüğüm iddia edilen diğer şahıslarla TİB kayıtlarına göre 2006-2010 tarihleri arasında, yani tam 4 yıllık bir süre içinde Albay Dursun Çiçek ile 1 kez, Albay Sedat Özüer ile 1 kez, Albay Fuat Selvi ile 1 kez, Albay Ziya İlker Göktaş ile 4 kez ve Albay Cemal Gökçeoğlu ile 1 kez telefon görüşmesi yapmışım. Ben bu telefon görüşmelerinin içeriklerinin mahkeme tarafından tespit edilmesini ve dosyaya dâhil edilmesini talep ediyorum. Dava dosyasındaki tespit tutanağında Fikret Emek’in Ankara ilindeki adresinde yapılan aramada elde edilen 8 nolu disket içinde yer alan ve ziyaretçi kayıtlarının tutulduğu değerlendirilen Kitap-I ve Kitap-II isimli belge içeriğinde 23.10.2003 tarihinde Hulusi Gülbahar’ın ziyaretçi olarak isminin yer aldığı…” iddia edilmektedir. Mahkemenizin konu ile ilgili 9 Kasım 2012 tarihli kararına yönelik olarak 14 Kasım 2012 tarihli dilekçem ile ve ayrıca 20 Kasım 2012 tarihli duruşmada ayrıntılı beyanlarda bulundum. Fikret Emek’te olduğu iddia edilen 8 nolu disketteki KİTAP I isimli belgenin Genelkurmay Askeri Savcılığınca yapılan incelemesinde, bunun TSK iç mevzuatına göre düzenlenen nizamiye ziyaretçi kayıtları olduğu bildirilmiştir. Bu kayıtlar Özel Kuvvetler nizamiye ziyaretçi ve kışlaya giriş kayıt defteridir. Nizamiye ziyaret kayıtlarında adımın geçmesinin nedeni 23 Ekim 2003 tarihinde mesaiye askeri servis aracı ile değil de kendi özel aracımla gitmiş olmamdır. Bu şekilde birliğe girerken emir ve talimatlara uygun olarak girişte kayıt yaptırdım. Şahsa ait kayıtlar değildir. Fikret Emek ile hiçbir zaman ast-üst ilişkisi içinde çalışmadım. Kendisi ile herhangi bir iletişim vasıtası ile görüşmem de yoktur. Fikret Emek de verdiği ifadelerde benim bu beyanımı teyit etmektedir ve aleyhimde bir beyan ve belge yoktur. GENELKURMAY BAŞKANLIĞI TERÖR ÖRGÜTÜ DEĞİLDİR İddia makamı Genelkurmay Bilgi Destek Dairesi 4’üncü Bilgi Destek Şube Müdürü olarak görev yaptığım Ağustos 2008-Eylül 2009 döneminde sözde “Ergenekon Terör Örgütünün yöneticilerinden olduğu” iddiasını hangi delil veya delilere göre iddia etmektedir? İddia makamının“türkatak” internet sitesi ile ilgili iddialarının asılsız olduğunu belgeler ve sanıkların ifadeleri ile hiçbir şüpheye yer vermeyecek şekilde açıkladım. İkinci iddia andıçın hazırlanmasında görev aldığım iddiası ise bütün tanıkların beyanları ve Sanık Mehmet Erözün dilekçesi ile de yok hükmündedir. Bu iddiaları reddediyorum. Herhangi bir örgüt ile birlikte hareket ettiğime yönelik hiçbir kanıt yoktur. Genelkurmay Karargâhını Genelkurmay Başkanı dâhil hiyerarşik bir yapı halinde terör örgütü olarak ilan etmek iddia makamının kendi takdiridir. Ne Türkiye kamuoyu ne de dünya kamuoyu bu iddiaları inandırıcı bulmamıştır. Türkiye ve Dünya kamuoyunu bırakın bu iddia daha önemli bir kesimi ikna edememiştir. Bu iddia, ortadan kaldırılmaya teşebbüs edildiği iddia edilen hükümetin üyelerini dâhi ikna edememiştir. Mütalaada; “soruşturma konusu internet sitesi faaliyetlerini TSK içerisine sızan Ergenekon Terör Örgütü mensuplarınca kurumdan bağımsız ancak kurumun imkânlarını kullanarak hiyerarşik düzene uygun bir şekilde, terör örgütü amaçları doğrultusunda yürüttükleri…” iddia edilmektedir. Burada “TSK içerisine sızan Ergenekon Terör Örgütü mensupları” ifadesine dikkatinizi çekerim. Kim bunlar? Genelkurmay Başkanı, Genelkurmay II. Başkanı, J Başkanları, Daire Başkanları, Şube Müdürleri. “Sızma” ifadesi kullanıldığına göre bu insanların TSK’ne ilk girişleri ifade ediliyor diye anlamak mümkündür. Bu öyle bir örgüt ki Ağustos 2008 tarihinde Genelkurmay’a tayin olunca örgüt yöneticisi olunuyor, burada yapılan bir yıl görevden sonra başka bir birliğe atanınca da örgütten çıkılıyor. Bu iddiayı reddediyorum. İddia makamı hiçbir kanıt olmadan bu suçlamayı yapmaktadır. Ben bu sözde örgüte ne zaman girmişim? Örgüt faaliyeti kapsamında ne zaman, nerede, ne yapmışım? Nasıl yönetici olmuşum? Ben kime bağlıyım? Bana bağlı kim var? Bunların somut, açık, kesin delilleri nerede? Bakın iddianameye ve dava dosyasına, bu soruların yanıtlarını bulamayacaksınız. Çünkü sadece iddia ve suçlama var, delil yok. Aksine mevcut deliller suçsuz olduğumu gösteriyor. SONUÇ Sayın Heyet sonuç olarak, albay rütbesinde Genelkurmay Başkanlığı Karargâhında, Ağustos 2008 tarihinde atandığım bu görev kapsamında, 10 yıldır kurum tarafından işletilen bir internet sitesinin son 6 ayının sorumlusu olduğum için; haksız ve ağır suçlamalarla suçlanmaktayım. Hiçbir gizli tanık veya tanığın beni suçlayıcı ifade vermemesi. 4 Temmuz 2009’daki archive.org incelemesinde “türkatak” internet sitesiyle ilgili tespitte sorumlu olduğum döneme ait suça konu savcılık mütalaasını destekler bir haber olmaması, Genelkurmay Başkanlığının savcılığa gönderdiği belge ve bilgilerde aleyhime hiçbir hususun yer almaması, 29 Haziran 2009 tarihinde Emniyet Müdürlüğüne gönderilen ihbar mailinde, şahsımla ilgili bir iddia bulunmaması, “İrtica ile Mücadele Eylem Planı” olduğu iddia edilen dokümanda şahsımla ilgili bir suçlamanın mevcut olmaması, Donanma Komutanlığında ele geçen dokümanlarda adımın geçmemesi, “proje” ve “kitleşim” isimli word dokümanlarında şahsımla ilgili bir hususun bulunmaması, Naip Hâkim tarafından mahkemeye sunulan 75 bilgisayar hard disk incelemesiyle ilgili raporda, benim aleyhime tek bir hususun dahi yer almaması, Korgeneral Mehmet Eröz’ün dilekçesinde, andıçla ilgili çalışmalara katılanlar arasında adımın olmaması, Muteber ihbarcının yazdığı 3 ihbar mektubunda da şahsımla, sorumlu olduğum dönemdeki “türkatak” internet sitesiyle ve diğer iddialarla ilgili bir suçlamanın olmaması, hakkımda kesin, inandırıcı, somut bir delil ve emare olmaması suçsuzluğumu ispat ve teyit etmektedir. İddia makamının bu kadar yoklar ile beni bu kadar ağır bir suçla suçlaması adil ve hukuki midir? Takdir sizindir. Maddi gerçeği son derece açık ve samimi bir şekilde size anlattım. Hakkımdaki bütün suçlamaları reddediyorum Sabit ikametgâh sahibi olduğum, hakkımda tüm delilerin toplandığı, çağrıldığımda ve serbest bırakıldığında gelip ifade verdiğim düşünülerek, kaçma şüphesi altında olmadığım dikkate alınarak öncelikle bi-hakkın tahliyeme ve beraatıma karar verilmesini saygılarımla arz ve talep ediyorum. Hulusi Gülbahar Odatv
Posted on: Mon, 29 Jul 2013 22:17:31 +0000

Trending Topics



Recently Viewed Topics




© 2015