Mürşid-i Kâmil ve Mükemmil, Müceddid ve Medâr Mürşid, - TopicsExpress



          

Mürşid-i Kâmil ve Mükemmil, Müceddid ve Medâr Mürşid, Süleyman Hilmi Silistrevî Efendi Hazretleri, dünyevî tasarruf yıllarında, Hayat-ı Dünya’da, Said Nursî ile hiç karşılaşmadılar. Said Nursî’nin ba’zı şakird’lerinin ifade ettikleri gibi, “Kardeşim’dir, velî’dir,” gibi, övücü ve takdir edici herhangi bir söz de kullanmamıştır. Ancak, Said Nursî’nin şakird’lerinden, Merhûm Av. Bekir Berk yanında bir başka gençle birlikte, Süleyman Efendi Hazretleri’ni, İstanbul’da, Sirkeci, Bahçekapısı’nda bulunan Rasimpaşa Hanındaki, Süleyman Efendi Hazretleri’nin büyük damadı, Merhûm Kemal Kacar’ın yazıhanesinde kendilerini ziyaret etmişlerdir. Bu ziyâret sırasında, Said Nursî’nin yazdırdığı risâlelerden ba’zı örnekler, sahifeler göstermişlerdir. Efendi Hazretleri kendilerine, gösterdikleri sahifeler hakkında herhangi bir değerlendirmede bulunmadan, “Üstadınıza benden selâm söyleyin, öncelikle bir İlm-i Hal yazsın, yazdırsın, şarkid’ler öncelikle Zarûrât-ı Diniyye’lerini öğrensinler, Ehl-i Sünnet akîdesine uygun sağlam bir iman’a sahip olsunlar, ondan sonra ne okursalar onu okusunlar,” buyurmuştur. Süleyman Efendi Hazretleri’nin, Said Nursî ve şakird’leri ile alakalı olarak söyledikleri bundan ibârettir. Bundan böyle aslâ, Süleyman Efendi Hazretleri’nin mübârek ismini Said Nursî’nin hatalarını örtmek için bir şal olarak kullanmayınız. Keşke, Said Nursî, “Risâle’ler, Kur’ân’ın lafzını da ma’nasını da ihtiva etmektedir, Kur’ân okumanıza lüzum yoktur,” demeseydi de, en azından şarkid’lerin Kur’ân-ı Kerim’i yüzünden okumalarına, Zarûrat-ı Diniyye’lerini Ehl-i Sünnet akîdesine uygun olarak öğrenmelerine izin verseydi, hem şakird’ler için hem de Türkiye’miz için durum çok farklı olurdu. Biz Said Nursî’yi kendi ifadesiyle
Posted on: Thu, 20 Jun 2013 19:10:05 +0000

Trending Topics



Recently Viewed Topics




© 2015