SANAL ALEMDE UYDURMACILIK DÖNEMİ, SANAT SAHTEKÂRLIĞI ve - TopicsExpress



          

SANAL ALEMDE UYDURMACILIK DÖNEMİ, SANAT SAHTEKÂRLIĞI ve NAZIM’IN UYDURUK PESPAYE ŞİİRLERİ ! ************************** Daha önce, defaatle yazdık: “Eskiden, “sanat eserleri hırsızları” sanat eserlerini taklit edip satarlardı (!), ya da utanmaz, şarlatan yazarlar uydurur veya intihal yaparlardı !... Şimdi ise, sadece onlar değil, Özel Harp Dairesi’nin Yazı Taklit Uzmanları ve Facebook ya da Twitter gibi “sosyal paylaşım siteleri”nin sıradan, yalancı-sahtekâr okurları, kendi uydurdukları, ya da yazarı belli olmayan (anonim) eserleri, tapındıkları kişilere mal edip(!), saf veya safdil okurları kandırmaya çalışıyorlar !.. (.......) Örneğin, Facebook’un “Ateist Hayat” sayfasında, Ahmed Arif’in aşağıdaki dizeler değiştirilip, Nazım Hikmet Ran’a mal edilmeye çalışılmaktadır !.. “Sevgilim” kelimesiyle duygusal bir havaya büründürlemek istenen ve bizlere “şiir” diye yutturulan bu üç mısralık parçanın sanatsal hiçbir değeri, derinlik ve özgünlüğü olmayıp, imgelerin basitliği, iç ve dış kafiye yoksunluğu nedeniyle, kesinlinkle şiir değil, nesir, yani düzyazıdır !... Bu sahte, pespaye, basit “şiir” parçası aynen şöyledir: “Onlar ümidin düşmanıdır, sevgilim, Akar suyun, meyve çağında ağacın, serpilip gelişen hayatın düşmanı” *** Aşağıdaki dizeler ise Ahmed Arif’in olup, ikisi arasında sanat değeri bakımından dağlar kadar farkı ve anlam bakımından ise zerre kadar fark olmadığını sizlerin muhakeme yeteneğinize bırakıyoruz... Ahmed Arif’in “ADİLOŞ BEBE şiiri: *************************** “ Bunlar, Engerekler ve çıyanlardır, Bunlar, Aşımıza, ekmeğimize Göz koyanlardır, Tanı bunları, Tanı da büyü...” *** Bu tür kültür-sanat-edebiyat intihalleri ve sahtekârlıkları konusunda hoşgörü ve toleransa kesinlikle sahip olmayıp, kendilerini kurnaz, uyanık sanan bu embesil sahtekârların maskelerini anında düşüreceğimizi kendilerine ve herkese önemle duyuruyoruz !!! *** FİLOZAN 23.10.13 --------------- Ahmed Arif’in şiiri: DİYARBEKİR KALESİNDEN NOTLAR VE ADİLOŞ BEBENİN NİNNİSİ **************************************************** 1. Varamaz elim Ayvasına, narına can dayanamazken, Kırar boynumu yürürüm. Kurdun, kuşun bileceği hal değil, Sormayın hiç Laaaaal... Kara ferman çıkadursun yollara, Yarin bahçesi tarumar, Kan eder perçem Olancası bir tutam can, Kadasına, belasına sunduğum, Ben öleydim loooy... Elim boş, Ayağım pusu. Bir ben bileceğim oysa Ne afat sevdim. Bir de ağzı var dili yok Diyarbekir Kalesi... 2. Açar, Kan kırmızı yediverenler Ve kar yağar bir yandan, Savrulur Karacadağ, Savrulur zozan... Bak, bıyığım buz tuttu, Üşüyorum da Zemheri de uzadıkça uzadı, Seni, baharmışın gibi düşünüyorum, Seni, Diyarbekir gibi, Nelere, nelere baskın gelmez ki Seni düşünmenin tadı... 3. Hamravat suyu dondu, Diclede dört parmak buz, Biz kuyudan işliyoruz kaba - kacağa, Çayı kardan demliyoruz. Anam sır gibi saklar siyatiğini, Yel der, Baharın geçer. Bacım, ikicanlı, ağır, Güzel kızdır, bilirsin. İlki bu, bir yandan saklı utanır Ve bir yandan korkar Ölürüm deyi. Bir can daha çoğalacağız bu kış. Bebeğim, neremde saklayım seni? Hoş gelir, Safa gelir, Ahmed ARİFin yeğeni... 4. Doğdun, Üç gün aç tuttuk Üç gün meme vermedik sana Adiloş Bebem, Hasta düşmeyesin diye, Töremiz böyle diye, Saldır şimdi memeye, Saldır da büyü... Bunlar, Engerekler ve çıyanlardır, Bunlar, Aşımıza, ekmeğimize Göz koyanlardır, Tanı bunları, Tanı da büyü... Bu, namustur Künyemize kazınmış, Bu da sabır, Ağulardan süzülmüş. Sarıl bunlara Sarıl da büyü... Ahmed ARİF
Posted on: Wed, 23 Oct 2013 19:02:07 +0000

Trending Topics



Recently Viewed Topics




© 2015