Bu gösteriye dikkat! bu yazıyı mutlaka okuyun bilhassa - TopicsExpress



          

Bu gösteriye dikkat! bu yazıyı mutlaka okuyun bilhassa çocukları okula gidenler Önce şu satırlara dikkatinizi çekmek istiyorum; “Dünyanın dört bir yanında milyonlarca kişi tarafından yapılan, hem dans hem spor konseptiyle eğlenceli bir program öneren ve egzersiz dünyasında devrim meydana getiren “Zumba” dansı bu sefer Türkiye Korunmaya Muhtaç Çocuklar Vakfı (Koruncuklar) için tempo tutuyor. 22 Eylül Pazar günü (bugün) Caddebostan sahilinde Türkiye’nin önde gelen “Zumba” eğitmenleri, kurup yaşattığı çocuk köyleri ile ailesi olmayan veya terk edilen, kişisel varlığı tehdit altında olan, ihmal veya istismara uğramış, kötü alışkanlıklara karşı savunmasız bırakılmış korunmaya muhtaç çocukları korumak ve yetiştirmek için çalışan Koruncuklar için nefes kesen bir dans gösterisi yapacak.” Peki, Türkiye Korunmaya Muhtaç Çocuklar Vakfı’nın (TMKÇV) belli başlı hizmet alanı ne? TKMÇV, 1992 yılında “kimsesiz çocukların bakımı için” Avusturya merkezli SOS Uluslararası Çocuk Köyleri Kurumu’nun çocuk köyü modeline uygun olarak İstanbul Bolluca Çocuk Köyü’nü hizmete açtı. Bolluca Çocuk Köyü’nün masraflarının Dünya Kiliseler Birliği tarafından karşılandığı çok konuşuldu. Yıllardan bu yana tartışılan konulardan biri bu çocuk köylerinin misyonerlik faaliyetlerine hizmet ettiği yönünde… “Misyonerler, Hıristiyanlık propagandası yapmak için; özel okullar, hastaneler, kütüphaneler, yabancı dil öğretim merkezleri, sığınma evleri, öksüz yurtları ve pansiyonlar kurmakta, kimsesiz çocuklara çocuk köyleri kurmakta, yoksul ailelere maddî yardımda bulunmakta kitap, broşür, dergi basıp dağıtmakta çeşitli sanat etkinliklerinde bulunmakta...” “Misyonerleri bazen bir doktor, bazen bir hemşire, bazen bir öğretmen, bazen herkesin yardımına koşan bir eleman olarak görebilirsiniz. Örneğin, “Yeni meslekleriyle de misyoner rahibe kardeşler, Hristiyanlık prensiplerini telkin ettiler. Türk müfettişleri onlara ihtar yöneltmelerine rağmen onlar Hıristiyanlık dualarını öğretiyorlardı.” diyor bir misyoner hatıralarında. “1960’tan sonra da Anadolu’yu karış karış gezen “Barış Gönüllüleri” adlı misyonerler, Türkçe broşürler dağıtarak basın–yayın organları yoluyla da kendisini göstermiştir. ABD ile yaptığımız ikili antlaşmalar çerçevesinde Türkiye’ye getirttiğimiz sözde barış gönüllüleri, etnik ve dinsel temele dayalı yıkıcı, bölücü ve ayrılıkçı faaliyetler yapmışlar, PKK’nın temellerinin oluşumunda rol almışlardır.” *** Çocuk köyleri oluşturmak da misyonerlerin yeni sayılabilecek çalışma alanlarından birisi. Bunun bir örneği SOS–Kinderdof İnternational (SOS Çocuk köyleri Birliği) tarafından, Türkiye Korunmaya Muhtaç Çocuklar Vakfı ile ortaklaşa, Gaziosmanpaşa ilçesi Bolluca mevkiinde yapılan çocuk köyü… Masraflarının tamamına yakınını, Dünya Kiliseler Birliği’nin yan kuruluşu olarak faaliyet gösterdiği ileri sürülen Uluslararası SOS Çocuk Köyleri Birliği’nin finanse ettiği köy; 2 katlı dublex, süper lüks villa şeklinde evlerden ve idari binalar ile işletme için gerekli tesislerden oluşuyor. Özellikle 1979 yılında bu tür faaliyetlere ağırlık veren misyonerlerin çalışmaları, halkın yoğun tepkisini çekince, faaliyetler durduruldu. Müracaatları birçok defa geri çevrilen bu çerçeve, vakıflarının ismini değiştirerek ve tüzüklerini Türk mevzuatına uydurarak tekrar teşebbüste bulundular. Uluslararası Çocuk Köyleri Birliği tarafından verilen 3.5 milyon marklık yardımla yapımına başlanan köy, şu anda aktif… *** Bolluca SOS Çocuk Köyü için bugün düzenlenecek etkinlikte dikkat çeken başka ayrıntılar da var; Hidayet Türkoğlu, Kellogg’s Special K, Transmed Klinik, Damla Su, Özsüt etkinliğin sponsor ve destekçileri… Program, Caddebostan Sahili; Şaşkınbakkal Beltur ve Marina yanında saat 11:00’de… Türkiye “Zumba” Eğitmenleri ise şu isimlerden oluşuyor: Gökçe Güngör, Meltem Demircioğlu, Kutsal Zeren, Ayşegül Demirsoy, Ece Sueren Ok, Hülya Yılmaz, Rosita Morlevi Kastro, Orit Habip, Zeynep Deniz, Hande Ermiş. Atölye İdil Korkmaz’dan, Depo Dans ise Ece Sueren Ok’tan… *** Biliyorsunuz, Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne bağlı Vakıf Öğrenci Yurtları, antidemokratik 28 Şubat darbesi sürecinde “irticanın odağı olduğu gerekçesiyle” kapatıldı. Aynı zihniyet o dönemde camileri de “irticanın odağı” olarak görüyordu!.. Bu yurtlarda maddi imkânı olmayan öğrenciler ücretsiz barınıyordu. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a Vakıf Öğrenci Yurtlarını açması için bu sütunlardan 3 kez mektup yazdım. Erdoğan’dan, bu ay sonu açıklayacağı “Demokratikleşme Paketi”ne bu hususu da eklemesini rica ettim. Bir yanda çalışkan, zeki ama yoksul Anadolu çocuklarının önü kapatılırken, misyonerlik faaliyetlerine hizmet ettiği iddia edilen kuruluşların önü sonuna kadar açılıyor.. Bu tablo sizce de biraz garip değil mi? CHP pirincin içindeki siyah taş AKP beyaz taş… Selamün aleyküm, Adnan bey, umarım iyisinizdir. Sizi sürekli okuyorum. Cemil Çiçek konusuna aynen sizin gibi bakıyorum. Şu anayasa çalışmaları, Çiçek’in olduğu yerde ot bitmez... Gelelim asıl meseleye, Geçen akşam kızımın ders kitaplarının kapaklarını kaplarken din kültürü ve ahlak kitabına bir bakayım dedim. Ders kitabında bir tek baş örtülü resim vardı. O resim de bir Afrikalı veya Arap kız çocuğuna ait... Erkek öğrenci resmi ile namaz tarifi yapılmış ama kız öğrenci resmi ile yapılmamış. Öğrenci annesi ile birlikte çizilmiş, yakasına kadar kapalı, aynı şekilde bayan öğretmen de yakasına kadar kapalı. Ama en çok dikkatimi çeken şu oldu; kız öğrencinin namaz kılma şekli neden konulmamış? Acaba başörtülü bir resim olmasın diye mi? Sonra neden bir Türk çocuk değil de Arap kız çocuğu tercih edilmiş? Bugünkü Milli Eğitim Bakanı’nın (Nabi Avcı) 90’lı yıllarda okumuş olduğum Enformatik Cehalet isimli kitabı aklıma geldi. Acaba, bu bakışım okumuş olduğum kitabın etkisinde kaldığım için mi? Nabi Avcı’nın yazdığı Molla Kasım isimli kitabını da okumuştum. Sizden ricam bir Molla Kasım’lık yapıp bu konuyu sütunlarınıza taşımanızdır. Erbakan hocamın sözü aklıma geliyor; CHP pirincin içerisindeki siyah taş, AKP beyaz taş... Bu Memlekette CHP’nin yapamadığını muhafazakar kesimin oyu ve desteği ile AKP yapıyor. Saygılarımla. (Fatih Sayar) NOT: Bugün 22 Eylül 2013 Pazar… İktidar ve TBMM’de grubu bulunan partiler, 2012 yılında yeni ve sivil anayasa vaadini yerine getiremedi. Sınıfta kaldı. Umutlar bu yıla sarktı. Cemil Çiçek, liderlerle görüşerek yeni bir süreç başlattı. Son hazırlanan Demokratikleşme Paketi sanki yeni ve sivil Anayasa çalışmalarını sekteye uğrattı, yavaşlattı gibi; ne dersiniz? Du bakali n’olacak? Her şeye rağmen yine de takipteyiz…
Posted on: Sun, 22 Sep 2013 05:54:56 +0000

Trending Topics



Recently Viewed Topics




© 2015