EVRENE ve DÜNYAMIZA İLİŞKİ CEVAPLANAMAYAN SORU; GECELERİ - TopicsExpress



          

EVRENE ve DÜNYAMIZA İLİŞKİ CEVAPLANAMAYAN SORU; GECELERİ HAVA NİÇİN KARARIR? Gözlemleyebildiğimiz evren sınırının nerelere kadar uzandığı sorusu, bambaşka, ilginç olduğu kadar, hayatı ilgilendiren çok temel bir durumla da bağlantılı bir sorudur. İlk duyuşta kulağa alabildiğine tuhaf gelen ve gerçek nedenini ilk kez 19. yüzyılın başlarında Bremenli doktor ve astronom Wilheln Olbersin fark ettiği bir muamma, gözlemleyebildiğimiz evrenin sınırları sorununu başka bir nedenle de önemli kılmaktadır. (Bkz. ı. kitap: Başlangıçta Hidrojen Vardı, Cumhuriyet Kitapları.) Anımsayacağımız gibi, Olbers, basit, anlaşılmayacak bir yanı bulunmayan bir soru atmıştı ortaya: Geceleri hava niçin kararır? Soru biçim olarak istediği kadar kolay anlaşılır bir soru olsun, astronomlar bu soruya doyurucu bir yanıt vermek için yaklaşık bir 100 yıla ihtiyaç duyacaklardı. Olbers, eğer evren sonsuz büyüklükteyse ve bu sonsuz büyüklükteki evrenin her yerinde, evrenin bizce gözlemlenebilir bölgelerindeki yıldız (güneş) sayısının ortalamasına denk gelecek bir yıldız dağılımının gerçekleşmiş olduğunu varsaysak, gökkubbenin her noktasında bir yıldızın ışıldaması gerekir diye düşünmüştü. Gerçi bir yıldız bizden ne kadar uzaksa, ilkece ışığı o kadar, uzaklığın 2 katı zayıflar, ama bu azalmanın tersine yıldız (100 milyar güneş var) sayısı da uzaklığın küpü, 3 katı oranında artar. Kısacası, evren sonsuzsa, bu durumda, evrenin her noktasında sonsuz sayıdaki yıldızın birbiri ardına evreni bir halı gibi kaplamış görüntüsü vermesi gerekir. Olbers, bu şartlarda gece göğünün, tıpkı tek bir güneşle kaplı olduğu bir durumun koşullarını andırır bir aydınlık ve ısı yayması gerektiğini hesapla tespit etmişti; Dolayısıyla da, haklı olarak GECELEYİN NİÇİN HAVA KARARIYOR? diye sormadan edememişti. BU SORUNUN CEVABINI ANCAK MODERN ASTRONOMİ BULDU. En az Olbersin sorusu kadar kolay anlaşılır, basit ama sonuçları bakımından alabildiğine önemli bir cevaptı bu: Evren sonsuz büyüklükte değildi. Gerçekten de, Güneşin ufukta kaybolmasının ardından havanın kararması, bu bağlamda değerlendirildiğinde, evrenin sonsuz büyüklükte olmayacağının kanıtlarından biridir; Evrenin bütün o tasarlanamaz büyüklüğüne ve boyutlarına rağmen bizim gezegenimizde havanın kararabilmesi ile sonluluk-sonsuzluk arasında, en uzak olan ile en yakın olan arasında böylesine sıkı bir bağ bulunmakta, bizim Dünyamızda, evren sonlu olduğu için, hava kararabilmektedir.(*) (*) Ayrıca modern kozmoloji, evrenin şişme olgusuna dayanarak da, sonsuz olamayacağını kanıtlayıp Olbers paradoksu nu çözmüştür. Sonlu evren genleşmekte, şişmektedir, dolayısıyla bu olgu ile (burada geceleri ortalığın kararması, birbiriyle ilk bakışta bağlantısız görünen bir olay) bu yönden de ilişkilenmekte, kararan gök, evrenin sonluluğuna işaret edebilmektedir. Böylece, kendi Güneş sistemimizden ve onun boyutlarından başlayarak galaksimizdeki(gezegen topluluğu) yıldızlararası uzaklıklara değinip buradan galaktik ölçülere; Galaksilerin yapılarına ve büyüklüklerine kadar uzanıp, En azından kaba hatlarıyla da olsa, sırf üzerinde yaşadığımız için ötekilerden daha fazla ilgimize çekmeye hak kazanmış bir gökcisminin konumunu (gerek duruma sadık kalarak kavrayabilmemizi mümkün kılacak geri düzlemi) bu gezegeni onsuz anlamamızın mümkün olmayacağı fonu tanıtmaya çalıştık. Galaksimizin 100 milyar sabit yıldızından biri olan Güneşimizin bilinen 9 gezegeninden 3.sünü oluşturan Dünyamızı kuşatan gerçekliktir bu. Serbest ve başka milyarlarca galaksiye içinde yer veren bir evrende kendi ekseni çevresinde dönen 100 milyar yıldızın oluşturduğu bir Samanyolu ya da galaksi. Söylediklerimiz, öyle salt akıl yürütülerek çıkartılmış, karşılığı bulunmayan mantıksal kurgulara karşılık gelmedikleri gibi, boş zihinsel oyunların ya da hayal gücünün marifetleri de söz konusu değildir burada; Ömrümüz boyunca karşımızda duran, doğuştan hazır bulduğumuz bir dünyanın (evrenin) gerçeklerinden söz ediyoruz. Bunun unutulmamasında yarar var. Bu gerçekliği canlı haliyle görebilmek için yıldızlı bir gecede göğe bir göz atmanız yetecektir. Yazar, Bir numaralı Gök bilimcilerden; Homar V. Ditfurt, Biz Bu evrenin Çocukları
Posted on: Wed, 27 Nov 2013 23:13:13 +0000

Trending Topics



v>

Recently Viewed Topics




© 2015