MALAZGİRT SAVAŞINA KADAR KARABÜK YÖRESİ Hitit imparatoru I. - TopicsExpress



          

MALAZGİRT SAVAŞINA KADAR KARABÜK YÖRESİ Hitit imparatoru I. Şuppiluliuma’nın ( M.Ö. 1380–1345) en büyük kaygısı Kaşkalardı.Hitit imparatoru I. Şuppiluliuma’nınKaşkalar üzerine düzenlediği seferde, Tummana ve yukarıda adı geçen ülkelere giderken izlediği yollardan biri; Amasya-Vezirköprü, Kunduz dağı etekleri iken, bir diğer yol ise, Çankırı, Handrianopolis (Eskipazar, Bayındır) güzergâhı olduğu ihtimal dâhilindedir. Bu ihtimale göre Hitit ordusu Hadrianopolis’den sonra kuzeye yönelerek, klasik devirlerde de kullanılan ve eski İstanbul yolu olanKarabük-Safranbolu-Eflâni veya Araç üzerinden Kastamonu’ya ulaşmıştır. Ancak Hadrinopolis ya da Çankırı üzeri bir güzergâh izlemişlerse bu bölgeleri Kastamonu ya bağlayan O dönemki güzergâhın biraz önce ifade ettiğimiz Karabük yöresindeki bir diğer bölümü ise Aşağı Güney köyü hattıdır. Safranbolu’nu Aşağı Güney köyünde bu hattı doğrulayan çok mühim bir eski yol geçmektedir. Bu yol Safranbolu ve Araç’a gidenlerin eskiden kullandığı bir yol olup bu yol ve bölge Soğanlı vadisinde yer alır. Hititlerin Kaşkalar üzerine yürüdükleri uzun ve çetin geçen mücadelelerinin seyri Kastamonu ve batısına doğru olmalıdır. Bu durum Hitit birliklerinin Hattuşa’ya Karabük yöresindeki adı geçen güzergâhlardan geçerek döndüğünü akla getirmektedir. Hititlerin bu yolu takip ederek Tummana’ya ulaşmış oldukları düşünülürse Karabük ve çevresi Hitit-Kaşkamücadelesine sahne olmuş demektir. Bilindiği gibi eski İstanbul yolu, Karabük’teki, tahta köprüden geçer, Kayabaşını aşarak Zopran’agelir. Çeşme önünde mola verdikten sonra, Kızıltoprak, Şerafeddin çeşmesi, Cuma yanı, Vahidin Hanı ve çaydan yoluna devem ederdi. Yakın zamana kadar kullanılmış olan bu yol belki de Hittiler’in kullandığı ve Askeri istihkâm yaptıkları yol olabilir. Nitekim Dr.RogerMatthews1998 yılında yaptıkları Arkeolojik yüzey araştırması raporunda, Geç bronz çağı yüzyıllarından (M.Ö.2000–1200) kuzey topraklarında yaşayan Kaşkalar için şu tespitte bulunur.“Bu bölgede bulunan höyüklerin Kaşkalarla bağlantısını tam tespit edememekle birlikte, Geç bronz çağına ait olduklarını saptadığı bu höyüklerin stratejik noktalarda yer aldığını, M.Ö. 14. yüzyıl sonralarına tarihlenen Hitit kralı Murşili yıllıklarında sözü edilen Kaşkalara karşı askeri yerleşimler olarak kullanıldığını”ifade etmektedir. Araç-Ovacıkyörelerinden akıp Karabük’te birleşerek yoluna Filyos Çayı olarak devam eden Araç ve Soğanlı Çayı vadilerinde eski yerleşim yerleri, kale, kaya mezarları yer almaktadır. Yine eski İstanbul yolunun geçtiği Zopran, Zora (Kaleköy, Akören) köylerinde yaptığım araştırma gezisinde yukarıda ifade edilen tarihi yerleşimlere rastladım.Roma ve Bizans tarihçi ve coğrafyacılarının da bahsettiği İstanbul’u Paflagonya’ya bağlayan bu yol, hem askeri ve hemde ticari bir yol olup,Nikomedia(İzmit), Kladiopolis(Bolu), Kreatia (Gerede), Hadrianopolis (Eskipazar), Sora (Karabük yöresi),Dadibra (Safranbolu), güzergâhlarından geçmektedir. İleriki konularda da ayrıntılı ele alacağımız Sora’nın Osmanlı dönemindeki adı olan “Zora, nam-ı diğer Kal’a, yani Kale,” şimdiki Akören olan köyün civarından bahsedenler olmuş, ancak kesin bir şey söylememişlerdir. Zora, yani Kale köy-günümüzde, halk dilinde Zora ve Kaleköy olarak bilinmekte ve böyle ifade edilmektedir. Şimdiki adı Akören olan bu köy ileZopran birbirine yakın iki köy olup, civarında höyük ve Tümülüsler vardır. Zora (Akören)de ise, Soğanlı vadisi, Bürnük köyü çevresi ve Karabük’teki Kapullu, Başköy civarlarının göz alabildiğince görüldüğü hâkim noktada bulunan kale kalıntısı vardır. Zopran köyünde ise açılmış bir Tümülüs olup Dromos(giriş odası) hala ayaktadır. Bu tarihi verilerden yola çıkarak Gayemiz; çoğumuzun kanaati olan tarihini “daha dün” olarak ifade ettiğimiz Karabük ve civarının Hititlerden günümüze kadar birçok yerleşimlere ve olaylara sahne olduğunu ortaya koymaktır.Nitekim Boğazköy tabletlerinde Saria olarak adı geçen Araç çayının Soğanlı Çayı ile Karabük’te birleşmesi ve diğer veriler dikkate alındığında Karabük ve yöresinin Hitit-Kaşka mücadelesinin yaşandığı bölgelerden biri olduğunu ya da böyle bir ihtimalin var olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. Bulundukları bölgede Hitit birliklerine ani baskınlar yapan savaşçı Kaşka’ların,Hititler’in başkenti Hattuşa’yave hatta Nenesa’ya (Niğde) kadar inmiş olmaları, onların Kuzey Anadolu’da, idari-ticari ve askeri bir düzen kurduklarını göstermektedir. Hititlerin, kuzeybatı-Anadolu’ya olan ilgilerinin sebebi sadece Kaşkaların saldırıları değildir. Ekonomik-siyasi-dini nedenler yanında bölgenin gelir kaynakları da ön plandadır. Özellikle Bakır madeni yataklarını ele geçirmişler ve onu işleyecek atölyeleri kurmuşlardır. Hititlerin Kaşkalarkarşısında kazandıkları zaferlerinin gereği olan ganimetlerin ne olduğu Boğazköy tabletlerinde yer almaktadır. Bu ganimetler başlıca koyun, keçi, öküz, sığır ve tahıl ürünleridir. Karaağaç, Kızdap (Düzçam),Yortan (Güneşli) ve Kâhyalar altında Pirinçliğe çıkan tarihi kervan yolunun geçtiği vadide ve güneyden Karabük’e doğru geniş bir alana hâkim yerde ve muhteşem bir manzaraya sahip Sipahiler köyündeki Küre Kalesi ve Küre Havuzu belkide ilk olarak bu dönemde tarih sahnesine çıkmışlardır. Pek tabii olarak Karabük ve civarında, arkeolojik yüzey ve kazı çalışması yanında, bir lokalizasyon çalışması yapıldığı takdirde umulmadık birçok siteler, kale ve yerleşimler ortaya çıkacaktır.
Posted on: Mon, 28 Oct 2013 22:19:41 +0000

Trending Topics



Recently Viewed Topics




© 2015