1986-87 Sezonu, Ilk Yari Ligin ilk haftasında Stankoviç - TopicsExpress



          

1986-87 Sezonu, Ilk Yari Ligin ilk haftasında Stankoviç yönetimindeki Fenerbahçe kendi sahasında Antalyaspor’u 2-0 mağlup eder. Beşiktaş, Samsun deplasmanından 2-2 lik beraberlikle döner. Samsunspor’un ikinci golünde Beşiktaş kalecisine açık bir faul yapılmıştır, buna karşılık Beşiktaş’lı Kadir kırmızı kart görmesi gerekirken oyunda tutulmuştur. Erdenay Oflas yaptığı açıklamada hakemin değil kalecinin hatalı olduğunu ve topun kaleciyi geçip ağlara gitmek üzere olduğu anda kalecinin faule maruz kaldığını açıklar. Galatasaray ise cezası sebebiyle Adapazarı’nda oynadığı maçta Trabzonspor’a 1-0 yenilir. Lige mağlubiyetle başlanması sebebiyle Florya gerilmiştir, taraftarlar idmanda herkesten hesap sorar. Yönetim ise maçı ikinci lig takımlarından birisinin sahasında oynattığı için Federasyona tepkilidir. Fenerbahçe, ligin ikinci haftasında Eskişehir deplasmanına gider ve sabaha karşı 06.30’da iki takım taraftarları Eskişehir meydanında odun ve sopalarla birbirlerine girerler. Sonuç; 25 yaralı ve 127 gözaltı. O sinirli ortam maçın havasına da yansır, tekmelerin havada uçuştuğu maçta Bahtiyar, Lukovcan ve Müjdat’ı sakatlamasına rağmen hakem Hamdi Kutvat’tan kart bile görmez ve maç golsüz berabere biter. Fenerbahçe yönetimi bir açıklama yaparak olayların kendileriyle bir ilişkisi olmadığını, maça taraftar götürmediklerini, taraftarların aralarına yapılan sızmalar nedeniyle olayların bu kadar büyüdüğünü açıklar. Taraftarlar ise sahipsiz bırakılmaktan şikayetçidir. Erdenay Oflas acilen hukuk kurulunu toplar ve olayların stadın çok uzağında ve maçtan saatler önce olması sebebiyle Fenerbahçe’ye ceza verilip verilemeyeceğini araştırmaya başlarlar. Neticede her iki tarafa da, seyircilerinin olaya karışması sebep gösterilerek 1’er maç saha kapama cezası verilir. Bunda en büyük etmen Eskişehir Valiliği yaptığının açıklamada olayları başlatanın Fenerbahçe taraftarları olduğunu belirtmesidir. Bir diğer iddia da taraftarların Eskişehir’e, kulübün kiraladığı otobüslerle gitmeleridir. Centilmenlik örneği sergileyen Stankoviç ise yaptığı açıklamada “Eğer bizim taraftarımız hatalı ise sahamızın kapatılması normal” der. Daha sonra ilerleyen günlerde Eskişehir’in yaptığı itirazın kabulü ve saha kapama cezasının iptal edilmesi Fenerbahçe’yi daha da ümitlendirir. Eskişehir spor’un cezasının iptal edilmesinde, çıkan olaylarda mahalli idareler tarafından emniyet temin edilemeyeceğinin ve mahalli seyircilerin emniyeti bozmadıklarının ve olayların Eskişehirspor taraftarlarının eylemleriyle başlamadığının anlaşılması gerekçe olarak gösterilir. Federasyon ise Fenerbahçe için vereceği kararı açıklamada sürekli gecikmektedir ve 8 Ekim 1986’da yaptığı açıklamada Fenerbahçe’nin cezasını kaldırmayı reddeder. Gerekçe olarak Eskişehir valiliğinin, olayları başlatan tarafın Fenerbahçe olduğu raporu gösterilir ve deplasmanda oynadığı bir maç sebebiyle ev sahibi ekip ceza almazken Fenerbahçe ceza almayı başarır. İşin daha da vahim tarafı bir de Fenerbahçe’li 132 taraftar çıkan olaylar sebebiyle, 18 Ekim tarihinde toplam 6 milyon lira para cezasına çarptırılırlar. Fenerbahçe bu karara tepki göstereceğine başka işlerle uğraşmaktadır ne yazık ki! Muhalefet yönetimi, transfer bütçesini aşması sebebiyle mahkemeye vermeye hazırlanmaktadır. Diğer üyeler ise Yüce Divan’a yönetimi şikayet etmektedirler. Meydan iyice başıboş kalmıştır. *** Beşiktaş kendi sahasında Boluspor’u 1-0 mağlup eder. Süleyman Seba bir önceki hafta Ankaragücü maçında iki kişiyi bıçaklayan taraftarları tespit ettiklerini ve bir daha stada alınmayacaklarını açıklar. Fenerbahçe Kadıköy’de Trabzonspor ile oynadığı maçta golsüz berabere kalır. Beşiktaş Zonguldak deplasmanında 4-0 galiptir. Galatasaray kendi sahasında Gençlerbirliği ile 2-2 berabere kalır ve hakem Yavuz Karaozan Galatasaray aleyhine bariz hatalar yapar. Gençlerbirliği’nin kazandığı penaltı ceza sahası dışındadır ve ikinci golde de ofsayt vardır. Tüm Galatasaray camiası ayağa kalkar ve hakemin lisansının iptalini ve maçın tekrarını isterler. Çok ağır bir deklarasyon yayınlanır ve “İlk 3 maç sürekli aleyhimize kararlar verildi. Bu hareketlerde bulunanlar gelecek vahim ve üzücü olayların müsebbibi olurlar” şeklinde uyarı yapılır. Ali Tanrıyar parası neyse kendilerinin vereceğini ve artık yabancı hakem istediklerini ilan eder. Daha sonra gözlemci notu 100 üzerinden 69 gibi yüksekçe değerlendirebilecek şekilde açıklanır ve kıyamet daha da büyür. Fenerbahçe 40 derece sıcakta ve toprak sahada Diyarbakırspor ile 1-1 berabere kalır. *** Avrupa Kupası macerasına geçen Galatasaray deplasmanda Craiova’ya 2-0 yenilir. Yönetim Faruk Süren imzasıyla izin almadan yayın yapan TRT’ye protesto çeker ve haklarını arayacaklarını söyler. TRT o döneme kadar kulüplere belirli ücretler ödeyerek “Kamu yararının gerektirdiği durumlarda yayın yapabilmesi” maddesinden faydalanarak maçları yayınlamaktadır fakat Altay ve Galatasaray bu durumu kabul etmeyen 2 kulüp olurlar. TRT bundan sonra Galatasaray’ın maçlarını yayınlamayacağını açıklar. Galatasaray’ın diğer itirazı verilmeyen penaltılarınadır. Derbi maç öncesi Galatasaray Yavuz Karaozan’ı gündemden hiç düşürmez ve Lukovcan’ın transfer ve lisan işlemlerindeki aksaklıklar ve Müjdat’ın TSYD maçında gördüğü kırmızı kart sebebiyle kendilerine karşı oynamaması gerektiğini belirterek Federasyona şikayette bulunur. Daha sonra bu itiraz Galatasaray’ın itiraz için yatırması gereken 25 bin lirayı yatırmadığı gerekçesiyle dikkate alınmaz ve görüşülmez bile. Böylece bu itirazın sırf bu 2 oyuncunun maça konsantrasyonlarının bozulması amacıyla yapıldığı ortaya çıkmış olur. Derbi maçını Galatasaray 2-1 kazanır. Hakem Aykan Köseoğlu; -Simoviç’in, Pesiç’in gole gittiği pozisyona ceza sahası dışına çıkarak topu elle taca attığını görmez -Yusuf’un yan hakeme tükürdüğünü görür ama nasihatle yetinir -Gole giden 1 Fenerbahçe atağını ofsayt sebebiyle keser -Galatasaray’lı Ahmet’in topu elle önüne alarak gole gittiği pozisyonu seyreder ama neyse ki defansın durmasına rağmen pozisyon gol olmaz -Fenerbahçe’nin golünde yanlış yerde durması sebebiyle auta giden topa çarparak 3 pozisyon sonra gol olmasına sebep olur ve 100 üzerinde 88 alır. Daha sonra sadece Fenerbahçe’nin golünde yanlış yerde durduğunu söyleyerek özür diler. Beşiktaş ise unutulmaz maçta Ankaragücü’ne 1-0 yenilir. Golü Ahmet Akçay atmıştır. Kemal Yıldırım’ın çektiği şut Ziya’ya çarpar ve kornere gitmek üzereyken direk dibinde bekleyen Akçay’a çarparak gol olur. Akçay, yaptığı açıklamada Fenerbahçe maçının hakemi Aykan Köseoğlu’nun aksine topun yön değiştirdiğini reddeder ve zaten topun gol olacağını açıklar. Beşiktaş’da hakemin lisansının iptali için başvurur ama Akçay 100 üzerinde 44 alarak 3 hafta dinlenmeye çekilir. *** Galatasaray’ın rakibi kendi sahasında Malatyaspor’dur ve 1-1 berabere giden maçta Oğuz Sarvan, karşılaşmayı Galatasaray ikinci golü bulana kadar sürdürür. İşin garibi Galatasaray’ın ilk golü de ilk yarı aynı şekilde devam ettirilirken gelmiştir. Savaş Koç’ın attığı golün santrası dahi yapılmaz ve bütün oyuncular sahanın içinde birbirlerine girerler. Galatasaray’da Erhan 2, Simoviç ve Raşit 1’er, Malatyaspor’da ise Eren ve Metin 3’er, Feyzullah ve Bünyamin 1’er maç ceza alırlar. Kurallar gereği kulüpler cezalı oyuncuları için maç başına 500 bin lira ödeme yaparak cezayı kaldırabilmektedir. Maç boyunca taraflı bir yönetim gösteren hakeme Tercüman 0, diğer gazeteler ise 1 yıldız verirler. Fenerbahçe ise deplasmanda Gençlerbirliği ile 1-1 berabere kalır ve 6 ıncı hafta sonunda lider Samsun’un 4 puan gerisindedir. *** Galatasaray’ın Craiova ile rövanş maçının TRT’de yayınlanmayacağı açıklanır, amaç olarak tribünlerin doldurulması gösterilir. Fakat maç gene de TV’den yayınlanır ve hem tribünlerin dolması sağlanır hem de TV gelirinden olunmaz. O dönem mahalle takımı olarak adlandırılan rakibinden 17 inci saniyede golü yiyen Galatasaray, 2-1 galip gelmesine rağmen elenir. Beşiktaş ise ilk maçta kendi sahasında 2-0 yendiği Arnavutluk takımı Tiran’ı rövanş maçında da 1-0 yenerek tur atlar ve Apoel Nicaosia ile eşleşir. Normalde Pazar günü oynanması gereken Beşiktaş – Altay maçını Federasyon, Beşiktaş’ın tüm itirazlarına rağmen garip bir kararla Cumartesiye alır ama Beşiktaş maçı 1-0 kazanır. Galatasaray ise o hafta 1-1 biten Denizli deplasmanındadır. Yusuf, Denizlispor’dan Varga’yı 47 inci dakikada bir yumrukla knock-out eder ama Kazım Ünlüsoy her iki oyuncuyu da kırmızı kartla oyun dışı bırakır. Galatasaray forması giyen Raşit Çetiner kırmızı kart olayını şu şekilde anlatır; “Yusuf hiçbir şey yapmadı. Rakibi üzerinde doğru çok sert biçimde geldi, Yusuf’da bu darbeden kurtulmak için ayağını yana çekip eliyle kendisini durdurmak istedi. Bunun üzerine Varga, sert bir darbe almış gibi kendini yere attı. Hakemin arkası dönüktü, önüne döndüğünde her ikisini de yerde gördü ve kırmızı kartla oyundan attı.” Daha sonra Denizlisporlu Varga 3 maç ceza alırken, Yusuf’a 1 maç ceza gelmektedir. Fenerbahçe cezası sebebiyle Bursa’da oynadığı maçta Malatyaspor’u 2-1, Galatasaray Bursaspor’u, Rizespor’da Beşiktaş’ı aynı skorlarla 1-0 yenerler. *** Galatasaray zorlu Samsun deplasmanından 1-1 lik beraberlikle döner ve 1 penaltısı verilmez. Derwall bu durumu sert biçimde eleştirerek hakemleri kişilik sahibi olmaya davet eder. Beşiktaş, son 5 dakika 9 kişiyle oynayan Kocaelispor’u kendi sahasında yenemez ve maç 1-1 berabere biter. Beşiktaş’ın attığı nizami bir gol ofsayt gerekçesiyle iptal edilmiştir. Fenerbahçe Denizli deplasmanından 2-2 lik beraberlikle döner ve her iki takımdan Kenan ve Pesiç kırmızı kartla oyundan atılır. Fenerbahçe’nin yediği 2 inci golün ofsayt olduğu görüşü ağırlık kazanır. *** Bir sonraki hafta Galatasaray kendi sahasında Bolu ile 1-1 berabere kalırken, Beşiktaş deplasmanda Antalya’yı, Fenerbahçe ise kendi sahasında Bursa’yı 1-0 lık sonuçlarla geçerler. *** Beşiktaş kendi sahasına Eskişehirsporla golsüz berabere kalırken Galatasaray deplasmanda Zonguldakspor’u 2-0 mağlup eder ve Kovaçeviç takımının ilk golünü atar. Fenerbahçe ise geçen seneki skorla Samsunspor deplasmanından 4-0 lık mağlubiyetle dönerken şampiyonluk ümitlerini terk etmeye hazırlanmaktadır. Stankoviç’in ne kadar yeterli olduğu ve futbolculardan tarafından sevilip sevilmediği tartışması bütün hafta gazetelerde yer alır. Bir yandan da olağanüstü kongre çalışmaları, Semih Bayülken, Hüsnü Çil ve Halit Deringör’ün kulüple ilişiklerinin kesilmesi çalışmaları alabildiğince hızıyla sürmektedir. Fenerbahçe tam bir kaos ortamına gömülmüştür. *** Sonraki hafta Fenerbahçe kendi sahasında Boluspor’u 3-0 lık sonuçla geçerken, Galatasaray, Sarıyer ile 1-1 berabere kalır, hakem Ergül Yücedağ Sarıyer’in 1 golünü haksız yere iptal ederken 1 de penaltısını vermez. Beşiktaş ise Trabzon deplasmanından 1-0 lık yenilgiyle dönmektedir. *** Bu arada öynanan iki Milli maçta Türkiye önce Yugoslavya’ya deplasmanda 4-0 yenilir, daha sonra K. İrlanda ile 0-0 berabere kalır ve Coşkun Özarı görevinden istifa eder. İstifa ettikten sonra, Erdenay Oflas görevde olduğu sürece Milli takımda görev almasının mümkün olmadığını açıklar ve “Spor Toto Müdürü Türk futbolunu yönetiyorsa daha ne bekliyoruz?” şeklinde kendisini suçlar. Antrenör arayışları bir türlü çözümlenemezken Teknik danışmanlığa Derwall, teknik adamlıklara da Mustafa Denizli ve Candan Tarhan getirileceği söylentileri ağırlık kazanır. Ağırlık kazanan bir söylenti Coşkun Özarı’nın Federasyon başkanlığına getirileceği şeklindedir. Oflas istenmeyen adam ilan edilmiştir. Teşkilatla ve sporu yöneten üst kademe yöneticilerle kavgasının olduğunu ve bunun da süreceğini açıklar. Bu olaylar gelişirken Samsunspor gazetelerde çok kısa geçiştirilen bir basın açıklaması yapar: “Basın ve TRT’de Galatasaray’ın liderliği ve şampiyonlukla ilgili beyanlar bizi üzmüştür. Galatasaray’ın 14 yıl şampiyon olamaması bu yıl şampiyonluğun sebeplerinden birisi olarak gösterilmektedir. Bütün takdirler Galatasaray leyhine değerlendirilmektedir. Galatasaray, Ankaragücü maçı öncesi Federasyona başvurarak hakemin değiştirilmesini istemiştir, bu durum da bizce hakemin şartlanmasına neden olmuştur.” *** Lige dönülen haftada Beşiktaş Diyarbakırspor’u 4-1 yenerken konuk ekipten Bekir, hakem Serdar Çakman tarafından yanlış bir kararla oyundan atılır. Fenerbahçe Zonguldak deplasmanından 0-0 beraberlikle dönerken Galatasaray deplasmanda Ankaragücü’nü 2-1 le geçer. *** Derbi haftasında son derece seyir zevki veren maçta Galatasaray ve Beşiktaş 2-2 berabere kalırken Prekazi ve Ali, hakem Özcan Oal tarafından kırmızı kartla oyundan atılırlar. Fenerbahçe ise 1 penaltısının Salih Yazıcı tarafından çalınmadığı maçta Sarıyer’i 1-0 yener. *** Sonraki hafta Beşiktaş Gençlerbirliği’ni 5-1 le ezip geçerken, Galatasaray Altay deplasmanında 2-0 galiptir. İlyas’ın 5 inci dakikada attığı ilk golden önce kornerden gelen topta, Kovaçeviç Altay kalecisi Ercan’ı devirerek topu elinden düşürmüştür. Fenerbahçe ise ilk deplasman galibiyetini Ankaragücü’nü 1-0 yenerek alır. Aynı hafta enteresan bir olay da basketbolda yaşanır. Galatasaray’ın Karşıyaka’yı 72-71 yendiği maçta Galatasaraylı Erol’un attığı ve hakemin geçersiz işareti verdiği sayı, masa hakeminin atlaması sonucu skorboarda sayı olarak yazılır. Karşıyakalılar itiraz hakkını yerinde kullanamazlar ve maç bitiminde de itiraz etmek için gereken parayı yatırmayı unutunca maçı bu basketle kaybederler. *** Ali Uras federasyon başkanlığını kabul ettiğini açıklar. O haftanın bir derbisi çok konuşulacak olan Fenerbahçe – Beşiktaş karşılaşmasıdır. Maçın hakemi Yahya Diker son anda değiştirilir ve sahaya Yusuf Namoğlu hakem olarak çıkar. Yusuf Namoğlu Feyyaz’ın ortaladığı topta Pesiç’ten sekerek Önder’in omzuna çarpan topta tereddüt ettikten sonra penaltıyı verir ve penaltıdan atılan golle Beşiktaş maçı 1-0 kazanır. Maçtan sonra sahada olaylar bitmek bilmez, Fenerbahçeli futbolcular adeta sinir krizi geçirmektedirler. Önder, hakemin sahanın ortasında kendisine çok ağır küfür ettiğini iddia eder. Fenerbahçeli oyuncular maçtan sonra beraberlik primi verilir. Olaylar sebebiyle hakem raporuyla Abdülkerim 3, Önder ise 2 maç ceza alırlar ve eylem hakeme karşı işlenmiş olduğu için cezaları paraya da çevrilemez. Fenerbahçe açtığı Namoğlu dosyasında aynı hakemin, 7.3.1986 tarihinde Selçuk’un Galatasaray’a attığı golü ofsayt gerekçesi ile haksız olarak iptal ettiğini, 26.5.1985 tarihinde Beşiktaş ile 2-2 biten maçtaki ilk Beşiktaş golündeki ofsaydı atladığını, 8.4.1984 tarihinde Galatasaray ile oynanan ve 1-1 berabere biten maçta Mustafa’nın attığı nizami golü geçerli saymadığını bir kez daha hatırlatır. Yusuf Namoğlu ise küfür ettiği iddialarını kabul etmez ve penaltı kararırının arkasında durduğunu söyler. Maradona’nın Dünya kupasında elle attığı golde bile bu kadar gürültü koparılmadığını söyler. Bu sırada kulaktan kulağa yayılan başka bir söylenti Namoğlu’nun Akatlar’daki bir arsa için yeşil alana usulsüz inşaat izni aldığı ve bu iznin arkasında Beşiktaşlı Metin Keçeli ve Beşiktaş Belediye Başkanı Mümtaz Kola’nın olduğudur. Namoğlu inşaat mühendisi olduğunu doğrularken Keçeli ile aralarında bir iş ilişkisi olmadığını söyler. Fenerbahçe, Futbol Federasyonu’na güvenmediğini ve ağırlığın Galatasaraylı üyelerde olduğunu açıklarken karşı tez olarak gösterilen Fenerbahçeli Şenes Erzik ise federasyonunun dış ilişkilerinden sorumludur. Ali Uras’a maça gelen her iki takım taraftarları da istifa çağrısı yaparlar. Maçı izlemeye gelen Ali Uras ise penaltı ile sorulan soruyu “Penaltı pozisyonunu görmedim, o sırada yanımdakiyle konuşuyordum.” diyerek cevaplamaktan kaçınır. *** Hakem hatalarının ve futbol dışı olayların fazlaca görülmediği iki haftada Fenerbahçe önce deplasmanda Altay ile 1-1 berabere kalır, daha sonra Rizespor’u kendi sahasında 6-0 yener. Galatasaray Kocaeli deplasmanından 2-0, kendi sahasında Antalyaspor ile oynadığı maçtan da 4-0 lık galibiyetlerle ayrılır. Beşiktaş ise kendi sahasında Malatyaspor’u 3-0 yendikten sonra deplasmanda Denizlispor’u 2-0 mağlup etmeyi başarır. *** 17 inci hafta sonunda Galatasaray 26 puan ile lider, Beşiktaş ve Samsunspor 24’er puanla 2 inci ve 3 üncü, Fenerbahçe ise 21 puanla 6 ıncı sıradadır. *** Ve unutulmaz bir haftaya daha gelinir. Ankaragücü maçında Beşiktaş’a attığı golle gündeme oturan Ahmet Akçay gene sahnededir. Galatasaray Eskişehir deplasmanında 1-0 geridedir ve son dakikaya girilmiştir. Bu dakikada İsmail’in sağdan yaptığı ortayı kontrol eden Eskişehirspor kalecisi Zalad tam degaj yaparken Yusuf’un eline attığı tekme ile topu düşürür. Yetişen Prekazi’nin şutunda defanstan dönen topu savaş tamamlar ve maç berabere biter. Gol sonrasında itirazlarını sürdüren Burhanettin kırmızı kartla oyundan atılır. Ahmet Akçay aldığı 63 puanla ceza sınırının üstünde kalır. İşin daha da ilginç tarafı Erdenay Oflas döneminde yapılan progralamada bu maçı İlyas Ayan’ın yöneteceği açıklanmıştır. Göreve gelen Uras federasyonu ise Ayan’ı değiştirerek yerine Akçay’ı atamıştır. Daha sonra yapılan açıklamalarda şunlar söylenir; Yusuf: Zalad topu tuttuğunda arkasından yaklaşıp koluna tekme attım. Bereket hakem görmedi. Ali Tanrıyar: Böyle goller İngiltere’de bile atılıyor, bana göre nizamiydi. Derwall: Golde hiçbir şey yoktu, nizami bir goldü. Akçay: Çok kar yağışı vardı ve zemin kaygandı. Geri geri koşarkan ayağım kaydı ve düştüm. Ayağa kalktığımda topu yerde gördüm, yan hakemim de beni uyarmayınca golü verdim. Yan hakem Mevlüt Güzel: Faule benim karışma yetkim yok ama önümdeki oyuncular ve kar yağışı benim pozisyonu görmemi engelledi. O hafta hakemin sayesinde beraberliği kurtaran bir başka takım da Beşiktaş’tır. Kendi sahasında Bursaspor ile oynadıkları maçta Sadık Deda önce Bahtiyar’ı oyundan atar ve Paprica’nın kendisini açıkça yere attığı pozisyonda penaltı gösterir. Maç 2-1 bitmek üzereyken Bursaspor son dakikada bir gol daha bulur ve karşılaşma 2-2 beraberlikle sona erer. Aynı hafta olan bu iki olaydan Beşiktaş maçı hiç hatırlanmazken Eskişehirspor maçı yıllar sonda bile gündemdeki yerini korumaktadır. *** Ligi boşlamasına ramak kalan, bu haksızlıklar yerine muhalefet, divan ve mahkemelerle uğraşan Fenerbahçe ise Kocaelispor deplasmanından 1-0 lık mağlubiyetle dönmektedir. İlk yarı bittiğinde ligde en çok penaltı kazanan takım ünvanı Beşiktaş’dadır. *** 18 Ocak 1987’de Erman Toroğlu ve İbrahim Aksoy a kategorisine alınırlar. MHK sözcüsü Eruğrul Dilek, bundan sonra hakemlerin aldıkları notların açıklanmayacağını söyler. *** Devre arasında Galatasaray’da birbirinden iddialı demeçler gelmektedir. Derwall ligi şampiyon olarak bitireceklerine söz vermekte, Tanrıyar Galatasaray’ın Çin’de bile tanındığından bahsetmektedir. Derwall, Türk futbolu için gece gündüz çalışmaktadır. O artık Türk Derwall’dir. Basında sık sık Türk-Alman gençlik kurumları projesi yer bulur. 60 Alman firmasından toplanan 350 bin mark yardımla Derwall bu işin lokomotifi olacaktır. En büyük arzusunun Galatasaray’ın şampiyonluğu olduğunu da her fırsatta tekrarlar. Artık bizi bizden daha iyi tanıyan, her sözü hayret uyandıran, Türk futbolunun kurtulması için gönderilmiş birisidir. Alman hükümetine bir Alman vatandaşı tarafından verilen dilekçeyle kendisine şeref madalyası verilmesi istenir. Futbol federasyonu kendisine DOKTOR ünvanı verir. Aynı şekilde Milli takımın başına geçecek olan antrenörün ismi konusunda herkes ağzının içine bakmaktadır. Ligin falına bakan Derwall, futbolda her türlü ihtimalin olduğunu ama mantığının Fenerbahçe’nin şampiyon olmasını kabul etmediğini söyler. Fenerbahçe’nin bu kadar puan farkla geriden gelip şampiyonluğu alması düşünülemez bile. *** Ve 24 Ocak tarihinde Derwall Teknik danışman, Mustafa Denizli ise antrenör olarak Milli takımın başına getirilirler. Galatasaray’daki sistemin aynısı Milli takımda da kurulmuştur. Bu projenin lansmanı yapılırken de orta meyvesini vermiş, Türkiye’de iyi futbolun örneklerini sunan bir ikilinin göreve getirildiği çıkış noktasıdır. Denizli ise Danışmanlık ve Antrenörlük arasında kalan Teknik Direktörlük boşluğunu dolduracaktır. Derwall tüm plan ve programların ileriye dönük hazırlandığını fakat kendisinin ve Denizli’nin ilk hedefinin Galatasaray’ı şampiyon yapmak olduğunu açıklar. Doping ile ilgili yaptığı bir açıklamada da dopingin akıllı adamların işi olmadığını ve Almanya’da ancak 3 üncü sınıf futbolcuların doping yaptığını ifade eder. (devam edecek…)
Posted on: Sun, 01 Sep 2013 19:59:46 +0000

Recently Viewed Topics




© 2015