EN ÖZGÜR KÜRT !!! MUCTEBA KARADENİZ Kürtlerin yaşadığı - TopicsExpress



          

EN ÖZGÜR KÜRT !!! MUCTEBA KARADENİZ Kürtlerin yaşadığı coğrafya, ikinci dünya savaşından sonra Ortadoğu haritası mütecaviz güçler, İngiltere ve müttefikleri tarafından harita üzerinde çizilip, çadırında bir bayrak sallanan her Arap kabilesine bile birer devlet sınırı çizildikten sonra, Müslüman Kürtlerin kahir ekseriyetini oluşturdukları ve Osmanlı imparatorluğu döneminde, Kürdistan eyaleti olarak geçen ve şu an nüfusunu milyonların bulduğu coğrafya ise bilinçli ve hasmane bir şekilde dört parçaya bölündü. Bir parça Türkiye’de, bir parça Suriye’de, bir parça Irak’ta, diğer parçası İran sınırları dâhilinde bırakıldı. Bu parçalanma masa başında ve kâğıt üzerinde yapıldığı için, ailelerin yarısı Türkiye’de, diğer yarısı İran, Irak ve Suriye’de kaldı. Baba Suriye’de, oğul Türkiye’de, teyzesi Irakta, halası ve kuzeni başka yerde dikenli teller arkasında ve ayrı coğrafyada kaldı. Birbirlerine mesafe açısından çok yakındılar ama aralarında onların birbirlerine ulaşmalarını engelleyen daha önce hiç görmedikleri ama onları ayıran sınırlar vardı artık. İşte bu coğrafi parçalanma, maddi manada nüfus problemini de beraberinde getirdi. Bu coğrafi parçalanma kültürel ve ekonomik açıdan da ciddi manada problem oldu. Bu parçalanmanın ciddi bir problemi de Kürtlerin dili üzerinde de kendini gösterdi. Türkiye de kalan Kürtlerin yazı dili olmadığı için Türkçe kelimelerden geçilmez oldu. Suriye’de ve Iraktakiler Arapça, İran’da kalan Kürtler ise Farsça kelimeler ağırlık kazandı ve bu ülkelerdeki konuşma diline benzedi. Kürtçe de doğal olarak üçe bölündü. Bu coğrafi parçalanma insanların dini üzerinde de olumsuz etki yapmaya başladı. Çünkü, bir müddet sonra kültürel, dil ve ırk hak ve taleplerini dile getiren Kürtler diğer kardeşleri!!! nazarında ümmeti parçalayan, ümmet bilincine aykırı hareket ettikleri için fitneci olarak; Kürtler de diğer kardeşlerini!!! haklarını gasp ettikleri, varlıklarını dahi inkar ettikleri için ırkçı ve faşist olarak niteleyip, İslami olmayan bir mecraya sürüklendiler ve tam da yeryüzünde fitne ve fesadı yaygınlaştırmak için insanlar arasında geçici sınırlar çizen müstekbirlerin emelleri doğrultusunda hareket etmeye ve İslam’dan uzaklaşmaya başladılar. İşte bizim asıl mevzumuz, bu dört coğrafyada hangi kürdün özgür olduğudur. Veyahut özgürlük diye bir kavrama sahip miydiler, özgürlüğün neresinde yer alıyorlardı, bu coğrafyalara baktığımızda dördünde de halin içler açıcı olduğunu, hiçbirinde de Kürtlerin insani, islami özgürlüklerinin olmadığına şahit olabiliriz. Bilakis dört coğrafyada da kuruluşlarından beri asimle, sindirme, yıldırma ve yok edilme politikalarının yoğun bir şekilde yaşandığına şahit olabiliriz. An oldu bu dört coğrafyanın hâkim güçleri Kürtleri birbirlerine karşı koz olarak kullanmaya başladılar. Birileri destek verdi, diğeri de vurdu. Bir müddet sonra destek veren vurdu diğeri ise maslahat ve menfaati icabı geçici destek vermeye başladı. Bu süreç günümüze kadar devam etti. Suriye: Suriye’de Kürtlerin üzerindeki baskılar bir dönem siyasi nedenlerden ve Türkiye ile olan problemlerinden dolayı biraz azalmıştı. Hatta Kürt gerillalara (pkk) kamplar sağlanmış, mali destek verilmişti. Ama aynı dönemde Suriye’de Kürtlerin kimlikleri, vatandaşlıkları ve dilleri yasaklanmıştı. Yine aynı dönemde Kürtlerin yoğun yaşadıkları köylere yönetim tarafından göçebe Araplar getirilip en verimli yerlere yerleştiriliyorlardı. Kürtler Araplarla iç içe bedevi Arapların eliyle medenileştiriliyorlardı!! Ekonomik açıdan şartları zorlaştırılarak çoğunun özellikle Avrupa’ya göç etmesi sağlanıyordu. Okullarda ilkokuldan üniversiteye kadar okuyan Kürt öğrenciler kimliksiz okula devam ediyorlar ve neticede de bir kimlikleri olmadığı için bir yerde memur dahi olamıyorlardı. Kimlikleri –vatandaşlıkları- olmadığı için en insani haklarından olan mesken - ev- edinme haklarından dahi mahrum ediliyorlardı. Bu zor şartlarda yaşayan ümmetin yetimlerine yurt dışına çıkmak için pasaport dahi verilmiyordu 2004 ün yazında Şam’da on kişilik bir Kürt grup ve çocukları ana dilde eğitim talebinde bulundukları için gözaltına alındı ve halen bazılarından haber bile alınamıyor ve avukat tutma haklarından dahi mahrumdurlar. Yine Irak işgalinin hemen akabinde Qamışlı’da bir stadyumda yapılan ve kanla bastırılan olaylarda halen sağlığından dahi haber alınamayan Kürtler var. İşte bu şartlarda yaşayan Kürtler ne kadar özgürdürler?? Özgürlük bu hayatın neresindedir?? Veyahut bu Kürtler için özgürlükten ne kadar bahsedilebilir. Türkiye: Nüfusunun yarısını Kürtlerin oluşturduğu, doğu ve güneydoğu Anadolu bölgelerinin hemen hemen tümü Kürtlerden oluşan Türkiye’de ise durum pek iç açıcı değil. TC’nin kuruluşundan günümüze dek Kürtler üzerinde asimle ve imha politikaları işlendi. Kürt-islam kıyamlarından olan ŞEYX SAİD QIYAMI çok şiddetli ve acımasızca bastırıldı ve binlerce Kürt öldürüldü; on binlerce köy, içindeki tüm canlılarla ve ekinlerle yakıldı. Kürt ismini çağrıştıran her şey yasaklandı. Bir Kürt âlim olan MELA SAİD NURSİ-KÜRDİ- nin soyadının Kürdi olması ona çok görüldü. Kürt dili ve kültürü tamamen yasaklandı. İlkokullarda Kürt çocuklarına Kürtçe konuştukları için her konuştukları Kürtçe kelimeye karşılık para alındı. Kürtlerin kendilerine has kılık kıyafetleri yasaklandı. Hakkari’de milli !!! bir bayram vesilesiyle folklor oynayan ilkokul öğrencilerinin kıyafetleri Kürt kıyafetlerini çağrıştırıyor diye, folklor oynamalarına dahi askeri zevat tarafından izin verilmedi. Kürtlerin tek eğitim ve öğretim merkezleri olan ve dini eğitimlerini aldıkları, Kürtçe’nin de canlılığını koruduğu ve kendi kıt imkânları ile devam ettirdikleri medreseleri kapatıldı. Kapatılmayan medreseler ise defalarca baskına uğradı. Kürtlerin yoğun olduğu ve isimleri Kürtçe olan şehirler ve tüm köylerin isimleri değiştirildi ve çoğuna eski isimlerle alakası olmayan isimler verildi, hatta bazılarına tamamen tersi olan isimler verildi. Her Kürt köyüne bir karakol ve Kürt şehirlerine onlarca karakol kuruldu. Bir şehirden başka bir şehre gitmek bir devletten başka bir devlete gitmek kadar zorlaştırıldı, yapılan aramalar ve askeri denetimlerle… Hatta bazen köylüler hemen yanı başındaki tarlalarına gitmek için şehre gidip mülki amirlerden ve askeriyeden izin almak zorunda bırakıldılar. Bazen izin verildi, bazen de insanlar tarla, bağ ve bahçelerine izinsiz gittikleri için işkenceye tabi tutuldular. Gece evlerine baskın yapılıp yataklarından çıkarılıp, bilinmeyen yerlerde günlerce işkenceye tabi tutuldular. Her ne kadar cumhuriyetin en başından aşağıya kadar bazı kadrolarda kürt asıllı insanlar mevki edindiyseler de, Kürt oldukları ve Kürt haklarını asla dile getirmelerine müsaade edilmediği için zaten kendi varlıklarından dahi habersizdiler. İşte böyle bir Kürdistan’da, Kürtlerin özgürlüğü ne kadardır? Irak: Kuruluşundan günümüze dek Kürtleri yok etme politikası üzerine kurulan Irak’taki yönetimle Kürtler arasında savaşlar hiç bitmedi. Kendilerine hiçbir hak verilmedi. Öldürüldüler, yaşadıkları yerlerden sürüldüler, köyleri yakıldı, tarih boyunca Kürt şehirleri olarak bilenen kentlerden sürülmeleri yetmedi yerlerine Araplar yerleştirildi. Günümüzde Amerika’nın Irak’ı işgali ve kendisine yandaş bulma, en azından düşman kazanmamak için Kürtlerle iyi geçinmesine !!! dek Kürtler hiçbir insani ve İslami hakka sahip olmadılar. Şu an eskiye nispeten bazı haklara sahiptirler ama buda geçmişte Mehabat Kürt Cumhuriyeti gibi Amerika’nın pamuk ipliğine bağlıdır. Menfaatleri elverdiği kadardı, geçmişteki Kürtlere yardımları vs. Güney Kürdistan’daki Kürt Yönetimi bu anlamda Kürtlerin en kapsamlı haklarındandır. Diğer coğrafyalara nispeten özgür Kürtler diyebiliriz ama özgürlükleri pamuk ipliğine bağlıdır. Geçmişteki Kürtlere de bu tür haklar verilmedi değil. Ama hâkim güçler kendi aralarında bir mutabakata vardıktan sonra Kürt liderleri idama gönderip sahip oldukları tüm hakları ellerinden almışlardır. Pkk’nin Suriye de bir dönem sahip olduğu hak ve imkânlar gibi… Umarız Amerika geçmişte Kürtlerin başına gelen bu kötü akıbetleri Kürt yönetiminin başına getirmez. Kürtler kendilerini o dereceye düşürmezler. İran: İran İslam coğrafyasındaki Kürdistan’da da durum pek iç açıcı değildir. Özellikle Kürtlerin yoğun yaşadıkları şehirler ekonomik açıdan çok geri durumdadırlar ve sanki İran Kürdistan’ı, diğer parçalar gibi burada da bilinçli bir mahrum bırakılmayla karşı karşıyadır. Kürtlerin giyimleri üzerinde ciddi bir baskı olmasa da, kimlikleri için aynı serbest ortamdan bahsetmek mümkün değildir. İran coğrafyasında, diğer Kürt coğrafyalarından farklı olarak mezhebi baskılarda mevcuttur. İslam’ın kendilerine verdiği birçok haktan yoksun bir şekilde yaşayan İran Kürdistan’ındaki Kürtler üzerinde Amerika’nın uzun vadeli oyun ve entrikaları yok değil. Ortadoğu haritası şekillendiğinden beri Kürtler tüm insanı ve İslami haklarından bilinçli bir şekilde hâkim güçler tarafından mahrum bırakılmışlardır. Ve hâlihazırda da güya medeni dünyanın gözü önünde onlara her türlü haksızlıklar reva görülüyor. Temennimiz bu haksız uygulamaların bir an evvel Müslümanların elleriyle kaldırılmasıdır. Kürtlerin başkasından asla medet ummalarını bekleyemeyiz, doğuştan Allah tarafından onlara verilen tüm hakları, onların en tabii ve verilmesi gereken haklarındandırlar... Din, Dil, Irk, Vatan, Kültür, Mal, Can Namus… vs. Başta olmak üzere herkesin sahip olduğu tüm İslami ve insani haklar Kürtlerin de en tabii haklarıdır. Bu Kürtlerin özgürlüğü manasında bir giriştir, temennimiz sözü olan kardeşlerin buna katkı sağlamasıdır...
Posted on: Sat, 08 Jun 2013 14:06:11 +0000

Trending Topics



in
£10 or under Sunday night sale. 2x 3spd SLX front mech SLX
Veterans Day is upon us again. Below is a list of sponsors who are
Would just like to take a moment to thank everyone for all the

Recently Viewed Topics




© 2015