ELEKTRİK YOKTU AMA CUMHURİYET BALOSU VARDI!!! ÇETİN ALTAN - TopicsExpress



          

ELEKTRİK YOKTU AMA CUMHURİYET BALOSU VARDI!!! ÇETİN ALTAN YAZIYOR: Özel ayarlanmış Bandırma vapuruyla Samsun’a çıkış dönemlerinde, Erzurum Kongresi’ni toplayıp hazırlayan Cevat Dursunoğlu, bendeniz Ulus gazetesinde çalışarak Ankara Hukuk’ta okurken, bol bol ahbaplık ederdi bizlerle. *** Bir seferinde de bendenize, Atatürk’le aralarında geçen bir dertleşmeyi anlatmıştı. Ata, İzmir İktisat Kongresi’nin açılışını garip bir konuşmayla açmıştı. Bizim ekonomimiz ne liberal, ne devletçi, ne karmadır. Bizim iktisadımız kimseninkine benzemiyor. Çünkü biz, bize benzeriz. *** Erzurum’da Cevat Dursunoğlu ile buluştukları zaman, ona: - Tarihçiler benim için “iyi niyetli bir insandı, ama iktisattan hiçbir şey anlamıyordu; bizim ekonomimiz kimseninkine benzemez, biz bize benzeriz” diye tanımlanabilir mi bir “devlet”in ekonomisi kuzum?: diyecekler... *** Anlaşıldığı kadarıyla kimse de kendisine yardım etmemişti. Yahut Gazi, birinin yardımını kendine yedirememişti. *** Salı gecesi TV’de Cumhuriyet’in 90’ıncı yılı hatırına, Boğaz Köprüsü’nden atılan, rengârenk patlayarak yükselen havai fişek gösterisini izlerken, ilk kez 1933’de Edirne Vilayeti’nin bahçesinde de görevlilerin nasıl ateşlenince kıvılcımlar saçarak dönüp duran “çarkıfelek”leri yaktıklarını hatırlıyordum. *** Edirne Vilayeti İstiklal İlk Mektebi’nde de o yıl başlamıştım okula. Rahmetli babam, Edirne’ye “Umuru Hukukiye Müdürü” olarak atanmıştı. Bendenizin ilk hayat anıları da, o tarihte başlıyordu. Babaannem, dişçi Sait’e gidiyordu; ağzına “protez” yaptırmak için. *** Ve şimdi İstanbul Boğazı’nın ortasında “Ay yıldız”a da dönüşen havai fişekleriyle Cumhuriyet’in 90’ıncı yılı kutlanıyordu. *** Bu tür çağrışımlar, İNSAN’ı yoruyor. O tarihlerde Edirne’de henüz daha elektrik yoktu. Ama Cumhuriyet Balosu vardı. *** Babamla rahmetli annem, beni de götürmüşlerdi Balo’ya, evde yalnız bırakmamak; daha doğrusu Sadakat adlı “evlatlığın” başına musallat etmemek için... *** İsmet İnönü’nün Cumhurbaşkanı olmasıyla birlikte, Cumhuriyet Bayramı Baloları da biraz hız keser gibi oldu. İsteyen vilayet balo yapıyor, isteyen yapmıyordu. *** Bazı balolardan kavga çıktığı, kan döküldüğü haberleri geliyordu. Köylü ağırlıklı bir topluluktan, “burjuva balosu” çıkarmak kolay değildi. *** Hangi “evrimle devrimin” yerli yerinde oturduğu ile, hangilerinin ayakta kaldığının da analizini yapmak çok zordu. Militerler tarafından hemen “komünistlikle” suçlanıyordun. *** Salı akşamı Urfa’nın Ceylanpınar ilçesinden de; TV’den İstanbul’daki cümbüşü izleyenler varsa: - İstanbul’un “taşı toprağı altın” demekle haklı olacaklardı. *** 2 binli yılların sonuna dek, kimbilir Cumhuriyet yıldönümleri nasıl kutlanacak? *** Bir Cumhuriyet’in kurucusu, “iktisat” bilmemekten yakınınca, sonuç hep muğlâk kalıyor ve içini çekiyorsun: - Şükürler olsun, buraya kadar gelebildik, diyerekten. *** Her şey gönlünüzce olsun, diye diye...
Posted on: Fri, 01 Nov 2013 17:18:45 +0000

Trending Topics



Recently Viewed Topics




© 2015