KÜRTDAĞI KUVVA-İ MİLLİYESİ’NİN FRANSIZLARA KARŞI - TopicsExpress



          

KÜRTDAĞI KUVVA-İ MİLLİYESİ’NİN FRANSIZLARA KARŞI MÜCADELESİ Arapça Yazan: Hüseyin KALO Tercüme: Mehmet Demir ATMALI ÖNSÖZ Hüseyin KALO, Antep Harbinde Şehit düşen Kuvva-i Milliye Kumandanlarından Molla Mehmet KARAYILAN’IN torunu olduğumu öğrenince, bana hep Kürt Dağındaki Kuvva-i Milliye Teşkilatının Kazım KARABEKİR kumandasında Fransızlara karşı mücadelesini anlatırdı. Bu mücadeleyi kaleme aldığını söyleyince, bunu Türkçe’ye çevirerek tercüme edebileceğimizi söyledim. Ve tercümeye başladık, bu eser ortaya çıktı. Elinizdeki bu kitap Suriye’nin Afrin İlçesi Şeyh Horoz Köyünden yazar Hüseyin KALO tarafından Arapça olarak yazılmış ancak henüz basılmamıştı. Benim Arapçam pek yeterli olmadığı için, Rişvan Aşiretinden akrabam olan yazar, Arapça metninden okudu ve Kürtçe bana anlattı, ben de Türkçeye çevirerek yazmaya çalıştım. Tercümelerde karşılığı bulunmayan kelimelerin karşılığını bulmanın zorluğunu takdir edersiniz. Mümkün olduğu kadarı ile aslına uymaya çalışarak bu eseri kaleme aldım. Bu eseri tercüme etmekteki gayem; Ta Çin bölgesinden “Çin Taifesi” olarak anılan iki kavmin, 20 bin yıl devam eden Türk-Kürt beraberliğini, akrabalığını, dahası kardeşliğini ortadan kaldırarak, kardeşkanı dökmek isteyenlere, Savaşta-Barışta Kuvva-i Milliye Parolası ile nasıl vatanını savunduklarını görmelerini ve onlara cevap olması bakımından önemli gördüğüm içindir. Açıklamalardan anlaşılacağı üzere kahramanların hepsi ya Atmalı, ya Karakeçili, ya Bereketli, ya da Rışvan’dır. Suriyeli Kürt akrabalarımız, kardeşlerimiz, amcaoğullarımız araya sınırın girmesiyle ayrı düştüklerini, akraba aşiretlerinin bir kolunun Türkiye’de olduklarını söylüyorlar. Bu nedenlerle Türkiye’ye hep sıcak bakmışlardır. Onların kalplerinde Türk düşmanlığı görmedim. Dahası Türkiye’yi anavatanları olarak görüyorlar. Hatta Türkiye’den yardım bekliyorlar ve Suriye’yi Arap Sosyalizmi yöneten Baas rejiminden bir an önce kurtularak, sınırın kaldırılmasını ve Kardeşlik üzerine Türkiye’ye bağlanmak istiyorlar. İnşallah bu eserin Türk-Kürt kardeşliğinin devamına katkıda bulunacağı ümidi ile konuya giriyorum. 20.09.2013. Mehmet DEMİR ATMALI MİLLİ MÜCADELE BAŞLIYOR Seydi Ağa Diko. Rışvan’a bağlı Ömeran(Bereketli) Aşiretinden, savaşı ilk başladan kahraman. I. TİRAN VADİSİ BASKINI Yıl 1919 Ekim ayı başları. Fransızlar Halep, Kilis ve Antep, Maraş ve Urfa’yı işgal etmişlerdi. Kürt Dağı(Afrin) İlçesine bağlı Kasım Köyünden Seydo Ağa Diko önce aşireti olan Omki(Kürtçe Ömer’e Omık derler. Rışvan’a bağlı Ömerli Cemaati) aşiretinin yiğitlerini etrafına topladı ve Gelli Tiron(Tiran Boğazı) vadisinde Fransızlara karşı çetin bir mücadele verdi. Akrabasından Muhammed İbn Ukkaş(Muhammed oğlu Ökkeş) Raco köyünden ilk şehit oldu. Fransızlar, Seydo Ağa Dike’nin oturduğu Kasım Köyünü muhasara altına aldılar. Uçakla köyü ve Tiran Boğazını bombaladılar. Bu muhasarayı kırmak için Seydo Ağanın aşireti(Omki)nden Ahmet Ruto akrabasına destek için Mücahitleri ile birlikte on destek verdi ve birlikte savaştılar. Biyon Aşiretinden(bu aşiret Malatya ve Pazarcık yöresinde Bugan olarak anılır. Atmalı Aşiretinin bir oymağı olan Tilkili oymağının Bik’ler koludur. Sonra bu Bik, Bugan olmuştur) Kör Reşit Ağa Fransızlar adına gelip Seydo Ağa Diko’ya, bu mücadelesinden vazgeçmek kaydı ve şartı ile muhasarayı kaldıracağını ve Fransızlarla barıştıracağını söyler. Seydo Ağa bu teklifi kabul etmedi. Fransızlarla savaşarak muhasarayı yararak kurtuldular. İki Fransız’ı da esir aldılar ancak öldürmediler, serbest bıraktılar. I. HARDARE KÖPRÜSÜ BASKINI Yıl 1920 Baharı Mart başlarında Gelli Tiron(Tiran Boğazı)nda, Ba’din Köyünün yanında demiryolu geçiyordu. Seydo Ağa, Ahmet Ruto Omki(Reşvan Aşiretinin bir koludur. Hacı Ömerli Cemaati, Mardin’de Ömeriyan Aşireti, Antepte Bereketli hep bir aşirettir) Aşireti Reisi Hanifi Ağa(Hacı Halil köyünden)nın yanına adamların gönderdi. Aşiretini toplayıp, Fransızlara hücuma hazır olsunlar dediler. Hanifi Ağa’ya Her Dere(her yere giden) Köprüsünü tutma görevi verildi. Fransız Trenini köprüden geçirmeme kararı alındı. Büyük bir askeri birlik oluşturmak için bir toplantı düzenlediler. Hasan-i İbiş’i Tiran Boğazına gözcü olarak görevlendirdiler. Fransız Treni görünür görünmez haber verecekti. Trenin sesi duyulur duyulmaz, dağılacaklar ve pusuya yatacaklar. Trenin önüne büyük kayalar koydular. Tren tam ortalarına girer girmez hücum ettiler, şoförü öldürdüler, tren durmak zorunda kaldı. İki tane Fransız askeri öldürüldü. Diğerleri darmadağın olup kaçtılar. Ellerindeki malları ve silahları aldılar. İki askeri öldürenler, Ali Korık(oğlakcık) ve Çillo idi. Askerlerin malzeme ve cephanelerini aldılar, kendileri kullandılar. Ortalık kararınca herkes pusudan çıkıp köylerine döndüler. Bu savaşın küçük bir başlangıç olduğunu ve Fransızlara bir gözdağı verdiklerini açıkladılar. Ba’din Köyü’nün yanında yeni bir toplantı yaptılar. Hacı Hannan Şeyh İsmail Zade, Ahmet Rutto, Seydo Ağa Diko, İbrahim Ağa Ömer Sefune, Ahmet Hassune, Abdo Hoca, Hasan Miri, İbo Marci, Hasan İbiş, Hanifi Ağa, Halil Ağa Mıstıki, Ahmet Murat Kelo(yazar Hüseyin Kelo’nun amcasıdır) kendi aralarında konuşma yaptılar; “Dinimiz, Vatanımız ve Namusumuz uğruna savaşmaları” gerektiğini kararlaştırdılar. Herkes vazifesini bilmelidir ve görev paylaşması yapılmalıdır. Herkesin Siyasi ve Askeri vazifesini ve ne yapacaklarını bildirdiler. Fransızlara karşı herkes görevini bilecek ve yerine getirecektir. Bu mücadelede Fransızlar 2 yıl boyunca rahat uyuyamadılar, karargâhlarından başlarını dahi çıkaramadılar. Hacı Hannan Şeyh İsmail Zade, Atmalı Aşiretinin Tilkiler Oymağının Biyon(Bik-Bugan) kolundandır. VATANA BAĞLILIK YEMİNİ Kuvva-i Milliye bir Halk Hareketidir. Kuvva-i Milliye Hareketini kuran Doğu Cephesi Kumandanı Kazım KARABEKİR’Dİ. Kazım KARABEKİR 1920’de Afyon Kara hisar’da ve Maraş’ta birer toplantı düzenledi. Kürt Dağı(Afrin)ndan(Hasan Ceylani köyünden, Türkiye sınırında) Hacı Hannan Şeyh İsmail Zade(ilim sahibi dindar biri Biyon(Tilkili) oymağından Atmalı Aşiretinden) Maraş’taki toplantıya katıldı. Orada Kazım KARABEKİR’LE görüştü, orada vazife aldı. Ölünceye kadar vatanını savunacağına söz verdi. Kürt Dağına döndü ve savaşmaya devam etti(Maraş/Pazarcık’ta Biyon/Buganlar (alevi)vardır. Hannan Ağa mutlaka akrabalarına uğramıştır). 1921 yılı. Hacı Hannan Şeyh İsmail Zade Antep’e geldiğinde tutuklandı Fransızlar onu tanıdılar ve tutukladılar. Üç ay mahpus yattı. Amcasının oğlu Kör Reşit daha önce Fransızlarla birlik olduğu için Antep’e gelip Hacı Hannan’ı serbest bıraktırdı. Kürt Dağına döndü, yeniden Fransızlarla savaştı. Hacı Hannan Şeyh İsmail Zade, Seydo Ağa Diko, Ahmet Rutto, Ahmet Murat Kelo(Kalo), Şeyh Abdi Hoca bir Eylül günü Afyonkarahisar’a gittiler, Kazım KARABEKİR’in toplantısına katılarak adlarını Kuvva-i Milliye’ye kayıt ettirdiler. Sonra Kürt Dağına gelerek Kuvva-i Milliye Teşkilatını kurdular. Afrin İlçesinde Dr. Mustafa Nuri’nin babası(Osmanlıda Maliyeci idi), Çolak köyünden Bedri Alo, Gavrıko(beyazlar) köyünden Muhammed Süleyman Kürt dağında Kürt Aşiretleri arasında dolaşarak Kuvva-i Milliye’yi anlattılar ve derneği kurarak, Bedri Bey ile birlikte Fransızları Kürt Dağına sokmadılar. İbrahim Ağa Sefino, Bedri Bey’den şüphelendi, pek güvenemedi. Bedri Bey’i Kürt Dağı’na sokmadılar, hatta çatışma yaptılar. Bedri Bey, Azez ilçesi mıntıkasına çekildi. TAHTA KÖPRÜ CEPHESİ 1920 yılı. Fransız kuvvetleri Trenle Mersin’den gelerek, Tahta köprüye kadar ulaştılar. Kürt Dağı Mücahitleri Tahta köprü üzerindeki demiryolunu keserek, durdurdular, yine büyük kayalar koydular, pusuya yattılar. Tren durdu, Fransız askerleri trenden indiler, yol üzerindeki taşları temizlemek istediler. Bu arada Mücahitler pusudan çıkarak ateş ettiler, 60 Fransız Askerini öldürdüler. Sadece Şeyğo Kame adındaki çete yaralandı. Seydi Ağa Dike, Ahmedi Rutto, Şeyh Abdi Hoca, Hüseyin Kutto(kuru gölden) bu zaferden sonra toplandılar, yeni bir cephe daha açalım dediler. Kuvva-i Milliye Önderlerinden Karakeçili/Şeyğan aşiretinden Ahmet RUTTO. AŞLİ VADİSİ CEPHESİ 1920 yılı, Aşli Vadisi Tahta köprü civarında Atmano (Atmalı Aşiretine bağlı bir köy) köyü yanındadır. Yukarıda adı geçen çete reisleri Mücahitleri ile birlikte yine demiryolunda trenin önünü kesitler. Trenin uzunluğunu hesaba katarak her iki metrede bir kişiyi pusuya koydular. Tren durdurulduğunda pusudan çıkan Mücahit çeteler savaştılar ve çok çetin bir mücadele verdiler. Fransızlara büyük bir zayiat verdirdiler. KARABABA CEPHESİ Karababa Köyü sınıra yakın Meydan Ekbez civarında Raco Nahiyesine bağlıdır. Fransız kuvvetleri Karababa Köyünde karargâh kurmuşlardı. Ağustos ayı 1920 senesinde zor kullanılarak, köyün kıblesinde Kürt Dağı Kuvva-i Milliyesi vurdu. Kuzey tarafından da Türk Kuvva-i Milliyesi vurmaya başladı. İki taraflı kıskaca alınan Fransızların elinden köyü kurtardılar. Silahlarını ellerinde aldılar, 20 kadar Fransız öldürüldü. Üç kişi Kürt Dağı Kuvva-i Milliyesi’nden şehit düştüler. Türk tarafından kaç kişi şehit olduğu bilinmiyor. Mücahitlerin başı Hacı Halil Köyünden Hüseyin Bilal şehit düştü. ŞINGELE VADİSİ CEPHESİ 1920 yılı Ağustosunda haber Mücahitlerin kumandanı Hacı Hannan Şeyh İsmail Zade’den haber geldi: Bir Fransız Askeri Fırkası Azez’den Meydan Ekbez’e geliyor, oradakilere destek olmak için. Dağdan geliyorlar.” Mücahitler 13 ermeni öncüyü yakaladılar. İfadelerini alarak, bilgi aldılar. Fransızların Hisar Köyünden geleceklerini öğrendiler. Şeyh İsmail Zade 400 Mücahit hazırladı. Hisar Vadisi, Bik Obası(Atmalı’ya bağlı Tilkiler oymağının bir obasıdır. Biyon veya Bugon da denilmektedir)nın kuzeyinde pusuya yattılar. Fransız kuvvetleri tam ortalarına düştü. Hücuma geçen Mücahitler 500 Fransız askerini orada öldürdüler. Kadınlar evlerden çıkarak zılgıtı çaldılar ve ; “Biz Hüseyin Bilal’in intikamını şimdi aldık” dediler. Solaklı (Hılalko-Hilal olmalıdır) Köyünde yaralıları tedavi ettiler. Koşo Cenge, Ose Hamdi yarlılardan. Horik Hoca(Mom Arap köyünden-Türkiye tarafında) Şehit oldu. KIZILKALE CEPHESİ Kuvva-i Milliye Reislerinden İbrahim Ağa Ömer Sefino ve Hasan İbiş 1920 sonbaharında kuvvetlerini hazırladılar ve yola çıktılar. Kızıl kale’de konuşlanan Fransız Askerlerine saldırdılar, çok zayiat verdirdiler, Katırlarını, cephanelerinin bir kısmını ellerinden aldılar ve geri çekildiler, köylerine dönerken yolda bir haber aldılar. İbrahim Ağa Ömer Sefini’ye bildirdiler. Fransızlar Reyhanlı tarafından gelmişler Keferbatra mevkiinde pusu kurmuşlar, İbrahim Ağa Ömer Sefino’yu öldürmek için. Mücahitler haberli oldukları için onlar Fransızlara saldırdılar ve geri çekildiler. Fransızlar yoluna devam ettiler, İbrahim Ağa Ömer Sefino’nun köyü olan Marote köyüne saldırdılar, köyü top ve tanklarla bombaladılar. Köylü Havar Dağına ve Bilal Dağına sığındılar. KİLİS BASKINI 1921 yazında İbrahim Ağa Ömer Sefino, Hacı Hannan Şeyh İsmail Zade ve Seydi Ağa Diko kuvvetlerini birleştirerek, Kilis Kuvva-i Milliyesi ile birlikte Kilis’teki Fransız Karargâhına saldırdılar. Ahmet Atino’ya Kilis Cezaevine hücüm etme emri verildi. Atino, Kilis cezaevini boşalttı. Çünkü cezaevinde Kürt Dağı Kuvva-i Milliyesinden adamları da vardı. Kuşi Çake(Hılalko K.), Osi Hamdi(Çençani K.) ve Hasani İbiş(Mamılo Uşağı k.)i cezaevinden kurtarıp yanlarına aldılar. Fransızlardan çok kişi öldürdüler ancak sayısını tespit edemediler. Fransızlar cesetlerini dahi alamadılar. Kurtlar, kuşlar yediler. Her iki Kuvva-i Milliye’den yaklaşık 20 şehit verildi. II. HARDARE KÖPRÜSÜ BASKINI 1921 yılı sonbaharında Fransızlar, yardım getiren trenin sağ salim kendilerine ulaşabilmesi için Hardare(her yola çıkar, her yere gider) köprüsünü korumak için 48 askerini görevlendirir. Kuvva-i Milliye Reisleri bu haberi alınca Büyük Çakmak Köyünde toplandılar. Hücum kararı aldılar. Kilikya(Adana) Bölgesi Kuvva-i Milliye Kumandanı Bedri Bey’e bir haberci gönderdiler. Erzak ve cephane istediler. Katırların taşıyacağı bir top istediler. Bedri Bey bir top gönderdi. Çit gölü civarında dağın yamacına kurdular. Fransızlar kuvvetlerini arttırdılar. Tahmini olarak 200 asker yığdılar. Davut’e Gule(Zarko köyünden) daha önce askerliğini Osmanlı emrinde yaptığı için bu topu kullanmasını biliyordu. Fransızlara iki top mermisi attı. Fransızlar darmadağın oldular ve birden şaşırdılar, bu top da nereden çıktı dediler. Davut’e Mıstoli(Bilalko köyünden) de yardımcısı idi. İlk top atışlarında 48 Fransız askeri öldürüldü. Çatışma 2.5 gün sürdü, sonraki top atışlarında 13 kişi daha öldürdüler. Hatırı sayılır erzak ve cephaneyi ganimet olarak aldılar. Biri Senegalli olmak üzere iki esir aldılar. Reşit’e Husko, Senegalli esiri köyüne götürüp tarlasında çalıştırdı. Fransız esiri Koşo Kara, köyünde çalıştırdı. RACO NAHİYESİ BASKINI 1921 baharı, Fransızlar Raco Tren İstasyonunu korumak için kuvvetlerini yığdılar. Mücahitler toplanarak Tiran Vadisinin yamacından iki top mermisi attılar. Fransızlar dağılmaya başladılar. 16 tane Fransız askeri öldürüldü. Mücahitler dağda saklanmaya başladılar. Fransızlar aramaya çıktılar. Saklandıkları yerlerden çıkıp evlerine giderken, Haci Muhammet Şeyho şehit düştü. Muhammet Şeyho Kulaki yaralandı. II. TİRAN VADİSİ BASKINI 1921, Fransızlar bir Askeri karargâhını Raco Nahiyesine taşıdılar. Seydi Ağa Diko ve Ahmet Ruto, Abdo Hoca ve Hüseyin Ağa Kuto Mücahitleri ile birlikte Tren raylarını bozdular ve Fransız Trenine hücuma geçtiler. 14 Fransız Askerini öldürdüler. Fransızların ellerindeki erzak ve cephaneleri alıp çekildiler. III. TİRAN VADİSİ BASKINI 1921 Aralık ayında Halep’ten büyük bir Fransız kuvvetinin geldiğini haber alan Seydo Ağa Dike aşiretini topladı ve Tiran Vadisine gitti. Etraf aşiretlere de haber gönderdi. Gelin birlikte düşmanı kovalım dedi. Şeyğan Aşireti(Karakeçili Aşiretine bağlıdır) Reisi Hanifi Ağa Fransızların korkusundan savaşmayacağını ve yardım da etmeyeceğini söyledi. Seydi Ağa Dike, Şey Horoz köyünde Ahmet Murat Kullak(Kelo-Kelor Aşiretinden Rışvan. Yazarın amcası)a haber gönderdi, yardım istedi. Ahmet Murat Kulak adamlarını topladı ve Tiran Vadisindeki Demiryolunu harap etti. Bu sırada Halep’ten gelen Tren durmak zorunda kaldı. Fransızlar bir sorun olduğunu anladılar. Trenden inip sebebini öğrenmek istediklerinde Mücahitler mermi yağmuruna tuttular. Fransız Askeri de ağır silahları ile Mücahitlere karşı direndi. Fransızlar dağ taşı topa tutup her tarafta yangına neden oldular. Mücahitler zor durumda iken, doğu tarafından Ahmed-i Rutte ve Hüseyin Ağa Kütto 50 mücahidi ile yardıma ulaştılar. Seydo Ağa çekilme emrini verdi. Çekilme sırasında Ökkeş Mecit(Racodan) Şehit oldu. 50 kişilik destek Mücahitlerin kurtulmasına neden oldu. Seydo Ağa Dike’nin köyü olan Kasım Köyünü bombaladılar. Köyde kadın-çocuk beyaz bayrak açarak teslim oldu. TESLİM OL ÇAĞRISI 1922, Kör Reşit(Fransızları adamı), Seydi Dike’nin yanına gitti ve “Zaten Ankara’da Kuvva-i Milliye Fransızlarla antlaşma yapmış ve Kuvva-i Milliye dağılmış(dağılma yalan), silahları bırak bu davadan vazgeç, köyü serbest bıraktıracağım.” dedi. Seydi Dike köyünün öldürülmemesi için bir süre silahı bıraktı. Kör Reşit köyde üç gün kaldı, köyün kurtuluşu için içki içtiler, eğlendiler ve kutlama yaptılar. Eğer Seydi Dike razı olmasaydı, köyün hepsini kurşuna dizeceklerdi. Buna rağmen Ahmedi Rutto ve Abdo Hoca ve Aslan Ağa Şorba teslim olmayı kabul etmediler ve 3 yıl boyunca savaşmaya devam ettiler. Fransız Askeri Ahmet Rutto’nun evine hücum ettiler. Evini yaktılar. Mallarını talan ettiler. Mecbur kaldı teslim oldu ve Halep cezaevine gönderdiler. Ahmedi Rutto, Afrinli Jandarma Hanone Hamki’nin yardımı ile cezaevini deldi ve beraber Türkiye’yen sığındılar. Daha sonra Aslan Ağa Şorba(Şorba köyü ve Kurtkulağı köyleri dağlara kaçtılar) ve Abdo Hoca’da köyleri bombalandığı için teslim olmadılar, onlar da Ahmedi Rutto’nun yanına, Türkiye’ye geldiler. Aslan Ağa Çete Başıdır Mücahitlerden Ahmet Attuno, Hüseyin Sımmo, Ahmet Murat Kulak(Kalo) Samandağı’ndaki Arap Kuvva-i Milliyesi ile birlik oldular. Kürt Dağı Mücahitleri 1919’dan 1923’e kadar toplam 5 yıl Fransızlarla savaştılar. Mücahit Muhammet Mustafa (Vahit Mustafa’nın babası) Fransızları Cuke köyünden çıkardılar. İsa Ahmet Alo, Muhammet Ahmet Alo ve Mustafa Hamdut ve Cemal Cıbbu hep birlikte savaştılar. Bedri Bey’in(Kilikya-Adana) gönderdiği topu teslim etmemişlerdi. Star köyünde sakladılar. Bu topla Fransızlara karşı yeniden savaştılar. Fransızların bombardımanı üzerine Cuke, Dorgir, Kokane köyleri dağlara saklandılar. Fransızlar evlere girdiler eşyaları talan ettiler, evleri ateşe verdiler. MÜCAHİT MAHO İBO ŞAŞO’NUN ÖLDÜRÜLMESİ Tarihçi Muhammed Ali Cindi, Suriye Devrimi üzerine yazmış olduğu kitabın 12. sahifesinde; “Maho İbo Şaşo, arkadaşı Ahmedi Tek Beke Haci ilk kurşunu Fransız askerinin göğsüne sıkan yiğitlerdir. Mahi İbi Şaşo 400 kişi topladı, çok savaştılar. Osmanlı yıkıldıktan sonra, batı tarafında Kırıkhan, Reyhanlı ovasında adam topladı ve Fransızlara karşı durdu. Sonra Tatar Köyünün mağarasında uyurken, Ahmet Ağa Genç’in teşvikiyle Brimi Hasanın eliyle Maho İbo Şaşo’yu silahla öldürtürdüler. Brim Hasan, Maho İbo Şaşo’nun hanımının kardeşidir. Ankara Kuvva-i Milliye ile anlaşmalar yapıldıktan sonra, Hacı Hannan Şeyh İsmail Zade, Seydi Dike Ağa, Ahmedi Rutte, Abdi Hoca, Mahe İbi Şaşo, İbrahim Ağa Ömer Sefino, Hasan İbiş Hasan Suriye Kuvva-i Milliyesi ile de işbirliği yaptılar. Fransızlarla İşbirliği Yapanlar: Şikaki Aşireti, Yezidiler, Şeyğan Aşireti, Cumi mıntıkasındaki bazı köyler hep Fransızlarla işbirliği yaptılar. Ancak hiçbir tarafla da savaşmadılar. 1-Mahi İbi Şaşo Kırıkhan’dan geldi, savaşarak Mürselllerin evinde Mustafa Paşanın oğlu Tayfur’u esir aldı, beraberinde Meydanke Köyüne getirdi. Aslan Ağa Şorba bunu duydu, adamlarını topladı Meydanke köyünde Abdi Hoca’nın evine geldi. Mahi İbi Şaşo, esiri Aslan Ağa’ya teslim etti. Aslan Ağa iki adamı ile birlikte esiri Kırıkhan’a evine gönderdi, serbest bıraktı. 2-Fransızlar 6 kişiyi tutukladılar ve idam ettiler. Azez-Afrin yol çatında idam ettiler. Mamılo köyünden İbrahim-i Sino, oğulları Sino ve Muhammed bir evden üç kişi idam edildi. Şarro Köyünden Abdi İbromi Ağa’nın başını kestiler. Kör Reşit Ağa, Hacı Hannan’ın yanına geldi, savaşmaktan vazgeçmesini istedi. Fransız Kuvvetlerinin Kumandanı Lontan Totari ve Seyit Enteris Keşeşiyan Kilis’e bağlı Gemrik köyünde kalıyordu. Fransızlar, Antep’e kaçan Ahmedi Rutto’ya ve Aslan Ağa ve Şeyh Abdi Hoca’ya genel af çıkardılar ve gelmeleri için davetiye çıkardılar. Aslan Ağa geldi, Ahmedi Rutto geldi. Abdi hoca geri gelmedi. 3-Seydi Ağa Dike Condin(Kilis’e bağlı Cengin köyü olmalı) Köyüne gitti. Orada Derviş Paşa’yı gördü. Derviş Paşa geri dönün savaşmaya devam edin dedi. Hasan Ağa Kuto peşinden geldi savaşmaya devam edeceklerini kabul etti. İbrahim Ağa Sefino Afrin’de mücahitleri dağıtmadan bir araya topladı. Molote Köyünde İbrahim Ağa Ömeri Sefino’nun evinde büyük bir toplantı yaptılar(1921). Fransızlar tekrar Kör Reşit’i gönderdi. Hacı Hannan Ağa’nın amcasının oğludur, devreye girmesini istediler. Hacı Hannan ve Seydi Dike’nin yanına geldi, silah bırakmalarını rica etti. Kefrecene köyünde Fransızlar toplandılar, bir konuşma yapmaktılar. Kuvva-i Milliye’ye bulaşmış ne kadar kişi var ise biz onlara af çıkardık, kimseye karışmayacağız. Fransızlar, Kıtık mıntıkasında(Tiran vadisi yanında) göçer aşiretlerinde Mennan Tomardar’ı yakaladılar, kelepçelediler Azez’e götürdüler. Fransızlar gece rakı içmeye başladılar, sarhoş oldular. Mennan Fransız askerlerinden bir silah eline geçirdi, oradakilerin hepsini öldürdü ve kelepçeleri kırdı, kaçıp kurtulmayı başardı. Maho İbo Şaşo (ortada) Fransızların içinde ilk Fransız öldüren adam. Sağda Brim Hasan (Elbistan Karahasanuşağından Karayılanla birlikte Antep Harbine katılan Brim İbrahim’in akrabası olabilir) Solda Battal Bekir İbo. MUSTAFA ÇOLAK 12 Nisan 1927 Mustafa Çolak, Fransız yanlısı Nebi Hüseni Hacı Abdo’yu yakalamak için Kefersefre Köyüne gitti, tutukladı ve Şiye köyüne götürdü. Fransızlar Mustafa Çolak’ın üzerine kuvvet gönderdiler. Abdo Çolak ve Hasani Kile, Ahmedi Necile ve Arif Reşit Kile ile birlikte mağarada kalıyorlardı. Baskın sonucu savaşmak zorunda kaldılar. Bu savaş sırasında kaçma imkânları var iken dahi Mustafa Çolak’ın arkadaşları kaçmayı teklif ettiler. Abdo Çolak ağabeyi Mustafa Çolak’a sordu, kaçalım mı dedi. Mustafa çolak Abdo’ya seslenerek; “Kaçmak bizim kitabımızda yazmaz. Savaşacağız” dedi. Mustafa Çolak’ın Abdo’ya vur demesi Kürtçe bir Türküye konu oldu: Vur Abdo Vur Kaçma! De vur Kadaşım vur! Vur Abdo kardaşım vur! Abdo kardaşım! Kırmıtlı Vadisi Kamıştır, sazdır. İçinde yayılan ördek ve kazdır. Biz bağırıyoruz ancak, Gelmiyor kuvvet ve destek. De vur kardaşım vur! Erkekçe, yiğitçe vur! Düşman üstümüze geliyor Sinsice, haince geliyor. Biz savaş yapıyoruz, Ancak biz savaş istemiyoruz. Biz çaresiz değiliz, Biz ne yaptığımızın farkındayız. Düşman baş eğmemizi istiyor. De vur kardaşım vur! Biz erkekçe ölürüz ama Hürriyet ve insanlık istiyoruz. Biz kanımızı dökeriz ama Hiçbir zaman Domuz olmayız. Hani Kuvva-i Milliye dostluğu? Bizim arkamızda duracaktı. Ancak hiçbir destek gelmedi. Ve şimdi ölüyoruz işte. Not: Bu türkünün sonunda beş yiğit bu çatışmada şehit oldular. Bu türkü(ağıt) bütün Kürt Dağında söylenir ve ağlanır. Kazım Karabekir, Kürt Dağında Kuvva-i Milliye’yi kurdurdu ama, Ankara antlaşması ile Fransızlara terk edilen Kürt Dağı Mıntıkasının yalnız kaldığını, Türkiye’den desteğin gitmemesi sonucu acılar yaşandığını, kahramanların tek tek öldürüldüklerini biliyor muydu acaba? O günden bugüne hala Kürt Dağı Kürtleri Türkiye’ye kırgınlar ama yine de gözleri Türkiye’den gelecek yardıma bakıyorlar. Arkada ortada Mustafa ÇOLAK, sağdaki kardeşi Abdo ÇOLAK, soldaki Hasane Gule. Öndekiler: Solda Arife Reşiti Gule. Sağda Ahmedi Necile. KIBBIK MAHMUT’UN ÖLDÜRÜLMESİ Fransızların işbirlikçisi Hanifi Ağa, Mücahitlerden yiğit olan Kıbbık Mahmut’u Hacı Halil Köyüne davet etti, iki gün Hanifi Ağanın misafiri oldu. İki gün sonra Kıbbık Mahmut’u köyün dışına çıkardı. Helin(yuva) Köyünün yanında pusu kurdurdu. Pusuya düşürülen Kıbbık Mahmut, Reşi Habaş Sino, Baki Sılıke ve Muhi Şeyhbalki’nin kurşun yağmuru ile şehit edildi. 1-Mustafa Çolak’ın babası Çançali Köyünden Mücahit Osi Hamdi, Şengel Muharebesinde yaralandı. En son hayatı Borce Köyünde geçmişti. Osi Hamdi de Kuvva-i Milliye’dendi. 2-Kıbbık Mahmut Büyük Çakmak köyündendi. O da Kuvva-i Milliye kumandanlarındandı. 3-Reşit’i Habaşi Sino, Gumite köyündendir. Hüseyin Avni’nin akrabasıdır. Bu kumandanlar Fransızları eli ile öldürüldüler ki, diğerleri onlara baş eğsinler. HACİKİ ŞOMİ’YE SUİKAST TEŞEBBÜSÜ İşbirlikçi Hanifi Ağa bir daha harekete geçti. Kıbbık Mahmut’un öldürülmesinden sonra, kendi kız kardeşinin oğlunu getirdi ve sen Haciki Şomi’yi öldürürsen Fransızlar sana çok para verirler dedi. Hanifi Ağa’nın yeğeni Mamol Köyüne geldi. Haciki Şommo duydu ve Türkiye’ye kaçtı. Bir daha Afrin’e döndü, Mürid-i Dini Hareketinin içine katıldı. Fransızlarla savaşa devam etti. MAHİ İBİ ŞAŞO’NUN ÖLDÜRÜLMESİ Yıl 1923. Ahmet Ağayi Genç kötü niyeti ile Mahi Şaşo’nun hanımının kardeşi Brimi Hasso’ya para verdi. Mahi İbi Şaşo’yu kaynının eli ile öldürtürdü. Fransız askerlerine yol açıldı. Kuvva-i Milliye’nin gücü azaldı. Fransız General Lontan Totari ye gün doğdu. Mücahitleri esir aldıklarında derhal öldürüyorlardı. Altı kişiyi Afrin ve Azez yol çatında astılar. MÜCAHİT HASANİ ALİ CORE’NİN ÖLDÜRÜLMESİ Huseni Ağa Kutto’nun üç tane dostu vardı. 1-Hasan-i Ali Core, 2-Hannani Mahmadko, 3-Hüseni Gule hep Hasani Ali Core ile birlikte idiler. Seydi Ağa Dike, Hüseni Ağa Kutto’nun dayısıdır. Seydi Ağa Dike, aşireti kendine bağlamıştı. Abdi Eylüle’ye para verdiler, Hasan-i Ali Core’nin yanına gönderdiler. Hasan-i Ali Core’den bir öküz alacağını söyledi. Bu vesile ile ona yaklaştı ve Abdi Eylüle, Hasan-i Ali Core’yi öldürdü ve intikamını aldığını söyledi. MAHMUT TOPAL OBASI BASKINI 1923 yılı 9 Eylül günü. Kürt Dağı Mücahitleri bir ara geldiler. 6-7 köyden adamlar geldiler. Şeyh Horoz Köyünden Kelor Aşireti ve Ömer Sefino Ailesi katıldılar. Ömer Sımmo köyünden, Salincak(salıncak) Köyünden, Abudan Köyünden, Haftaro Köyünden ve Agyon köyünden toplanan 120 mücahit çete Mahmut Topal Obasında Fransızlara karşı savaştılar. Fransızlar Katma istasyonundan yeni kuvvet gönderdiler. Mücahitler, Katma’dan gelerek Şey Horoz Köyünün doğu tarafından geçen Fransız kuvvetlerinin önüne pusu kurdular, Fransızlara hücum ettiler, 12 Fransız’ı öldürdüler. Üçüncü defa Fransızlar top ve Tanklarla geldiler. Yine aynı yolu kullandılar. 120 kişi hep birlikte, Şey Horoz köyünde Abidone Vadisinde pusu kurdular. Fransızların işbirlikçisi Hacı Halil köyünden Battal Alito, öncülük yapıyordu. Hasan Ağa Kütto Mücahitleri, Hüseyin Gule Mücahitleri destek için geldiler. Ahmet Murat Kelo bütün Mücahitlerin Çetebaşı oldu. Fransızlara saldırdılar. Bu vadide savaş iki gün iki gece sürdü. 12 şehit verildi. Fransızların kayıpları çok olmasına rağmen, zayiatları tespit edilemedi. Sonunda Fransızlar bu cepheyi terk edip çekilmek zorunda kaldılar. Mücahitler köylerine döndüler. İŞBİRLİKÇİ İDARE MERKEZİ KURULDU 1-Mahmut Topal Obası Baskını ve devam eden yenilgilerinden sonra, zor durumda kalan Fransızlar Kürt Dağı halkına kendini idare etme hakkı vermek zorunda kaldı. Ancak 20.9.1923 tarihinde kendi işbirlikçilerini başa getirerek, Meydanke köyünde bir idare merkezi kurdu. 2-Dört tane Nahiye oluşturdular: Hamam, Katma, Raco, Bülbül nahiyeleri kuruldu. 3-Memurları bu dört nahiyenin işbirlikçilerinden seçtiler. SONUÇ Her insan tolumu için, vatanı için, namusu için mücadele vermeli, gerekirse savaşmalı ve ölümü göze almalıdır. Bu tür insanlar halkı arasında itibar görür, Allah katında da mükâfatını alır. Kuvva-i Milliye’nin milletine, şerifine, dinine, vatanına hizmet ettiklerini gördük. Biz gittik el ele verdik, şerefli bir mücadele verdik. Kürt Dağı Kuvva-i Milliyesi ile Türk Kuvva-i Milliyesi arasındaki irtibatın kesilmesi sonucu, yalnız kaldık, çok acılar çektik, akrabalarımızın bir bölümü Türk topraklarında, bir bölümü Suriye topraklarında kaldı. Çok gözyaşları döküldü. 93 yıldır Kürt Dağı’nın Kürtlerinin gözleri hep Anavatanı olan Türkiye’dedir ve Türk Kardeşlerindedir. Araplardan bir gün görmediler ve göremeyeceklerdir de. Türk Devleti Suriye Kürtlerine sahip çıkmalıdır. Çünkü Kürt ve Türk et-tırnak gibidir. Ayırmaya kalkarsak, bütün beden acı çeker. 10 bin yılı aşkındır Kürt ve Türk kader birliği yapmıştır. Saf bir Türk ve saf bir Kürt bulmak mümkün değildir. Türk ve Kürt ne zaman birlik olmuşsa, güçlü olmuşlar, ne zaman ayrılmışlarsa her iki de acılar yaşamışlar. Ey Kürtler ve Türkler tarihe bakın! Selahattin-i Eyyübi’ye bakın! Ordusu Kürt ve Türklerden teşkil edilmişti. Atalarımızın bu birlik ve beraberliğini unutmayın, örnek alın! Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul Fethine bakın! İki kardeşin birliği ile İstanbul fethedildi. Ey Türk ve Kürt aydınları! Ey akademisyenler! Niçin birlik olmuyorsunuz? Niçin Kürt ve Türk Kardeşliğini oluşturmuyorsunuz? Niçin milletimize doğru yolu göstermiyorsunuz? Bakın! Avrupa’da birçok ulus, kardeş gibi yaşarken, biz iki öz kardeş iken, niçin kucaklaşamıyoruz? Kardeş kavgasına vereceğimiz zamanı, ilme irfana verelim, milletimizi yüceltelim. Şimdi gönlümden geçen bir arzum vardır: Türkiye’nin Suriye Türkmenleri ve Kürtleri arasında “Türk ve Kürt Kardeşliği”ni oluşturmasını ve bizi Suriye Baas Patisinin zulmünden kurtarmasını diliyorum. YAŞASIN KÜRT-TÜRK KARDEŞLİĞİ! Yazar: Hüseyin KALO Tercüme: Mehmet Demir ATMALI Eylül 2013 Rışvan(Rujki) Aşiretinden, Kelera (Kelor,Gelor) oymağından Hüseyin KALO, 1946 yılında Afrin İlçesi Şeyh Horoz Köyünde dünyaya geldi. 1953 yılında ilkokulu(6 yıl) köyde okudu. 4 yıl da Halep ilinde ortaokulu okudu, lise 1 de okudu sonra okuldan ayrıldı. Suudi ve Libya’da çalıştı. Toplam 53 yıl siyaset yaptı. 20 yıl Kürt Demokrat Partisinde Yönetim Kurulunda görev yaptı. 24 yıl Libya’da Kürdistan Devrimci Kuvvetlerinde görev yaptı. 9 yıldır İlmi araştırmalar yapıyor. Yayınlanmak üzere olan dört adet kitabı vardır. Evli, üç kız, üç erkek çocuk babasıdır.
Posted on: Wed, 25 Sep 2013 21:27:22 +0000

Trending Topics



Recently Viewed Topics




© 2015