Murat Çabas 20 Eylül 2013 Dünya barışa, Türkiye savaşa - TopicsExpress



          

Murat Çabas 20 Eylül 2013 Dünya barışa, Türkiye savaşa koşuyor Rusya’nın diplomatik zaferi neticesinde, savaş tamtamları çalan batılı ülkeler bir anda frene basmış ve müzakere masasına oturmuşlardı. Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov ve ABD Dışişleri Bakanı Kerry barış süreci konusunda anlaşmış ve askeri operasyon ihtimali tamamen rafa kalkmıştı. Bu mutabakat sonrası ABD Başkanı Obama, varılan anlaşmayı memnuniyetle karşıladıklarını ifade etmiş, AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton uluslar arası toplumu Suriye için barış konferansını desteklemeye çağırmış, NATO Genel Sekreteri Rasmussen ise Şam yönetiminin tam işbirliğinin kilit önem taşıdığını açıklamıştı. Tüm dünyada barış rüzgarları eserken, “Yurtta sulh cihanda sulh” temel ilkesiyle kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin bugünkü koltuğunu işgal edenler, bu ilkenin tam tersine, savaş konusunda ısrarlarına devam ettiler. Tüm dünya “barış” derken, Türkiye “savaş” dedi. Bölgemizde ve sınırlarımızda yaşanacak olan bir savaşın ülkemize ne gibi faydası olacaksa! Bu barış mutabakatı ve sonrasında yapılan barış söylemlerinden sonra iki önemli hadise yaşandı; birincisi BM kimyasal silah raporunu açıkladı, Türkiye bir Suriye helikopterini angajman kuralları(!) gereği düşürdü. BM raporu, yoruma açık bir şekilde açıklandı. Raporda, “21 Ağustos tarihinde kimyasal silah kullanıldı” ifadesine yer verildi, ama kimin kullandığı kısmı, ülkelerin istediklerini iddia edebilecekleri şekilde boş bırakıldı. Dolayısıyla ABD, Fransa, İngiltere gibi ülkeler doğal olarak, mesnetsiz bir şekilde, “Bunu Esad kullandı” suçlamasına devam ettiler. Devam ettiler ama Rusya’nın elinde isyancı teröristlerin kullandığına dair 100 sayfalık bir delil dosyası olduğundan bu iddiaları barış sürecini asla etkilemeyecek. Bu noktada, teşbihte hata olmaz, geçen arabaya havlayan itler gibiler. İt bilir ki arabaya bir şey yapamaz, ısırsa ısıramaz ama görenlere karşı karizma çizilmesin diye havlar durur. Ve bilinen bir gerçek ki havlayan it asla ısırmaz. 40 sayfalık raporun 5 numaralı ekinde, kullanılan füzenin PRU-14 kimyasal başlık taşıdığı belirtildi. Bu başlık oldukça demode, Suriye’nin yeni sistemlerinde mevcut değil, bunu Rus yetkililer raporlarında açıklamıştı. Bu kimyasal silah 2010 verilerine göre, Afganistan, Mısır ve Yemen ordusunda hala var ve bu ülkeler Suriye’de kol kafa kesen El Kaide militanlarına destek veriyor. Bir dönem savaş koalisyonu olarak ifade edilen ABD, Fransa, İngiltere gibi ülkeler BM raporundaki belirsizliklerden cesaret bularak atıp tutsalar da paşa paşa Rusya ile mutabakata devam ediyorlar. Süreç hızla 2. Cenevre’ye doğru gidiyor. Gelişmeler bu yöndeyken yaşananlardan hiç ders almayan AKP’li Türkiye savaş konusunda frene değil, hala gaza basmaya devam ediyor. Hava sahamızı 1 dakikalığına ihlal eden Suriye helikopterine, ikazlar üzerine hemen Suriye’ye geri dönmesine rağmen, 2 kilometre dışarıda ateş açılıp düşürülüyor ve buna angajman kuralları deniliyor. Daha öncede belirttiğimiz gibi bu kural, defalarca hava sahamızı işgal etmesine rağmen Yunanistan’a, İsrail’e, ABD’ye ya da başka bir ülkeye uygulanmadı. Hatta Davutoğlu, işi biraz daha büyütmeye çalışarak, Türkiye sınırının NATO sınırı olduğunu ifade ederek NATO’yu hala askeri müdahaleye davet etmeye çalışıyor. NATO Genel Sekreterinin defalarca “Biz askeri müdahaleden yana değiliz, diplomasiden yanayız” demesine rağmen Davutoğlu’nun bu ısrarını anlamak mümkün değil. Tüm dünya barışa kilitlenmişken, Türkiye’nin bu savaş ısrarını en iyi yorumlayan Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş oldu. Sayın Baş,” Bugün yapılan, Suriye’yi kışkırtarak Türkiye’yi savaşın ve kaosun kucağına atmak ve vaad edilenlerin yerine getirilmediği bir süreçte, oynanan oyunla, Türkiye’nin bölünmesini kolaylaştırmaktan başka bir şey değildir” tespitini yaptı. Demokratik yollarla tıkanan bölünme süreci, savaşın tozu dumanı içinde gerçekleştirilmeye çalışılıyor. Prof. Dr. Baş bu noktada da, “Önümüzdeki süreç, vaadlerin savaş şartlarında bir oldu-bitti ile gerçekleşeceği ve hatta bu sözleri verenlerin ‘elimizden ne gelir, savaş çıktı, kaybettik” bahanesi ile kenara çekileceği günlere gebedir…” ikazında bulundu. ABD-İsrail ikilisi, Rusya korkusuyla menfaatleri gereği geri adım atarken, yine menfaatleri gereği Türkiye’yi savaşın içine itekliyorlar. Böyle bir savaş Türkiye’ye, bölünme, ardından iç çaatışma ve stratejik müttefikleri tarafından işgal edilmekten başka hiçbir şey getirmeyecek. yenimesaj.tr/?artikel,12007193/dunya-barisa-turkiye-savasa-kosuyor/murat-cabas
Posted on: Fri, 20 Sep 2013 08:46:31 +0000

Trending Topics




En homenaje al médico cubano Carlos Juan Finlay, nacido en
NU ZATERDAG 17 AUGUSTUS : 7 YEARS PLACE2PARTY CELEBRATION DOE MEE
I am doing this once and once only, so now is your chance ƸӜƷ

Recently Viewed Topics




© 2015