Kapitalizmin topraktaki vahşi yüzü mevsimlik tarım işçiliği - TopicsExpress



          

Kapitalizmin topraktaki vahşi yüzü mevsimlik tarım işçiliği – Coşkun Canıvar* Kapitalist üretim süreçlerinin, esnek ve güvencesiz çalıştırma yöntemleri ile kar oranlarını maksimize etme uygulamalarının en insanlık dışı sonuçlarının yaşandığı alanların başında tarımsal üretim gelmektedir. Dünyada 1,1 milyar tarım işgücünün yaklaşık 450 milyonunu mevsimlik tarım işçileri oluşturmaktadır. Türkiye İstatistik Kurumu’nun 2011 yılı istatistiklerine göre yaklaşık 25 milyon istihdam edilen işgücünün %26′sını tarım işgücü oluşturmaktadır. 6,3 milyon tarım işgücünün de yaklaşık yarısını mevsimlik tarım işçilerinin oluşturduğu tahmin edilmektedir (1). Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı verilerine göre sayıları 300.000 civarında verilen mevsimlik gezici tarım işçileri fiilen kayıt dışılar ve çocuklar ile birlikte en az bir milyonluk bir nüfusu kapsamaktalar (2). Mevsimlik tarım işçileri ulaşımdan barınmaya, uzun çalışma sürelerinden ücretlendirmeye, temel sağlık hizmetlerinden sosyal güvenceye, çocukların eğitim sorunundan çocuk işçiliğe, meslek hastalıklarından etnik ve kültürel ayrımcılığa kadar birçok hayati konuda ciddi sorunlarla iç içe yaşamaktadırlar. Mevsimlik tarım işçiliğinde meslek hastalıkları ve iş kazaları Mevsimlik tarım işçiliğinde meslek hastalıkları kavramı, ortaya çıkan sağlık problemlerinin hangilerinin meslekle ilişkili olduğu düşünüldüğünde göçmen tarım işçilerinin yerleşim yerlerinden ayrılıp geri döndükleri zamana kadar karşılaştıkları tüm sorunları kapsamaktadır. Bu nedenle bu alandaki meslek hastalıkları ve iş kazaları tanımlamalarını sadece tarlada karşılaşılan sorunlara daraltmamak gerekir. Ölümlü iş kazalarının önemli bir kısmı tarımda yaşanıyor Birçok ülkede tarımda görülen ölümlü iş kazaları diğer sektörlere göre iki kat fazladır. ILO verilerine göre dünyada her yıl 335 bin ölümlü iş kazasının 170 bini tarım sektöründe görülmektedir (3). İstanbul İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’nin 2012 yılındaki iş cinayetlerine yönelik yaptığı açıklamada 2012 yılında en az 878 işçi hayatını kaybederken bu ölümleri 90’ının tarımda gerçekleştiği belirtildi. Özellikle mevsimlik tarım işçiliğinde ulaşım veya tarımsal faaliyet esnasında meydana gelen kazalara bağlı ölümlerden medyaya yansımayanların bu raporlarda yer almadığı ve devletin bu anlamda iş kazalarına yönelik bir kayıt sisteminin olmadığı düşünülürse bu alandaki ölümlerin çok daha fazla olduğunu söylemek mümkün. Ölümle sonuçlanan kazaların çoğu ulaşım esnasında olmakla beraber boğulma, elektrik çarpması, hidrojen sülfid zehirlenmesi, tarım faaliyeti esnasında traktör devrilmesi gibi diğer nedenler de önemli rol oynamaktadır. Kastamonu il merkezinde Ocak 2004-Temmuz 2009 tarihleri arasında adli ölüm raporları, otopsi raporları ve tanık ifade tutanaklarının incelendiği bir çalışmada 601 ölüm olgusundan 42’sinin traktör devrilmesine bağlı olduğu görülmüştür. Ölümle sonlanmayan yaralanmaların ise sıklıkla kayma, takılma ve düşmelere, gerilme ve burkulmalara, makine kullanımına, kimyasallara ve yangınlara bağlı olarak ortaya çıktığı belirtilmektedir. Örneğin fındık işçilerinde ciddi el yaralanmaları tespit edilmiştir (4). Tarım işçileri pestisitlerle zehirleniyor Tarımda kullanılan kimyasallar (pestisitler) ciddi mesleki maruziyetlerin başında gelmektedir. Pestisitler deri, solunum veya sindirim yolu ile vücuda girerek akut veya kronik olarak etki gösterebilmektedir. Tarım işçileri kimyasalları uygularken veya ürün toplama esnasında maruz kalmaktadırlar. Tarımda görülen tüm iş kazalarının %14’ü ve ölümlü iş kazalarının %10’u pestisit ve diğer tarımsal kimyasallar nedeniyle olmaktadır. DSÖ, her yıl üç milyon kişiyi etkileyen ciddi akut pestisit zehirlenmesi olduğunu ve yılda en az 300 bin kişinin akut pestisit zehirlenmesine bağlı hayatını kaybettiğini bildirmektedir . Türkiye’de bu konuda net veriler olmasa da ciddi etkilenme olduğu söylenebilir. Nitekim, Ulusal Zehir Danışma Merkezi 2008 yılı çalışma raporu özetine göre 2008 yılında görülen 80 bin zehirlenme olgusunun %8,3’ü tarım ilaçlarına bağlıdır. Pestisitlerin kronik etkileri de ciddi hastalıklara neden olmaktadır. Bu kimyasalların sinir sistemi ve endokrin sistem üzerine toksik etkiler, göz problemleri, karaciğer hasarı, kalp damar hastalıklarında artış ve kanserojen etkileri de bilinmektedir. Gebelikten önceki iki yıl içinde etkilenim olduğunda, bebekte böbrek kanseri riskinin arttığını, gebeliğin ilk üç ayında maruz kalındığında bebekte anomalilerin ve düşük riskinin arttığını gösteren çalışmalar vardır. Türkiye’de yapılmış bir saha çalışmasında, mevsimlik tarım işçisi kadınların %47’si en az bir kez düşük, %20’si en az bir kez ölü doğum yaptığı saptanmıştır. Tarım çalışanı kadınlarda infertilite riskinin 4-16 kat arttığı da gösterilmiştir. Tarım işçilerinin bilişsel kapasitesini değerlendiren bir çalışmada pestisite mesleki maruz kalımın Parkinson ve Alzheimer hastalığının oluşmasında önemli bir risk olduğu tanımlanmaktadır. Pestisit maruziyetine bağlı kanser gelişiminde kesin kanıtlar elde edilmemiş olsa da çeşitli çalışmalarda tarım işçilerinde; lenfoma, lösemi, multipl myelom, yumuşak doku sarkomu, pankreas, meme, over ve testis kanseri sıklığında artış bildirilmektedir (4). Solunum sistemi hastalıkları, tarımsal faaliyet esnasında ortaya çıkan toz ve gazlara bağlı gelişebilmektedir. Yapılan çalışmalar tarım işçilerinin % 10 ile % 30´unun bir ya da daha fazla mesleki solunum sıkıntısı yaşadığını ortaya koymaktadır. Küflü ot, saman, tahıl ve yemde bulunan antijenik ajanlara bağlı hipersensitivite pnömonisi (çiftçi akciğeri), pamuk, keten ve kenevir tozlarına bağlı bisinozis, özellikle hasat dönemlerinde artan toz maruziyetine bağlı mesleki astım, solunum yolu enfeksiyonları tarım işçilerinde görülen solunum sistemi hastalıklarındandır. Cilt hastalıkları, diğer sektörlerle karşılaştırıldığında tarım işçilerinde 4-6 kat daha fazla görülmektedir. Gübre, pestisit ve diğer kimyasallarla temas ile kontakt dermatit, ısı ve artropodlara bağlı dermatozlar ve güneş ışınlarına korumasız maruz kalınması sonucu gelişen deri kanserleri tarım işçilerinin sık görülen cilt hastalıklarıdır. Kas iskelet sistemi hastalıkları tarım işçilerinin en yaygın meslek hastalıkları arasındadır. Ağır kaldırma, taşıma, uzun süre ayakta durma, tekrarlayan hareketleri uzun süre yapma, fiziksel zorlanma , barınma koşullarının uygunsuzluğu gibi faktörler tarım işçilerinde; bel ağrısı, bel fıtığı, karpal tünel sendromu, tendinit gibi çeşitli kas-iskelet sistemi hastalıklarına neden olmaktadır (4). Psikososyal sorunlar mevsimlik tarım işçilerinin neredeyse tamamını etkileyen ciddi sağlık sorunları arasındadır. Etnik ve kültürel ötekileştirme, işçilerin göç bölgesinde yerleşim yerine dahi inmesini yasaklayan polisiye önlemlerle uygulanan sosyal izolasyon, işsizlik durumunda doğrudan açlıkla karşı karşıya kalma, güvencesizliğin ve yoksulluğun oluşturduğu stres, çok uzun çalışma sürelerinin yarattığı bitkinlik gibi daha çoğaltılabilecek birçok etken mevsimlik tarım işçilerinde depresyon ve anksiyete gibi intihara kadar varabilen ciddi psikiyatrik rahatsızlıklara neden olmaktadır. Barınma ve temel sağlık hizmetlerine ulaşım sorunları Mevsimlik tarım işçileri temiz su, elektrik, çöp ve atık giderme, tuvalet ve kanalizasyon sistemlerinden yoksun ilkel barınma koşullarında yaşamak zorunda kalmaktadırlar. Devlet kurumları, bu barınma alanlarına hizmet götürme alanları olarak görmemekte, “suç merkezleri” olarak görüp, polis ve jandarma baskısının hedefi haline getirmektedirler. Barınma alanları, yerleşim merkezlerinin uzağında tutulmakta, dere kenarı, bataklık gibi yerlerde kurulmakta, işçi aileleri çalıştıkları bölgenin yerleşim merkezinden sağlayabilecekleri hizmet ve sosyalleşme olanaklarından dışlanmaktadırlar. Mevsimlik tarım işçilerinde bebek ölümleri beş kat fazla Türkiye’de 2012’de yapılmış “Mevsimlik Tarım İşçilerinin ve Ailelerinin İhtiyaçlarının Belirlenmesi Araştırması” adlı saha çalışmasının verileri bu alandaki sorunları çok net ortaya koymaktadır. Ailelerin %80’i tek göz çadırda yaşamaktadır ve aynı yerde uyumaktadır. Çalışma alanlarında temiz içme-kullanma suyuna erişim % 33′tür. Üreme sağlığı hizmetleri, gebelik ve sonrası anne ve bebek izlemleri, aşılama gibi en temel sağlık hizmetlerine büyük oranda ulaşamamaktadırlar. Kadınların yaklaşık % 57′si 18 yaşını tamamlamadan önce evlenmiş ve gebe kalmıştır. Her dört kadından biri doğum öncesi hiç bakım almamış ve sağlık kuruluşunda doğum yapmamıştır. Kadınların % 46′sına son gebeliğinde tetanos aşısı yapılmamıştır. Kaba ana ölüm oranı Türkiye’de 2012 verilerine göre yüz binde 23 iken mevsimlik tarım işçilerinde sözel otopsiye dayalı olarak yüz bin canlı doğumda 153′tür. TÜİK verilerine göre Türkiye’de 2012 yılında bebek ölüm hızı bin canlı doğumda 11,6 iken mevsimlik tarım işçilerinde binde 59 dur(5). Kaba ölüm hızı Türkiye’de 2012 yılında binde 5 iken mevsimlik tarım işçilerinde binde 22,6 saptanmıştır. Tarlada hastalandığında her dört kişiden biri sağlık hizmetine başvurmamaktadır. Ailelerin %20’si aile hekimini bilmemektedir. Her dört bebekten sadece birinin aile hekiminden izlemleri yapılmaktadır. Amerika’da Hastalık Kontrol Merkezi (CDC) tarafından yapılan bir çalışmada tarım işçilerinde ortalama yaşam süresi 49 yaş iken, mevsimlik tarım işçisi olmayanlarda 73 yaş olarak hesaplanmıştır. Çocuk işçiliğin yarısı tarımda ILO tahminlerine göre dünyada 5-14 yaş grubunda ekonomik olarak aktif 250 milyon çocuğun %30’u tarımda çalışmaktadır. Türkiye’de mevsimlik tarım işçileri ve aile üyelerinin %40’ı 14 yaş ve altındadır. TÜİK Çocuk İşgücü araştırması 2006’ya göre Türkiye’de 6-17 yaş nüfus içerisinde 392 bin çocuk tarım sektöründe çalıştırılmaktadır. (6) ‘2006 yılından bu yana çocuk işçiliğinin en kötü biçimlerinin en yaygın olduğu ücretsiz aile işçisi çocuk işçilerin, toplam çocuk işçiler içerisindeki oranı % 41’den % 46’ya, sayısı ise 362 binden 413 bine yükselmiştir. Yine aynı kapsamda değerlendirilen tarım sektöründe çalışan çocukların sayısı da 73 bin kişi artış göstererek 326 binden 399 bine, toplam çocuk işçilere oran ise % 37’den % 45’e ulaşmıştır. Tarımda çalışan çocuklar açısından bir diğer çarpıcı sonuç ise tarımdaki istihdam artışının % 66’ının ve ücretsiz aile işçilerindeki artışın % 90’ının 6-14 yaş arası çocuklar olmasıdır’ (7). Mevsimlik tarım işçiliğinde kadın emeği Tarımsal üretimde erkekler makine kullanımının olduğu işlerde uzmanlaşırken kadınlar emek yoğun tohumlama, yabani ot ayıklama, çapalama ve hasat gibi işleri üstlenmektedir. Dolayısıyla kadınlar özellikle işlerin arttığı dönemlerde erkeklerden daha uzun ve daha ağır koşullarda çalışmaktadırlar. Kadınların yaptığı işler emek-yoğun işler olmasına karşın, kadınların emeği daha değersizdir. Çoğu ücretsiz aile işçisidir, ücretli çalışan kadınlar ise eşit işe eşit ücret alamamaktadırlar (8). Kadın tarım işçileri işteki uzun ve yorucu olan çalışma saatlerinin üstüne ev işlerini de yapmak zorunda kalmaktadırlar. Ortalama 3 ila 5 saat ev işleri ve bakım hizmetleri de düşünüldüğünde kadınların günlük çalışma süresi 17 saate yaklaşmaktadır. Ayrıca kadınlar, göç yollarında ve gittikleri bölgelerde taciz, tecavüz, kadın cinayetlerine maruz kalmaktadırlar (9) Toplumsal dışlama Türkiye’de mevsimlik tarım işçilerinin çok önemli bir bölümünü Kürt halkı oluşturmaktadır. 1990’lı yıllar sonrasında 4 milyona yakın Kürt göçe zorlanarak veya göç etmek zorunda kalarak geçim kaynaklarından koparılmıştır. Hayatta kalmak için bir kısmı büyük kentlere yerleşirken büyük çoğunluğu da başta tarım olmak üzere mevsimlik işlerde çalışmak zorunda kalmışlardır. Ayrıca kapitalizmin topraksızlaştırma politikaları sonucu doğu illerinde topraksız ve az topraklı köylülüğün giderek artması mevsimlik işçiliği arttıran unsurlardandır. Kürt işçiler çalıştıkları bölgelerde Kürtçe konuştukları için toplumsal hayattan dışlanmakta, devletin güvenlik kurumları ve yerli halk tarafından potansiyel suçlu muamelesi görmekte ve kimi zaman ırkçı linç girişimlerinin hedefi olmaktadırlar(9). Toplumsal ötekileştirmenin sosyal yaşamdan sağlığa kadar tüm unsurlar üzerindeki olumsuz etkileri düşünüldüğünde bu konu mevsimlik tarım işçilerinin hayatını en fazla zorlaştıran etmenlerin başında gelmektedir. Tarım işçilerinin kendi ifadeleri yaşadıkları sorunları istatistiklerden çok daha çarpıcı bir şekilde anlatmaktadır; “Doktor Türkçe bilmediğimiz için bize bakmadı.” “Karadenizli işçiler 8 saat çalışıp 40 lira alıyor, biz 14 saat çalışıp 32 lira alıyoruz. Biz işi daha iyi yapıyoruz, bunu da biliyorlar.” “Her yıl aynı şey oldu, biz geldikten sonra etrafta silah atışları yaptılar.” “Hastalarımızı doktora götüremiyoruz, çünkü doktor çok uzakta, ne araba var ne otobüs.” “Akşam bize kalmak için verdikleri yeri taşlamaya başlayıp bütün camları kırdılar. Biz ne yaptık? Çalışmaya gelmiştik.” (10) Sonuç Tarımsal üretimin doğal yöntemlerden uzaklaştırılarak, hormonları, genetiği değiştirilmiş tohumları, yapay gübreleri kullanarak seracılık gibi yöntemlerle her mevsimde her ürünü üretmeyi amaçlayan kapitalist tarım politikaları için kuşkusuz en önemli gereksinim ucuz emek gücüdür. Topraksızlaştırma ve zorunlu göç ile evsizleştirme politikaları, milyonlarca insanı her koşulda çok düşük ücretlerle, günde 14-15 saate varan sürelerde ve hiçbir sosyal güvence olmadan çalışmaya mecbur bırakarak tarım endüstrisi için ucuz emek gücünü sağlamıştır. Çelişki net bir şekilde kendini göstermektedir ki, tarım endüstrisi ve bu sermayenin payandası devlete karşı tarım işçilerinin tek yolu örgütlenmek ve mücadele etmektir. Nitekim 6-7 Nisan 2013 Viranşehir’de yapılan Mezopotamya Mevsimlik Tarım İşçileri Kurultayı bu mücadelenin ilk adımlarını atmıştır. Tarım işçilerinin dernekleşerek sonrasında sendikalaşma süreci, işçileri iş kanununa alma talepleri, barınma, alt yapı hizmetleri, ulaşım, sağlık hizmetlerinden yararlanma, işçi sağlığı ve iş güvenliği, çocuk işçiliği, kadın emeği, ayrımcılık ve toplumsal dışlama gibi konular ve topraksızlaştırma, mülksüzleştirme politikalarına karşı mücadele mevsimlik tarım işçilerinin gündeminde yer almaktadır. Neredeyse tüm insan haklarının ihlal edildiği bu çalışma koşullarına karşı mevsimlik işçilerin öznesini oluşturduğu ve insan haklarından yana tüm toplumsal yapıların bileşeni olduğu bir mücadele hattı oluşturmak gerekmektedir.
Posted on: Sun, 15 Sep 2013 16:29:20 +0000

Trending Topics



Recently Viewed Topics




© 2015