EVERYTHING Has A RHYTHM !!! . … . Each INSTRUMENT Has It’s - TopicsExpress



          

EVERYTHING Has A RHYTHM !!! . … . Each INSTRUMENT Has It’s Own RHYTHM and SOUND … . . Music is a universal language that transcends boundaries . and bond people even thousands of miles apart. ... _ DUDUK / Դուդուկ _ Suren Asaduryan / my way / benim yolum ___ . Müziğin evrensel dili sınırları aşarak, binlerce kilometre . uzaklıkta yaşayan insanlar arasındaki birlikteliği geliştiriyor. ... . . Her ENSTRÜMANIN Kendine Özgü Bir RİTMİ ve SESİ Var … HER ŞEYİN Bir RİTMİ Var !!! DUDUK MUSIC The duduk, the Armenian oboe, is a single or double reed wind instrument made of the wood of the apricot tree and has a warm, soft, slightly nasal timbre. The duduk or tsiranapokh, which is alsocalled the apricot tree pipe, belongs to the organological category of areophones, which also includes the balaban played in Azerbaijan and Iran, the duduki common in Georgia and the mey in Turkey. The soft wood is the ideal material to carve the body of the instrument. The reed, calledghamish or yegheg, is a local plant growing alongside the Arax river. The roots of Armenian duduk music go back to the times of the Armenian king Tigran the Great (95-55 BC). The instrument is depicted in numerous Armenian manuscripts of the Middle Ages. The duduk accompanies popular Armenian traditional songs and dances of the various regions and is played at social events, such as weddings and funerals. Although there are also famous duduksoloists, among them Gevorg Dabaghyan and Vache Sharafyan, the duduk is mainly played by two musicians. One player creates the musical environment for the lead melody by playing a continual drone that is held by circular breathing, while the other player develops complex melodies and improvisations. There are four major types of duduk, varying in length from 28 to 40 cm and in sound, ranging from one to fourth or third octaves. Therefore, the sound of the duduk can express various moods depending on the content of the piece and the playing context. The 40-cm long duduk, for example, is regarded as most appropriate for love songs, whereas the smaller one usually accompanies dances. Today, duduk craftsmen continue to create and experiment with different forms of duduks. Many Armenians consider the duduk as the instrument that most eloquently expresses warmth, joy and the history of their community. Over recent decades, the popularity of Armenian duduk music has decreased, in particular in the rural areas where it originated. At present, most duduk players are concentrated in Yerevan. The duduk instrument is played less and less in social festivities, but more often by professionals as a staged performance. … unesco.org/culture/intangible-heritage… …………………………………………… DUDUK’un TARİHÇESİ Duduk’un geçmisi 3500-4000 yil öncesine dayanir. Dogu Anadolu’da ve özellikle Kafyasya Cografyasinda hayat bulan Duduk, genis bir cografyaya yayilarak degisik isimler almis.Birçok versiyonu degisik ülkelerde Anadolu’dan orta Asya’ya kadar kullanilmaktadir. Yapilan arkeolojik kazilarda bölge halkinin Duduk’a önem verdigini göstermistir. Bu nedenle Duduk bölge yerlesik halklarindan olan Ermeni halkinin ata sazi olmustur. Kafkasya civarlarinda Duduk’a benzer nitelikteki versiyonlarina Balaban, Türkiye’deki benzer versiyonuna Mey, uzak dogudaki benzer versiyonuna Hiçkirik gibi adlar verilmistir. Aslinda Duduk kelimesi kaynaklara göre Rusça’dan gelmektedir. Ama Ermeniler kendi literatüründe bu saza Dziranapog ( kayisi agaci ) adini vermislerdir. Zamanla tüm dünyada Ermenilerin ulusal halk sazi konumuna gelmis ve büyük ustalar yetismistir. Günümüz Ermenistan’inda gelismis ve çok sesli müzige dahi uyum saglayabilecek konuma gelmistir. Ermeni halki Duduk’un tinisinda kendi duygusunu ve hayatini bulmus, bin yillardan beri onunla yasamis ve bütünlesmistir. Duduk bir gövde ve onun ucuna takılan bir aparattan olusan nefesli bir enstrümandır. Gövde genellikle kayısı ağacından yapılır ve makbul olanı da budur. Zaten Ermenice’de Dziranapog denmesi bu yüzdendir. Gövde önde 8 ve arkada 1 olmak üzere toplam 9 delikten oluşur. Ses çıkaran aparat ise şeker kamışsının kökünden yapılır, ancak yontulma ve şekil verme tarzı nedeniyle Duduk’un kendine özel olan buhranlı sesi vermektedir. Duduk tam olarak çalınabildiğinde yaklasik 2 oktavı rahatlıkla çıkarabilir. Duduk’un geliştirilmis 5 boyu vardır ve bu boylar için uygun ağızlıklar kullanıldığında hemen hemen her tondan çalınabilir. Ancak gerçek Duduk tınısına Re, Do diyez, Do ve Si tonlarında çalındığı zaman ulaşılabilir. Duduk genellikle bir melodi çalan bir de ona dem tutan IKILI gruplar şeklinde çalınır. Dem tutan kişi tema sesini sürekli kesintisiz olarak burnundan nefes alarak üfler. Bu kisiye halk arasinda çırak denir. Ustasi ise melodiyi çalar. Ancak günümüzde Duduk Ermenistan’da çok sesli senfonik müzik dünyasında yerini almış ve kendini aşmıştır. Birçok Duduk yan yana gelerek çok sesli muzik yapabildiği gibi orkestralar içinde de yerini almıştır. Türkiye’de Duduk ilk kez Sovyetler Birliğinin yıkılmasından sonra tanındı. Körfez Savaşı yıllarında CNN haber kanalının petrole bulanmış bir ördeği gösterirken kullandığı fon müziği Duduk ile çalınmıştı. Bu eser dünyaca ünlü duduk ustası Vache Hovsepyan’ın, Avrupalı sanatçı Peter Gabriel ile yaptigi çalışmaydı. ………………………………………………………
Posted on: Sun, 07 Dec 2014 13:45:08 +0000

Trending Topics



Recently Viewed Topics




© 2015