Taksim GEZİ Partisi MANİFESTOMUZ: Taksim, Gezi Parkı - TopicsExpress



          

Taksim GEZİ Partisi MANİFESTOMUZ: Taksim, Gezi Parkı direnişi, Türkiye’de insanları sağcı, solcu, milliyetçi, liberal, muhafazakar ve hatta bir kısım AKP’liyi dahi tek bir amaç etrafında bir araya getirmeyi başarmıştır: “Özgürlük, Demokrasi ve İnsan Hakları” 3 hafta boyunca yapılan eylemler sonunda mutlak bir başarıya ulaşılmış, bütün Dünya da bunu takdirle karşılamıştır. Yapılan vahice, gaddarca saldırılar karşısında bazı arkadaşlarımız bedelini canlarıyla ödemiş, binlerce arkadaşımız yaralanmış, on binlerce hatta yüz binlerce vatandaşımız, yaşlı, kadın, çocuk zarar görmüş hastalanmıştır. Kısacası çok ağır bir bedel ödenmiştir. Ne var ki, henüz istenilen hedefe ulaşılmamış, misyon tamamlanmamış, bilakis görev yeni başlamıştır. Bundan sonra yapılaması gereken, tüm Dünya’ya kanıtlamış olduğumuz orantısız zeka üstünlüğümüzü artık hiç bir vatandaşımız burnu dahi kanamadan, milyonları hiç bir polis engeliyle karşılaşmadan sokağa dökebilmek, miting alanlarına doldurabilmek için hareketimizin hukuki, yasal statüye kavuşturulması gerekmektedir. Biliyoruz ki; hepimizin bir birimizden farklı siyasi ve ideolojik düşüncelerimiz var. Zaten bu durum özgürlükçü demokrasinin bir gereği ve çok da doğaldır. Nasıl ki bu farklılıklarımıza rağmen özgürlük, demokrasi ve insan haklarına olan büyük aşkımız bizleri bir araya getirdiyse, bundan sonrada, siyasi kimlikleri bir kenara bırakarak, aynı değerler etrafında toplanarak siyasi bir güç oluşturmamız ve bu gücü akılcı bir şekilde zafere ulaştırmamız gerekmektedir. Türkiye’nin dört bir yanında ayağa kalkan, Gezi Parkı direnişçileriyle son derece hızlı bir şekilde siyasal örgütlenmemizi gerçekleştirmemiz hiç de zor değildir. Yeter ki tarafsızlığımızı koruyalım. Şu sıralarda doğal olarak AKP karşıtı olan siyasi partilerimizin her biri halkımızı ve diğer partileri kendi partilerinin şemsiyesi altında toplama girişiminde bulunacaklardır. Demokrasilerde böyle bir hareket son derece doğal ve meşrudur. Son derece iyi niyetle olsa dahi bunun gerçekleşmesi asla mümkün değildir ve gelecek seçimlerde de yine her vatandaşımız kendi partisine oy verecek ve bu hareket bölünüp, dağılacaktır. Hiç kendimizi kandırmayalım. Bu tür girişimler, Siyasi tarihimizde defalarca tekrarlanmış, fakat hiç bir zaman sonuç alınamamıştır. Çok iyi hatırlıyoruz ki; ideolojileri tıpatıp birbirinin aynı olan partilerin dahi birleşmeleri mümkün olamadığı gibi, bunu kağıt üzerinde gerçekleştirmiş olan partilerde kendi içlerinde bölünmüşlerdir. CHP/DSP ve ANAP/DYP birleşme girişimi bunlara örnektir. Diğer taraftan, onlarca küçük sosyalist partiler asla birleşemeyeceklerini belirtmektedirler. Önümüzde, hiç de adil olmayan, demokrasiyle hiç bir şekilde bağdaşmayan %10 barajlı bir seçim sistemi varken bugün başarmış olduğumuz bu birlikteliği bir arada tutmamız mümkün değildir. Parçalanmadan, bölünmeden AKP ile mücadele ederek onu iktidardan indirebilmemizin tek bir yolu vardır. Gezi Parkı direnişimize katılmış destek vermiş, Solcu, sağcı, Liberal, Milliyetçi, Muhafazakar, hatta geçmişte AKP’ye oy vermiş fakat bugün pişman olmuş tüm kardeşlerimizle birlikte, AK Partiye karşı TAKSİM GEZİ PARTİSİ CEPHESİ’Nİ hep birlikte kuracağız. “TAKSİM GEZİ PARTİSİ” her ne kadar parti sözcüğü geçse de, aslında bu bir “CEPHE” hareketidir. Ne var ki; mevcut yasalar Türkiye’de siyasi cephe kurulmasına izin vermediği için parti olarak kurulup seçimlere katılmak zorundayız. Kuruluş şekli: Çoğunluğunun cefakar gençlerimizden oluşmasını arzu ettiğimiz ve yasalara göre 30 kişiden az olmayan fakat üst sınırını belirlemediğimiz bir kurucular meclisi oluşturulacaktır. Bu kurucular meclisi partinin tüzüğünü ve programını hazırlayacak ve kuruluş dilekçesini yetkililere vererek yasal statüye kavuşacaktır. Partinin kuruluş aşamasında herhangi bir lideri olmayacak, kurulduktan sonra yapılacak olan kongrede, Bir genel Başkan seçilecek, ancak bu Genel Başkanın yetkileri sadece partinin sözcülüğünü yapmakla sınırlı olacak, Lider sıfatı taşımayacaktır. (Türkiye’de bir Lider tarafından kurulmayan ilk parti biz olacağız. Liderimiz halktır; O ne derse, o olur.) Tüzük ve Program: Tüzüğümüz ve programımız hazırlanırken asla siyasi bir ideoloji belirtilmeyecektir. Amaç: Avrupa insan hakları bildirgesini hiç bir değişiklik yapmadan, olduğu gibi ele alarak, özgürlükçü demokrasinin bütün gereklerini içeren, 1. Halk Anayasasını oluşturmak, 2. Lider sultalığını yıkmak, 3. Seçim barajını ortadan kaldırarak her türlü siyasi görüşün Parlamento çatısı altında temsil edilebilmesini sağlamak, 4. Milletvekili dokunulmazlığını kaldırmak, 5. Dar bölgeli seçim sistemini içeren, tam demokratik bir seçim yasasını oluşturmak, 6. Parti içi Demokrasisini en üst düzeyde sağlamak üzere, Parti gurup kararlarına uyma zorunluluğunu da ortadan kaldıran yeni bir Siyasi Partiler yasasını hazırlamak, Öncelikli amaçlarımızdan olacaktır. Amaçladığımız tüm bu değişiklikleri gerçekleştirdikten sonra, Demokrasilerin farklı bir versiyonu olarak kullanılan, Cephe sistemini kalıcı hale getirmek istenirse, bunu tartışarak halk oyuna sunabiliriz, Veya misyonunu başarıyla tamamlamış bir halk hareketinin gururu ve onuruyla kendimizi feshederek, siyasi ideoloji ve felsefelerini benimsediğimiz kendi partilerimize geri dönebiliriz. Her iki seçenek de bizi, şimdiye kadar özlemini duyduğumuz, gerçek özgürlükçü demokrasiye kavuşturacaktır. Bu güne kadar halk tarafından kurulan hiç bir parti olmamıştır. Hep birileri kendilerini Lider ilan ederek kendi partilerini kurmuşlar, hiç kimseye sormadan kendi program ve tüzüklerini hazırlayarak kendilerini parti üzerinde egemen kılmışlar. Sonuçta, Lider sultalığı bu şekilde oluşmuştur. Parti içi demokrasi hiç bir partide bu nedenle gerçekleşmemiştir. Böyle bir düzen, her zaman Diktatör Liderlerin ortaya çıkmasına çok elverişli bir ortam yaratmaktadır. Halkımız artık kendi partisini kurmalıdır. Partinin Lidere ihtiyacı yoktur. Lider TC Halkıdır. Şunu bilmeliyiz ki; Siyasetin kendisi kirli değil, onu kirletenler; cahil, basiretsiz, düzeysiz, çıkarcı ve aç gözlü siyasetçilerdir. Ünlü filozof Platon’un kendimize örnek almalıyız; ünlü filozof bundan 2000 yıl önce şöyle demiştir. “Siyasetle ilgilenmeyen aydınları bekleyen kaçınılmaz sonuç, cahiller tarafından yönetilmeye mahkum olmaktır.” Aydınlık günler bizim olsun, dileklerimizle.
Posted on: Fri, 28 Jun 2013 02:46:47 +0000

Trending Topics



Recently Viewed Topics




© 2015