Erhan SANDIKÇI: Bugünkü mesele, Türkiyenin bölünüp - TopicsExpress



          

Erhan SANDIKÇI: Bugünkü mesele, Türkiyenin bölünüp bölünmemesi, Kürdistanın kurulup kurulmaması meselesidir. AKP ile PKK arasında yürütülen, yöneticiliğini ABDnin yaptığı pazarlık süreci bunun içindir. Batılı uzmanların Amerikanın Sesi (VOA) gibi mecralarda yayınlanan Orta Doğuda sınırlar yeniden şekillenebilir değerlendirmeleri ile Hâriciye Nâzırı Ahmet Davutoğlunun 100 yıllık parantez kapanmalıdır. Yapay haritalar üzerinde ortaya çıkan, ulusçuluğa dayalı devlet anlayışlarıyla gelecek inşa edilemez. Ulusçulukla hesaplaşma vakti geldi sözleri ile BOP Eşbaşkanı Tayyip Erdoğanın Bu sınırlar 100 yıl önce cetvelle çizildi lâfları ve terör örgütü PKKnın ortaya çıkış amacı olan “dört devletten ayrılmış Kürdistan” örtüşmektedir. Zaten şimdiki MİT Müsteşarı, o dönemin Başbakanlık Müsteşar Yardımcısı Hakan Fidan da Osloda PKKlı teröristlerle yaptığı görüşmelerde SAYIN Öcalan ile Sayın Başbakanın bölgeye yönelik vizyonu yüzde doksan doksan beş örtüşmektedir diyordu. ABDnin Irak işgâlinde AKP hükûmetinin destek vermesi, Irakın kuzeyinde Amerikan işgâli ile özerk bir Kürt yönetimi oluşturulması, AKPnin bu yönetimle çok sıkı ilişkiler kurması, bunlarla eşzamanlı olarak Türkiyede ulusal kimliği ve ulusal birliği yıkacak düzenlemelerin AKP tarafından gerçekleştirilmesi birbiriyle örtüşen, aynı amacı gerçekleştirmeye yönelik eylemlerdir. (Tayyip Erdoğanın daha Refah Partisindeyken eyalet sistemine, hattâ Türkiyenin parçalanmasına destek çıkan söylemlerini, 2000 yılında Avustralyadaki SBS radyosuna yaptığı konuşmada iki kez terörist başından Sayın Öcalan diye bahsetmesini bilenler zaten bunlara şaşırmamışlardır.) Çözüm süreci denilen bölünme sürecinde PKKlıların yaptıkları konuşmalarda Öcalan özgürlüğüne kavuşacak demesi, 16 Kasım 2013te gerçekleştirilen Kürdistan şovunda Tayyip Erdoğanın İnşallah cezaevlerinin boşalacağını göreceğiz demesi, Barzaninin Diyarbakır Belediyesine yaptığı ziyarette Öcalanı kapsayan bir af gelebilir demesi, bölgede kukla bir devlet kurmaya çalışan Batılıların da konuyla ilgili tüm konuşmalarında bölücülerden, terörist başından yana tavır alması.... Bunlar da birbiriyle örtüşen, tutarlı açıklamalardır. (...) Saflar artık iyice keskinleşmiştir. Türkiye Cumhuriyeti (de) parçalanıp Batılı sermayenin tam denetiminde bir Kürt devleti kurulmalı mı, kurulmamalı mı? İşin gerçek yüzü ortaya çıktıkça herkes tarafını buna göre seçmek durumunda kalmıştır. Kemâlistlerin, milliyetçilerin safları belli. Liberallerin, Kürtçülerin, muhafazakâr demokrat aydınların safları da belli. Artık örneğin sosyalist soldaki topluluklar da buna göre saflarını seçmelidir. Millî görüşe sahip olma iddiasındaki kişiler de burada tarafını belli etmelidir. Sosyal demokratlar da, 183 numaralı TESEV kurucusu ve onun kuyruğuna takılanlar da bu ayrışmada hangi taraftalar, kendilerini zorlayıp cesurca ve açıkça konuşmak zorundadır. Kartlar açılmaya başlandı. Tek devletli, tek milletli Türkiye Cumhuriyetinin bütünlüğü mü, Türkiyenin parçalanıp Kürdistanın kuruluşu mu? “Ama…”lı, “koşulları farklı olduğu takdirde…”li sözlerin geçerliliği yok. Herkesten safını seçmesini ve tuttuğu yolda tutarlı davranmasını istiyoruz. İkili oynamak, oraya buraya göz kırpmak yok! Bugün dostu düşmanı iyi temiz bellemenin zamanıdır. Şu da var ki, sessiz kalma hakkını tercih edenlerin bu sessizlikleri, bölmekten yana olan egemen güçlerin tarafında olduklarını gösterecektir!
Posted on: Tue, 19 Nov 2013 18:50:42 +0000

Trending Topics



Recently Viewed Topics




© 2015