TURK DEVLETININ DIRILISINI ANLAMAK ICIN BORU BUDUNU MUTLAKA BILMEK - TopicsExpress



          

TURK DEVLETININ DIRILISINI ANLAMAK ICIN BORU BUDUNU MUTLAKA BILMEK GEREK ! KENDI KULLERININ UZERINDEN DIRILEN TEK MILLET, TURK MILLETIDIR.! Gizli Türk Teskilati Börü Budundan Teskilat-i Mahsusaya ! (Ne Mutlu Turkum Diyene Sozunun 2000 Yillik ANLAMI) Allah Türk’e yaratılışında “ADALETLE YÖNETME” kabiliyetini bağışlamıştır. Önemli olan Türk Milletinin kendi özüne dönüşüdür. Döndüğünde, Tarihin gerçek sahibi bu millet, ADLETİYLE TARIHI yeniden, yazacaktır. Islamiyet öncesi dönemde, hakanlarin ve samanlarin kurmus oldugu bu teskilat faaliyetlerine çin ve komsu ülkelerde çesitli istihbarat ve örgütlenmeler ile baslamisti. Selçuklu ve Osmanlida da varligini surdure n bu gün bile var oldu gun u tum dunyanin Kabul ettigi, Seytanin Ordusunun tek Korktugu Türk Teskilati Börü Budun Üzerindeki renklerin ve temanin göktürklerle bire bir örtüsmesi ozelligidir. Mistik güçleri oldugu düsünülen samanlarin, bu güne kadar ki sirlarini ve Türk Dünyasinin gerçek tarihine sahip oldugu bilinmektedir. Börü budun göktürk hakani Vezir Bilge Tonyukuk tarafindan, Ilteris yani Kutluk Kaganin emriyle tahmini olarak 680 de kuruldu. Karsi ordular ve milletler hakkinda çesitli ajanlar kullanarak bilgi toplamak ve sabote etmek gibi isler için kullanildi. Toplamda 50 kisiye yakin olduklari söylenmektedir. Kurt basli sancak bu kurulmus olan börü budun için bir gelenek ve simge halini de almistir. Belki de dünyanin en eski istihbarat ve haber alma teskilati olmustur. Büyük Selçuk Imparatorlugunun kurulmasi Börü Budun üyesi olan subasi Dukaka verilen emir ile oglu Selçuk Beyin budun emrine alinmasi sonucu gerekli Türk Kavimlerinin destegi saglanarak bas olmasi sonucunda gerçeklestirilmisti. Sögütte kurulan Osmanli Beyligi en mütevazi durumda bulunuyordu. Ertugrul Gazi, tahminen doksan yasinda oldugu halde, 1288de vefat ettiginde, Osmanli Beyligi; Karacadag, Sögüt, Domaniç ve çevresinde 4800 kilometrekarelik mütevazi bir toprak parçasina sahipti. Ertugrul Beyin vefatindan sonra, uçtaki Oguz asiretlerinin ittifakiyla, Kayi boyundan oldugu için, Osman Bey börü budun yardimiyla hepsine bas seçildi. Diger Anadolu beyleri birbirleriyle ugrasirken Osman Bey bu teskilatin destegi ve yol göstermesi ile, Bizansla mücadele etti. Bu sayede, 1288de Selçuklu sultaninin gönderdigi hakimiyet alâmetlerini alan Osman Gazi, böylece kendi nüfuz bölgesini ve oradaki reayayi (halki) Bizansa ve komsu beylere karsi koruma mesuliyetini yüklenmis oldu. Çevresine aldigi Samsa Çavus, Konuralp ( gök börü ), Akçakoca ( gök börü ) , Aykut Alp, Abdurrahman Gazi gibi asiret beyleriyle birlikte fetih hareketini baslatan Osman Gazi kisa sürede Inönü, Eskisehir, Karacahisar, Yarhisar, Inegöl ve Bileciki zaptetti. Bilecikin fethi ve Osman Beyin beylik merkezini buraya nakletmesiyle; Anadolu Selçuklularinca Mogollara karsi girisilen basarisiz Sülemis isyani neticesinde Sultan III. Alaaddin Keykubadin kaçmasi hemen hemen ayni tarihlere rastladi. Osman gazi sahip oldugu mükkemmel istihbarat agi sayesinde, gerek gizli ahilik ve yesevilik gibi tarikatlarin destegini de alarak, önceden pisikolojik olarak muhasara ettigi bizans kalelerini tek tek ele geçirdi. efke, Mekece, Akhisar, Geyve ve Leblebici kalelerinin fethinden sonra Osman Gazi, askerî harekâtin basina oglu Orhan Gaziyi getirdi (1320). Osman Gazi, Bundan sonra ölümüne kadar, teskilât meseleleriyle mesgul oldu. Börü budun daha önceden kurmus oldugu gizli örgütler ve tarikatlari anadolu Türklügünün gelecegi olarak gördügü genç osmanlilara yardim amaciyla harekete geçirdi. Edebâli, Dâvûd-i Kayserî, Dursun Fakih gibi büyükler, Karaman ülkesinden kalkip, Osmanli topragina kondular ve kültür faaliyetlerini baslattilar. Kendisini Cengizin mirasçisi olarak gören ve Cengiz imparatorlugu topraklarinin tamamina hâkim bir Islam devleti kurmak isteyen Timur Han, Altinordu Hanligi gibi, Ankara civarinda 20 Temmuz 1402de, Osmanli Devletine de büyük bir darbe vurdu ve Anadoluyu tekrar parçaladi. Ancak Timur han istenmeyen bu savasi kaznmis olsa da, politik sebeplerle börü budunun destekledigi bu Türk devletini yikma girisiminden dolayi cezalandirildi. Ancak Timur handa börü buduna üye olup emirlerini oradan alsa da amacinin bu devleti yikmak olmadigini beyan etmisti. Tarihçiler Timurun kellelerden kuleler yaptigini, sehirleri yakip yiktigini da hatirlatirlar. Yildirim Bayezidle savasmis ve kardes ordulari birbirine kirdirmis olmakla da suçlanir. Gerçekten Ankara Savasindan sonra Osmanli Devleti, bir süre bocalamis ve bir fetret devri geçirmistir. Fakat ayni tarihçiler, hatta bütün tarihçiler, Timur Hanin son ana kadar savasi baslatmamak için, Yildirim Bayezid Hanin ise baslatmak için gayret gösterdigini yazarlar. Ama o, kendi devrine kadar, Bilge Kagandan baska hiçbir Türk hükümdarin göstermedigi bir anlayisla, gurur kaynagini su sözlerle belirtmistir: Biz ki Melik-i Turan, Emîr-i Türkistaniz, Biz ki Türk oglu Türküz; Biz ki milletlerin en kadîmî ve en ulusu Türkün basbuguyuz!... Timur Han, 19 Mart 1405 günü vefat etti. Son sözü Lâ ilâhe illAllah oldu. Cenazesini mumyalayarak Semerkanta götürdüler. Sagliginda çok sevdigi torunu Muhammed Sultan için yaptirdigi türbeye, torununun yanina gömüldü. Ancak Anadoluda Türklügün yayilmasi ve cihan Türk imparatorlugu kurmakla görevlendirilmis olan bir Türk Devletine karsi savasmis olan Timur devleti yok edilmeye mahkum edilmisti çoktan. Bu arada Osmanlida Dünyada tek bir din, tek bir devlet, tek bir padisah ve Istanbul da cihânin payitahti olmalidir diyen Fatih Sultan Mehmed, bundan sonra cihan hakimiyeti projesini gerçeklestirmek üzere, sistemli bir tesebbüse giristi. Peygamber efendimizin 800 küsur sene önce verdigi müjde, 29 Mayis 1453 günü gerçeklesti. Bu durumda 1000 yillik Sarkî Roma (Bizans) tarihe karisiyordu. Sistemli çalismalar, pisikolojik yildirma, vur kaç taktikleri ve güçlü istihbarat agi Mehmete yardimci olmus, Türlük dünyasinin dört bir yanindan gelen bilim adamlari ve alimler Fatih olmasinin temellerini atmislardi. Ancak börü budunun karsi oldugu bir tavir Osmanli Türk ordusu içine yerlesen Devsirme yöntemiydi. Börü budunun tavsiyesi ile kurulmus olan Akincilar bu yüzden gözden düsmeye basladilar. Müslüman Türklerden meydana getirilen hafif süvari kuvvetlerine verilen bu isim, 500 sene sonra Avrupada komando olarak ortaya çikacaktir. Akincilardan bin kisinin komutanina binbasi, yüz askerin komutanina yüzbasi ve on neferinkine de onbasi denilirdi. Bunlarin hepsinin üstünde de akinci beyi denilen akinci kumandani vardi ve buna akinci sancak beyi de denilirdi. Bu beyler, börü budun yönetimindeki söz sahibi ( gök börü ) tarafindan seçilir ve soylu Türk Ailelerinden gelmelerine dikkat edilirdi. Akincilarla beraber Serhad kulu askerinin bir bölümünü de Deliler teskil ediyordu. Öncü birliklerden olan ve deli denilen bu atlilar da akincilar gibi gözünü budaktan sakinmiyorlardi. Gerçekten bu sinifa mensub olanlar, öyle bir cesarete sahip idiler ki, asir delil demek olan bu tabir, cesaretlerinden dolayi halk arasinda deli olarak meshur olmustu. Iri yari ve cesaretli kimselerden meydana gelen bu hafif süvari birligi, ocaklarini Hz. Ömere kadar dayandirirlar. Fevkalade cesaret, atilganlik ve korkunç kiyafetleri ile düsmana dehset veren Deliler, hep galip gelirlerdi. Bu sinf askerî birligin parolasiyazilan gelir basa seklinde idi. Böyle bir anlayis ve suura sahip olduklari için hiç bir tehlikeden çekinmezlerdi. Sancak beyi veya beylerbeyi maiyetinde olan delilerde, akincilarin bütün silahlan vardi. Bunlarin her elli-altmis kisisi bayrak adi ile bir birlik meydana getiriyordu. Bu birliklerin birkaç tanesi Delibasi adinda bir subayin komutasinda idi. Birkaç delibasinin askerleri de Alaybeyi veya Serçesme denilen daha yüksek rütbeli bir subayin komutasina havale edilmislerdi. XVI. asirlardan önce pek görülmeyen bu askerî birlik, Türklerden baska Bosnak, Sirp ve Hirvat gibi Müslüman olmus cengaverlerden meydana gelmisti. Bunlar, tamamiyle Rumeli halkindan olduklari için orada bulunurlardi.Devlette, zaaf belirtilerinin görüldügü devsirmelerin arttigi XVIII. asirdan itibaren bu askerî birlik de önemini kaybetti. Yeniçerilerin ortadan kaldirilmasi ile bunlar da ne yazik ki lagv edildi. Devsirme Kanunu, bilhassa 17. yüzyilin basindan itibaren, Hiristiyan çocuklarinin gerekli tetkik ve muayeneler yapilmadan alinmalari, tutulmasi gerekli olan eskâl defterine pek ehemmiyet verilmemesi üzerine bozulmaya baslamistir. Bu durum, Yeniçeri Ocagina, devsirme efradinin alinmasindan vazgeçilmesine yol açmistir. On sekizinci yüzyil baslarinda, yalniz Bostanci Ocagi için 1000 devsirme toplanmisken, ayni yüzyilin ortalarinda, devsirme usulü börü budunun baskisi sonucu kesin olarak birakilmistir. Devletler Tarihinde ilk kurulan İstihbarat Teşkilatıdır. Börü Budun, Şamanlar tarafından da desteklenmiştir. Börü Budun da görev yapacak her Türk, itina ile Bilge Tonyukuk tarafından seçtirilirdi. Seçilmiş Börülerde ki özellikler; 1- Gök Tanrı’ya teslimiyet 2- Ulus’a ve Vatan’a sevgi 3- Töreye sadakat 4- Bilgi ve ketumiyet 5- Cihangirlik Kurt başlı Gök Sancak, Börü Budun’un simgesidir. BÖRÜ : Kırgız Türkçesinde KURT anlamındadır. BUDUN : Ulus, kavim anlamındadır. BÖRÜ BUDUN, Ulus’un Kurtları veya Milletin Fedaileri-Milletin Önderleri- Ulus’a Yol Göstericiler anlamlarına gelmektedir. Hoca Ahmet Yesevi Hazretlerinin Dergahında yetişen 99 bin Gazi Derviş te Anadolu’nun Türkleştirilmesi ve İslamlaştırılması çalismalarina katılmıştır. Yesevi Tarikatına mensup bu Gazi Dervişler 6 prensip üzerine hizmet ederlerdi. 1- Hakkı bilmek 2- Cömertlik 3- Sadakat 4- Allah aşkı ile yanmak 5- Kanaatkar olmak 6- Pür dikkat kesilmek. Dikkati bir
Posted on: Sat, 02 Nov 2013 11:23:14 +0000

Trending Topics



Recently Viewed Topics




© 2015