Mehmet Kırkıncı Hocaefendi, günümüzde en çok sorulan - TopicsExpress



          

Mehmet Kırkıncı Hocaefendi, günümüzde en çok sorulan sorulara cevap veriyor. Soru: Bazı kimseler; “Kim Allah’ın indirdiğiyle hükmetmezse işte onlar kâfirlerin ta kendileridir” (1) ayetini delil getirerek, Allah’ın emrettiği hükümler ile hükmetmeyenlerin dinden çıkacağını iddia etmektedirler. Bu ayeti nasıl anlamak gerekir? Cevap: Peygamber Efendimiz (sav) bir hadis-i şeriflerinde şöyle buyururlar: “Bir zaman gelecek, kâfirler için gelmiş olan âyet-i kerimeleri, Müslümanları kötülemek için vesika olarak kullanacaklardır.” (2) Başka bir hadis-i şeriflerinde ise şöyle buyurur: “En çok korktuğum şey, ayet-i kerimeleri Allah u Teâlâ’nın dilemediği yerlerde kullanacak kimselerin ortaya çıkmasıdır.” (3) Büyük müfessir Fahreddin-i Razi hazretleri bu ayetin tefsirinde şöyle der: “Burada kastedilen hem kalbi hem de lisanîyle inkâr edenlerdir. Kal­biyle onun Allah’ın hükmü olduğunu bilip sonra da lisanîyle onun Allah’ın hükmü olduğunu ikrar edip, buna zıt olan şeyleri yapan kimseye gelince, o da Allah’ın indirdiğiyle hükmetmiş, ama onu bilfiil yapmamış olur. Binaenaleyh, böyle bir kimsenin bu ayetin hükmüne dâhil olması gerekmez...” (4) Buna göre, bir insan namaz emrini inkâr ederse küfre girer; ama bu emri kabul ettiği hâlde tembellik edip kılmazsa asla dinden çıkmaz. Haramları işlemek de böyledir. Faiz alıp vermeyi Kur’an’ın yasak ettiğini, bunun İlahî bir nehiy olduğunu kabul eden bir insa­nın nefsine mağlup olarak bu haramı işlemesi onu günahkâr eder, ama onu dinden çıkarmaz. Bediüzzaman Hazretlerinin bu hakikati şu harika ifadeleriyle şöyle ifade eder: "Meselâ: Demiş bu şey küfürdür. Yâni, o sıfat imandan neş’et etme­miş, o sıfat kâfiredir. O haysiyet ile o zât küfür etti, denilir. Fakat mevsufu ise mâsume ve imandan neş’et ettikleri gibi, imanın tereş­şuhatına da hâize olan başka evsafa malik olduğundan o zât kâfirdir denilmez. İllâ ki, o sıfat küfürden neş’et ettiği yakînen biline... Zira başka sebepten de neş’et edebilir. Sıfatın delâletinde şek var. İmanın vücudunda da yakîn var. Şek ise yakînin hükmünü izale etmez.” (5) Peygamber Efendimiz (sav) “Yalan söylemeyi, sözünde durmamayı ve emanete hıyanet etmeyi münafıklık alameti olarak” (6) ifade etmiştir. Hâlbuki münafık kâfirden daha eşettir. Çünkü münafık inanmadığı halde, inanmış gibi görünen kişidir. O hâlde bu kötü fiilleri işleyen bir Müslümanı bir kâfirden daha adi olarak mı göreceğiz. Hz. Peygamber (sav) bu hadis-i şerifleriyle bütün müminlerin çok dikkatli olmasını, bu fiillerin kâfirlerden bile daha alçak olan münafıkların sıfatları olduğunu, bütün Müslümanların bu gibi çirkin fiillerden son derece kaçınmalarını ihtar etmektedir. Yoksa bu fiilleri işleyen bir mümini münafıklıkla, hatta tekfirle itham etmek büyük bir cinayettir. Bediüzzaman Hazretleri’nin ifade ettiği gibi; “Bir müslimin her sıfatı müslim olmadığı gibi, bir kâfirin de her sıfatı kâfir olmak lazım değildir.” der. 1-Maide Suresi 5/44 2-Buhari, 6. Bölüm, istitabetül mürtedin) ( Abdullah bin Ömer’in sözü olarak da bilinir: (Hariciler kâfirler hakkında gelen ayetleri yanlış olarak müninlere hamlettiler) 3-Taberani, el Mucemül Kebir, 17. Cilt, s.296) (ramuzul Ehadis 1. Cilt. Hadis No:1537 4-Razi, Tefsir-i Kebir, 9.cilt,s 86 5-Nursî, B. S Sunuhat 6-Buhari, İman, 24
Posted on: Thu, 29 Aug 2013 07:37:44 +0000

Trending Topics



Recently Viewed Topics




© 2015