BÖLÜM : 2 Paraşüt, Hayal, Serhat, Kartal… derken bir de - TopicsExpress



          

BÖLÜM : 2 Paraşüt, Hayal, Serhat, Kartal… derken bir de "Fırtına" kopmuştu. Bu operasyon ise, Antalya`da M-Oil Bölünmez A.Ş ve Ray Denizcilik Şirketi`ne yönelik yapıldı. Şirketin sahibi Süleyman Bölünmez ve 14 arkadaşının tutuklandığı operasyonda, iki firmanın iç piyasaya sürdüğü akaryakıtı, "ihraç etmiş" gibi gösterdiği anlaşılmıştı. Operasyon, şirketin gemisinin fırtınada batmasının ardından başladığı için, bu isim uygun görülmüştü. Türkiye`nin dört bir yanında başlayan ve süren operasyonlara her gün bir yenisi eklenirken, Ankara`da başlayan bir operasyon, Tantan`ın "gidişi"ne kadar uzanacak yeni bir sürecin habercisiydi. Bu operasyonun adı Beyaz Enerji`ydi. Jandarma Genel Komutanlığı Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Başkanlığı`nın imza attığı operasyon, hükümet içinde fırtına kopardı. Enerji Bakanlığı`ndaki ihale yolsuzluklarına yönelik olarak gerçekleştirilen operasyonda, eski bakanlardan Birsel Sönmez`in de aralarında bulunduğu dokuz kişi gözaltına alındı. Gözaltı işlemini jandarma gerçekleştirmiş, ismini açıklamayan bir komutan ise, "Düğmeye biz bastık. Bu olay PKK ile mücadele kadar önemlidir. Bundan böyle pisliğe rüşvete karışan kim varsa üzerine gitmekte kararlıyız" demişti. Jandarmanın Ankara`nın göbeğinde operasyon yapması ve bundan hükümette bulunan Mesut Yilmaz`ın haberinin dahi olmaması, sinirleri germişti. Yılmaz`ın çok önem verdiği Mavi Akım da dahil olmak üzere Enerji Bakanlığı`nın yaptığı tüm ihalelerin mercek altına alınmış olması, ANAP`ta huzursuzluk yaratmıştı Yılmaz`la ipler geriliyor Gözaltındakilerin sorgusu sürerken, kimliği açıklanmayan bir jandarma komutanının Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Cumhur Ersümer`I kast ederek, "Üstünü çizin" dediğinin iddia edilmesi ise, bardağı taşıran son damla oldu. Artık gözler, askerlere, Yılmaz`a ve Tantan`a çevrilmişti. Ersümer, "Verilemeyecek hesabım yok" derken, Yılmaz ise, yakınındaki milletvekillerine Tantan hakkında suçlayıcı konuşmalar yapıyordu. Yılmaz, Tantan`ın bu operasyonda pasif kaldığını, kendisine bağlı jandarmadan hesap soramadığını söylüyordu. Böylece, ilk huzursuzluk da açığa çıkmaya başlıyordu. Jandarma bir yandan TEDAŞ`ta yapıldığı öne sürülen yolsuzluğu araştırırken, bu kez BOTAŞ`a yöneliniliyordu. Yılmaz`ın bu suçlamalarına cevap vermeyi tercih eden Tantan, operasyonun bilgisi dahilinde geliştiğini iddia ediyordu. Milliyet`ten Fikret Bila`ya konuşan İçişleri Bakanı, "Bu tür soruşturmalarda gizlilik esastır. Ancak belli bir aşamaya gelince bakana, başbakana ve yardımcısına haber verilir" diyordu. Bu tarz bir siyasete alışık olmayan Yılmaz ise, rahatsızlığını açıkça dile getiriyordu. "Beyaz Enerji Operasyonu" ülkede yeni bir kriz yaratmıştı. Soruşturmayı yürüten Ankara DGM Savcısı Talat Şalk, IMF ve Dünya Bankası`ndan konuyla ilgili belge istemesi ise, Ecevit`ten tepki görmüştü. Başbakan Ecevit, "Savcı yetkisini aştı. Devletin saygınlığına gölge düşürdü" dedi. Şalk ise bu suçlamaya, "Ben özgürüm" yanıtını verdi. Türkiye gündemini uzun sure meşgul eden "Beyaz Enerji" ANAP`ta Yılmaz ile Tantan arasındaki iplerin kopmasına sebep olmuştu. Yılmaz, yaptığı basın toplantısında, askerin operasyon yapmasına izin verenleri ve destekleyenleri suçluyor "Askeri yönetim özlemi mi var? " diye soruyordu. Artık Tantan açıkça hedef tahtasındaydı. Çünkü gözaltına alınan bürokratlar, Enerji Bakanı Cumhur Ersümer aleyhine de ifade vermiş, Ersümer zor durumda kalmıştı. Ve tüm bunlar ANAP hükümet ortağıyken oluyordu. Yılmaz`ın kabul edemediği nokta da burasıydı. Tantan`a kızgınlığının sebebi açıktı. Öte yandan siyasi alanda bu tartışma sürerken, iddialar ise dudak uçuklatıyordu. Yapılan enerji santrali ihalelerinde, devletin 5 milyar dolar zarara uğratıldığı öne sürülüyordu. Soruşturma derinleştikçe, Cumhur Ersümer üzerinde yoğunlaşılıyordu. Ersümer bunun üzerine istifa ediyor, yargı önüne çıkmak istediğini söylüyordu. Süreç, iyice karmaşıklaşmıştı. Tantan bir yana, Ersümer,Yılmaz ve ANAP ise bir yana düşmüştü. Ersümer`in koltuğundan olması ve istifa etmek zorunda kalmasının sebebi olarak Tantan gösteriliyordu. Öyle ki; Mesut Yılmaz bir toplantıda Tantan`I kast ederek, "İçimizde hainler var" bile demişti. Tantan`ın yanıtı ise sertti: "Ben halkın hizmetindeyim. Kişi ve kurumların hizmetinde olan idarecileri kınıyorum." Yılmaz, Tantan`ı gözden çıkardı ANAP`ta ipler geriliyordu. Bakanların ve milletvekillerinin kendisine cevap vermesine alışık olmayan Yılmaz, hedef tahtasına yine Tantan`ı oturtuyor "Partimizin üzerinden kişisel çıkar sağlamak ve reklamını yapmak isteyenler var. Bunlara sesleniyorum. Düşün artık yakamızdan" diyordu. Yılmaz, ANAP İstanbul İl Kongresi`nde bu sözleri söylerken, muhatabı olan Tantan ise, salonu terk ediyordu. Az konuşmasıyla bilinen Tantan`ın sayılı da olsa verdiği cevaplar partide ve ülkede soğuk duş etkisi yaratıyordu. Gazeteler kabinede büyük bir huzursuzluk olduğunu yazıyor, ilk revizyonda Tantan`ın görevden alınacağınıiddia ediyordu. Bu artık saklanamaz bir gerçekti. Yılmaz`ın olduğu yerlerde Tantan bulunmak istemiyor, Tantan ve Yılmaz`ın olduğu her yerde ise, soğukluk hissediliyordu. Partinin önde gelen isimlerinin "uzlaşma" çağrıları ise sonuçsuz kalıyordu. Yılmaz, Tantan`I artık gözden çıkarmış, yeni bakanı kendi kafasında biçimlendirmişti. . Tantan ise "tasfiye" edileceğini anlamıştı. Bu, grup toplantılarında ve meclis kulislerinde yalnız bırakılmasından da anlaşılıyordu. Tantan`a adeta "vebalı" muamelesi yapılıyordu. Ancak Tantan, partinin tabanından büyük bir destek alıyordu. Çünkü partinin yıpranan imajında, Yılmaz`ın büyük payının olduğu iddia ediliyordu. ANAP`ın sürekli olarak yolsuzluk dosyalarıyla gündeme gelmesi, partilileri rahatsız ediyordu. Parti içi muhalifler ise Yılmaz`a bayrak açmaya hazırlanırken, kongre öncesi bu güçlü ismi yanlarında görmek istiyordu. İki ay sonra yapılacak olan kongrede muhtemel bir başkan adayını karşısında görmek istemeyen Yılmaz ise, koltuğa oturduğu günden itibaren "operasyonlar"la gündeme gelen Tantan`a karşı operasyon yapma hazırlığına girişiyordu. Ancak Yılmaz operasyonu yapmadan Önce, yanlış bir adım atmamak için "çevre"yi kontrol ettiriyor, Tantan`ın genel kurulda aday olup olmayacağını öğrenmesi için Mehmet Keçeciler`e görev veriyordu. Keçeciler, Sabah Gazetesi`nden Yavuz Donat`a yaptığı açıklamada Sadettin Tantan`la görüştüğünü doğruluyor, bakanın böyle bir niyetinin olmadığını anlatıyordu. Ancak Yılmaz, yine de işi şansa bırakmıyor, Tantan`ın tasfiye sürecini hazırlıyordu. Partide "karşı çıkma" geleneğinin oluşmasını istemeyen Yılmaz, tabanın da desteğini alan bu güçlü isme karşı "Tırpan Operasyonu"nu gerçekleştiriyordu. Plana göre, kabinede rotasyon gerekçesiyle bazı bakanların yerleri değiştirilecek, Tantan da Gümrüklerden Sorumlu Devlet Bakanı olacaktı. Tantan`ı kurnazca kızağa çeken Yılmaz, hem partiye, hem halka iki mesaj veriyordu: Görevden almadık, görev yerini değiştirdik. Sadettin Tantan`ı yakından tanıyan ANAP genel başkanı, İçişleri Bakanı`nın bu tutum karşısında görevde kalmayacağı ve istifa edeceğini de biliyordu. Ancak sorumluluğu kendi üstünden atıyordu: Çünkü; kendisi Tantan`a görev vermiş, ancak bu görev kabul edilmemişti... Tabi sonra Herşey Yılmaz`ın istediği gibi olmuştu Tantan görevi kabul etmemiş hem partisinden hemde bakanlık görevinden istifa etmişti.Yılmaz`da "Ben Görevden almadım kendi yeni görevini beğenmedi imajı yaratmıştı" Sonra Tantan kendi kurmayları ile beraber yurt partisinde genel başkanlığa seçildi ve 3 Kasım seçimlerinde barajı bir çok parti gibi geçemedi. Tantan hala Yurt partisi genel Başkanlığını sürdürüyor...... _________________ *** KİRLİ VE KİMLİKSİZ SİYASETE HAYIR *** ***********************************
Posted on: Thu, 27 Jun 2013 23:19:49 +0000

Trending Topics



Recently Viewed Topics




© 2015