Baronlar Tayyip Beye neden düşman? Halkın elini sıkan - TopicsExpress



          

Baronlar Tayyip Beye neden düşman? Halkın elini sıkan siyasetçilere alışık bu toplum. Ama Tayyip bey bu halkın yüreğine dokunuyor. Ruhunu okşuyor. Kimsesizin sofrasına oturuyor. Cenazesine omuz veriyor. Kısacası Monşerlerin yapamadığını, isteseler de yapamayacaklarını yapıyor hem de hiç zorlanmadan.Devlet aklını da refleksini iyi bilenlerdenim. Tanzimattan bu yana oluşturulan, İttihat Terakki geleneği ile de pekiştirilen kadim iktidar kullanma ve devleti yönetme refleksi en basit anlatımı ile şudur. İktidar sahipleri önceden belirlenmiş olan bir alanda söz sahibidirler. Ne zaman , nerede, ne yapacakları az çok kestirilebilir siyasi aktörler devlet aygıtını idare ediyormuş gibi davranırlar. Dar alanda sek sek oynamaya benzer bu yönetme anlayışı. Kırmızı renkli kalın çizgiler vardır. Bunların dışına çıkılmaz. Çıkma teşebbüsüne giren olsa hemen ecinniler devreye girer ve ali-cengiz oyunları ile saf dışı edilirler. Devlet kutsaldır ve seçimle işbaşına gelen ‘Anadolu çocuklarına bırakılamayacak kadar değerlidir. Sade vatandaş bu devletin âli menfaatlerini koruyamaz. Ülkeyi ancak ‘baronlar ve onların çıkarlarının koruyucusu olan sivil- asker bürokratlar yönetir. Bu nedenle de seçilmiş iktidarların yetkilerini kısıtlayacak sigorta işlevini gören yüzlerce mekanizma oluşturulmuştur. Rahmetli Mehmet Altınsoy ağabeyden bir anekdot aktarmak istiyorum. İşleyişi anlatan en çarpıcı örnek. Mehmet Ağabey anlatıyor : Hukuk fakültesini bitirmiş genç bir avukat idim. Siyasete ilgi duyuyor ve ülke yönetiminde söz sahibi olmak istiyordum. Genç bir avukat olarak seçime girdim ve Milletvekili seçildim. Milletvekili olduğum süre zarfında memleket yönetiliyordu ama kimse bana bir şey sormuyordu. Meclis oturumlarına katılıyor, elimizi kaldırıp indiriyorduk. Kendi kendime dedim ki; her halde bu ülkeyi bakanlar yönetiyor. Bakan olursam bana sorarlar ve yönetme işine katılmış olurum. Sonra bir siyasi kriz doğdu ve Suat Hayri Ürgüplüye hükümeti kurma görevi verildi. Ürgüplü hükümeti açıklandığında Bakan olduğumu duydum. Büyük bir heyecan içindeydim. Günler biribirini kovaladı. Aylar geçti ama hala ciddi bir müdahalem olmadan işler yürüyordu. Kimsenin bana bir şey sorduğu yoktu. Nihayet Başbakan Ürgüplüden randevu aldım ve onu makamında ziyaret ettim. Kendisine bu anlattıklarımı aktardıktan sonra dedim ki: efendim siz tek başınıza mı bu ülkeyi yönetiyorsunuz. Ürgüplü, kulağıma eğildi ve dedi ki: Mehmet kimse duymasın ama bana da sormuyorlar. Ben de bilmiyorum kimin yönettiğini ‘… Devletin bir aklı ve mekanizması var. İdare edip gidiyoruz.Evet asıl sorun işte tam da burada… Zaman zaman birileri çıkmış, bu mekanizmaya müdahale etmek istemiş ve anında saf dışı edilmişlerdir. Baronlar emirlerindeki tetikçileri harekete geçirmiş, medya teröristleri sipariş senaryoları piyasaya sürmüş, iftira, karalama ve itibarsızlaştırma girişimleri ile ürkütme, sindirme, bununla netice alınmıyorsa, ortadan kaldırma yoluna gidilmiştir. Elbette bunu yaparken de Küresel güç odaklarından gerekli vizeler alınmıştır. Menderes, Özal, Erbakan bu yolla siyasetten uzaklaştırılmışlardır.Şimdi sırada Tayyip Erdoğan var. Malta, Londra ve Washingtondaki efendiler, yurtiçindeki ‘baronlara siparişlerini vermiş durumdalar. Tayyip Bey hedef tahtasındadır. Ama bu sefer iş bayağı zorlaşmıştır. Zira Tayyip Erdoğanın onlar açısından en tehlikeli yanı, ne yapacağının önceden kestirilemez olmasıdır. Alışık oldukları lider tipi yok karşılarında. Beklenmedik ataklarla tezgahları boşa çıkarmakta, gündemi belirleme ustalığı ile karşı tarafı adeta ters köşeye yatırmaktadır.Halkın elini sıkan siyasetçilere alışık bu toplum. Ama Tayyip Bey bu halkın yüreğine dokunuyor. Ruhunu okşuyor. Kimsesizin sofrasına oturuyor. Cenazesine omuz veriyor. Kısacası Monşerlerin yapamadığını, isteseler de yapamayacaklarını yapıyor hem de hiç zorlanmadan.Devletin zirvesinde özel bir konuyu gündeme getirip haddini aşana ‘Ahmet Efendi, Ahmet Efendi bana bak ‘ diye seslenip herkesi şoke eden bir Anadolu çocuğu varsa doğrusu rutine göre planlanmış devlet refleksi allak bullak olur.Halkın desteğini arkasına alıp bu emanetin gereğini fütursuzca yerine getirmek Tayyip Beyi hep başarılı kılmıştır. İç ve dış güç odaklarının fırsat bulsalar bir saniye bile tahammül edemeyecekleri bu tutum Türkiyenin önüne hantal ve köhnemiş devlet algısından kurtulup, milletin devletin inşa etme fırsatı sunmaktadır. İstanbul dükalığı elbette kapalı kapılar ardında akla hayale gelmedik tezgahlar üzerinde çalışmakta , yeni huruç planları yapmaktadırlar.Ankara geceleri aslında gizemli toplantılara ev sahipliği ile bilinir. Hükümetler yıkılır, hükümetler kurulur rakı sofralarında. Milletvekili transferleri gündemden hiç düşmez. Ama bu rutinin dışında lideri parti içinden vurmak, partiyi parçalamak için sarı öküz arayışı içine girmek en popüler konudur her zaman. Sözün özü şudur; Ak Parti ve CHP yeniden dizayn edilmek istenmektedir. Tayyip Beyi Baronlar yenemedi… Şimdi asıl sınavda olan Ak Partinin bizzat kendisidir.
Posted on: Sun, 10 Nov 2013 06:59:08 +0000

Trending Topics



Recently Viewed Topics




© 2015