DERS ( 9 ) OSMANLI Ä°MPARATORLUÄžU DAÄžILMA - TopicsExpress



          

DERS ( 9 ) OSMANLI İMPARATORLUĞU DAĞILMA DÖNEMİ Sadrazam Mahmut Şevket Paşanin öldürülmesi ile (21 Haziran 1913), İttihat ve Terakki Fırkası, hükûmetin idaresini tamamen ellerine geçirmişti. Enver, Talat ve Cemal Paşalar, Osmanlı Devletinin iç ve dış politikasını belirlemede en etkili nazirlardi. Balkan savaşlarından sonra, ordu ve donanmayı güçlendirmek isteyen hükûmet, Avrupa devletlerinden mühendisler ve askerî uzmanlar getirtmekteydi. Osmanli Devleti, dış siyasetini de, dengeleri gözeterek yeniden belirlemek ihtiyacını hissetmekteydi. Emperyalist devletler, nüfuz alanlarını korumak veya genişletmek maksadıyla siyasî, askeriî ve iktisadî açıdan ittifaklar oluşturmaktaydı. İngiltere ve Fransaya nazaran sömürgecilige geç başlayan Almanya, Afrika, Avrupa ve Orta Doğuda nüfuz sahasını genişletmek istiyor ve Osmanlı Devletine bu maksatla yakın durmayı yeğliyordu . Avusturya-Macaristan Imparatorlugu da, Balkanlarda Panislâvizmi gerçeklestirmeye çalisan Rusyaya karsi Almanlarla is birligi içindeydi. Ingiltere ve Fransa tarafindan pay edilmis Kuzey Afrikada gözü olan Italya da bu ittifaka yakindi. Dolayisiyla Almanya önderligindeki Üçlü Ittifakin (Almanya, Avusturya-Macaristan ve Italya) dogal rakibi, Ingilterenin öncülügündeki Fransa ve Rusyadan olusan Üçlü Itilâf (Anlasma) devletleri idi. Avusturya-Macaristan Veliahti Ferdinandin, Sirbistan ziyareti esnasinda bir Sirp tarafindan öldürülmesi (28 Haziran 1914), bu iki cepheyi sicak savasa sokmaya yetti. Daha sonra Romanya, Japonya ve ABD Itilaf Devletleri, Bulgaristan ve Osmanli Devleti ise Ittifak devletleri safinda bu savasa girdiler. Osmanli Devleti savastan önce Ingiltere ve Fransaya yakin bir politika izlemek istedi. Ancak hem hükûmet ve halk içerisindeki tepkiler hem de Itilaf Devletlerinin buna sicak bakmamasi, Osmanlilari Almanyaya yanastirmaktaydi. Özellikle Enver ve Talat Pasalar, Osmanli Devletinin yeniden silkinmesi ve kaybettikleri topraklari kazanabilmesi için Almanyanin yaninda yer almayi uygun buluyorlardi. Hükûmet baslangiçta tarafsiz kalmayi tercih etmisti. Almanlarin II.Abdülhamit devrinden itibaren Osmanli Devletinin yenilesme çabalarina katkida bulunmasi ve bu maksatla gönderdikleri askerî ve sivil uzmanlarin varligi, Itilaf Devletlerinin, Osmanli Devletinin tarafsiz kalamayacagi süphesini artiriyordu. Bu tutum, dolayisiyla Almanya yanlilarinin tezini kuvvetlendirmekteydi. Enver ve Talat Pasanin öncülük ettigi bu grup, Almanlarin yaninda savasa girmekle, Kafkaslar, Balkanlar ve Egede kaybedilen topraklarin geri alinabilecegi ve Osmanli Devletini nefes alamaz hâle getiren kapitülâsyonlar ve düyun-i umumîden kurtulunabilecegini öne sürmekteydiler. Nitekim Almanyaya ait Goben ve Breslav zirhlilarinin Türk bayragi çekilerek, Rus limanlarini bombalamasi, Osmanli Devletinin Almanya safinda savasa girmesine vesile olacaktir (1 Kasim 1914). Osmanli Devleti I.Dünya Savasinda tam yedi cephede mücadele etti; Kafkasya, Kanal, Hicaz ve Yemen, Irak, Suriye ve Filistin, Galiçya ve Çanakkale. Bütün cephelerde Osmanli askerleri büyük bir kahramanlik örnegi gösterdiler. Ancak, yedi cephede birden savasi sürdürmek, zor sartlar içerisinde bulunan Osmanli Devleti için çok güçtü. Enver Pasanin kumanda ettigi Kafkas Cephesinde Osmanlilar büyük zayiat verdiler. Dogu Anadolu ve Trabzon düstü. Kanal (Süveys) cephesinde ise Cemal Pasa, Fransiz ve Ingilizlere basariyla direndi. Hicaz ve Yemendeki Osmanli birlikleri, destek görmemelerine ragmen, kutsal yerleri korumak ugruna, harbin sonuna kadar Serif Hüseyin ve Ingilizlere karsi koydular. Basraya çikan Ingilizler Kuttül-Amarede büyük bir bozguna ugradilar. Komutanlari General Townshend esir edildi (29 Nisan 1916) Ancak, 1918de yeni birliklerle saldiran Ingilizler, ihanet eden Arap kabilelerinin de yardimiyla Basrada oldugu gibi, Suriyede de saldirilarini artirdilar. M.Kemal, Halepte bir savunma hatti olusturdu. Galiçya, Makedonya ve Romanyada Osmanli birlikleri, Avusturya ve Bulgaristana yardimci olmak için büyük bir özveriyle savastilar. Türkler, en büyük direnmeyi Çanakkalede gösterdiler. Itilaf Devletleri 19 Subat 1915den itibaren muazzam bir donanma ve yüz binlerce askerle saldiriya geçtiler. 18 Martta Itilaf donanmasina ait pek çok gemi batirildi. Ardindan Gelibolu Yarimadasindaki Settül-Bahir ve Ariburnuna asker çikararak, karadan da saldiriya geçtiler. Anzak ve Hint birliklerinin de katildigi kara savaslari, tam bir ölüm kalim savasi oldu. M.Kemalin de büyük bir askerî deha olarak ortaya çiktigi bu savunma karsisinda Itilaf Devletleri geri çekilmek zorunda kaldi. Bütün dünyaya ögretilen Çanakkale Geçilmez sözü, 250 bin Türk evlâdinin sehit kaniyla yazilan bir büyük destan oldu. Itilaf Devletlerinin Çanakkale bozgunu, Rusyanin yardim alma ümitlerini suya düsürmüs ve bunun neticesinde gerçeklesen Bolsevik Ihtilâli, Çarlik Rusyasinin sonu olmustur. Rusyanin savastan çekilmesi üzerine 7 Aralik 1917de imzalanan anlasmayla Dogu cephesinde Türk-Rus Savasi sona ermistir. Osmanli Devleti, I.Dünya Savasinda yedi düvele karsi muhtesem bir mücadele sergilemistir. Ancak 29 Eylül 1918de Bulgaristanin teslim olmasi Osmanlilar ile Almanya arasindaki irtibatin kesilmesine yol açmistir. Müttefiklerinin savastan yenik ayrilmasiyla birlikte Osmanlilar da ateskes anlasmasini imzalamak durumunda kalmislardir. Ittihat ve Terakki Firkasinin hükûmetten çekilmesinin ardindan kurulan Ahmet Izzet Pasa baskanligindaki hükûmet, Bahriye Naziri Rauf Bey baskanligindaki bir heyeti Limninin Mondros limanina göndermis ve Mondros Ateskes Anlasmasinin imzalanmasiyla (30 Ekim 1918), Osmanlilar resmen savastan çekilmislerdir. Ateskes anlasmasiyla Itilaf Devletleri, Osmanli ülkesini isgal etme hakkini elde etmislerdir. Bu durum, Osmanli Devletinin fiilen paylasilmasi demekti. NE MUTLU TÜRKÜM TÜRKÜM TÜRKÜM DiYENE NE MUTLU TÜRKÜM TÜRKÜM TÜRKÜM DiYENE BiLENE 10.12.2014 ( ZAFER DEDEEELi )
Posted on: Thu, 11 Dec 2014 00:31:37 +0000

Trending Topics



Recently Viewed Topics




© 2015