AHISKALILAR’DAN “SÜRGÜN” YÜRÜYÜŞÜ AHIKALILAR Pazar - TopicsExpress



          

AHISKALILAR’DAN “SÜRGÜN” YÜRÜYÜŞÜ AHIKALILAR Pazar günü SÜRGÜN yürüyüşü yapıyor. İlki geçtiğimiz yıl gerçekleştirilen sürgün yürüyüşünün ikincisi Pazar günü yapılacak. Konuyla ilgili bir açıklama yapan Dernek Başkanı Mehmet Taş, Son günlerde tüm Ahıskalıların dillerinden bu cümleler dökülüyor ‘şimdi bir olma’ zamanı 17 Kasım 2013 Pazar günü saat:14.00 da A.V.M.den Atatürk Anıtına kadar sessiz yürüyüşle geçmişte yaşanılan zulmü ve günümüzdeki sıkıntıları sessiz bir şekilde protesto edeceklerini söyledi. Ahıska topraklarının Osmanlı döneminde eyalet başkenti olan bir Türk yurdu olduğunu belirten Başkan Mehmet Taş “1828 Osmanlı-Rus harbinde çoluk-çocuk, genç-yaşlı,kadın-erkek omuz omuza kendi ellerindeki imkanlarıyla Ruslar’a karşı kahramanca savaştı. Ancak ne yazık ki 1829 Edirne Antlaşması gereği olarak Ahıska Bölgesi Ruslar’a savaş tazminatı olarak sunuldu. Yıllar boyu Rus hükümetinin elinde acımasızca yönetilen bu halk, İkinci Dünya Savaşı’nda da 40 bin evladını SSCB ordusuna vermek zorunda kaldı. Daha bu yiğitler savaştayken, kalan yaşlılar ve kadınlar Ahıska-Borcom demiryolu inşasında çalıştırıldı. Ne hazindir ki kendi elleriyle döşedikleri demir yolunda, gelen ilk trenlerle hem de hayvan vagonlarıyla bu halkbir sürgüne, bir ölüm yolculuğuna sürüklendi “dedi. NE YURT NE AİLE KALDI Savaş sonunda çoğu sakat olarak dönen askerler için geride ne evleri, ne yurtları ne de aileleri kaldığını anlatan Ahıskalılar Kültür Yardımlaşma Derneği Başkanı Mehmet Taş, “15 Kasım 1944 Sabahı ve Ahıska Tarihi’nde Kırılma Noktası Yol zorludur, yol soğuktur, bilinmeze doğru bir göç başlamıştır. Geri döneceklerini zannederek yola çıkan 120 binden fazla Ahıskalı artık vatansız, topraksız, kimsesizdir. İçlerinden okur-yazar ve aydınlar alınıp Sibirya’ya gönderilir ve kendilerinden bir daha haber alınamaz. Bir halkı yok etme planının süreci tıkır tıkır işlemektedir. Açlığın, soğuğun ortasında, Kafkasya’nın acımasız tabiat şartlarında birçok insan bu ölüm yolculuğuna daha fazla direnemez, hayatını kaybeder. Kızıl ordu askerleri şehit olan bu insanların gömülmesine namazlarının kılınmasına dahi izin vermez. Onları kolundan-bacağından tutarak Kafkasyanın uçsuz bucaksız karlı dağlarına fırlatır, şehitlerimizi kurtlara-kuşlara yem olarak bırakır ve sürgün bir ay boyunca böyle sürüp gider. Bu nedenle çoğu insan ölülerini koynunda-kucağında saklayarak varacakları yere kadar götürmeye çalışır. İşte böyle bir zulüm görmüştür, Ahıskalılar. Daha sonra ise Ahıskalılar, Devletimiz tarafından 2.7.1992 tarih ve 3835 numara ile çıkarılan “Ahıska Türklerinin Kabul ve İskânına Dair Kanun” gereğince, 160 aile Iğdır’a yerleştirilmiştir. Fakat devamı gelmemiştir, daha sonra kendi imkânlarıyla Türkiye’ye gelen Ahıska Türkleri, Bursa, İzmir, Antalya, İstanbul,gibi şehirlere yerleşmişlerdir. “ VATANIMIZDA BİLE DURUM İYİ DEĞİLDİR Her şeylerini yok pahasına satıp uçak parasını toplar toplamaz Türkiye’ye göçen Ahıska Türklerinin durumunun canı pahasına sevdiği ülkesin’de de iyi olmadığını savunan Başkan Mehmet Taş, “3835 sayılı kanunun üzerinden 21yıl geçmesine rağmen bazı konularda ki, özellikle resmî işlemler’de sıkıntılar maalesef devam etmektedir. Özellikle oturma izni, çalışma izni,diploma denklikleri ve TÜRK vatandaşlığını alma konusunda düzenlemelerin bir an önce yapılması gerekmektedir. Tüm sorunların çözümü 3835 sayılı kanunun yürürlüğe geçmesiyle çözüleceğine inanıyoruz yasayla ülkemize gelenlere vatandaşlık verilmeli bulundukları ülkelerde kalan Ahıska Türklerinde çifte vatandaşlık verilerek güvence altına alınmalıdır. Dünya üzerinde zulüm gören acı çeken haksızlığa uğrayan tüm insanlara ve ülkelere yardım elini uzatan devletimiz inanıyorum ki kendi dilinden kendi dininden olan ve vatanını canından aziz bilen AHISKA Türkleri nede şevkatli kollarını uzatacaktır sorunların çözümü için gerekeni yapacaktır.
Posted on: Fri, 15 Nov 2013 16:08:56 +0000

Trending Topics



Recently Viewed Topics




© 2015