Mustafa Tatcı BEKTAŞİ ŞEYHİ GAMİZİ ALİ BABANIN DERVİŞİ - TopicsExpress



          

Mustafa Tatcı BEKTAŞİ ŞEYHİ GAMİZİ ALİ BABANIN DERVİŞİ MEHMED KEMALEDDİN EFENDİYE MEKTUPLARINDAN İMDİ DİKKATLİ OKUYUN! (MEHMED KEMALEDDİN EFENDİ!) Keyfiyyet-i ikrârdan suâlinize nazaran: ikrâr denilen meydân dîvânhâne-i ‘arş-ı a’lâdır. Ve onun post-nişînleri ‘ankâ-yı zâtdır. Ve sûrette gidişleri cihetle sîretleri dahi ehline ma’lûm olur. Fakat ehli olan zevât ya‘ni bu misilli ankâ demektir. Yoksa bir takım bu zâhirde görünen turuk-ı ‘aliyye meşâyıhının ve Bektaşiyyenin kayd gidişleri gibi ez-cümle ikrâr meydânlarında bir alay bî-ma‘nâ eşyâ makûle ya‘ni nebâtâttan ve hayvânâttan mahsûl yağlar ile ve cânsız hayvânât postları ile meydân taşları ve kapuları ve rehber ve babaları hacer şecer makûlesinden masnû‘ ve ma‘dûd olarak tapıp ve tapdırdıkları dahi sizin gibi hayvân makûlesidir. Ve herkesin i’tikâdlarınca vakt-i sa‘adetten beri turuk-ı ‘aliyye gûyâ ki, görüp güttükleri gibidir. Husûsiyle mürşid denilen zât-ı mükerrem öyle bir takım çerakları ki eşyâ makûlesidir. Onun şevki nûr diyerek taparlar. Vâkı‘a cümle eşyâ nûrdur. Ammâ gözüñ nûruna mevkûfdur. Ancak erenler öylece şevk ve âteş-perest değillerdir. Ve erenlerin meydânı dârü’s-selâmdır. Ve kelîmât-ı dürer-bârları her-dem Kur’ân’dır. Ve zevk ve safâları dâim cemâl-i Hudâ’yı seyrândır. Ne çâre bu âlem-i hayvânda herkes birer gûnâ ‘akl-ı hayvânda gezip sâhib-i irfân diye kendileri gibi cânlı meyyit hayvân insânları Cenâb-ı Hakk’a da‘vet edip de babalar kendilerini ma‘azallah Ta’âlâ erenler makâmında ya‘ni Hz. Pîr ve Hz. Şâh ve Hz. Peygamberden mâ‘adâ Hz. Hak biziz diyerek hılt-ı galiz (küfürleri) ile kendileri gibi hayvânâtı bend edip ta’lîm ve tesellî ederler. Asl-ı yezîd ve la‘în ve kâfir-i billah böyle (sahate mürşid) kimselerdir ki, cümle pîrân-ı ehlullaha ve cenâb-ı Hakk’a şirk ve iftirâ ederler. Ve herkes hayâtında hâlince meselâ meydân taşı ve yâhûd teslîm taşı ve çerâklar ki, âteşdir ve postlar ki, deridir. Bunun gibiler, yani hayâtlarında hacer, şecer ve nâr ehli olup giriftâr-ı elîm olurlar . ve erenlerin arsa-i vücûd-ı pür-cûdları gül şeceresidir. Her lafzı Hak taalanın bî-zevâl gülleridir. Ve ondan olan koku, bu dünyâda biten güller gibi değildir. ve ol ma‘nevi gülüñ terinden ya‘ni Hazret-i Muhammed Ali’nin gülleri ki, devr-i âdemden bu kadar bin yıl akdemi rûy-ı zemînde yabanî olarak biter ve ölür idi. Ancak, bi’z-zât kendileri terbiyye ile hoş etti. fakat benim dediğim güller kendi zâti gülleridir. Ve ma’nevî elfâz güllerini nâ-ehli kokmuş olsa, bûy alımaz. Cemî‘-i zamânda zehr olurlar. Erenler gülü hem zehirdir hem de şifâdır. Dertliye göre dermândır, dertsize ki hayvân misilli derdi çokdur. Fakat kâbil-i elfâz olamadığından ne hâlin bilir, ve ne kâlin bilir ve bu güllerin arsasını ya‘ni hâkimi su’âl eder isen vâkı‘a bu zemîn ve zamândan hâsıl olur cevherdir.
Posted on: Mon, 16 Sep 2013 08:42:42 +0000

Trending Topics



Recently Viewed Topics




© 2015