AYNA 30 Ağustos Peki ama Başsavcılık bu soruşturmayı neden açtı? Önce devlet ajansının servis ettiği haberi okuyalım: Polis, gazetelerde yer alan, Abdurrahman YILDIZ isimli şahsın poliste şiddete maruz kaldığı yönündeki iddiaların Hukuk Dairesi tarafından soruşturulduğunu açıkladı. Yazılı bir açıklamada, “19 Ağustos tarihinde, Abdurrahman Yıldız’ın evinde ve arabasında uyuşturucu emareleri ve iki ayrı saksıda ekili üç kök hintkeneviri bulundu ve mahkeme emri ile tutuklandı. 23 Ağustos’ta avukatı ile Lefkoşa Polis Müdürlüğü’ne gelen Abdurrahman Yıldız, poliste tutuklu kaldığı süre zarfında Narkotik ve Kaçakçılığı Önleme Müdürlüğü personeli tarafından dövüldüğüne dair şikayette bulundu. Yazılı ifadesi ve soruşturma evrakları KKTC Hukuk Dairesi’ne (Başsavcılık) gönderilmiş olup, soruşturma devam etmektedir.” * Sırada, bu vatandaşın anlattıklarının yer aldığı gazete haberleri var: Gazete A: Polis, Yenişehir Karakolu’nda, üzerinde “İnsan terbiyecisi Haydar” yazılı copu önce öptürdüler. Daha sonra o Copla Abdurrahman Yıldız’ı feci şekilde dövdüler. Gazete B: Abdurrahman Yıldız; “İ.A. İsimli polis, üzerinde “İnsan eğitmeni Mazlum” yazılı plastik bir boruyu öptü ve o boruyla vücudumun çeşitli yerlerine vurdu” dedi. ** Şimdi de gelin, Başsavcılığın bu soruşturmayı neden açtığına kafa yoralım... a) Bu zıkkım cop mu, yoksa plastik boru mudur? b) Bu zıkkımın adı ‘Haydar’ mı, ‘Mazlum’ mudur? c) Bu zıkkım ‘İnsan terbiyecisi’ mi, ‘insan eğiten’ mi? d) Polis bu zıkkımı öptü mü öpmedi mi? e) Polis bu zıkkımı bu arkadaşa öptürdü mü, öptürmedi mi? f) Kendisi öptüyse, yıkayıp kurulamadan vatandaşa neden öptürdü? g) Vatandaşa öptürdükten sonra kendisi de öptüyse, her türlü hastalığa karşı bağışıklığı var mı yok mu? h) İkisi birden öptüyse, bu zıkkım iyi bir şey olmalı ama ne menem iyi bir şeydir? i) Biri yalan söylüyor ama hangisi? * SONSÖZ: Beline silah, eline cop alan bazılarının kendisini ilah zannettiğini, bazı amirlerinin de “N’apacayık yahu bu gençler lâf anlamaz” diyerek işin içinden sıyrılma gayretinde olduğunu unutmadan! *** İslam ve sağlık (Hastalıkta) Çaresizlik tuzağına düşme. Her zaman bir umut ışığı olduğunu aklından çıkarma. (Bakara Suresi, 156. Ayet) * "İnsan, iki nimet hakkında yanılgıdadır: Sağlık ve boş vakit." (Hadis-i Şerif) * “Sizlerden her kim ki vücutça sağlıklı olarak sabahlarsa, sanki dünyanın bütün nimetleri kendisinde toplanmış gibidir.” (Hadis-i Şerif) * "Hastalık, hiç aldatmayan bir nasihatçi ve ikaz eden bir mürşittir." (Hz. Ali) Ey Rabbimiz… Bize ihsan ettiğin hidayetten sonra kalplerimizi haktan ayırma. Bize, kendi katından rahmet ihsan eyle. Şüphesiz ki sen, en bol ihsan sahibisin. Amin… amin… amin. Hayırlı Cumalar sevgili okuyucu, Allah acı gün göstermesin. Her işin başının sağlık olduğunu unutmayalım lütfen... *** Teklif Kutusu KKTC’nin Dışişleri Bakanı Kutlay Erk CTP-UBP görüşmesi gündeme geldiğinde “UBP ile koalisyondan nefret ediyorum ama galiba elimiz mahkûm. Bu yüzden nefretimi geri alıyorum” mânâsında bir şeyler demişti ya... Biz de cümbür-cemaat “Yine tutturamadı” diye çıppana çalalım. Neçün da den... Sebep çoooook... a) Türk Milleti’nin aziz şehidi, babası Mustafa Arif’i katleden caniyi de affetmişti ama cani referandumda “Seni istemiyorum” diyerek pişman olmama canavarlığını da gösterdi. b) “KKTC barışın önünde engeldir” dedi, kovulduğu makamı sahiplenince Rumları suçlama cesaretini gösterip şahin kesildi. c) “Hükümeti UBP ile kuralım, çünkü UBP’yi affettim” dedi, CTP-DP hükûmeti kuruluyor. Bu gidişle ayak bastığı yerde ot bitmeyecek! *** Cuma’nın hatırına Adamın biri ölmüş, İslam adetlerine göre defin işlemleri tamamlandıktan sonra toprağa verilmişti. Ölen adamın oğlu hocanın yalnız olduğu bir anı kılladı ve yanına gitti ve muhabbet başladı. - Selamunaleyküm hocam. - Aleykümselam, tekrar başınız sağ olsun. - Hoca efendi, babam cuma günü öldüğüne göre Cennet’e gider değil mi - Hatırladığım kadarıyla baban hırlı biri değildi. - Evet pek masum sayılmazdı ama Cuma günü öldüğü için cennete gider değil mi? - Sanırım, ağzından hayırlı bir kelime çıktığını duyan da yoktu. - Evet ama cuma günü öldü hocam! - Kul hakkı yiyip insanlara kötü davranırdı değil mi? - Cuma günü öldü ya! - Haklısın yavrum, Cuma’nın hatırına bugün babana dokunmazlar ama bunun Cumartesi de var! *** K Ü P E Türkiye’nin şartı, Adanın kendisine önerilen kısmında tam egemenliktir. Makarios ise, II. Acheson Planı’nı ‘katıksız Enosis öngörmediği için reddetmişti’ (Rauf Denktaş, 30 Ağustos 1964-49 yıl önce bugün) * Bedrettin Demirel Paşa’ya,“Buraya gelirken ne hissettiniz? Akrabanız olan Dr. Binbaşı Nihat ve ailesinin öcünü almak bana kaldı gibi bir his oluştu mu içinizde” diye sordum, “Aklımın ucundan bile geçmedi. En az zaiyatla bu savaşı nasıl atlatmalıyız diye düşündüm sadece. Rumların içinde de işlerin buraya varmamasını isteyen sessiz bir çoğunluk bulunduğuna inandım hep. İnşallah öyledir...” dedi. Türk’ün büyüklüğü işte burada! (Rauf Denktaş, 30 Ağustos 1974-39 yıl önce bugün)
Posted on: Thu, 29 Aug 2013 18:03:30 +0000