Kart Kurt Kürt III… ABD ve İsrail’in hayata geçirmek - TopicsExpress



          

Kart Kurt Kürt III… ABD ve İsrail’in hayata geçirmek istedikleri Büyük Orta Doğu Projesi içerisinde büyük stratejinin önemli bir sac ayağını oluşturan bölgede bir Kürt devletinin kurulması şartlandırılmıştır. Bu kurulması planlanan Kürt devletinin sınırlarını gösteren haritalara isterseniz bir göz atalım. İlk olarak şunu açıklamakta fayda vardır ki bu haritalar ABD, İsrail, İngiltere, Fransa, İsveç, Belçika tarafından çeşitli yıllarda hazırlanmış, yine bu haritalar yıllara göre değişiklikler arz etmiş sınırların boyutları değiştirilmiştir. Şimdi ise bu haritaların son durumlarına istinaden sınırların şu boyutlarda olduğu gözlenmektedir. Yazımızın başında da sizlere anlattığımız üzere kurulması için yoğun çabalar içerisinde olunan Kürt devleti Türkiye, Suriye, İran ve Irak ekseni içerisinde ki bölgeyi içine almaktadır. Sırasıyla bu isimlerini saydığımız ülkelerin yönsel açıdan nerelerini içine aldığını anlatalım. Türkiye; Doğu Anadolu Bölgesini ve Güneydoğu Anadolu Bölgesini kapsamakta. Bu bölgelerde de Kars, Ağrı, Iğdır, Van, Hakkari, Muş, Bingöl, Bitlis, Tunceli, Elazığ, Diyarbakır, Batman, Siirt, Şırnak, Mardin, Şanlıurfa, Adıyaman illerini içine almaktadır. Suriye; Kuzeydoğu Bölgesini kapsamakta. Bu bölgede de Tell Amr, Al Hasakah, Halep şehirlerini içine almaktadır. İran; Doğu ve Kuzeydoğu Bölgelerini kapsamakta. Bu bölgelerde de Qezel, Orumiyeh, Mahabad, Bakhtaran, Sanandaj şehirlerini içine almaktadır. Irak; Kuzey ve Kuzeydoğu Bölgelerini kapsamakta. Bu bölgelerde de Musul, Erbil, Kerkük, Suleymaniyah, Duhok şehirlerini içine almaktadır. Bu bilgiler ışığında ABD’nin ve İsrail’in bölgede bir Kürt devleti kurmaya çalışmalarında ki asıl maksat ABD ve İsrail’in Büyük Orta Doğu projesini hayata geçirerek Türkiye’yi, İran’ı, Irak’ı, Suriye’yi, Suudi Arabistan’ı, Türki Cumhuriyetlerini, Kıbrıs’ı, Mısır’ı, Libya’yı, Afrika ülkelerini kontrolü altına almak ve Rusya, Çin, Japonya, Almanya ve Fransa’yı da kıpırdayamaz hale getirmek içindir. ABD’nin Irak’taki yönetimin sivil sorumlusu Bremer, ABD’nin Kürtlere vermiş olduğu desteğin 1991’deki birinci Körfez Savaşı’ndan beri devam ettiğini açıklamıştı. Hatırlarsanız ABD, Saddam rejimine muhalif olan Barzani ve Talabani önderliğindeki Kürt peşmergeleri Saddam’a karşı, ABD hesabına istihbarat ve propaganda konularında kullanmıştır.Tabi ki ABD bunun yanında Barzani ve Talabani liderliğindeki peşmergelere hem parasal, hem silah, mühimmat, askeri malzemeler konusunda yardımda bulunmuş hem de istihbarat ve askeri eğitimlerini de yaptırmıştır. Daha sonra da kullanmış olduğu bu iki Kürt gruplarından seçilmiş olanları uçaklarla Irak’tan kaçırarak daha geniş bir eğitim programı için adaya taşımıştır. Bunun yanında Amerikan Merkezi Haber Alma Teşkilatı (CIA) Barzani ve Talabani’ye yaptıkları aylık ödemelerin 7 rakamlı sayılara ulaştığı ve son haberlere göre de CIA ekibi başkanı “ Özel kuvvetler ve istihbarat çalışmaları için Kürt liderlere ve dini liderlere 300 milyon dolar dağıttım “ diye malum makamlara rapor ettiği basına sızarak ABD’nin Kürt liderlerine yapmış olduğu yardım tescillenmiştir. Son Körfez Savaşı’nda da ABD, Kürt liderlere Irak’ın işgalini sonuna kadar büyük bir hevesle desteklediklerinden ve savaştan önce ABD ordusuna istihbarat sağlayarak savaşta tüm askeri güçleri ile ABD ordusunun emrine girerek Kuzey cephesinde Irak ordusuna karşı güç gösterisi yaptıklarından ötürü savaşın sonuna doğru ABD’nin onay vermesiyle Musul ve Kerkük’ü ele geçirerek fiilen işgal etmelerine göz yummuştur. Barzani ve Talabani de hiç vakit kaybetmeden güçleriyle Musul ve Kerkük’teki varlıklarını pekiştirmek ve yayılmak için çaba sarf ederken bir yandan da Sünni bölgelerinde gelişen direnişlerin bastırılmasında ABD güçlerinin yanında yer almışlardır. Kürt peşmergeler Felluce’de olduğu gibi Sünni direnişlerini bastırmak için ön saflarda rol almışlardır. Kürt peşmergeler fiilen işgal ettikleri Musul ve Kerkük şehirlerinde facto denetimlerini devam ettirerek fazlaca dikkat çekmeden Arap ve Türkmenleri sadece şiddet tehdidiyle güneye kaçırmak bir yana, ev ve topraklarını satın alarak (el koyarak) da göçe zorluyorlar. Bununla birlikte Kürt nüfusunu bu şehirlere kaydırarak demografik yapı ile oynamaya devam etmektedirler ve böylece K.Irak’ın tümünü kapsayan bir Kürt federe devleti olma tatbikatına girişmiş durumdalar. ABD, bunları görmesine karşın sesini çıkarmayarak onlara sessiz kalarak yardımda bulunmaktadır. Ayrıca ABD bu iki Kürt liderini de eğitime tabi tutmuştur. Barzani dış ilişkilerde uzmanlaştırılırken, Talabani de savunma ve güvenlik alanlarında uzmanlaştırılmaktadır. ABD, Kürt liderleri yaptığı yardımlarla ve desteklerle onların şımarmalarına ve kendilerini dev aynasında görmeye başlamalarına sebep olmuştur. ABD’nin Irak’ı işgalinin ardından adeta ülkenin sahibi gibi davranmaya başlayan Barzani ve Talabani liderliğindeki Kürt peşmergeler bağımsızlığa dönük açıklamalar yapmaya başladılar. Irak Kürdistan Demokratik Partisi (IKDP) genel başkanı Mesut Barzani 30 Haziran 2004 tarihli El-Hayat adlı Arap gazetesine yaptığı açıklamada, Irak’ın yeni anayasasında federalizmin yer almaması durumunda, Kürtlerin ayrılığı tercih ederek bağımsızlığı ilan edeceklerini belirtti. Kürdistan Demokratik Partisi Dış İlişkiler sorumlusu Safin DİZAYİ’de yine 30 Haziran 2004 tarihli Selahattin kentinde CNN TÜRK muhabiri Kaya HEYSE’nin bir sorusu üzerine, Kerkük’e son 30 yılda kente gelen Arapların geri dönmesi gerektiğini söyledi. Ayrıca, Safi DİZAYİ K.Irak’taki PKK varlığıyla ilgili olarak da, Türkiye o güçlü ordusuna rağmen PKK’yı bitiremedi. Şu anki şartlarda PKK’ya karşı yeni bir cephe açmamız çok zor. Zaten bu işlerle bundan sonra yeni Irak hükümeti ilgilenecek dedi. Şimdide biraz İsrail-Kürt işbirliğine değinelim isterseniz.İsrail’in Arapları ve İranlıları dengelemek için Ortadoğu’da bir Kürt politikası olduğu 1960’lardan beri bilinmektedir. İsrail 1960’lı yıllarda Kürdistan Demokratik Partisi genel başkanı Mesut Barzani’nin babası Mustafa Barzani ile ilişkiler içerisine girmiş ve bölgede güçlenerek ekol olmasını sağlamıştır. Ayrıca Mustafa Barzani’ye her konu da yardım da bulunarak İsrail (MOSSAD) ile çalışmasını sağlamıştır. Neden Mustafa Barzani’yi seçtiği de malum olarak Barzani aşiretinin aslen Yahudi menşeili olduklarından ötürüdür. Bu yardımlar Mustafa Barzani’den sonra da devam etmiştir. Mustafa Barzani’nin ölümünden sonra yerine geçen oğlu Mesut Barzani döneminde İsrail’in yardımları artarak devam etmiştir. Mesut Barzani’nin sağ kolu İsrail (MOSSAD) tarafından bizzat kendisine gönderilerek emrine verilmiştir. Tabi bu şahıs daha sonra öldürülmüştür. Şu anda Mesut Barzani İsrail’in Irak’ta gözü ve kulağı durumundadır. Mesut Barzani’nin bu güne kadar ki Avrupa’daki devlet başkanlarıyla görüşmelerini hep İsrail ayarlamıştır. Birinci Körfez Savaşı sırasında İsrail’e kaçan Kürtlerin çoğu Mesut Barzani’nin emrindeki Kürt peşmergelerdir. Bunlar İsrail tarafından geniş bir eğitim programına tabi tutularak yakın zamanda tekrar Irak’a dönmüşler ve görevlendirildikleri bölgelerde faaliyetlerine başlamışlardır. Şimdi konumuz olan İsrail-Kürt işbirliğinin yeni boyutu olan MOSSAD, silahlı Kürtlere askeri komando eğitimi vermesine gelelim. İsrail (MOSSAD) Irak’ta silahlı Kürtlere komando eğitimi veriyor. Bunu nereden anlıyoruz sorusunu şöyle açıklayalım. Tel-Aviv’den kalkan İsrail uçakları, Erbil’deki havaalanına MOSSAD ajanlarıyla birlikte uzun namlulu silah, mühimmat, askeri haberleşme araçları ve geliştirilmiş üniforma taşımaktadır. Peşmergelerde MOSSAD kanalıyla İsraillilere boş arazileri ve şehirlerde ki Araplar’dan boşalan evleri vermektedir. Burada asıl önemli olan husus İsrail MOSSAD kanalıyla hangi Kürt gruplarına askeri komando eğitimi verdiğidir. Cevabı da basit Mesut Barzani liderliğinde ki peşmergelerdir. Askeri komando eğitimi alan peşmergeler özel bir ordu dahi kurmuşlardır. Bu özel ordu Neçirvan Barzani’nin girişimi ve önderliğinde temelleri atılarak kurulmuştur. Bu özel ordunun ismi de ZAWİTE ÖZEL ORDUSU’dur. Bu ordunun başında da General Aziz VEYSİ bulunmaktadır. Bu ordu Kürdistan Özel Ordusu olarak ta tanınmaktadır. Zawite aslen bir yerleşim yerinin adıdır. Bu yerleşim yeri Duhok’un 12 km. doğusunda bulunmaktadır. Aslen bu yerin seçilmesinde ki ana gaye’de Kürt Ulusal Direnişinin 1961 Eylül devriminde Zawite boğazı ve Qantara boğazında oynadığı rol sebebiyle seçilmiştir. Zawite Özel Ordusu 12 yıl önce 1992 yılında kurulmuştur. Bu özel ordunun subayları bizzat İsrail tarafından İsrail’de bir dizi askeri eğitim görmüşler ve tekrar Irak’a gönderilmişlerdir. Şu anda da bizzat İsrailli subaylar tarafından Irak’ta komando eğitimi görmekteler. İsrail, K.Irak ta bulunan Kürt peşmergelerine bilhassa da Irak Kürdistan Demokrat Partisi (IKDP) lideri Mesud Barzani nin emrindeki peşmergelere askeri komando eğitimi vermektedir. İsrail Başbakanı kasap lakaplı Ariel Şaron, Kuzey Irak Kürtleri ne askeri destek verdikleri iddialarını şiddetle reddetmektedir, fakat Mesud Barzani ve Celal Talabani ile iyi ilişkiler içinde olduklarını da itiraf etmektedir. Amerikan New Yorker dergisinin Pulitzer ödüllü yazarı gazeteci Seymour Hersh, İsrail in Irak ın kuzeyinde ki Kürtlere askeri ve lojistik destek verdiğini ve onlarla işbirliği içinde operasyonlar yaptığını açıkladı. Seymour Hersh İsrail istihbarat ve askeri yetkililerinin şu sırada Kuzey Irak ta ayrılıkçı Kürtler le beraber çalıştığını ve bazı operasyonlar için Kuzey Irak a girdiğini belirtti. Ayrıca Hersh, İsrail in K.Irak ta geçen yıldan beri Kürt komando birimlerini eğittiğini ve bu eğitimle İsrail in en gizli komando birimi olan Mistaravim ile aynı kapasitede yetiştirildiğini yazmıştı. İsrail Başbakanı Ariel Şaron un Yalan dediği Irak taki sinsi oyununu Halka ve Olaylara Tercuman gazetesi belgeleriyle birlikte Şaron un yüzüne Türk Tokatı şeklinde çarpmıştır. Tercuman gazetesi, İsrail in K.Irak taki Kürt gruplarına askeri komando eğitimini paravan şirketler aracılığıyla verdiği ve bu eğitimin 6500 peşmergeye verilerek bu peşmergelerin kritik bölgelerde petrol polisi olarak görevlendirildiğini açıklamıştır. Özellikle Musul-Kerkük civarındaki petrol alanlarının güvenliği açısından kritik öneme haiz bu görevin peşmergelere verilmesinin ardında, Musevi sermayeli İngiliz Arnes güvenlik şirketinin olduğu ortaya çıktı. İngiliz Arnes şirketi, ABD Başkan Yardımcısı Dick Cheney in, 1995 yılından 2000 yılına kadar CEO olarak görev yaptığı Halliburton şirketi ile 300 milyon dolarlık bir anlaşma yaparak, peşmergelere özel eğitim verdi. Eğitim programına, İsrailli uzmanlar ve MOSSAD ajanları da katıldı. Eğitim verilen peşmergeler çoğunlukla Mesud Barzani ye bağlı peşmergelerdi ve bunlar özel kuvvetlerin eğitim programına tabi tutulurken, komando eğitimi, suikast, suikaste karşı koruma, yakın koruma ve istihbarat eğitimi aldılar. ABD nin daha önceki yıllarda Guam Adası na götürdüğü peşmergelerin tamamına yakını da, Irak taki bu eğitim programına katıldı. Bilgi veren kaynaklar sayıları 500 e ulaşan bir peşmerge gücünün de İsrail e götürülerek MOSSAD tarafından eğitildiğini belirttiler. Bu peşmergelerin tamamına yakınının Farsça bilmesi, İsrail in İran a yönelik istihbarat edinme kaygısından kaynaklandığına işaret eden kaynaklar, Kısa süre içinde Kürt grupların elinde önemli ölçüde yetişmiş eleman olacak değerlendirmesini yaptılar. Irak ta yaklaşık 150 eski MOSSAD ajanının çalıştığı Deligence Iraq L.C. şirketi ise sivil bir istihbarat merkezi olarak çalışmaktadır. Bu firmanın yönetim kurulunda, ABD Federal Acil Durum Ajansı eski müdürü ve CIA yöneticilerinden Mickel Baker, İngiliz Gizli Servisi M 6 adına çalışan Nick Deam, 1980 lerde Batıya kaçan eski SSCB istihbaratçısı Victor Abramkin bulunmaktadır. Aynı konu Lübnan da bulunan Arap gazetesi olan Müstakbel de de 18 Mayıs tarihinde yayınlanmıştır. Bu haberde özetle; “Aralık 2003 sonunda, MOSSAD ile Barzani ve Talabani arsında gizli bir komando birliği kurulması konusunda anlaşma sağlandı, KDP’den Hüseyin Sancari ve KYB’den Serkut Resul Ali, toplam 60 kişilik bir ekip kurdular, birliğe Kürt asıllı İsrail albayı komuta edecek. Bu birliğe Mam Rişe Birliği adı verildi. Ocak 2004 sonunda birlik bir Amerikan askeri uçağıyla Natanya şehrine intikal ettirildi, uçuş Kerkük’ten gerçekleştirildi. 45 günlük yoğun bir kurs dönemi geçirdiler, MOSSAD başkanı Meir Dagan kursiyerlerle bizzat ilgilendi. Kursta, suikast, adam kaçırma, patlayıcı yerleştirme gibi dersler aldılar. Mart 2004 sonunda bölgeye döndüler, 10’ar kişilik gruplar halinde çalışmalara başladılar, her grubun başında bir MOSSAD subayı var, bu subaylardan 4’ü Kürt asıllı ve Arapça ile Kürtçeyi çok iyi konuşurlar. Bağdat, Musul, Kerkük, Basra, Necef, Kerbela, Nasırıye ve Ramadi’de karargahları vardır.” Bir başka haberde İsrail, ABD’nin onayıyla Irak’ta 4-5 kişilik timler halinde bir kontragerilla birliği örgütledi. Oluşturulan bu birliğe İsrailli bir albay komuta etmektedir. Toplam 200 kişi civarındaki birlik, yaklaşık 40 timden oluşuyor. Bu timlerin görevleri de Irak’ta Amerikan işgaline tavır alanları etkisizleştirmek, sabotajlar ve suikastler düzenlemek,….vb. eylemlerden oluşmaktadır. Türkmen kaynaklarda, MOSSAD’ın örgütlemiş olduğu bu birliğin özel olarak Iraklı bilim adamlarını hedef aldığını ve 2003 Haziran ayından bu güne kadar Irak’ta 150 civarında öğretim görevlisinin öldürüldüğünü belirttiler. Bu bilgileri yazdıktan sonra ABD Merkez Komutanlığı’nın yeni başkomutanı orgeneral John Abizaid’in Kürt liderleri Celal Talabani ve Mesud Barzani’yi karargahlarında yapmış olduğu ziyaretine kısaca değinelim. ABD Merkez Komutanlığı’nın yeni başkomutanı orgeneral John Abizaid, Kuzey Irak’taki Kürt liderleri helikopterlerle önce Süleymaniye’ye geçerek Irak Kürdistan Yurtseverler Birliği lideri Celal Talabani’yi, ardından Selahaddin’de Irak Kürdistan Demokrat Partisi lideri Mesud Barzani’yi karargahlarında ziyaret etti. Ziyaretinde, önümüzdeki dönemde Irak’ın yeniden inşasında Kürtlere büyük işlerin düşeceğini, silahlı peşmergelerin Irak’taki yeni orduda aktif rol oynayacağını söyledi. Ayrıca;”Aramızda ki işbirliği artarak sürecek. Kürtler, Irak’ın özgürleşmesinde önemli rol oynadı. Yeni Irak’ın oluşumunda da üzerlerine düşen görevleri yerine getireceklerine inanıyorum” dedi. Amerikalı generalin ziyaretinde, Kerkük sorununa değinen IKYB lideri Celal Talabani ise, Kerkük’ten zorla çıkarılmış Kürtlerin tekrar evlerine ve Araplaştırma politikasının uygulanması için kente yerleştirilmiş Arapların da eski yerlerine dönüşünü sağlamak için tüm tarafların ortak bir program üzerinde anlaşmaları gerektiğini belirtti. Mesud Barzani ile yaptığı görüşmede ise orgeneral, Kürdistan diye tanımladığı Kuzey Irak’ta bulunan durumun aynısının tüm Irak’ta olması gerektiğini belirtti. Orgeneral Abizaid bu görüşmede de, Kürt-Amerikan işbirliğinin artarak süreceğini yineledi. Umarım orgeneral Abizaid’in Kürt liderlerine yapmış olduğu ziyarette ki küçük ama bir o kadar da önemli noktaları yakalamışsınızdır. Yazımızın başlarında belirttiğimiz hususlara ilave olarak ta; Irak’ta ayrılıkçı Kürtleri destekledikleri iddia edilen İsrail’in mevcut yetkilileri, ABD Başkanı Bush’un yakın çevresiyle de oldukça samimidirler. Mesela; Kuzey Irak’a gidip oradaki Kürt gruplarla temas kuran, bağımsız Kürt devletini savunan ABD Savunma Bakan Yardımcısı Wolfowitz’in Yahudi lobileri ile olan ilişkisi malumdur Mesud Barzani ve Celal Talabani peşmergelerine askeri (komando) eğitimleri verdikleri, onlara silah, mühimmat, askeri araç-gereç ve para yardımında bulunduklarıyla birlikte bu Kürt gruplarını her türlü konuda kullandıkları hususunda sizlere bilgiler vermeye çalışmıştık. Bu bilgiler ülkemizde ki çeşitli gazetelere mensup köşe yazarlarımız tarafından da işlenerek sizlere aktarılmıştı. Şimdi de yine bu konuyla ilgili olarak bir önceki bilgilere kısa eklemeler yapmakla birlikte konuyu daha da zenginleştirerek sizlere konunun ne derece önemli olduğunu ve bu önemin de bizleri yani TÜRKİYE’yi ne derece çok ilgilendirdiğini vurgulamak istiyoruz. Irak’ın Geçici Dönem İdari Yasası’nın, “Çifte Pasaportlu” Iraklılar’a geri dönüş hakkını tanımasıyla, 50 yıl önce Kuzey Irak’ı terk eden Yahudi Kürtler geri döndüler. Kuzey Irak’a geri dönen Yahudi Kürtler, peşmergelerin silahlı gücü ve yüksek para karşılığı Kerkük’ten toprak almaya başladılar. Yahudi Kürtlerin, Saddam’ın bölgeyi Araplaştırmak için dağıttığı bedava arsaları yüksek bedellerde Araplardan satın aldıkları belirlendi. Yahudi Kürtler, bununla da kalmayıp Bağdat’ın Şorce semtinin kendilerine ait olduğu iddiasıyla, 20 milyar dolarlık tazminat davası da açtılar. Bu bilgiyle birlikte, Kürdistan Demokratik Partisi (KDP) ve Kürdistan Yurtseverler Birliği’nin (KYB) ödediği 200 dolarlık yardımlarla, önce çadırlara yerleşen, aralarında Yahudi kökenlilerin de bulunduğu Kürtler, daha sonra arsa satın alıp yerleşik hale geliyorlar. Bu Kürt partiler yardım adı altında maaşa bağladığı 5 bini aşkın Kürt’e aylık 200 dolar veriyor. Bu paranın kaynağı da tabii olarak İsrail. İsrail bu paraları MOSSAD aracılığıyla KDP ve KYB partilerine veriyor. Ayrıca yine İsrail Kerkük’ün Arafa semtinde ve Bağdat yolunda “Kadınları Kalkındırma” ve “Demokrasiyi Yerleştirme” gibi kurumlar açmıştır. Bu kurumlar Şii saldırılarından korktukları için sürekli yer değiştirmektedir. Aynı İsrail bu kurumlara benzer “Kadınları Kalkındırma” kurumuna benzer bir kurumu da ülkemizde Diyarbakır ilimizde AKP Diyarbakır Milletvekilinin yardımları ile kurmuştur ve halen bu kurum çalışmalarına devam etmektedir. Bu kurumun faaliyetleri geçenlerde TRT’de görünen yüzüyle gösterildi ve bu programda AKP Diyarbakır milletvekili bu kurumun faaliyetlerini ballandıra ballandıra anlatmıştı. Anlatması da normaldir çünkü milletvekili İsrail’den hem para hem de çeşitli vaatler almıştır.Bu kurumun asıl faaliyetleri milletimizden saklanmaktadır. Bu bilgiyi de sizlere verdikten sonra konumuza devam edelim. Bağdat’ta ki Geçici Hükümetin atamaları “kanunsuz” ilan etmesine karşın KDP ve KYB’nin atadığı kişiler görevlerini sürdürmektedir. Maaşları ise yine Kürt partilerince ödenmektedir. Diğer yandan KYB’nin atadığı Kerkük Belediye Başkanı, belediyeye ait olmasına karşın şehir merkezinde bulunan lunaparkın karşısındaki Korniş Alanı’nı Kürt yerleşimcilere açtığını belirtmiştir. Korniş Alanına gelen yaklaşık 200 Kürt’ün kendi aralarında anlaşarak toprak paylaşımı yapmasına Türkmenler tepki göstermiştir ve durumu koalisyon güçlerine aktarmışlardır. Buna karşılık ABD’li muhataptan Türkmen temsilcilere verilen yanıt aslında çok önemli ve de dikkate alınması gereken bir husustur. ABD’li görevlinin Türkmen temsilcilerine verdiği yanıt şu olmuştur: “Biz istikrar istiyoruz. Hiçbir çatışmaya katılmaya niyetimiz yok. Onlar gündüz meydana evlerini kuruyorlarsa, siz de gece buraları yıkın. Biz ne görürüz, ne de duyarız.” Bu dikkat edilmesi gereken bilgiyi de verdikten sonra yine İsrail’in Irak’ta ki faaliyetlerine değinmeye devam edelim. K.Irak’ta ki Kürt gruplarının yani Mesud Barzani ve Celal Talabani’nin hazırlamış oldukları “Kürdistan Anayasası” nı İsrail’in himayesinde tamamlamışlardır. KDP ve KYB liderlerinin hazırlamış oldukları Kürdistan Anayasası’nı yaklaşık 1,5 yıl önce suikast sonucu öldürülen ve Barzani’nin sağ kolu olarak bilinen Yahudi asıllı Sami Abdurrahman’a hazırlattılar. Sami Abdurrahman İsrail (MOSSAD) tarafından eğitilmiş ve Mesud Barzani’nin emrine verilmiş kişidir. Sami Abdurrahman’ın hazırlamış olduğu anayasada Kuzey Irak’ın resmi dili Kürtçe, devletin adı Kürdistan’dır maddeleri bulunmaktadır ve yine bu anayasa da Türkmenler “AZINLIK” statüsünde değerlendirilmiştir. Bu bilgiler ışığında İsrail’in Irak’ta ne kadar etkili olduğu ve yoğun faaliyetler içerisinde olduğunu görüyoruz. İsrail sadece Irak’ta değil ABD’de çok etkilidir. ABD’yi şu anda yönetmekte olan en üst düzey altı kişiden beşinin Yahudi olduğunu önemle hatırlatalım. İsrail, Irak’ın kuzeyinde Kürdistan adıyla kendi eyaletini kurmaya ve de bu eyaletin sınırlarını genişleterek Suriye’den, İran’dan ve de en önemli olanı da Türkiye’den parçalar kopartarak “Büyük Kürdistan’ını” oluşturmaya çalışıyor. Bunu da Mesud Barzani liderliğinde ki KDP ile yapmayı amaçlamaktadır. İsrail’in Türkiye’de de yoğun faaliyetler içerisinde olduğunu biliyoruz , hele de GAP bölgesinde hummalı bir çalışma içerisindedir. İsrail, GAP bölgesine İsrailli göçmenler getirip yerleştirmeye çalışmaktadır. Son olarak PKK/KONGRA-GEL ile ilgili ufak bir anekdotu da verdikten sonra bu günkü yazımızı burada sonlandıracağız. İsrail ABD ile birlikte PKK/KONGRA-GEL’i tasfiye ederek örgütten ayrılan güçleri Mesud Barzani (KDP)’ye geçmelerini sağlamaya çalışmaktadırlar.Onun için de ABD Türkiye’nin her fırsatta gündeme getirmesine rağmen Kandil Dağında ki PKK/KONGRA-GEL’e askeri operasyon yapmaya yanaşmamaktadır.
Posted on: Fri, 05 Jul 2013 20:57:38 +0000

Trending Topics



Recently Viewed Topics




© 2015