GÜNAYDIN Sayfamda YARIM KALAN TÜRKÜ adlı ilk kitabımdan - TopicsExpress



          

GÜNAYDIN Sayfamda YARIM KALAN TÜRKÜ adlı ilk kitabımdan başlayarak son kitabıma doğru teker teker yayınlıyorum. Yayınlamam gerekn daha beş kitap var. Ortalardayım yani... Fakat 11 kitabı peş peşe yayınlayınca ne oluyor? Hâliyle ortalık kitaplarla doluyor. Sayfam âdeta bir kütüphaneye dönüşüyor. Eee bunu yapmayınca da okura kendimizi tam olarak anlatamıyoruz, parça parça, kıymık kıymık vermiş oluyoruz. Bu yazıda aslında söylemek istediğim şey başka. Bu kitaplarımı sırasıyla yayınladım ya... Biraz aşağıda KELEBEK VADİSİ adlı romanım var. Adı ilk anda aşkı çağrıştırıyor. Herkes onu bir aşk romanı sanıyor. Doğrudur, o bir aşk romanı... Fakat kitabın büyük başlığı altında, 12 Eylül Mağduru Bir Devrimcinin Romanı adlı alt başlığı görünce de kafalar karışıyor. Eee bir de estetik bir kadın resmi olunca, 12 Eylül faşizmiyle ne ilgisi var? diye düşünülüyor ve kafalar iyice karışıyor. Kafalar karışmasın lütfen. 12 Eylül mağduru bir devrimci aşık olamaz mı? Romanda anlatılan bir ressamdır. Daha doğrusu 12 Eylül faşizminin tezgâhından geçmiş, işkenceler görmüş bir hukuk öğrencisidir. Adı Oktay. Kapakta gördüğünüz de onun yaptığı bir resimdir. Üç arkadaşıyla birlikte yurtdışına çıkmak zorunda kalıyor. Bir tekneyle Yunan adalarına geçiyorlar, ordan da biri Londra, bir Paris, biri Berline gidiyor. Berline giden Oktay, gördüğü işkencelerden dolayı travmada. Her şeyini terk ederek yurtdışına çıkmış, fakat yurtdışında daha büyük bir yıkıma uğramıştır. Sosyalist blok dağılmış, duvarlar yıkılmış ve arkadaşlarıyla aralarında çelişkiler ortaya çıkmış, dağılma başlamıştır. Gurbette yapayalnızdır. Her gece kâbuslarla uyanıyor. İçsel acılarını unutmak için sürekli resimler yapıyor. Ve günün birinde tabloları çok ünleniyor. Ünlü bir ressam oluyor. Romanı okumaya başladığınızda Oktayın resim boyadığını görüyorsunuz. Fırçanın ucunda renkler âdeta dans ediyor. Bir tablo yapıyor Oktay. Gizemli bir vadi resmi... Biraz geri çekiliyor, ardına yaslanıyor, bir sigara yakıyor ve yaptığı tabloya bakıyor. Öyle büyük bir odaklanma ve öyle büyük bir konsantrasyonla bakıyor ki, kendini birdenbire o vadinin içinde buluyor. Serüven de işte bundan sonra başlıyor. O gizemli vadide dolaşırken, bütün hayatıyla, geçmişiyle, yaşadıklarıyla hesaplaşıyor. Keyifli okumalar diyelim... VEHBİ BARDAKÇI
Posted on: Sun, 24 Nov 2013 10:37:59 +0000

Recently Viewed Topics




© 2015