Ah benim yasaklı sevgilim,yasak aşkım, Sensiz ilk sabaha akan - TopicsExpress



          

Ah benim yasaklı sevgilim,yasak aşkım, Sensiz ilk sabaha akan gözlerimi açtım bugün.Günlerden ayrılık;kara bir hüzün sarmış gökyüzünü.Çisil çisil acı yağıyor üzerime;soğuk soğuk ıslanıyor duygularım.Bir türkü tutturmuşum,ayrılıklardan bahsediyor;hayır tükürmek istiyorum bu kanayan kelimeleri,sonra da üzerlerini çiğneyip yok etmek. Ellerim minik bir elin özleminde titremekte.İçimde kocaman bir boşluk,aklımda düşünce kazaları.Anılar birbirlerine çarpıyor,büyük büyük özlemler akıyor içlerinden.Gözlerimde birikip birikip intihar ediyor kurşuni renkler.Boğazımda sıkışıp kalan nefesim susuyor.Karnımda acı bir çığlık sancı yapıp duruyor. Süratli bir şekilde akan zaman öfkeli bir şekilde durgun bugün;aynaya baktığımda kaşlarını çattığını görüyorum.Haykırmak istiyorum, sadece haykırmak.Üzerime üzerime geliyor kapalı kapılar ardındaki karanlıklar.Çaresizim sadece çaresiz.İçimde unutulan bir sen var.Neden unuttun ki giderken ? Her zaman aralarına saklandığım huzur veren o uzun,güzel kokulu saçların boynuma dolanıyor bugün.Ah, o iri iri bakan ışıl ışıl gözlerin kadeh kadeh kahrediyor beni şimdi.Yüzüme sıcak sıcak çarpan o nefesin,ıslak ıslak hissettiğim o minik dudakların,o bebek sesin, ... hepsi birer birer acı şimdi.Senden geriye kalan acı,acı,acı.Ama garip olan şu ki,acıtan da sen acımı dindirecek olan da... Bu çekilmez halimi ben de sevmiyorum ama engel olamıyorum işte. -Bilirisin ki çok duygusalım.-Ağlıyorum yaşanmışları bir bir hatırladıkça ama en çok da yaşanamayacakları düşündükçe.Elimden bir şey gelmiyor,kalbimden ise hiçbir şey.Yoruldum sanırım.Güçlü gibi görünen bedenim beyaz bir kelekebek kadar savunmasız artık. Nasıl başlamıştı ki bitiverdi ? Doğru ya yasak aşk denizine, her şeyi geride bırakarak -ama her şeyi-,sadece sen ve ben olarak elele daldık.Buz kesti yüreklerimiz,birbirimize tutanmaya çalıştık ama dayanamadık.Sen,minik bedeninle hiç dayanamadın.Sonra denizin karanlığında kaybolduk.Birbirimizden habersiz farklı sahillerde uyandık;birbirinin düşüncelerine çıplak olarak,birbirine uzak olarak.Keşke seni bulabilsem.İçimde bir korku var,biliyorum çünkü korkacaksın yalnız başına oralarda ... Ellerimden kayıp gideceğini hiç düşünemedim.Eskilere aldırmadan,her şeye rağmen,her kötülüğe rağmen sana dair temiz temiz hayaller biriktirdim.Sadece seni yaşamak,sadece senin olmak istedim.Minik ellerinle koskoca yarınlara uzanmak istedim.O kadar şey var ki içimde ,gitmek zorunda mıydın,bitmek zorunda mıydık ? Yaşayamaz mıydık güzellikleri, yaşatmazlar mıydı ? İki yeni yabancı mı olacağız artık, İki ne yaptığını bilmeyen insan, İki terkedilmiş bedenden mi ibaretiz ? İki ayrı düşe mi teslim olduk ? İki tutuklu muyuz birbirinde kalan ? İki birbirini düşünen ama birbirini görmeyecek olan yalnız mıyız? Biz artık iki miyiz ? Hayat sanki gittikçe azalıyor.Günahlar artıyor ardı sıra.Yanlış zamanlar,yanlış insanlar,yanlış duygular bir bir götürüyor güzellikleri.Ayrılıklar kirletiyor beyazlıkları.Her şey siyah oluyor sevgilim ama sen hep beyaz kal ... "Dedi ve sustu.İçinde bir şeyin bu kadar acıyacağını ve bu acının tüm bedenini saracağını tahmin bile edememişti.Ayrılık rüzgarı soğuktu elbette ama bu denli mi soğuktu, bu denli mi keskin , bilmiyordu ve o da diğerleri gibi öğrenmişti artık.Dayanamadı,açtı gözlerini ve damlalar bir şelale gibi akıverdi bir anda. Ağladı,ağladı,ağladı.İçindeki acıyı eritircesine ağlamak istiyordu;eritemedi ama gitgide de artıyordu sanki.Bu kıyametten kurturmalıydı, ama nasıl ? Hem de her şey O’nu ifade ederken … Birden irkildi. Uyumuştu.Birkaç saat hem de. Gözlerini okşadı , parmakları ıslandı. Dedi ki:”Galiba uyku en iyi ilaç.” Sonra biraz daha uyudu,uyudu,uyudu … Yanılmıştı,uyandıkça her şey eskisi gibi oluyordu çünkü.Pes etmeye, kendini, diğer aşk mağlupları gibi bırakmaya hazırdı.Yavaş yavaş anlamaya başlıyordu;acının acı getirdiğini.Bir şey yapmazsa yara daha da açılacaktı… Beklemeye başladı.Bir ses, ufak bir seslenme,birkaç harften oluşan bir cümle … Hiçbiri, sadece bir bakış istiyordu;”işte burdayım.” diyen bir bakış…Bekledi,bekledi ama ne bir ses ne de bir bakış,değişen hiçbir şey olmadı.Bir şey yapmalıydı artık bu havayı değiştirecek.Gözleriyle bütün odayı gezdi ve siyah örtülerle örtünmüş demir masanın üzerindeki siyah kalemi gördü.Gitti onu aldı ve çekmecenin birinden bir kağıt çıkardı.O sırada lodos çıkmıştı,pencereden sıcak bir rüzgar içeri girdi ve tenine şöyle bir dokundu;tüyleri diken diken oldu.Ardından da sağnak bir yağmur başladı.Gök adeta kendisi için ağlıyordu.İçinden:”Beni ancak yazmak sakinleştirir.” dedi ve başladı yazmaya: Yorgun gözlerimi tutsak eden gözlerin,karanlığıyla çıkmaza sürüklüyor beni. Istırap içinde eriyen kalbim ve hasretinle için için kavrulan bedenim,hayalinle sırdaşıyor. Çaresizlik mi , imkansızlık mı ya da benzerlerini içine alan aşka mı yenik düşüyor sözlerim bilinmez Ama gerçeklerle savaşmaktan korkuyorum için için. Güneşin kızıllığı dans ederken teninle,sararan umutlarım gitgide ölmekte. Kıvrım kıvrım saçlarında kaybolan sevinçlerim yerini siyah matemlere bırakırken, Mehtap, yakamozuyla bölerken karanlık ve derin denizi hasretinden derin bir ah çekiyorum… Yorulduğunu hissetti.Yine ağlamaya başlıyordu.Pürüzsüz yanaklarından süzülen damlalar kağıda boncuk boncuk damlamaya başladı.Biraz ara verdi.Sürekli düşünüyordu.Düşüncelerinde hep çıkmaz sokaklar vardı ve bu sokaklar gitgide artıyordu.Bir neden bulmalıydı bu acıya dair.Yazarak düşünmeye devam etti: Ben her şeyi değiştirmek için çabalarken,sen tek değişmeyenim olarak duruyorsun karşımda. Ulaşılmaz,dokunulmaz,koklanılmaz oldun hep. Benim ol diye, her şeyi denerken. Benim ol diye, her şeyi ertelerken Her seferinde payıma düşeni aldım. Bir nevi, göremeyen birinin rüyada sevdiğini karanlık dünyada araması gibi, Bir nevi,yerin tavanına çıkıp kaybolan hayat suyunu bulmak gibi, Ellerinin ellerimde,gözlerinin gözlerimde,teninin tenimde son bulması. Anladım ki aşk, iki nefes arasındaki zaman kadar mutluluk verir, Geriye hep acı,hep hazan …"
Posted on: Thu, 15 Aug 2013 11:19:58 +0000

Trending Topics



Recently Viewed Topics




© 2015