Suriye’ye müdahale sinyali Irak işgaline hangi yalan - TopicsExpress



          

Suriye’ye müdahale sinyali Irak işgaline hangi yalan senaryolarla hazırlık yapıldığını dünya kamuoyuna Suriye’yle yeniden hatırlatan ABD ile müttefikleri askeri harekat sinyali veriyor. Tatilini yarıda kesen İngiliz Başbakan Meclisi yarın olağanüstü toplantıya çağırdı. “Tüm seçenekler masada” diyen ABD ise Yunanistan’dan üs ile hava sahası talep etti. BM’nin raporunu beklemeden kimyasal saldırıdan Esad rejimini sorumlu tutan ABD’nin Yunanistan’dan üs ve hava sahası istemesi askeri müdahale sinyali olarak görüldü. Suriye, “Saldırı olursa tüm imkanlarımızla kendimizi savunuruz” derken, ABD basını Obama yönetiminin, ‘sınırlı müdahale’ seçeneği üzerinde durduğunu iddia etti. Washington’dan gelen son açıklamalar, ABD ile Rusya arasında gerilimi iyice artırdı. Siyasi çözümün ele alınacağı Cenevre Konferansı hazırlıkları askıya alındı. Kerry: Kırmızı çizgi aşıldı ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, yüzlerce sivilin öldüğü belirtilen Şam’daki kimyasal saldırının arkasında Beşar Esad’ın olduğunu ve Suriye rejiminin bu hareketle ‘kırmızı çizgiyi’ aştığını açıklayarak, Suriye’ye yönelik askeri bir operasyonun işaretini verdi. Beyaz Saray Sözcüsü Jay Carney de saldırının ardında Suriye rejiminin olduğundan neredeyse şüpheleri olmadığını ifade etti ve kimyasal silah kullanılabilen füzelere yalnızca rejim güçlerinin sahip olduğunu savundu. ABD’den ilk somut hareket Birleşmiş Milletler (BM) denetçilerinin araştırma sonuçları beklenmeden Washington’dan gelen bu açıklamalar “askeri operasyon kararı“ olarak yorumlandı. ABD yönetimi bu yorumu güçlendiren bir şekilde dün somut bir adım attı ve Yunanistan’dan kara ve deniz üsleri ile hava sahasını kullanma talebinde bulundu. Yunanistan’dan üs istendi Yunan medyasına yansıyan haberlerde ABD’nin, Yunanistan Savunma Bakanlığından müdahale anında Suda ve Kalamata’daki askeri üsleri ile deniz ve hava sahasını kullanma talebinde bulunduğu belirtilirken, Atina’nın, transatlantik anlaşmalardan kaynaklanan yükümlülüklerine sonuna kadar yerine getirmeye hazır olduğunu ancak askeri operasyonlarda fiilen yer almayacağını bildirdiği kaydedildi. ‘Seçenekler çok’ ABD Savunma Bakanı Chuck Hagel de dün yeni bir açıklama yaparak, “Suriye ile ilgili önümüzde birden çok seçenek var, hangisine ihtiyaç duyurulursa uygulamaya hazırız” dedi. Washington Post gazetesi de askeri harekatın BM heyetinin Şam’dan ayrılmasının ardından gerçekleşebileceğini yazdı. Gazeteye göre ABD operasyonu iki günle sınırlı tutacak. Gazetenin üst düzey hükümet yetkililerine dayandırdığı habere göre, ABD’nin Doğu Akdeniz’deki savaş gemilerinden ateşlenecek füzelerle Suriye’ye ait askeri hedeflerin vurulması planlanıyor. ABD’nin Akdeniz’de Suriye’ye yakın noktada 4 savaş gemisi bulunuyor. Cameron tatilini yarıda kesti Öte yandan İngiltere de ABD gibi askeri müdahale seçeneklerini değerlendirildiğini açıkladı. İngiltere Başbakanı David Cameron tatilini yarıda keserek ülkesine dönerken, dün sözcüsünden “İngiliz Hükümeti kimyasal silah kullanıma yönelik orantılı bir yanıtı değerlendirmektedir” açıklaması geldi. Başbakan Cameron’un bugün Ulusal Güvenlik Konseyi’ni toplayarak bir değerlendirme yapacağı açıklandı. İngiliz ordusunun da Suriye’ye olası askeri müdahale için acil durum planı hazırladığı bildirildi. Planın bugünkü toplantıda Başbakan’a sunulacağı ifade edildi. Parlamento acilen toplanıyor Yaz tatilinde olan İngiltere Parlamentosu da Suriye’yi görüşmek üzere acilen toplantıya çağırıldı. Yarınki oturumda, hükümetin Suriye’de kimyasal silah kullanıldığı iddiaları karşısında atılacak adımlarla ilgili önerileri tartışılıp oylanacak. Esad rejimine karşı uluslararası müdahale olasılığı tartışılırken, Başbakan David Cameron, Suriye ilgili açık ve net bir önergenin milletvekillerinin oyuna sunulacağını açıkladı. Independent olası harekatı yazdı İngiliz Independent gazetesi de Esad rejiminin vurulması için bastıran İngiltere’nin, harekata Tomahawk ve Tornado füzeleriyle donatılmış denizaltılarıyla destek vereceğini yazdı. Gazeteye göre, askeri müdahaleden yana olan Fransa da Charles de Gaulle uçak gemisi ve Birleşik Arap Emirlikleri’ndeki savaş uçaklarıyla harekata katılacak. Operasyon sırasında ise hava desteği için Kıbrıs’taki İngiliz üssü Agrotur’un da kullanılabileceği savunuldu. İngiliz üssünde hareketlilik Dün Kıbrıs’taki sözkonusu İngiliz üssünde hareketlilik de dikkat çekti. Üsse inen askeri uçak sayısında artış olduğu bildirildi. Alınan bilgiye göre, İngiltere Kraliyet Hava Kuvvetleri’nin savaş ve kargo uçakları Ada’nın güneyindeki “Agrotur” üssüne gitmeye başladı. İngiltere’nin Suriye sınırına 160 kilometre mesafede bulunan hava üssüne bir nakliye uçağının da indiği görüldü. Üssün, uluslararası müdahale halinde merkez olarak kullanılacağı belirtiliyor. İncirlik de kullanılabilir ABD’nin başını çektiği bir hava ve deniz operasyonu başlatılması halinde, Adana’daki İncirlik üssünün de kullanılabileceği de iddialar arasında. Şam’a 400 km mesafede bulunan üssün, hava operasyonlarının yanı sıra, askeri müdahale için de uygun olduğu biliniyor. Türkiye, Antep ve Adana’da ayrıca NATO’nun Patriot füzeleri bulunduruyor. 5. filo hazır ABD’nin aynı zamanda Ürdün’de 300 askerinin bulunduğu bir üssü bulunuyor. Suriye’ye en yakın mesafede bulunan bu üste 24 tane F-16 savaş uçağı bulunduğu iddia ediliyor. İddialardan biri de ABD’nin Basra Körfezi’nde bulunan ve bir kasabayı dolduracak personele sahip uçak gemileri bulunan 5. Filo’sunun da olası operasyona yer alabileceği. Türkiye tezkere hazırlığında BM Konseyi’nden karar çıkmaması halinde “gönüllü ülkelerle” Suriye’ye yapılacak olası bir harekatın içinde olacaklarını deklare eden Türk hükümeti şimdi de tezkere hazırlığında. Suriye tezkeresinin süresi 4 Ekim’de doluyor. Hükümet sözcüsü ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Suriye’ye müdahale konusunda gerekirse yeni bir tezkere çıkarabileceklerini ve uluslararası koalisyonda yer alabileceklerini söyledi. Almanya katılmak istemiyor 22 Eylül’de genel seçimlere hazırlanan Almanya’da ise hükümet Suriye’ye olası bir müdahaleye katılmayı düşünmüyor. İktidardaki Hıristiyan Birlik partileri (CDU/CSU) Meclis Grubu Dış Politika Sözcüsü Philipp Missfelder, Almanya’nın Suriye’ye olası bir askeri müdahaleye katkıda bulunacağını düşünmediğini söyledi. Missfelder, “Alman ordusu halihazırdaki uluslararası görevler nedeniyle kapasitesinin sınırına ulaşmış durumdadır” dedi. Muhalefet de karşı Muhalefet partilerinden Yeşiller ve Sol Parti de Suriye’de bir askeri harekat yapılmasına olumlu bakmıyor. Yeşiller’in sözcüsü Omid Nouripour, Almanya’nın ortaklığının tamamen dışlamasa da böyle askeri bir müdahalenin ihtimal dışı olduğunu söyledi. Ancak Nouripour, NATO’nun bu yönde bir karar alması halinde konunun tekrar gözden geçirilmesi gerektiğini kaydetti. Sol Parti: Patriotlar geri çekilsin Sol Parti Eşbaşkanı Bernd Riexinger ise Suriye’ye askeri müdahaleyi tamamen reddediyor. Riexinger, müdahaleye karşı olmakla yetinmeyip, böyle bir müdahalenin yapılmasına karşı gösteriler de organize etmek gerektiğini savundu. Riexinger, Türkiye’de konuşlandırılan Alman Patriot birliğinin geri çekilmesi talebinde bulundu. Eşbaşkan, Türkiye’den Suriye’ye bir saldırı başlatılması halinde Almanya’nın da savaşa katılmış olacağı ihtimaline karşı uyardı. SPD: Müdahale barış getirmez Ana muhalefet partisi Sosyal Demokrat Parti SPD’nin başbakan adayı Peer Steinbrück de Suriye’ye askeri müdahaleye karşı olduğunu söyledi. Almanya’nın kesinlikle çekimser tavır göstermesini öneren Steinbrück, böyle askeri bir müdahalenin Suriye’de barışı sağlayamayacağını ve insan haklarını koruyamayacağını öne sürdü. Steinbrück, BM üzerinden Suriye’ye uluslararası baskının artırılması gerektiğini, bunun tek doğru çözüm yolu olduğunu kaydetti. HABER MERKEZİ Suriye: Kendimizi savunuruz Esad rejimi kimyasal saldırıyı kendisinin yapmadığını söylüyor, ABD ve müttefiklerinin kendisine saldırmak için bu olayı bahane olarak kullandığını belirtiyor. Müdahale tartışmaları iyice alevlenirken Esad yönetiminden dün yeni bir açıklama daha geldi. Suriye Dışişleri Bakanı Velid el Muallim, “Saldırı olursa tüm imkanlarımızla kendimizi savunuruz” dedi. Muallim başkent Şam’da düzenlediği basın toplantısında, kimyasal silah kullandıkları iddiasını tümüyle reddetti ve BM operasyonunun Suriye halkının maneviyatını zayıflatmak amacıyla planlandığını, böyle bir saldırının sadece İsrail’in işine yarayacağını söyledi. Muallim, İsrail’in siyasi çözümden değil, Suriye’de şiddetin devamından yana olduğunu vurguladı. ‘Türkiye’nin dengeleri bozulur’ Suriye’ye muhtemel bir askeri müdahalenin Türkiye’nin dengelerini bozacağını belirten Muallim, AKP hükümetinin Suriye politikasına ilişkin şunları söyledi: “Türk Dışişleri Bakanı ‘BM Güvenlik Konseyi karar alsın almasın biz Suriye’ye askeri müdahalenin parçası oluruz’ dedi. Bu sözlere yorum yapmıyorum. Sadece şunu söylüyorum. Mısır’daki olaylar sebebiyle Türkiye’nin dengeleri sarsıldıysa Suriye’ye müdahale ile tamamen bozulacaktır.” Cenevre askıya alındı Washington’dan gelen son açıklamalar, ABD ile Rusya arasında gerilimi tırmandırıyor. Suriye konusunda barış konferansı hazırlıkları için bugün Lahey’de bir araya gelmeleri planlanan üst düzey Amerikalı ve Rus diplomatların toplantısı, Washington’ın talebiyle son dakikada ertelendi. ABD Dışişleri Bakanlığı, görüşmenin, kimyasal saldırı hakkındaki değerlendirmelerin devam etmesi nedeniyle ertelediklerini belirtirken, Rusya, karardan üzüntü duyduklarını açıkladı. İki ülke arasında geçtiğimiz aylarda hazırlıkları yapılan görüşmede, Suriye’deki iç savaşı sona erdirmek için Cenevre’de uluslararası bir barış konferansı düzenlenmesi için yol haritası çizilmesi amaçlanıyordu. Ancak son gelişmelerle Cenevre Konferansı’yla ilgili umutlar da azaldı. Rusya: Müdahale felaket olur ABD ve müttefikleri Suriye’ye yönelik askeri müdahale seçeneklerini değerlendirirken, Rusya ve Çin, böyle bir müdahaleye karşı olduğunu söylüyor. Rusya’nın Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Alexander Lukaşeviç dün yaptığı açıklamada, müdahale amacıyla ‘yapay ve temelsiz bahaneler’ uydurarak Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ni atlama çabalarının felakete yol açacağını söyledi. Lukaşeviç, Suriye konusunda uluslararası toplumu “sağduyulu” olmaya ve uluslararası hukuku gözetmeye çağırdı. Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov da önceki gün BM kararı olmadan Suriye’ye girişilecek bir müdahaleyle “uluslararası hukukun ağır bir şekilde çiğneneceğini” söylemişti. Lavrov, “kırmızı çizginin aşıldığını söyleyen Batı’nın henüz kimyasal silah kullanıldığını kanıtlayamadığını” belirtmişti. Çin: İnceleme beklenmeli Resmi Çin haber ajansı Şinhua ise BM denetçileri daha Suriye’de incelemelerini tamamlamadan, kimin kimyasal silah kullandığı konusunda Batılı ülkelerin acele sonuca vardığını ifade etti. Salih Muslim: Esad aptal değil Rojavalı Kürtler de saldırının arkasında Esad rejiminin bulunamayacağı görüşünde. PYD (Demokratik Birlik Partisi) Eşbaşkanı Salih Muslim, Reuters haber ajansına yaptığı açıklamada, Beşar Esad’ın “Şam’a bu kadar yakın bir yeri kimyasal silahlarla vuracak kadar aptal olmadığını“ söyledi. Muslim, Esad’ın ülkesindeki iç savaşta güçlü konumdayken bu tür silahlara başvuracağını düşünmediğini belirtti. Muslim, kimyasal saldırının “Suriye rejimini suçlu göstermek isteyen başka kesimlerin işi olabileceği” görüşünü dile getirdi ve ekledi: “Ayrıca kimyasal silah sahibi olan sadece hükümet değil.” Muslim ayrıca denetçilerin Esad’ın değil de muhaliflerin suçlu olduğunu kanıtlamaları halinde ise herkesin bunu unutacağını savunarak “Hangi tarafı cezalandıracaklar? Katar Emiri’ni mi yoksa Suudi Arabistan Kralı’nı mı ya da Erdoğan’ı mı?” diye konuştu. BM incelemesi sürüyor Suriye’de yüzlerce kişinin ölümüne mal olan saldırıdan rejim ve muhalifler birbirini sorumlu tutuyor. Ancak faili tespit etmek o kadar da kolay değil. BM’nin araştırmasında kimyasalın kimin kullandığının ortaya çıkması beklenmiyor. BM uzmanlarının, kimyasal saldırı düzenlendiği iddialarına ilişkin incelemeleri ise dün ikinci gününe girdi. Ancak heyet saldırının gerçekleştiği asıl nokta olan Şam’ın Doğu Guta bölgesinde yapılması beklenen incelemeyi bugüne erteledi. Konvoylarına keskin nişancılar tarafından açılan ateşe rağmen denetçiler, önceki gün başkentin batısında geçirdikleri üç saat içinde 21 Ağustos saldırısından hayatta kalanlarla görüştü, iki hastaneyi ziyaret etti ve numuneler topladı. Yapılan açıklamaya göre saldırıdan kurtulan çocuklar, zehirli gaz kullanıldığından şüphelenilen bombardımanın uçak ve tanklarla yapıldığını anlattı. ‘Kimyasalın izi silinemez’ 2004-2006 yılları arasında BM biyolojik silahlar denetçisi olarak görev yapan, Alman Sol Parti’nin Meclis Grubu Dış Politika sözcüsü Jan von Aken, Deutche Welle’ye yaptığı açıklamada kimyasal silah izlerinin yok olmasının mümkün olmadığına dikkat çekti. Batılı diplomatların bu yöndeki açıklamalarını “saçmalık” olarak nitelendiren Aken, “Çünkü asıl önemlisi saldırıdan hayatta kalanlar üzerindeki incelemeler. Üzerinden günler geçse de bu kişilerin enzimlerinin durumu ve idrar tahlil sonuçları değişemez. İzlerin silindiği yönündeki açıklamalar İngiliz Dışişleri Bakanı tarafından yapılan salt propagandadır. Zira uçucu özellikteki sinir gazı bile haftalar sonra toprakta tespit edilebilecek atıklar bırakır” dedi. ‘Propaganda savaşı’ Siyasilerin karşılıklı açıklamalarını “propaganda savaşı” olarak yorumlayan kimyasal silah uzmanına göre asıl sorun başka bir noktada yatıyor: “Denetçiler sadece kimyasal silah kullanıldı mı, kullanılmadı mı, bunu söyleyebilir. Kimin kullandığına dair hiçbir şey söyleyemezler. Ortada dolaşmaya başlayan ve hararetli bir şekilde sürecek olan bu tartışmalar, bir siyasi propaganda savaşıdır. Kanımca sonunda herkes elde kanıt olmadan birşeyler iddia edecektir. Soru, bunlara inanılacak mı.“
Posted on: Wed, 28 Aug 2013 07:55:37 +0000

Trending Topics



Recently Viewed Topics




© 2015