KURANI KERİM Allah’ım! Bu, kutlu ve mübarek bir gündür. - TopicsExpress



          

KURANI KERİM Allah’ım! Bu, kutlu ve mübarek bir gündür. Yeryüzünün dört bir yanında Müslümanlar bu günde bir araya toplanmış, biri rahmetini dilemekte, biri nimetini istemekte, biri ödülünü aramakta, biri azabından korkmakta. Ve sen, onların neye muhtaç olduğunu daha iyi bilirsin. Şu hâlde, cömertliğine, keremine ve isteğimin sana kolay oluşuna dayanarak senden, Muhammed ve Âline salât etmeni istiyorum. Ey (yüce) Allah! Ey Rabbimiz! Mülk de, hamd da sana aittir; senden başka ilâh yoktur; hilim ve kerem sahibisin; şefkatlisin, büyük nimetler verirsin; yücelik ve ikram sahibisin; gökleri ve yeri yaratansın. Senden istiyorum ki, inanan kullarının arasında bir hayır, bir afiyet, bir bereket, bir hidayet, itaatin yönünde bir amel veya onları sana doğru iletecek, katındaki derecelerini yükseltecek, dünya ve ahiret hayrına sebep olacak bir hayır paylaştırdığın zaman benim payımı çok, nasibimi bol edesin. Allah’ım! Mülk de, hamd da senindir; senden başka ilâh yoktur. Senden, yaratıklarının arasından seçip beğendiğin kulun, resulün ve habibin Muhammed’e ve Muhammed’in iyi, seçkin ve tertemiz Âline, senden başka kimsenin sayamayacağı bir salâtla salât etmeni, bizi bu günde seni çağıran salih kullarının arasına katmanı ve bizi de, onları da bağışlamanı istiyorum, ey âlemlerin Rabbi. Hiç kuşkusuz, sen her şeye kadirsin. Allah’ım! Hacetimi sana getirmişim; fakirliğim, muhtaçlığım ve miskinliğimle sana gelmişim. Amelimden çok mağfiretine ve rahmetine güveniyorum. Hiç şüphe yok, mağfiretin ve rahmetin, günahlarımdan daha geniştir. Şu hâlde, Muhammed ve Âl-i Muhammed’e salât eyle ve tüm ihtiyaçlarımı gider. Çünkü sen, buna kadirsin ve bu iş sana kolaydır; ben sana muhtacım, senin bana ihtiyacın yok. Kesinlikle senden başkasından bir hayra ulaşmış değilim; senden başka kimse kesinlikle benden bir kötülüğü defetmiş değil; ne ahiretim için, ne de dünyam için senden başkasını ummuyorum. Allah’ım! Kim, ihsanını ve bağışını umarak, bahşişini ve ödülünü temenni ederek bir mahluka gitmeye hazırlanırsa hazırlansın, bunun için hazırlık yaparsa yapsın, ben, ey Mevlâ’m, bugün affını ve ihsanını umarak, bahşişini ve ödülünü temenni ederek sana gelmeye hazırlanmış, sana gelmek için hazırlık yapmışım. Allah’ım! Şu hâlde, Muhammed ve Âl-i Muhammed’e salât eyle ve bugün benim bu ümidimi boşa çıkarma; ey isteklerden dolayı zor durumda kalmayan, bağışta bulunmaktan dolayı hazinesi azalmayan (yüce Allah)! Çünkü ben, daha önce yapmış olduğum iyi bir amele güvenerek ve Muhammed ve Ehl-i Beytinin –salâvatın ve selâmın ona ve onlara olsun– şefaatinin dışında herhangi bir mahlukun şefaatini umarak sana gelmiş değilim; suçumu ve kendime kötülük ettiğimi ikrar ederek sana gelmişim; uzun süre büyük günahlarda direnmelerine rağmen günahkârları affetmene, rahmet ve mağfiretinle onlara dönmene sebep olan büyük affını umarak sana gelmişim. O hâlde, ey rahmeti geniş, affı büyük olan, ey büyük, ey büyük, ey kerim, ey kerim, Muhammed ve Âl-i Muhammed’e salât eyle ve rahmetinle bana dön; fazlınla bana şefkat göster ve mağfiretinle beni huzur ve refaha kavuştur. Allah’ım! Bu makam (bayram ve cuma namazı kıldırma makamı), senin halifelerin ve seçkin kullarına aittir. Emin kullarına özgü kıldığın bu yüksek makamı, zorla onların elinden aldılar. (Kullarını imtihan etmek için) Bunu böyle takdir eden sensin; emrin yenilgiye uğramaz; kesin tedbirinin ötesine geçilmez. Dilediğin şey; dilediğin gibi, dilediğin yerde ve dilediğin zamanda gerçekleşir. Daha iyi bildiğin ve irade ettiğin bir işten dolayı yaratıkların tarafından suçlanmazsın. Durum öyle oldu ki, seçmiş olduğun halifelerin yenik düştüler; zulme uğradılar; hakları ellerinden alındı; hükmün değiştirildi; Kitabın uzaklara atıldı; farzların öngördüğün yönlerinden saptırıldı; Peygamberinin sünnetleri terk edildi. Allah’ım! Evvelden sona kadar onların düşmanlarına, düşmanlarının yaptıklarına razı olanlara, düşmanlarının taraftarlarına ve düşmanlarına uyanlara lânet eyle. Allah’ım! Seçkin kulların İbrahim ve Âl-i İbrahim’e olan salâtların, bereketlerin ve selâmların gibi, Muhammed ve Âl-i Muhammed’e salât eyle. Hiç kuşkusuz, sen övgüye lâyıksın, büyüklük sahibisin. Ve onlar için mukadder buyurduğun kurtuluşu, esenliği, zaferi, iktidarı ve desteğini çabuklaştır. Allah’ım! Beni tevhit ehlinden, sana inanan, Resulünü ve itaatlerini farz ettiğin İmamları doğrulayan, bunu uygulamaya geçiren kimselerden eyle; âmin ya Rabb’el-âlemin! Allah’ım! Gazabını hilminden başka bir şey defedemez; öfkeni affından başka bir şey geri çeviremez; azabını rahmetinden başka bir şey engelleyemez ve sana yalvarıp yakarmamdan başka bir şey de beni senden kurtaramaz. O hâlde, Muhammed ve Âl-i Muhammed’e salât eyle ve bize kendi katından, ey Tanrım, ölen kullarını dirilttiğin ve ölü şehirleri canlandırdığın kudretinle bir kurtuluş ver. Tanrım! Bana icabet etmedikçe, duamı kabul buyurduğunu bana bildirmedikçe beni üzüntüden öldürme. Ecelim gelip çatana kadar bana sağlık tadını tattır. Düşmanlarımı sevindirecek duruma düşürme beni ve onları bana musallat etme. Tanrım! Eğer sen beni yüceltecek olursan, artık kim beni alçaltabilir?! Ve eğer sen beni alçaltacak olursan, artık kim beni yüceltebilir?! Eğer sen bana değer verecek olursan, artık kim beni hor kılabilir?! Ve eğer sen beni hor kılacak olursan, artık kim bana değer verebilir?! Eğer sen bana azap edecek olursan, artık kim bana acır?! Eğer sen beni yok edecek olursan, artık kim kulun hakkında sana engel olabilir, kim kulunla ilgili olarak seni sorgulayabilir?! (Tanrım!) Biliyorum ki, senin hükmünde zulüm olmaz, öç almakta acele etmezsin. Çünkü, ancak elinden çıkacağından korkan, acele eder; güçsüz olan, zulme ihtiyaç duyar. Sen ise, ey Tanrım, bundan çok çok yücesin. Allah’ım! Muhammed ve Âl-i Muhammed’e salât eyle ve beni belâların hedefi, intikamının konusu kılma; bana mühlet ver; üzüntümü gider; hatalarımdan geç ve belâ ardından belâya duçar eyleme beni. Çünkü güçsüzlüğümü, çaresizliğimi ve sana yalvarıp yakarmamı görüyorsun. Allah’ım! Bugün gazabından sana sığınıyorum. Şu hâlde, Muhammed ve Âline salât eyle ve beni korumana al. Bugün öfkene karşı senden güven diliyorum. O hâlde, Muhammed ve Âline salât eyle ve bana güven ver. Azabından kurtuluş istiyorum senden. O hâlde, Muhammed ve Âline salât eyle ve beni (azabından) kurtar. Senden hidayet istiyorum. O hâlde, Muhammed ve Âline salât eyle ve beni (doğru yola) hidayet et. Senden başarı diliyorum. Şu hâlde, Muhammed ve Âline salât eyle ve bana başarı ver. Senden rahmetini diliyorum. O hâlde, Muhammed ve Âline salât eyle ve rahmetini benden esirgeme. Bana yetmeni istiyorum. Şu hâlde, Muhammed ve Âline salât eyle ve bana yet. Senden rızk istiyorum. O hâlde, Muhammed ve Âline salât eyle ve bana rızk ver. Senden yardım diliyorum. O hâlde, Muhammed ve Âline salât eyle ve bana yardım et. Senden, geçmiş günahlarımı bağışlamanı istiyorum. Şu hâlde, Muhammed ve Âline salât eyle ve beni bağışla. Senden, beni (günahlardan) korumanı diliyorum. O hâlde, Muhammed ve Âline salât eyle ve beni (günahlardan) koru. Sen dilersen, bundan böyle artık hoşlanmadığın hiçbir işe dönmeyeceğim. Ey Rabbim, ey Rabbim! Ey çok şefkatli olan, ey büyük nimetler veren! Ey celâl ve ikram sahibi! Muhammed ve Âline salât eyle ve senden istediğim, katında aradığım ve elde etmek için sana yöneldiğim tüm şeyleri bana ver. Onları benim için iste, hakkımda mukadder et ve geçerli kıl. Onlardan benim için mukadder buyurduklarında bana hayır ve bereket ver. Onları vermekle bana lütufta bulun. Onlardan bana verdiklerinle beni mutlu eyle. Lütf u kereminden ve indindekinin bolluğundan, istediğimden fazlasını ver bana. Çünkü sen, çok zengin, çok cömertsin. Bunların ardından da ahiretin daha iyi olan nimetlerini ver bana; ey merhametlilerin en merhametlisi!
Posted on: Tue, 15 Oct 2013 10:32:21 +0000

Trending Topics



Recently Viewed Topics




© 2015