ANITKABİR Anıtkabir; Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Mustafa - TopicsExpress



          

ANITKABİR Anıtkabir; Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Mustafa Kemal Atatürkün, Ankara Anıttepede (eski adıyla Rasattepe) bulunan anıt mezarıdır. Anıtkabir projesi için yer tespiti yapıldıktan sonra bir proje yarışması açılmasına karar verildi. Önce bu yarışmaya sadece Avrupalı mimarların girmesi şart koyuldu fakat kamuoyundaki tepkiler nedeniyle yarışma Türk mimarlara da açılarak uluslararası duruma getirildi.[1] Hükümetçe tarafsız bir jüri kuruldu ve Prof. Paul Bonatz, Prof. İvan Tenghom ve Macar Prof. Karoly Wickinger ile Türk sanatçıları Prof. Arif Hikmet Holtay, Mimar Muammer Çavuşoğlu ve Yüksek Mimar Muhlis Sertel vardı. Yarışmaya 27 yabancı ve 20 Türk mimar katıldı ve sonuçta 3 eser ödül verilmeye değer bulundu. Bunlardan biri Tannenberg Anıtı’nı yapan Prof. Johannes Kruger’in, biri Prof. Arnoldo Foschini’nin, biri de İTÜ Mimarlık Fakültesi hocalarından Prof. Dr. Emin Halid Onat ile Doç. Dr. Ahmet Orhan Arda’nın eserleriydi. Hükümet Türk sanatçılarının eserlerinin uygulanmasına karar verdi. Bu kararın nedeninde şu düşünceler yer alıyordu: Yarışmayı kazanan üç proje birçok yönlerden aynı değerdedir. Fakat bunlar içinde, iki Türk’ün yaptığı eser bu ulusal konuyu daha başarılı olarak ifade etmiştir. Bundan başka, jüri raporunda belirtildiği gibi, bu projenin araziye uygunluğu öteki projelerden çok üstündür. Anıtkabir yapılmadan önce rasat (gözlem) istasyonu bulunması dolayısıyla Anıttepenin ismi Rasattepe idi. 906 rakımlı bu tepede, MÖ. 12. yüzyılda Anadoluda devlet kuran Frig uygarlığına ait tümülüsler (mezar yapıları) bulunmaktaydı. Anıtkabirin Rasattepede yapılmasına karar verildikten sonra bu tümülüslerin kaldırılması için arkeolojik kazılar yapıldı. Bu tümülüslerden çıkarılan eserler, Anadolu Medeniyetleri Müzesinde sergilenmektedir. Anıtkabirin yerinin seçilmesi için görevlendirilen komisyon 1 Mart 1941 tarihinde uluslararası bir yarışma açtı. Yarışmaya, Türkiye, Almanya, İtalya, Avusturya, İsviçre, Fransa ve Çekoslovakyadan toplam 47 proje katıldı. Bu projelerden 3 tanesi komisyon tarafından ödüle layık görüldü. Milli konuyu daha başarılı ifade etmesi ve projenin araziye uygunluğu nedeniyle, Prof. Dr. Emin Onat ve Doç. Dr. Ahmet Orhan Ardanın projesinin uygulanmasına karar verildi. Anıtkabir projesinin belirlenmesinden sonra, ilk aşamada kamulaştırılma çalışmaları yapıldı ve 9 Ekim 1944 tarihinde yapıma başlandı. Anıtkabirin inşası 9 yıllık bir sürede 4 aşamalı olarak 1953 yılında tamamlandı. Toprak seviyesi ve aslanlı yolun istinat duvarının yapılmasını kapsayan birinci kısım inşaata 9 Ekim 1944 tarihinde başlanmış ve inşaat 1945 yılında tamamlanmıştır. Mozole ve tören meydanını çevreleyen yardımcı binaların yapılmasını kapsayan ikinci kısım inşaat 29 Eylül 1945 tarihinde başlamış, 8 Ağustos 1950 tarihinde tamamlanmıştır. Bu aşamada inşaatın kâgir ve betonarme yapı sistemine göre, temel basıncının azaltılması göz önünde tutularak, anıt kütlesinin temel projesinin hazırlanması kararlaştırılmıştır. 1947 yılı sonuna kadar mozolenin temel kazısı ve izolasyonu tamamlanmış ve her türlü çöküntüleri engelleyecek olan 11 metre yüksekliğinde betonarme temel sisteminin demir montajı bitirilme aşamasına gelmiştir. Giriş kuleleri ile yol düzeninin önemli bir kısmı, fidanlık tesisi, ağaçlandırma çalışmaları ve arazinin sulama sisteminin büyük bir bölümü tamamlanmıştır. Anıtkabir üçüncü kısım inşaatı, anıta çıkan yollar, aslanlı yol, tören meydanı ve mozole üst döşemesinin taş kaplaması, merdiven basamaklarının yapılması, lâhit taşının yerine konması ve tesisat işlerinden oluşmuştur. Anıtkabirin 4. kısım inşaatı ise şeref holü döşemesi, tonozlar alt döşemeleri ve şeref holü çevresi taş profilleri ile saçak süslemelerinin yapılmasını kapsıyordu. Dördüncü kısım inşaat 20 Kasım 1950 tarihinde başlamış ve 1 Eylül 1953 tarihinde bitirilmiştir. Anıtkabir Projesinde mozolenin kolonat üstünde yükselen tonoz bir bölüm bulunmaktaydı. 4 Aralık 1951 tarihinde hükümet, projenin mimarlarına Şeref Holünün 28 metrelik yüksekliğinin azaltılması ile yapının daha çabuk bitirilmesinin mümkün olup olmadığını sordu. Mimarlar yaptıkları çalışmalar sonucu Şeref Holünü taş bir tonoz yerine, betonarme bir tavan ile örtmenin mümkün olduğunu bildirdiler. Böylece tonoz yapının zemine vereceği ağırlık ve bunun doğuracağı teknik sıkıntılar da ortadan kalkıyordu. Anıtkabirin yapımında, beton üzerine dış kaplama malzemesi olarak kolay işlenebilen gözenekli, çeşitli renklerde traverten, mozole içi kaplamalarında ise mermer kullanılmıştır. Heykel grupları, aslan heykelleri ve mozole kolonlarında kullanılan beyaz travertenler Kayseri Pınarbaşı ilçesinden, kulenin iç duvarlarında kullanılan beyaz travertenler ise Polatlı ve Malıköyden getirilmiştir. Kayseri Boğazköprü mevkiinden getirilen siyah ve kırmızı travertenler tören meydanı ve kulelerin zemin döşemelerinde, Karabük Eskipazardan getirilen sarı travertenler zafer kabartmaları, şeref holü dış, duvarları ve tören meydanını çevreleyen kolonların yapımında kullanılmıştır. Şeref holünün zemininde kullanılan krem, kırmızı ve siyah mermerler Çanakkale, Hatay ve Adanadan, şeref holü iç yan duvarlarında kullanılan kaplan postu Afyondan, yeşil renk mermer Bilecikten getirilmiştir. 40 ton ağırlığındaki yekpare lâhit taşı Osmaniyeden, lahitin yan duvarlarını kaplayan beyaz mermer ise Afyondan getirilmiştir. Anıtkabirin genel mimarisi Türk mimarlığında 1940-1950 yılları arasındaki II. Ulusal Mimarlık Dönemi olarak adlandırılan dönemin özelliklerini yansıtır. Bu dönemde daha çok anıtsal yönü ağır basan, simetriye önem veren, kesme taş malzemenin kullanıldığı binalar yapılmıştır, Anıtkabir de bu özelliklere uymaktadır. İlk projede mozole iki katlı olara tasarlanmış, ancak ekonomik nedenlerle ikinci katın yapımından vazgeçilmiştir. Bu dönem özellikleri ile birlikte Anıtkabirde Selçuklu ve Osmanlı mimari özelliklerine ve süsleme öğelerine sıkça rastlanır, örneğin dış cephelerde, duvarların çatı ile birleştiği yerde kuleleri dört yandan saran Selçuklu taş işçiliğinde testere dişi olarak adlandırılan bordür bulunmaktadır. Ayrıca Anıtkabirin bazı yerlerinde (Mehmetçik Kulesi, Müze Müdürlüğü) kullanılan çarkıfelek ve rozet denilen taş süslemeler Selçuklu ve Osmanlı sanatında da göze çarpmaktadır. Bütün bu özellikleriyle yapıldığı dönemin en iyi mimari örneklerinden biri olan Anıtkabir yaklaşık 750.000 m² lik bir alanı kaplamakta olup, Barış Parkı ve Anıt Bloku olarak iki kısma ayrılır. Toplam 120.000 m² lik bir alanı kaplayan Anıtkabir Anıt Bloku üç bölümden oluşmaktadır: Aslanlı Yol Tören Meydanı Mozole Anıtkabire Tandoğan kapısından girildiğinde Barış Parkı içerisinde uzanan yoldan Aslanlı Yol başındaki 26 basamaklı geniş merdivenlere ulaşılır. Merdivenin hemen başında karşılıklı olarak İstiklâl ve Hürriyet kuleleri yer alır. Anıtkabir yapı topluluğu içinde, simetri gözetilerek yerleştirilmiş olan on adet kule vardır. Bu kulelere Türk milletinin ve Türkiye Cumhuriyetinin oluşumunda büyük tesirleri olan yüce kavramları temsil eden isimler verilmiştir. Kuleler, plan ve yapı bakımından birbirinin benzeridir. Kareye yakın 12 x14 x7,20 m. boyutlarında dikdörtgen plan üzerine kurulmuş olan kulelerin üzeri piramit biçiminde çatılarla örtülüdür. Çatıların tepelerinde, eski Türk çadırlarında görülen tunç mızrak ucu vardır. Eski Türk kilim desenlerinden alınmış geometrik süslemeler, fresk tekniğinde uygulanmıştır. Ayrıca kulelerin iç duvarlarında, o kulenin ismiyle ilgili bir kompozisyon ve Atatürkün özlü sözleri bulunmaktadır. Aslanlı Yolun sağ başındaki İstiklâl Kulesinin iç duvarlarında bulunan kabartmada, ayakta duran ve iki eliyle kılıç tutan bir gencin yanında bir kaya üzerine konmuş kartal figürü görülmektedir. Kartal, mitolojide ve Selçuklu sanatında gücün, istiklâl ve bağımsızlığın sembolü olarak tasvir edilmiştir. Kılıç tutan genç ise istiklâli savunan Türk milletini temsil etmektedir. Kabartma Zühtü Müridoğlunun eseridir. Kulenin içinde ise Anıtkabir maketi ile Anıtkabiri tanıtıcı ışıklı panolar bulunmaktadır. Kulenin önünde, ulusal kıyafetler giymiş üç kadından oluşan Kadın Heykel Grubu bulunmaktadır. Bu kadınlardan kenarlardaki ikisi yere kadar uzanan kalın bir çelenk tutmaktadır. Başak demetlerinin meydana getirdiği çelenk Türkiyenin bereketini temsil etmektedir. Soldaki kadın, ileri uzattığı elindeki kapla Atatürke Tanrıdan rahmet dilemekte, ortadaki kadın eliyle yüzünü kapamış ağlamaktadır. Bu üçlü grup, Türk kadınının Atatürkün ölümünün derin acısı içinde bile gururlu, ağır başlı ve azimli oluşunu dile getirmektedir. Heykel grubu Hüseyin Anka Özkanın eseridir. Aslanlı Yolun sol başında bulunan Hürriyet Kulesi içindeki kabartmada; elinde kâğıt tutan melek figürü ile meleğin yanında şaha kalkmış bir at tasvir edilmiştir. Melek figürü bağımsızlığın kutsallığını, elindeki kâğıt Hürriyet Beyannamesini sembolize etmektedir. At figürü ise hürriyet ve bağımsızlık sembolüdür. Kabartma Zühtü Müridoğlunun eseridir. Kule içinde Anıtkabirin inşaat çalışmalarını gösteren fotoğraf sergisi ve inşaatta kullanılan taş örnekleri bulunmaktadır. Kulenin önünde üç erkekten oluşan Erkek Heykel Grubu bulunmaktadır. Sağdaki erkek başında miğferi ve kalın kaputu ile Türk askerin, onun yanındaki elinde kitabı ile Türk gençliğini ve aydın insanını, biraz gerisindeki ise yerel kıyafeti ile Türk köylüsünü temsil etmektedir. Heykellerin yüzünde derin acı ile Türk Milletinin kendine özgü ağırbaşlılığı ve yüksek irade gücü dile getirilmiştir. Heykel grubu Hüseyin Özkanın eseridir. Ziyaretçileri Atatürkün huzuruna hazırlamak için yapılmış olan 262 metre uzunluğundaki yolun iki yanında oturmuş pozisyonda 24 oğuz boyunu temsil eden 24 tane aslan heykeli bulunmaktadır. Heykeller çift çift sıralanmıştır ki bu da Türk milletinin birlik ve beraberliğini temsil eder. Atatürkün Türk ve Anadolu tarihine verdiği önem nedeniyle, Anadoluda uygarlık kuran Hititlerin sanat üslubu ile yapılan aslan heykelleri kuvvet ve sükûneti temsil etmektedir. Yol traverten taşları ile döşelidir. Yolun sonunda Türk bayrağı ve Çankaya görünmektedir. Heykeller Hüseyin Anka Özkanın eseridir. Aslanlı yolun bitiminde sağda Mehmetçik Kulesi yer almaktadır. Kulenin dış yüzeyinde yer alan kabartmada; cepheye gitmekte olan Mehmetçikin evinden ayrılışı ifade edilmektedir. Bu komposizyonda, elini asker oğlunun omuzuna atmış onu vatan için savaşa gönderen hüzünlü, fakat gururlu anne tasvir edilmiştir. Kabartma Zühtü Müridoğlunun eseridir. Bu ulusun çocuklarının özverileri, kahramanlıkları için ölçü birimi bulunamaz. Kulenin içinde, 60 kişi kapasiteli Sinevizyon Salonu bulunmaktadır. Burada Atatürk ve Aslanlı yolun bitiminde solda yer alan bu kule duvarının dış yüzeyinde yer alan kabartmada, Kurtuluş Savaşında ulusal birliğin temeli olan Müdafaa-i Hukuk dile getirilmektedir. Kabartmada, bir elinde kılıç tutarken diğer elini ileri uzatmış sınırlarımızı geçen düşmana Dur! diyen bir erkek figür tasvir edilmiştir. İleri uzatılan elin altında bulunan ulu ağaç Türkiyeyi, onu koruyan erkek figürü ise kurtuluş amacıyla birleşmiş olan milleti temsil etmektedir. Kabartma Nusret Sumanın eseridir. Aslanlı Yolun sonunda yer alan Tören Meydanı 129 x84,25 m. boyutlarındadır. 15.000 kişi kapasiteli bu alanın zemini; siyah, kırmızı, sarı ve beyaz renkte traverten taşlardan oluşan 373 adet halı ve kilim deseniyle bezenmiştir. Anıtkabirin Çankaya yönündeki 28 basamaklı tören meydanına giriş merdivenlerinin ortasında, tek parçalı yüksek bir direk üzerinde Türk bayrağı dalgalanır. Amerikada özel olarak yaptırılan 33.53 m yüksekliğindeki bu direk, Avrupadaki tek parça çelik bayrak direklerinin en yükseğidir. Direğin 4 metresi kaidenin altında kalmaktadır. Amerikada yaşayan Türk asıllı Amerika Birleşik Devletleri vatandaşı Nazmi Cemal tarafından, kendi bayrak direği fabrikasında imal edilerek 1946 yılında Anıtkabire hediye edilmiştir. Bayrak direğinin kaidesinde yer alan kabartmada; meşale Türk medeniyetini, kılıç taarruz gücünü, miğfer savunma gücünü, meşe dalı zaferi, zeytin dalı ise barışı simgelemektedir. Türk bayrağı, ulusun yurdunu savunma, zafer kazanma, barışı koruma ve uygarlık kurma gibi yüce değerleri üzerinde dalgalanmaktadır. Kabartma Kenan Yontuçun eseridir. Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Müzesi Komutanlığı Karargâhı içinde Anıtkabir Kitaplığı bulunmaktadır. Atatürk, Millî Mücadele ve İnkılâplar konulu Türkçe ve yabancı dillerde kitapların bulunduğu bir ihtisas kitaplığı olarak, araştırmacı ve okuyucuya hafta içi 09.00-12.30 / 13.30-17.00 saatleri arasında hizmet vermektedir. Kitaplıkta 3113 cilt kitap bulunmaktadır. Atatürkün naaşını taşıyan top arabası Kulenin duvarlarında Atatürkün en önemli üç zaferinin tarihi ve zaferle ilgili özlü sözleri yazılıdır. Kule içinde Atatürkün naaşını 19 Kasım 1938 tarihinde İstanbul Dolmabahçe Sarayından alarak Sarayburnunda donanmaya teslim eden top arabası sergilenmektedir. Kulenin iç duvarında Atatürkün Yurtta Barış, Dünyada Barış ilkesini dile getiren bir kabartma kompozisyonu yer almaktadır. Bu kabartmada çiftçilik yapan köylüler ve yanlarında kılıcını uzatarak onları koruyan bir asker figür tasvir edilmiştir. Bu asker barışın sağlam ve güvenli kaynağı olan Türk ordusunu sembolize etmektedir. Yani vatandaşlar Türk ordusunun sağladığı huzur ortamı içinde günlük hayatlarını devam ettirmektedirler. Kabartma, Nusret Sumanın eseridir. Kulenin iç duvarında 23 Nisan 1920 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisinin açılışını temsil eden bir kabartma yer almaktadır. Bu kabartmada, ayakta duran kadının tuttuğu kağıdın üzerinde 23 Nisan 1920 yazılıdır. Kadının diğer elinde Millet Meclisimizin açılışını simgeleyen bir anahtar bulunmaktadır. Kabartma, Hakkı Atamulunun eseridir. Türkiye Devletinin tek ve gerçek temsilcisi yalnız ve ancak Türkiye Büyük Millet Meclisidir. Bizim bakış açılarımız kuvvetin, gücün, egemenliğin, yönetimin doğrudan doğruya halka verilmesidir, halkın elinde bulundurulmasıdır. Kule içinde Atatürkün 1936-1938 yılları arasında kullandığı Cadillac marka özel otomobili sergilenmektedir. Müzenin girişindeki bu kulenin içinde bulunan kabartma, ulusun tek vücut olarak kenetlenişini sembolize etmektedir. Kabartma, bir kılıç kabzası üzerinde üst üste konmuş dört elden ibarettir. Bu komposizyon Türk vatanının kurtarılması için içilen millet andını ifade etmektedir. Kabartma Nusret Sumanın eseridir. Kulenin içinde Anıtkabirde icra edilen törenlerde Anıtkabir Özel Defterinin imzalandığı kürsü yer almaktadır. Aynı zamanda müzenin girişi olan bu kulede bulunan aktüalite panolarında Anıtkabirde yapılan önemli törenlere ait fotoğraflar da sergilenmektedir. Müzenin devamı olan bu kulede Atatürkün giydiği elbiseler sergilenmektedir. Kulenin iç duvarında yer alan kabartmada zayıf, güçsüz bir elin tuttuğu sönmek üzere olan bir meşale, çökmekte olan Osmanlı İmparatorluğunu simgelemektedir. Güçlü bir elin göklere doğru kaldırdığı ışıklar saçan diğer bir meşale ise, yeni Türkiye Cumhuriyeti ve Atatürkün Türk ulusunu çağdaş uygarlık düzeyine ulaştırmak için yaptığı inkılâpları simgelemektedir. Kabartma Nusret Sumanın eseridir. Kule duvarlarında Atatürkün inkılâplarla ilgili şu sözleri yazılıdır: Bir toplum aynı amaca bütün kadınları ve erkekleriyle beraber yürümezse ilerlemesine, uygarlaşmasına teknik imkân ve bilimsel ihtimal yoktur. Biz ilhamlarımızı gökten ve bilinmeyen alemden değil, doğrudan doğruya hayattan almış bulunuyoruz. Atatürkün kıyafetleri ve kendisine verilen hediyeler de bölümde yer almaktadır. Anadolu Üniversitesi eski rektörü Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşenin yaptığı Atatürkün gerçek boyutlarında balmumu heykeli ve orijinal çalışma masası bulunmaktadır. Bu kulenin duvarlarında Atatürkün Cumhuriyet ile ilgili şu özlü sözü bulunmaktadır. En büyük gücümüz, en güvenilir dayanağımız, ulusal egemenliğimizi kavramış ve onu eylemli olarak halkın eline vermiş ve halkın elinde tutabileceğimizi gerçekten kanıtlamış olduğumuzdur. Kulenin içinde, Atatürkün öğrenim gördüğü Manastır Askeri İdadisi, Sivas ve Erzurum kongrelerinin binaları, ilk TBMM binasının maketi ve o dönemlere ait fotoğraflar sergilenmektedir. Anıtkabirin en önemli bölümü olan mozoleye çıkan 42 basamaklı merdivenlerin ortasında Hitabet Kürsüsü yer almaktadır. Mermer kürsünün tören meydanı cephesi dairesel geometrik motiflerle süslü olup, ortasında Atatürkün Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir sözü yazılıdır. Kürsü Kenan Yontuçun eseridir. Mozole 72x52x17 metre boyutlarında uzunca dikdörtgen bir plan üzerine kurulmuş olup, ön ve arka sekiz, yan cepheler ise 14.40 m yüksekliğinde on dört kolonatla çevrelenmiştir. Mozole cephesinde, solda Atatürkün Türk gençliğine hitabesi, sağda ise Cumhuriyetin kuruluşunun 10. yıldönümünde söylediği Onuncu Yıl Nutku yer almaktadır. Harfler taş kabartma üzerine altın yaldızla yazılmıştır. Şeref Holüne bronz kapılardan girilir. Girişte sağda Atatürkün 29 Ekim 1938 tarihli Türk ordusuna son mesajı, solda ise II. Cumhurbaşkanı İsmet İnönünün Atatürkün ölümü üzerine yayınladığı 21 Kasım 1938 tarihli Türk milletine söylediği taziye mesajı yer almaktadır. Bu iki yazıt Atatürkün doğumunun 100. yılı olan 1981de yazılmıştır. Girişin tam karşısında büyük pencerenin yer aldığı nişin içinde, Atatürkün sembolik lahdi bulunmaktadır. Osmaniye ilinden getirilen lahit taşı tek parça kırmızı mermer olup 40 ton ağırlığındadır. Lahit taşının yer aldığı bölüm ise beyaz Afyon mermeri ile kaplıdır. Şeref holünün zemini Adana ve Hataydan, yan duvarları ise Afyon ve Bilecikten getirilen kırmızı, siyah, yeşil ve kaplan postu mermerlerle kaplanmıştır. Şeref holünün 27 kirişten oluşan tavanı ile yan galeri tavanları mozaik ile süslenmiştir. Şeref holünün yüksekliği 17 m olup, yan duvarlarında altışardan 12 adet bronz meşale bulunmaktadır. Mozole yapısının üstü, düz kurşun çatı ile örtülüdür. Atatürkün naaşı, mozolenin zemin katında doğrudan doğruya toprağa kazılmış bir mezarda bulunmaktadır. Mozolenin birinci katı olan şeref holündeki sembolik lahit taşının tam altında bulunan mezar odası Selçuklu ve Osmanlı mimari stilinde sekizgen planlı olup, piramidal külahlı, tavanı geometrik motifli mozaiklerle süslenmiştir. Zemin ve duvarlar siyah, beyaz, kırmızı mermerlerle kaplanmıştır. Mezar odasının ortasında kıble yönünde kırmızı mermer sanduka yer almaktadır. Mermer sandukanın çevresinde Türkiyedeki Bütün İllerden, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinden ve Azerbaycandan gönderilen toprakların konulduğu pirinç vazolar bulunmaktadır. Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Müzesi Anıtkabir Proje Yarışması şartlarına uygun olarak, Misak-ı Milli ve İnkılâp kuleleri arasındaki bölüm müze olarak belirlenmiştir. Bu amaçla 21 Haziran 1960ta Anıtkabir Atatürk Müzesi açılmıştır. Burada Atatürkün kullandığı eşyalar ve kendisine hediye edilen armağanlar ve giysileri teşhir edilmektedir. Müzede ayrıca Atatürkün madalya ve nişanları ile manevi evlatlarından A. Afet İnan, Rukiye Erkin, Sabiha Gökçenin müzeye armağan ettikleri Atatürke ait eşyalar sergilenmektedir. Genelkurmay Başkanlığı tarafından yenilenen ve yeni bölümler eklenen müze Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Müzesi adını almış ve 26 Ağustos 2002 tarihinde (Büyük Taaruzun 80. yıldönümünde) ziyarete açılmıştır. Yeni düzenleme ile Atatürk mozolesinin altındaki 3000 metrekarelik alan müzeye dahil edilmiştir. Cumhurbaşkanlarının gömülmesi için ayrılan ancak kullanılmayan tonozlu bölüm, Atatürk devrimlerinin anlatıldığı sergi alanlarına dönüştürülmüştür. Yeni bölümler eklenmesi ile müze, Atatürke ait eşyaların sergilendiği bir mekân değil, Çanakkale Savaşı ile Kurtuluş Savaşının canlandırıldığı bir müze haline gelmiştir
Posted on: Sun, 10 Nov 2013 17:41:31 +0000

Trending Topics



Recently Viewed Topics




© 2015