Kasabanın Şikesi!.. KÖŞE YAZILARI / 2013-12-02 - TopicsExpress



          

Kasabanın Şikesi!.. KÖŞE YAZILARI / 2013-12-02 09:48:26 Dün Turgutludaydık. Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Sosyal Faaliyetler Biriminin talebi üzerine Turgutluda düzenlenen Ülküde Birlik - Ülkede Birlik temalı konferansı icra ettik ve yine Ülkücülerin birlik olamaması halinde, ülkenin birliğini talep etmeye hakları olamayacağını anlattık. Biz bu diriliş konferanslarını, özellikle Ülkü Ocakları bünyesinde icra ediyoruz. Yerel Seçimler arefesinde aday adayları arasındaki rekabet ve sair siyasi çekişmelerin dışında kalmak ve Ocaktaki samimi heyecandan güç almak için Ocak başkanlarımızın davetini asla kırmıyoruz. Kartal, Hatay, Kozan ve Turgutlu programı hep bu Ülkücü heyecanın güçlendirilmesine yönelik moral ve motivasyon hamleleriydi. Hepsinde güzel temaslarımız, hedefi fazlasıyla yakalayan hamlelerimiz oldu. 4-5 aralıkta icra edeceğimiz Diyarbakır gezi ve konferans programı, şimdiden Ülkede Birlik heyecanını körüklemeye başladı bile.. Sonra 14 Aralıkta Trakyada iki Alevi gönüldaşımızla birlikte Alevilik-Bektaşilik ve Türk Kimliği panelinde aynı milli birlik ve beraberlik ruhunu güçlendirip; bu ruhu yurt çapına yayma çabası içinde olacağız. Çünkü sağlam ideolojimizle, samimi ve dik duruşumuzla bunu hakediyoruz. Bu kritik evrede Türkün can evinde, gönül telinde, baba evinde kucaklaşmakta geç bile kalındığını düşünüyoruz. Turgutlu bizim için bir çok bakımdan özel bir önem taşıyordu. 12 Haziran 2011 seçimlerinden önce İzmirdeki seçim çalışmalarına iştirak etmiş, 5 Haziranda 12 Eylül şehitlerimiz Selçuk Duracık ile Halil Esendağın kabirlerini ziyaret ederken tanıştığımız Turgutlulu dostlarımızın daveti üzerin 70 Km. mesafedeki Kasabaya intikal etmiş ve bir karnaval havasında geçen seçim yürüyüşlerine katılmıştık. Kasabalıların 12 Eylülden kalan kutsal terini soğutmayan faktörlerden biri, rahmetli Duracıkın hemşehrileri olması ve sonradan ebediyete uğurladığımız muhterem Birsen annemizin Turgutluda ikamet etmesiydi. Turgutlu bizi öylesine çekmişti ki; arabamız arıza çıkararak kenti terk etmek istememiş; ancak gece yarısı Ankaraya doğru yola çıkmış ve oylarımızı 12 haziran günü öğleden sonra kullanabilmiştik. 10 Haziran gecesi yapılan o büyük yürüyüşten sonra beyefendi Ülküdaşımız Turgay Şirinin, seçimi az farkla kaybetmesi, hepimizde hayal kırıklığı yaratmıştı. Turgutlu, münbit arazilerinde yapılan iktisadi tarımın da etkisiyle Türkiyenin ilk demiryolu hattı olan İzmir Aydın bağlantısını takiben 1865te İzmir-Kasaba hattının faaliyete geçtiği yerdi. İş hayatının erken başladığı yerlerde işçi hareketleri de erken başlıyor ve Çukurovada olduğu gibi istismarcıların dikkatini çekiyordu. Böylece ortaya çıkan Komünist faaliyetlerden dolayı Turgutlu kasabamızın verdiği şehitler, Duracıkla sınırlı değildi. Dünkü konferanstan önce şehitlerimizin adları okunarak yoklama yapıldı ve bütün salon, her şehidimiz için ayrı ayrı burada diye haykırdı. Ülkümüz yaşadıkça şehitler de yaşıyordu ve Ülkücüler neredeyse şehitler de oradaydı. Gözlemlerime göre MHPnin 30 Mart zaferine giden yol üç noktadan geçiyordu: 1- Birinci yolun stabilizasyonu Allah tarafından tamamlanmıştı. MHPnin ilçedeki temiz mazisi, mantık ve mukayese yoluyla MHPye bir alan açmıştı AKPli belediyenin 9 yıllık talanından herkes şikayetçiydi; vatansever Kasaba halkı, MHPyi özlemişti. Gündüz Türk Eğitim-sende yaptığımız sohbette Turgutluda MHPlilerin başı dik, alnı açık yürümesini sağlayan temiz sicilleri, halleri ve mesaileriyle 30 Mart 2014 için umutlarımızı artıran MHPli Belediye Başkanlarımız Yasin Hoşbilgin (1994-1999) ve Yunus Erkana (1999-2004) tüm kalbimle teşekkür ettik. Bundan sonrası ise biraz karışıktı. 2- Teşkilatımızın neredeyse seçilmesi garanti olan MHP adayını sahada düzgün temsil etmesi, sen ben kavgası yapmadan dürüstçe çalışması gerekiyordu. Oysa sadece koltukta oturmak için akşamki hazır konferansa bile gelmeyen teşkilat yöneticileri, yarınki kavgaya nasıl gelecekti? 3- Kongrelerden kalma eski hesapların bir tarafa bırakılması ve ilçedeki Ülkücü-Milliyetçi potansiyelin derhal 30 Marta odaklanarak harekete geçirilmesi gerekiyordu. Bunun için de gencecik Ocaklıların şehitler adına hep bir ağızdan, heyecanla burada dediği bir ortamda yok yazılmayan bir teşkilata ihtiyaç vardı. Bize göre 30 Mart bir ölüm kalım savaşıydı. Futboldan örnek verecek olursak hiç bir şampiyonluk maçına, kaybeden bir yönetime daha kolay çökeriz; dört yıl sonra da biz şampiyon oluruz! diye düşünen bir takımla çıkılamazdı.
Posted on: Tue, 03 Dec 2013 17:02:19 +0000

Trending Topics



Recently Viewed Topics




© 2015