Barzani’nin Rojava Politikası ve Salih Müslüm Bedel Boseli, - TopicsExpress



          

Barzani’nin Rojava Politikası ve Salih Müslüm Bedel Boseli, yuksekovahaber -- Barzani PYDye silah yardımı yaptı mı? -- Barzaninin Rojava politikası nedir? -- Barzani, Rojava için Obama, Putin ve Hollandeyi ikna etti mi? -- Gerçekten Salih Müslüm neden Federe Kürdistana alınmamıştı? -- Rojava-Güney sınırı tartışamalarına net cevap. -- PYDnin politikası Doğu Kürdistanı ateşe mi attı? -- Rojava kazanımları devrim niteliğinde mi? Tüm bu soruların cevapları için bu yazıyı baştan aşağı okumanızı tavsiye ediyoruz. Daha önceki makalelerim ve Twitter-Facebook paylaşımlarımda Sayın Barzani yönetimindeki Kürdistan Demokratik Partisinin (KDP), Salih Müslüm yönetimindeki Demokratik Birlik Partisine (PYD) silah, erzak dâhil her türlü yardımı yaptığını söylediğimde çokça insan beni yanlış bilgi vermekle suçladı. Bunun yanı sıra sanı ile bilginin ayırımını yapamayan koskocaman yazarlarımız bile sanılarını bilgi varsayıp, onlar üzerinden Rojava sürecini, arka planını değerlendirmeye çalıştılar, Başkan Barzaniyi yerden yere vurduktan sonra akıl vermeye çalıştılar. Yani sanılarını (sandıkları şeyleri) hakikat bilgisi olarak suna geldiler. Yazılarını her okuduğumda yüreklerindeki samimiyet ve Kürdistan sevgisinden başka bir hakikat göremedim maalesef. Kürt Hareketinin (KCK) kurumları üzerinden yazar, çizer olmak isteyen, belediye başkanı, eş başkan, yönetici olmak isteyen, her halükarda ve sürekli alkışçılara da diyecek bir şey yok. Bu insanlar Kürt Hareketine dost değil, zarar verici. Dost olan acı söyleyendir, hakikati haykırandır. Derken Sayın Salih Müslüm Reuters Haber Ajansı ile yaptığı röportajda KDPden silah yardımı aldık dedi (13.11.2013, Reuters). Bir Allahın kulu çıkıp da Bedel Boselî sen haklıymışsın PYD itiraf etti, boşuna sana saldırmışız demedi. Şimdi sanıları bir kenara bırakıp hakikatin bilgisine çevirelim yüzümüzü. Sadece bilginin kanatlarıyla hakikate varabiliriz. Sanılar ile hakikatin hayalini kurduğumuza bile emin olamayız. Ayrıca metafizik söylemlerden sıyrılıp, deneyimsel dünyaya gözlerimizi açalım diyorum. Başkan Barzani 2011 yılında, tüm Rojavalı parti ve taraflarla toplantılar yaptı. Bunlara PYD de dâhildi. Bu toplantılarda şu önerilerde bulundu: Birlik olun, yanlış yollara sapmayın. Şu anda gidişat hakkında kesin bir şey söylemek güç. Birincisi: Bulunduğunuz coğrafyada bütünlük yok. Yani Kürt yerleşim yerleri bir bütün değil. İkincisi: Bölgenizdeki coğrafik yapı sebebiyle (bir devlete karşı) kendinizi savunmanız çok zor. Üçüncüsü: Şimdilik savaşa girmenize gerek kalmayabilir, bunun çabası içindeyiz. Sizin evvela yapmanız gereken bir heyet oluşturmanız. Bu heyet tüm tarafların temsilcilerini barındırmalı. Siz birlik olun, size her türlü yardımı yapmak bizim de mecburi görevimizdir. 11 Temmuz 2012de, Hewlêrde toplantı yapıldı. Sonraki gün Kürt Yüksek Konseyi kuruldu (Desteya Bilind a Kurd). Bu konseyde PYD ve diğer Kürt partileri bir çatı altında birleşme kararı verdi. Başkan Mesut Barzani, Federe Kürdistan adına PYD dâhil tüm Kürt parti ve taraflarına şöyle dedi: Hiç bir hükümetten yardım istemeyin, kapılarına gitmeyin. Siz her ne isterseniz gelin biz Kürdistan Yönetimi olarak size tedarik edeceğiz. Her türlü imkanımız var. Buna silah, erzak, uluslararası arenada tanınma ve aklınıza gelebilecek her türlü destek dâhildi. Başkan Mesut Barzani konuşmasının devamında Her ne zaman ihtiyaç duyarsanız buyurun gelin Kürdistan Bölgesi sizin kendi eviniz. Siz burada sığınmacı değil kendi evinizde, yurdunuzda olacaksınız. Orada kalma imkânınız olduğu sürece bırakıp gelmeyin. Kendi yerinizde kalın, terk etmeyin. Fakat bölgenizde savaş çıktığında ve çaresiz kaldığınızda buyurun, burası sizin evinizdir. Başkan Barzani uluslararası camiada Rojavanın statüsünü kabul ettirmek, destek sağlamak için gerekli hazırlıkları yapmış, Rusya Devlet Başkanı Putin, Amerika Başkanı Obama ve Fransa cumhurbaşkanı Hollande ile olumlu görüşmeler yapmıştı. PYDnin, Beşar Esed , Irak ve İran tarafına daha yakın durması uluslararası arenada kabul edilecek Rojava Kürdistanı planlarını altüst etti. Rojava kazanımlarını İran ve Suriyenin vicdanına bırakıldı. Bu çökmekte olan bir diktatörün elinden tutmaktı, uluslararası çapta da bunun Kürtlerin aleyhine olumsuz sonuçları kesindi. Salih Müslüm, Esedin ortağı İran için İran Devleti Kürtlerin birliğini istiyor derken, İngilterenin Suriye temsilcisi PYD, Cenevre 2 Konferansına Esed Rejimi heyeti tarafında katılsın diyecekti. Rojavada yakalanan Kürdistan fırsatı çok zorlu bir sürece girdi. Zaten PYDnin kendisi Suriye ve Türkiyede federasyon v.b. bir yapılanma istemediğini, birleşik Demokratik Suriye ve Türkiyeden yana olduğunu her fırsatta söylüyor. Devletleşmenin insanlığa zararlı olduğu, bu bağlamda bir Kürt Devletinin insanlığa zarar vereceği düşüncesi PKK ve PYD ideolojisinin temel taşlarındandır. Sayın Öcalanın kitaplarını açıp PKKnin kanunu mahiyetindeki bu tespitlere bakabilirsiniz. Kürtlerin halen bir ulus olarak tanınmadığı, dilinin eğitim dili bile olmadığı, sınırlarının ayaklar altına alındığı, devletlerin her türlü silahlanma yarışına girdiği bu anormal dünya şartlarında, Devletleşme kötü bir şeydir, Kürdistan devleti hedefimiz yok, istemiyoruz demek acizliğin felsefesini yapmaktır. Şimdi gelelim İrana. Suriyedeki gidişat İranın geleceğini temelden etkileyecektir. Eğer Esed kaybederse İranın şimdiki yapısı ve varlığı zayıflayacak hatta çökme noktasına gelmesi olası. Bu özellikle Doğu Kürdistan (İran) için bir fırsat doğuracak. Yok, eğer Esed kazanırsa İran devasa bir avantaj elde edecek özelde biz Kürtler açısından feci şekilde güçlenecektir. Güçlü Şii bir İran Devleti asla Kürtlerin varlık göstermesini istemez. Esedin ayakta durup durmaması, İranın var olan yapısını güçlendirmesi veya zayıflaması noktasında Kürtlerin Rojavadaki tutumu belirleyicidir. PYDnin bu tavrı İrana da güç vermiş, Doğu Kürdistanının özgürlük özlemini adeta bir 100 yıl sonraya ertelemek üzeredir. Neden Salih Müslüm Federe Kürdistan’a alınmadı? Bütün bunların yanında PYD Eşbaşkanı Salih Müslüm, Federe Kürdistan sınırında başkan Barzaninin özel karşılama ve muamelesiyle yani VİP olarak alınır, en iyi derecede misafir edilirdi; Yurt dışı görüşmeleri için ortam hazırlar, gerekli irtibatları sağlar, uçak biletini kesip gönderirdi. Fakat ne zaman ki Salih Müslüm Güney Kürdistandan Rojavaya veya başka ülkeye ayak basarsa hemen Sayın Barzani ve KDPye hakaret etmeye başlar ve iftiralarda bulunurdu. Zaten Salih Müslümü temsil eden Medyanın sahte belgeleri, hakaret ve küfürleri saldırının doruk noktası. Özellikle bu sahte belgelerden Rudaw TV ile ilgili olan sahte belgeyi ileriki günlerde açıklayacağım, hayretler içinde kalacak, bu kadarına da pes diyeceksiniz. PYD,Sayın Barzaniden de aldığı gücü istismar ederek Rojavada Kürt Partilerine karşı bir çeşit askeri darbe yaptı. Tek başına siyasi gücü ele geçirip, diğer Kürt partilerine baskı yapmaya başladı. Başkan Barzaninin PYDye verdiği silahlar ile güç kaynakları, Salih Müslüm yönetimi tarafından diğer Kürt partilerine karşı Esedin faydasına olacak şekilde kullanıldı. Başta Barzaninin kendi partisine karşı kullanılmak üzere... Yaklaşık iki yıldır Barzaninin sivil-siyasi temsilcileri (KDPli üst düzey yöneticiler) Salih Müslüm tarafından tutuklanmış. Her türlü işkence uygulanmaktadır. Birisinden hiç haber alınamıyor. Yine de Sayın Barzani ve partisi iyi niyetini gösterdi Ola ki Salih Müslüm doğrusunu yapar düşüncesiyle. Durum böyle olunca, PYDnin baskılarına tepki olarak bazı Kürt partileri El-Kaide bağlantılı partilerle PYDye karşı cephe alırken, bazıları da Özgür Suriye ordusuna katıldı. Sayın Barzaniye yakın partiler ise özgün durmaktalar. Salih Müslüm’ün “Biz şeriata karşı savaşıyoruz” gibi gereksiz söylemleri Kürdistan’ı kana bulamak isteyen dünya cihatçılarının eline müthiş bir fırsat verdi. Çünkü bir Müslüman’ın düşünce sistemine göre “Şeriata karşı savaşmak, Kur’ana karşı savaşmaktır” (Şeriat: Kur’anın pratikleridir). Kürt Müslümanlar bile akın akın PYD’ye karşı savaşmaya gitti. PYD kaynaklı bu tekçi girişimler, gereksiz söylemler, yanlış politikalar, Rojavayı ateşe attı böylece Kürdistan Yönetimini patlama noktasına getirdi. KDP, Salih Müslümün uşağı değil ki hep hizmet etsin, iyi niyet göstersin, bunun karşılığında sürekli hakaret, baskı ve iftira görsün denildi. Ve KDP yönetimi Sayın Mesut Barzaniye rağmen tavrını koydu. Şöyle ki: Güney ile Rojava sınırında Tüccarlardan alınan vergiler sadece PYDye değil, Rojavadaki tüm Kürtlerindir. Bu sağlanmadığı takdirde sınır sadece ticarete kapatılacak. Çünkü PYD buradan elde ettiği ekonomik kaynaklara el koyup diğer Kürtlere karşı kullanıyordu. Her türlü insani YARDIM geçişi her zaman serbest oldu, sadece ticaret durduruldu. PYD, Barzaniden aldığı bütün askeri yardımları Kürt partilerine, özellikle Barzaninin kendi partisine karşı kullandığı için bu askeri yardımlar da kesildi. Bu haklı tavır sergilenince özellikle Kuzey Kürdistan ve Avrupadaki PKKli Kürt camiası, temsilci ve yöneticiler Barzaninin şahsı ve ailesine etmediği hakaret ve küfrü bırakmadılar. Etmeyin, eylemeyin. Hakikati bilmeden sert çıkışlar yapmayın dediğim için ben de nasibi alanlardanım. Onların Twitter ve Facebook duvarları rezalet. Barzaniye karşı insan onuruna aykırı paylaşımlar yapıldı. Sürekli KDPye hakaretler yağdıran Sayın Salih Müslümün en son tüm Güney Kürdistan halkına hakaret etmesi ipleri kopardı. Hatta Barzani karşıtı, Goran Hareketinin bir üyesi röportaj yaparken Salih Müslüme Barzani ile sorununuz var da bize yani tüm Güney Kürtlerine niye hakaret ediyorsunuz dedi. Hiç bir şey olmamış gibi, Salih Müslüm Federe Kürdistan üzerinden Avrupaya gitmek isteyince, Kürdistan Yönetimi Dur bir dakika! Biz her türlü destek ve iyi niyeti gösterdiğimiz halde her yerde bizi rezil etmeye çalışıyorsun, yaptığın toplantı ve verdiğin beyanatlarda Federe bir Kürdistana, Kürdistan Devletine karşı olduğunu, Demokratik Suriye istediğini söylüyorsun. Ülkeler ile görüşürken diğer Kürt temsilcilerden habersiz tek başına, gizlice oturuyorsun. Madem biz kötüyüz, ‘Rojavada Kürdistana ihtiyaç yok diyorsun buyur Bağdat, Ankara ve Şam üzerinden git dedi. Rojavada kazanımlar var. Yok değil. Ama bu kazanımlar devrim niteliğini taşımıyor henüz. Belki reform diyebiliriz. Zaten sağlam temellere oturtulmadı. Kürtler dışındaki diğer halklara demokratik yaklaşım, fakat farklı düşünen Kürtlere karşı askeri baskı hâkim. Yanlış politika ve temelsizlik sebebiyle, eğer Esed tekrar toparlanırsa Rojava Kürtlerinin bütün haklarına el koyacak, İran güçleneceği için Doğu Kürdistan hayallerini 100 yıl daha erteleyecektir. Mesela Rojavanın en büyük şehri Qamişloda Esed Askerleri olduğu gibi duruyor. Özgür Suriye Ordusu kazanan taraf olacaksa yine ilk işleri Rojavaya saldırmak olacaktır. Batı ülkeler hakeza. Farklı Kürt parti ve tarafları da PYDnin tekçi baskısından dolayı tepkili, fırsat arayacaklardır. Bu gidişatla Kürtler arasında huzur ve barış hiç olmayacak. Özellikle şakşakçı yazarlarımız, çekingen siyasilerimiz olduğu sürece... Başkan Barzaninin tepkisi bu yanlış politikalaradır. Tarihi Rojava fırsatının heba edilmesi, Doğu Kürdistanı bitirecek Güney kazanımlarını büyük riske atacaktır. Anlaşılan ünlü şairimiz Cegerxwin’in “Eğer olmazsanız bir, gidersiniz bir bir sözünü birileri kendi birliği (tekliği) olarak algılamış. — Bedel Boseli ile birlikte.
Posted on: Mon, 25 Nov 2013 11:07:52 +0000

Trending Topics



Recently Viewed Topics




© 2015