Emin Çölaşan’ın notu: Sevgili okuyucularım, sizlerden her gün çok sayıda mesaj alıyorum. Hepsine tek tek yanıt vermem ne yazık ki mümkün olmuyor. Bunlardan bazılarını yazılarımda kullanıyorum, bazılarını ise pazartesi günleri burada yayınlıyorum. Burada kullandığım mesajlarda, gönderen okuyucularımın çoğunun isimlerini ne olur ne olmaz diye vermiyorum. Başlarına iş açılmasın. Ayrıca bu mesajları, harf ve cümle hataları dahil, üzerlerinde hiçbir oynama yapmadan sizlere iletiyorum. Her pazartesi günü burada, gazetemizin internet sitesinde buluşmak umuduyla. İki ayyaş kafa kafaya vermişler. Önce birisi Çanakkale’de kıyak kafa ile İnglizler’i denize dökmüş. Sonra oradan kalkıp sallana sallana Bandırma vapuru ile Samsun’a ayak basmış. Erzurum Sivas derken her gece başka bir alemde çiligir sofrasında vatanı kurtarmış ki bu bizim milli hastalığımızdır. Kimse ciddiye almamış olacak Ankara’ya kadar sağ salim gelmiş. Çilingir sofrası burada birden dostlar meclisi olmuş. Ama sohbetler şen şakrak değil kederli ve derin düşünceli. Her akşam içmeyi ihmal etmemişler ama dile kolay onca travmayı kafada silmek kolay değil. Dostlar meclisi biraz daha kalabalıklaşmış, her vilayetten bir temsilci gelmiş. Gelirken de eli boş gelmemiş. Trakya vekili rakıyı getirirken, kars vekili kaşarı, Çanakkale vekili ezine peyniri, Diyarbakır vekili de karpuzu kapıp gelmiş. Bu sırada düşman da Ankara’ya dayandı dayanacak; top sesleri bile duyulur halde iken muhabbeti bozmamışlar, içmeye devam. Küfelik olanı cepheye yollamışlar ayılsın diye, Ayılanı da meclise yollamışlar biraz püzlensin diye. Böyle günler gelmiş geçmiş.. Derken bizim iki ayyaş iyicene kafayı bulmuşlar. Biri demiş vatan şöyle kurtarılır, öbürü demiş vatan böyle kurtarılır. Al takke ver külah kavga çıkmadan aralarında anlaşmışlar ve kafaları epey kıyak olacak ki bizimkiler taaruza karar vermişler. Cepheye haber yollamışlar. Hazırlıklar yapılmış, manzarası en güzel tepelerde sofralar kurulmuş. Mezeler, içkiler donatılmış. erlere de 1′er 2′şer tek yollanmış ki onlar da muhabbete uysunlar. Hazırlıklar tamam olunca bizimkiler sallana sallana gitmişler cepheye. Herkes kurulmuş kendi mekanına, vermişler komutu seyreylemişler cümbüşü. Zurnalar, davullar, bir düğün alayıdır gitmiş. Kafalar ayıldığında kendilerini İzmir’de bulmuşlar. Orada lodos ayıltmış bizimkileri. Sonra zaten fazla da kalmamışlar, dönmüşler Ankara’ya. Havası da kuru, keçisi de lezzetli. Meze kaynaklarının da tam ortasında olmakla beraber, şarap bağları da var etraflarında. İşte böyle kurmuşlar 2 ayyaş Cumhuriyeti. Ama senin gibi kafası ayıklar 10 senede peşkeş çekerken memleketi kafamız kıyak sanma biliyoruz ne haltlar yediğini. Hesap günü görüşürüz!… EMiNE * * * * ** * * * Emin abi bugunku yazini yine her gunku gibi buyuk bir zevkle ve gururla an itibariyle okudum ve hemen sana yazmak istedim. Agaoglu’nun neredeyse tum sitelerinde her sabah daire sahipleri istese de istemese de SABAH, HABERTURK ve HURRIYET gazeteleri bedava olarak birakiliyor. Bu buyuk sitelerde binlerce daire var. Bu dolayisiyla tirajlara binlerce sayi arti olarak yansiyor. Yazina ek olarak kendi bildigim bir seyi eklemek istedim. Ayrica ben her gun 2 tane Sozcu gazetesi alip 1 tanesini okula giderken vapura koyuyorum ki belki insanlar okur da en az bir kisiye daha ulasiriz diye. Bu da bedava dagitim sayilir mi? :D Senin ve tum calisma arkadaslarinin ellerinden opuyorum, saygilar ve sevgiler.. Ozan. * * * * * * * Emin Bey merhabalar, Metrodaki davranışlara müdahale edildiği haberleri bana 2 ay önce tanık olduğum bir olayı çağrıştırdı. Ekte 6 Nisan günü biri İstinye Park’ın karşısındaki caddede, biri de metroda çekilmiş iki reklam gönderiyorum. Hangisinin metroda çekildiğini tahmin edebilirsiniz. Mango’nun reklamındaki manken, Türkiye’ye gelişini olaylar nedeniyle erteleyen model Miranda Kerr. İyi çalışmalar, Berker
Posted on: Mon, 17 Jun 2013 14:32:45 +0000