KAMBRİYEN PATLAMASI /lütfen sonuna kadar - TopicsExpress



          

KAMBRİYEN PATLAMASI /lütfen sonuna kadar okuyun alfa-sorgulama.blogspot/2013/07/kambriyen-patlamas.html Kambriyen patlaması yaratılışçılar tarafından sürekli olarak sunulan bir argümandır. Bu argümana göre kambriyen patlaması ile canlılar karmaşık bir şekilde bir anda oluşmuştur ve bilinen hiçbir atası yoktur. Bu argümanı münazaralarda, katıldıkları TV programlarında, yayımladıkları kitaplarda sürekli olarak tekrarlarlar. Bir de bununla ilgili ‘evrimcilerin kambriyen itirafı’ adı altında canlıların bir anda oluştuklarını söyledikleri kaynaklar alıntılarlar. Onlara göre evrimciler kambriyen patlamasıyla canlıların atasız bir şekilde oluştuklarını itiraf etmiştir. Bununla ilgili birkaç alıntı yapayım. William Schopf: “ Kambriyen-öncesi ve Kambriyen arasındaki sınıra hep keskin bir süreksizlik olarak bakılmıştır. Kambriyen katmanlarında deniz bitkileri ve hayvanlarına ait bolca fosil bulunur: Deniz otları, solucanlar, süngerler, yumuşakçalar, ampul kabuklular ve dönemin belki de en ilginç özelliği olarak trilobit adı verilen ilk eklem bacaklılar... Kambriyen hayvan örtüsü sanki bir anda var olmuştu ve bilinen hiçbir atası yoktu… Yaşam, trilobitler kadar karmaşık canlılarla başlamış olamaz. Türlerin Kökeninde Darwin şöyle der: Kambriyen sistemi öncesindeki dönemlere ilişkin fosil birikimlerinin neden bulunamadığı sorusuna gelince, tatmin edici bir yanıtım yok… Şu anda bu soru yanıtsız kalmak zorunda ve bu durumda kitapta öne sürdüğüm görüşlere karşı gerçekten de geçerli bir argüman olarak ele alınabilir. “ William Schopf bunu kesinlikle 1978 yılında yayımladığı makalesinde yazmıştır. Buraya kadar yaratılışçıların lehine konuştuğu sanılır fakat tam tersi. Yaratılışçılar bu örneği sık kullanır fakat devamını yazmazlar. Makalenin devamında bakalım ne demiş Schopf: “Bu argüman artık geçerli değil; bu sorunun yanıtı bundan yirmi yıl önce bulundu “ Yukarda bahsedilen alıntının tamamen devamında, arada hiçbir şey yazılmadan bu söz söylenmiştir. Ve bahsedilen makalenin devamında bu iddia çürütülmüştür(bu denemenin devamında o makaleden alıntıladığım bilgileri sunacağım.) Bir başka kambriyen hakkında evrimci itirafını(!) ele alırsam: Mark A. S. McMenamin: Kambriyen fosilleri, günümüz canlı hayvanlarınınkine benzer beden modelleri olan hayvanları da içeriyordu. Bu yüzden de fosil kayıtları şaşırtıcı bir soru ortaya çıkardı: Bu bol, çeşitli ve gelişmiş ilk deniz hayvanlarına yol açan eski biçimler nereye gitmişti? 1987 yılında yayımladığı makalesinde McMenamin bunu söylüyor fakat devamında bu iddiayı cevaplayıp kambriyen öncesi ile kambriyen arasındaki geçişi, kambriyen öncesi fosilleri açıklıyor. Zira bir sonraki paragrafta şu cümle geçmekte: “Son yıllarda, dünyada birkaç bölgede Kambriyenden daha önceye ait hayvan fosilleri bulundu.” Buraya kadar ki kısımda ‘evrimcilerin itirafı’ diye adlandırılan olayların yanlışlığında durdum. 1950 li yıllardan sonra bir biyoloğun yazdığı makale canlılığın birden bire ortaya çıktığından bahsediyorsa bu makalenin devamında bu iddiayı çürütüyordur. Bunula ilgili Richard Dawkins’ ten de örnek verebilirim Douglas Futuyma’ dan da örnek verebilirim daha birçok biyologdan da örnek verebilirim fakat şimdi asıl konumuza dönelim: Kambriyende ortaya çıkan canlıların atası var mıydı? Uzun yıllar boyunca Kambriyenin gerçekten bir patlama niteliğinde olduğu sanıldı ve Kambriyenden öncesi için fosil bulunamadı. Fakat bu sorunun yanıtının bir parçası en erken kambriyen katmanlarının altındaki kayaçlarda bulunan fosillerden geldi. Bu fosiller arasında denizanalarının, çeşitli solucan cinslerinin ve büyük olasılıkla süngerlerin kalıntıları vardı. 1950’lerden bu yana bilinen en eski tortul çökellerde bile Kambriyen öncesine ait fosiller bulundu. Bu kalıntılar stromatolit adı verilen kalıntılarda bulunuyordu. Kambriyen öncesinden kambriyene geçiş dört ana evreye bölünebilir. Birinci evre ilk kabuklu fosillerin ve Ediakara faunasının ortaya çıkışı ile belirlenir. Bu evre yaklaşık 700 milyon ile 570 milyon yıl öncesi arasında meydana gelmiştir. 570 milyon yıl önce başlayan ikinci evrede (artı-eksi 40 milyon yıllık belirsizlikle) Ediakara faunasının yok olduğu ve az çeşitliliğe sahip kabuklu faunalara ilişkin ilk bileşimlerin oluştuğu gözlendi. Bu 5 ile 15 milyon yıl sürdü. 10 ila 20 milyon yıl süren üçüncü evre orta çeşitlilikteki kabuklu faunalarla archaeocyathan adı verilen, olağandışı vazo şeklindeki bir grup canlının ilk kez ortaya çıkışı ile belirlenir. 15 ila 30 milyon yıl süren dördüncü evre bol çeşitliliğe sahip kabuklu faunaları ve trilobitlerin doğuşunu gördü. Kambriyen öncesi fosilleri sıralayacak olursak: -Stramatolitler -Ediakara Faunası -Namibya’da bulunmuş tüp biçimli ve kalsiyum karbonattan yapılma bir kabuğu olan Cloudina - Çin’ in kambriyen öncesi kayaçlarında bulunmuş yine tüp biçiminde bir kalsiyum karbonat fosili Sinotibutules -Sabelliditid ve Vendotaenid olarak bilinen tüp biçimli fosiller -İkinci evrenin karakteristik özelliklerini taşıyan Protohertzina -Aynı evrenin bir başka fosili Anabarites -Phycoides ve eklembacaklı izleri -Üçüncü evrede Brochiopodlar(kolsu bacaklılar) - Archaeocyathanlar -Lapworthella -Dördüncü evredeki trilobitler Anlayacağınız Kambriyen döneminden önce fosiller bulunmuştur ve hiçbir canlı atasız değildir. Unutmamak gerekir ki henüz tüm kayaçları inceleyemedik ve büyük ihtimalle hepsini inceleyemeyeceğiz, bu sebeple tüm fosillerin ortaya çıkarılması çok zor. Ve az fosilin bulunması o dönemlerde az canlının yaşamış olduğunu göstermez. Değil o dönemdeki bütün canlıların fosillerini bulmak, birkaç tane fosil bulduğumuz için bile şanslıyız. Nitekim yumuşak gövdeli canlıların fosil olarak korunamaması bile fosilleşme ihtimalini azaltıp günümüze ulaşmasını engeller. Yani tek bir fosil bile bulmuş olsak(ki oldukça bulundu) bu kambriyen canlılarının atasız olmadığını gösterir. Ama hala bir gerçek var ki kambriyen dönemindeki çeşitlenme oldukça fazladır. Peki ya bunun sebebi nedir? Kambriyen dönemindeki bu canlı artışının sebepleri büyük ihtimalle bu şekildedir: -Oksijen düzeyindeki artış canlıların çeşitlenmesini hızlandırmıştır -Kurulmaya başlayan av avcı ilişkileri karşılıklı gelişimi sağlamış ve bir silahlanma yarışını başlatmıştır. Bu da canlılığın çeşitlenmesinde rol oynamıştır -Mayoz bölünme ve re kombinasyon(gen alışverişi) çeşitliliği arttırmıştır. -Kambriyen öncesi ve Kambriyen dönemindeki canlılarda genetik bilgiyi saklayan bağlantılar günümüz faunasındaki kadar karmaşık değildi. Bu sebeple gerçekleşen mutasyonlar çok büyük değişiklikler sağladı. Böylece, Kambriyen o zamandan bu zamana eşi görülmemiş bir hızda yeni şubelerin ve sınıfların doğmasına tanık oldu. -Daha önce hiçbir canlı tarafından işgal edilmemiş olan çok sayıda ekolojik niş vardı. Bu da canlıların farklı bölgelerde farklı şekilde değişim geçirmesine yol açtı Es geçilmemesi gereken bir diğer konu da Kambriyen Patlamasının gerçek bir patlama olmadığıdır. 50 milyon yıllık bir süreç jeolojik olarak kısa olsa da biyolojik türlerin çeşitlenmesi için çok uzun bir süredir. Dolayısıyla bunu patlama olarak düşünmek hatalı bir görüştür. SONUÇ: - 1950’lerden bu yana bir biyolog makalesinde canlılığın bir anda oluştuğundan bahsediyorsa yazının devamında bu iddiayı çürütecektir. Bu sebeple yaratılışçıların itiraf oalrak sunduğu düşünceler hatalıdır. Bu yazıda da Schopf’ un ve McMenamin’ in makalesinden aldığım dipnotları sundum. Ve onlar da makalelerine sözüm ona itiraf ile başlıyorlardı. - Kambriyen öncesine ait fosil bulunması bile büyük bir şanstır. Yumuşak gövdeli canlılar çabuk bozunurlar bu sebeple fosil verme ihtimalleri azalır. Az fosil bulmamız az canlı yaşadığı anlamına gelmez - Kambriyen öncesine ait bir çok fosil bulunmuştur(yukarıda sıralandı) - Kambriyen dönemine her ne kadar patlama denilse de bu jeolojik olarak kısa bir süredir biyolojik olarak değil. 50 milyon yıl canlılığın çeşitlenmesine yeter de artar bile. - Kambriyen döneminde bu kadar fazla canlının çeşitlenmesinde bir çok neden rol oynar(yukarıda sıralandı) Yazıma Hasan Aydın’ın bir televizyon programında kambriyen patlaması üzerine söylediği birkaç cümle ile son vermek istiyorum: “Ben köy çocuğuyum. Çeşitli tohumlar sağa sola sıçrar, hiç bir şey görmezsiniz. Üzerinden bir sürü zaman geçer. Bir sabah kalkarsınız bir anda her tarafta farklı farklı bitkiler filiz vermeye başlamış. Şimdi söylediğim şey bu kambriyen patlamasında analoji kullanacaksanız böyle bir analoji kullanmanız lazım. Yani tohum bir anda bitkiye dönüştü değil, zaten vardı, bir sürü süreç geçti (…) İşte kambriyen patlamasını da böyle algılamak, arkasındaki o 20 milyon yıllık süreci görmek gerekir.” -Alfa YARARLANILAN KAYNAK James L. Gould-Carol Grant Gould, Olağandışı Yaşamlar (Life at the Edge), TÜBİTAK Popüler Bilim Kitapları, Ankara 1996, s.12-13, 38-39
Posted on: Fri, 25 Oct 2013 17:30:22 +0000

Trending Topics



Recently Viewed Topics




© 2015