Bu bayramı nasıl kutlayacağız? İsterseniz, bu yazıyı hiç - TopicsExpress



          

Bu bayramı nasıl kutlayacağız? İsterseniz, bu yazıyı hiç okumayın. Yazı hayatımda zaman zaman bazı yazılarımın okunmaması hususunda ön uyarılarda bulunurum. İşte bu yazıda, onlardan birisidir. Yeryüzünde nerde kan akıyorsa, nerde canlara kıyılıyorsa, biliniz ki, bunlar sadece Müslümanlardır. Ramazan Bayramını kutlamaya hazırlanıyoruz, bütün İslam Alemi bir mübarek ayı eda ve yad ettikten sonra, O’nun ödülünü alacak. Peki, bu mübarek Ramazan Bayramını içimize sinerek kutlayabilecek miyiz? İsterseniz, Müslümanların şu anda, şu vakitte neler yaşadığını hep birlikte hatırlayalım: Mısır’da darbeci Sisi’nin lejyonerleri Adeviyya Meydanında “özgürlük devrimi ve demokrasinin” mücadelesini sürdürmek üzere eylemlerine devam ederken, onları tarıyor, yüzlerce Müslüman katledildi ve 5 binin üzerinde yaralı hastanelerde tedavi görüyor. Suriye’de iç savaş sürüyor, şimdiden 100 bin dolayında Müslüman hayatını kaybetti. Öldürende, ölende Müslüman… Irak’ta devlet otoritesi oturmuş değil. Bu ülkede daha önce ABD ve AB ülkeleri Müslümanları öldürdü, şimdi de Müslümanlar birbirini öldürüyor. Lübnan’da, Dürziler ve Hrıstıyan Falanjistler Müslümanlarla yer yer çatışmalar oluyor, ölenler Müslümanlar. Lübnan’da farklı görüşteki Müslümanlar, her fırsatta birbirini öldürüyor. Doğu Türkistan ve Urumçin’de Çin zulmü devam ediyor ve Müslüman Türkler katlediliyor. Arakan’da Müslümanlar, Budistler tarafından öldürülüyor. Karabağ’da Ermeniler Azeri Türkleri öldürüyor. Rusya, Çeçen Müslümanları öldürüyor. İsrailliler, Filistin’de Müslümanlara soykırım katliamı yapıyor. Afganistan’da, Tunus’ta, Libya’da, Yemen’de, Somali’de, Etopya’da, Fas’ta, Eritre’de, Bosna’da, Bulgaristan’da, Balkanlarda, Kenya’da, Almanya’da, Amerika’da, İspanya’da, Fransa’da, Uganda’da ve Yakutistan’da Müslümanlar öldürüldü, bu katliamlar hala sürüyor. Hristiyanlarla Hristiyanların, Musevilerle Musevilerin yada Hristiyanlarla Musevilerin, Budistlerle diğer puta tapar ülkelerin birbirini öldürdüğünü hiç duydunuz mu? Bu bayramı kutlamayı içimize nasıl sindireceğiz? Bir ay boyunca Allah rızası için oruç tutan Müslümanların elbette ki bayram “analarının ak sütü” gibi helal ve hakkıdır. Gel gör ki, içimizdeki sızı, bu dünyada göz göre göre Müslümanların uğradığı zulüm, özellikle iki asırdır süren Müslümanların “zelil ve mu’stazaf” durumları, bayramlarımızı zehir ediyor. “Selam” kökünden gelen ve “güven ve esenlik” manalarını içinde barındıran İslam dininin mensupları, neden bu kadar birbirlerine karşı kin ve nefret dolu? Putatapar, ateist, deist, Hristiyan ve Yahudiler, Müslümanlara karşı asırlardır süren düşmanlıkları neden bir türlü bitmedi? Ve neden Müslümanlar bu küresel oyunun farkında değil? Kimimizin fırkalara ayrılıp, ırkçılık-kavmiyetçilik harsı üzerinde, Siyonizm’in gönüllü askeri rolünde, Hristiyan dünyasının sözcüsü statüsünde kullanılıyoruz. Komünizm, Kapitalizm, Faşizm ve Liberalizm adlarında, her birimiz bölük pörşük yapılmış, koftiden ve Müslümanların yarasına hiçbir zaman merhem olmamış ideolojilerin sarmalında debelenip durduk. Bir Müslüman’ın, yukarda saydığımızın her hangi bir “İZM” mensubiyeti, ne kadar gerçekçidir? Eğer Müslüman olarak izlememiz gereken bir rehber arıyorsak, Hazreti Muhammed Aleyhisselam ne güne duruyor? Eğer bir Türk olarak örnek almamız gereken bir kişi arıyorsak, Mustafa Kemal Atatürk yetmez mi? Atatürk’ü tabu haline sokupta, her yanlış O’na yamandığından, “Kemalizm” diye bir ucubeyi Atatürk’ün ölümünden sonra uydurup hayatımıza sokanlar, bu cumhuriyetin banisine en büyük kötülüğü yaptılar. Darbeleri dahi “Atatürk” adına gerçekleştirdiler. Kendilerini “Atatürkçü ve Kemalist” diye tarif edenler, Anayasamıza dahi “Atatürk Milliyetçiliği” diye hiçbir kavramsal temeli olmayan bir madde ekleyerek, bu ülkenin insanlarına O’nun adına zulüm ettiler. Mustafa Kemal Atatürk’ü öylesine kategorize ettiler ki, sanki bir kesime aitmiş gibi gösterdiler. Tıpkı Bayrak gibi, tıpkı Türkiye gibi, Atatürk’te ortak değerlerimizden bir değerdir. Bu yanlışlığı yapanlar, ne yazık ki tarihsel hatalarına devam ediyorlar. Sahi, mübarek Ramazan Bayramını kutlamayı nasıl içimize sindireceğiz? Yeryüzündeki Müslümanlara yapılan bunca zulmü hatırladıktan sonra, ayağına bir çift papuç alınamayan bu şehirdeki yoksul çocukların varlığına rağmen, zengin iftar sofralarını televizyon haberlerinde izleyen ve kendi iftar sofralarında bir pideye hasret orucunu açan fakir ailelere rağmen, fidye, fıtr-ı sadaka ve zekatlarını binalara verenlerin aklına gelmeyen öksüz ve yetimlere rağmen, nasıl kutlayacağız biz bayramı? Bu bayramda üç çocuğum İstanbul’da. Ne onlar gelebildi, nede ben gidebildim. Seyda Bilal, Sara Hilal ve Mariya’sız bir bayramdayım. Bu bayramı Zeynep Berfin ve Berat Ali’yle kutlayacağız. İçime oturmuş, gırtlağımı düğümlemiş bir bayram sabahına uyanacağım. Bir yanda Müslümanların yeryüzündeki acısı, öbür yanda çocuklarımın sızısı… İçinizi kararttıysam, sevincinizi kursağınızda bıraktıysam, bayramınızı zehir ettiysem özür dilerim. Her şeye rağmen mübarek Ramazan Bayramınızı kutlar, önümüzdeki bayramların Müslümanlar için gerçek bir bayram olmasını Allah’tan niyaz ederim.
Posted on: Tue, 06 Aug 2013 09:21:58 +0000

Recently Viewed Topics




© 2015