AHLAK’I BOZULAN İNSANLIK Son aylarda yaşanan İslam ülkelerindeki olayları ve bu olaylar karşısındaki diğer devletlerin tutumlarına baktığımızda insanlık değerlerinin ne kadar bozulduğunu görmekteyiz. Yaşanan bu olaylara taraf olanlara bakıyoruz, diğer taraftan sessiz kalanlara, diğer taraftan tüm bu yaşananları duymazlıktan gelip rant üstüne rant kazananlara bakıyoruz hepsinin ortak yanı Ahlak yoksunluğu, ölçüsüzlük, işkembeden atıp tutmalar, ama hiç bu olaylara sebep olanların dışındaki gerçek ahlak yoksunlarını görmüyoruz. Esadı zalimlikle suçluyoruz ama ona kimyasal silahları üretip satan karnını kaşıyan gerçek zalimleri görmüyoruz, sözde dünyanın asayişini sağlayacağını düşünüp ondan çözüm bekleyip durduğumuz ahlaki değerleri olmayan Siyonist devletlere ağzını açıp bekleyenlerin bu konuda üretecekleri hiçbir şey olamaz. Bediüzzaman Said NURSİ’nin Bu zamanın en mühim farz vazifesi İttihadı İslam’dır. Düsturunu kendimize rehber yapamıyor, yine bundan yüz sene evvel Alemi İslamın içerisine düştüğü altı hastalıktan kurtulamadığı müddetçe daha çok sisi ler, Saddamlar, esad lar, firavunlar, nemrutlar gelecek demektir. İçimizdeki ümitsizliği yok etmedikçe, doğruluğu hayatı içtimaiye de tesis etmedikçe, adaveti muhabbete çevirmedikçe, Ehli imanı birbirine bağlayan gerçek bağları tesis etmedikçe, içimizdeki baskıları kaldırmadıkça, şahsi menfaatleri ortadan kaldırıp himmetimizi bir bütün olan bir buçuk milyar İslam aleminin menfaatine çevirmedikçe daha çok yanılır ve yanıltırız. Elinde bu ölçüleri bulundurmayan fert, toplum ve idareciler ne kadar hamasi duygularla milleti yönlendirmeye çalış salarda ne bu kanayan yarayı nede kanayacak olan yaraları durdurabilirler. Tüm bu yaşananlar karşısında müspet hareket düsturunu benimseyen sivil toplum kuruluşlarının meşru tepkilerini gölgede bırakacak hareketlerden kaçınmalıyız, nerede bir kan ve vahşet varsa bizlere düşen dil din ırk ayırmaksızın tepkilerimizi dile getirmekle mükellefiz niye falana yapmıyorsunuz sesiniz çıkmıyor gibi ithamlarla tepkileri gölgelemeyelim yapmadıysa uyaralım ama yaptığınıda takdir edelim bizlere düşen bu olmalıdır. Tüm bu yaşanan olumsuz gelişmelere rağmen ümitvarız ve bu ümidimizi Bediüzzamanın “Kadîr-i Küllî Şey, bir dakikada, bulutlarla dolmuş cevv-i havayı süpürüp temizleyerek semânın berrak yüzünde ziyadar güneşi gösterdiği gibi, bu zulümatlı ve rahmetsiz bulutları da izale edip hakaik-i şeriatı güneş gibi gösterir ve ucuz ve dağdağasız verebilir. Onun rahmetinden bekleriz ki, bize pahalı satmasın. Baştakilerin başlarına akıl ve kalblerine İmân versin, yeter. O vakit kendi kendine iş düzelir.”ifadeleriyle Noktalıyoruz.
Posted on: Sat, 31 Aug 2013 06:59:56 +0000