BU KADAR HIRS NİYE? Hayatımızı muhannete muhtaç olmadan - TopicsExpress



          

BU KADAR HIRS NİYE? Hayatımızı muhannete muhtaç olmadan sürdürmek için geceli gündüzlü durmadan çalışıp çabalarız. İnsanın hedefi insanlara faydalı olmak mı, yoksa helal haram demeden egomuzu tatmin etmek mi? Hem dünya, hem de ahiret için çalışanları ALLAH da sever, kulları da… Çalışmanın ibadet olduğunu, itidalli olmak gerekliliğini tefekkür eden herkes iyi bilir. Şöyle etrafımıza baktığımızda her şeyi olanlar, yani evi, arabası, yazlığı, kışlığı… görürüz; ancak birçoğunun gözünü hırs o kadar bürümüş. Sanki ruh hastası olmuş. İstiyor ki dünya benim olsun, başkasına bir şey kalmasın, herkes bana muhtaç olsun… Herkes ona muhtaç olsa bile bu sefer de başkalarıyla paylaşmaya korkuyor, yani sadece ben merkezli bir anlayışa sahip istek ve arzular… Her şey masum isteklerle başlar; ancak helal ve haram gözetmeksizin yapılan işlerin sonu çıkmaz sokak, yani beyhudedir, hayal kırıklığıdır. Dünya için hırslı olanlar, dinin emirlerini, bazı güzel örf ve âdetleri umursamayan hayat tarzını benimserler. Yaşadıkları yanlışları dinin emirleri gibi algılamaya başlarlar. Öyle bir hayat anlayışına sahip olurlar ki hedeflerine ulaşmak için adeta gözlerini kan bürür. Sağındakini solundakini görmezden gelirler. Dostlarını akrabalarını bile görmezden gelirler. Kendi menfaatleri için herkesi çiğner, sonunda bir enkaz bırakırlar. Hz. Mevlana hırsı ateşe benzetir. Kömür yanarken ateşi göze güzel görünür ama sönünce gerçek rengi ortaya çıkar. Günümüzde insanların genelinde mal hırsı o kadar çok ki daha çok kazanayım daha çok şöhretim olsun düşüncesiyle kendini ağacın içindeki kurt gibi kemirir. Hırs, açgözlülük hastalığıdır. Bu hastalığa yakalanan insanlarda kanaat gibi güzel hasletler bulunmaz. Aslında böyleleri manevi yönden hastadırlar, ama hastalığının farkında değildirler. Kendi yanlışlarını hırsları nedeniyle doğru olarak görürler. Her türlü haksız kazanç onlar için mubahtır. Böyle insanlar için Hz. Ali “Ruhun hastalığı hırstan gelir.” buyurur. Bir mümin olarak yaşanmış ve denenmişlerden örnek almalıyız. Bizi mutsuz edecek günahları değil, akıbetimizi iyi yapacak mutlu yolun sünnetullahtan geçtiğini bilmemiz gerekir. Bizim tarihimiz, örf ve âdetlerimiz, inancımız bize kılavuzluk edecek en doğru pusuladır. Kendi egomuzu tatmin etmek adına yol alırken kaybedilen değerlerimizi geri kazanmak için bir daha fırsat bulamayabiliriz. Hırslı hayat anlayışını hemen terki diyar etmeli ve KUR’ANın nurlu yoluna tam bir teslimiyetle yeniden sarılmalıyız. Hırsımız, kaybettiğimiz güzellikler olmasın, aynı zamanda cehennemimiz olmasın… Gelelim Gezi Parkı olayındaki protestoya. Olaya iştirak edenlerin adeta gözü dönmüş. Devlet malına, halkın kazancına, güvenlik görevlisi güzide polisimize taş atan ve sopalarla saldıranlara ne demeli? Devlet malına zarar vermek için bu kadar gözü dönmüşlük ve hırs niye? Anlayabilen var mı? Zannetmiyorum, çünkü bu bir filmdi, figüranları da belliydi. Çok şükür millet olarak bu badireyi ucuz atlattık! Milletimizi kamplara bölüp, birbirine kırdırmak isteyenlerin elleri boşa çıktı. İnşallah, bir daha bu kötü tuzaklara düşmeyiz!.. ALLAH kötü niyetli hainlere fırsat vermesin!.. Selam ve dua ile… İsmail Erbek
Posted on: Thu, 11 Jul 2013 15:10:23 +0000

Trending Topics



Recently Viewed Topics




© 2015