TÜRK EDEBİYATI DERSİ 11. SINIF DERS NOTLARI 1 TANZİMAT - TopicsExpress



          

TÜRK EDEBİYATI DERSİ 11. SINIF DERS NOTLARI 1 TANZİMAT DÖNEMİ TÜRK EDEBİYATI (1860-1896) * Tanzimat edebiyatının hazırlık dönemi, Tanzimat Fermanı’nın ilanıyla başlar Tercüman-ı Ahval gazetesinin yayımlanmasına kadar sürer. * Batı’dan alınan roman, hikâye, tiyatro, eleştiri, makale gibi türler ilk kez Tanzimat döneminde kullanılmaya başlanmıştır. * Hak, adalet, özgürlük, vatan kelimeleri bu dönemde ilk defa kullanılmaya başlanmıştır. * Tanzimat edebiyatı kendi arasında ikiye ayrılır.(Birinci-ikinci dönem) * Yazı dilini halkın anlayacağı dile yakınlaştırmaya çalışmışlardır. * Tiyatroyu halkı aydınlatma aracı olarak görmüşlerdir. * Toplumcu bir çizgi tutmaya çalışmışlardır. * Divan edebiyatındaki bölüm güzelliğine karşın konu bütünlüğüne, güzelliğine önem vermişlerdir. Tanzimat Dönemi Edebiyatında GAZETE Türk edebiyatında gazete, Tanzimat dönemiyle birlikte çıkmaya başlamıştır. Tanzimatçılar, halkı aydınlatmak ve onlara yol göstermek amacıyla gazete çıkarmışlardır. Gazetelerin yayımlanmaya başlaması makale, roman, hikâye, tiyatro gibi türlerin edebiyatımıza girmesinin önünü açmıştır. * Takvim-i Vekayi ilk resmi gazete olarak 1831′de çıkarılır. * Ceride-i Havadis yarı resmi (yarı özel) İngiliz Churchill tarafından 1840′ta çıkarılır. * Tercüman-ı Ahval, ilk özel Türk gazetesi olarak 1860′ta Şinasi ve Agah Efendi ile birlikte çıkarılır. * Tasvir-i Efkâr gazetesi, ikinci özel gazete olarak Şinasi tarafından 1862′de çıkarılır ve gazetenin başyazarlığına Namık Kemal getirilir. BİRİNCİ DÖNEM TANZİMAT EDEBİYATI (1860-1876) * Divan edebiyatını eleştirmelerine rağmen onun etkisinden kurtulamamışlardır. * Vatan millet, hak adalet, özgürlük gibi kavramlar ilk defa bu dönemde kullanılmaya başlanmıştır. * Batılı anlamda ilk esereler bu dönemde verilmeye başlanmıştır. * Toplumu bilinçlendirmek için edebiyatı bir araç olarak görmüşlerdir. * Dilin sadeleşmesi gerektiğini söylemişler ancak bu konuda pek başarılı olamamışlardır. * Roman, modern hikâye, tiyatro, gazete, eleştiri, anı bu dönemde kullanılmaya başlanmıştır. * Bu dönemin sanatçıları aynı zamanda devlet adamı sıfatı da taşıyorlardı. *Klasizim (Şinasi, Ahmet Vefik Paşa) romantizm (Namık Kemal, Ahmet Mithat) den etkilenmişlerdir. 1-ZİYA PAŞA (1825-1880) *İlk edebiyat tarihi taslağı sayılan Harabateserini yazmıştır. *Halk şiirinin ve dilinin gerçek edebiyatımız olduğunu belirten Şiir ve İnşaadlı makalesini yazmasına rağmen kendisi böyle davranmamıştır. *Biçimce eski içerikçe yeni olmaya gayret göstermiştir. *Terkib-i bent, terci i bentleri meşhurdur. *Bir çok dizesi halk arasında atasözü gibi kullanılmıştır. *Eserleri: Zafername, Harabat, Eşar-ı Ziya, Defter-i Amal, Terkib-i Bent, Terci-i Bent 2-ŞİNASİ (1826-1871) * Edebiyatımıza birçok yeniliğin yerleşmesini sağlamıştır. * Asıl adı İbrahimdir. * İlklerin yazarıdır: İlk tiyatro, ilk şiir çevirisi, Batılı anlamda ilk fabl, ilk özel gazete, ilk makale, ilk noktalama işaretini kullanan kişidir. * Halk için sanat görüşünü benimsemiştir. * İlk tiyatro eserimizi: ŞAİR EVLENMESİ ni yazdı. * İlk makaleyi yazdı: TERCÜMAN-I AHVAL MUKADDİMESİ * İlk özel gazetesi çıkardı: TERCÜMAN- I AHVAL Eserleri: Durub u Emsalı Osmaniyye (Osmanlı Atasözleri Kitabı) Tercüme i Manzume (Çeviriler), Müntehabat -ı Eşar(şiirleri), Divan-ı Şinasi, Tasvir i Efkâr 3-NAMIK KEMAL (1840-1888) *Vatan şairimizdir. *Toplumcu bir sanat çizgisindedir. *Vatan, millet, özgürlük kelimelerini edebiyatta ilk kullanan kişidir. * Tiyatroyu bir eğlence ve halkı bilinçlendirme aracı olarak görmüştür. Eserleri: ilk tarihi romanımız; CEZMİ, İlk edebi romanımız ;İNTİBAH Tiyatroları : Vatan yahut Silistre, Zavallı Çocuk, Gülnihal, Kara Bela,Celalettin Harzermşah Eleştiri eserleri: Renan Müdafenamesi, Tahrib-i Harabat (Ziya Paşaya karşı) Diğer eserleri: Kanije, Silistre Muhasarası, Osmanlı Tarihi, Büyük İslam Tarihi, Evrak-ı Perişan 4-AHMET MİTHAT EFENDİ (1844-1912) *Halk için roman geleneğini benimsemiştir. *Halkın anlayacağı bir dilde ve onları ilgilendiren konularda eserler vermiştir. *İlk hikâye örneklerimizden biri sayılan :Letaif-i Rivayeti yazmıştır. *Romantizmden etkilenmiştir. * En üretken yazarımız odur. Yazı makinesi olarak da bilinir. 36sı roman olmak üzere 200e yakın eseri vardır. Eserlerinden bazıları: Hasan Mellah, Hüseyin Fellah, Felatun Bey ve Rakım Efendi, Yer Yüzünde Bir Melek, Henüz On Yedi Yaşında... 5-ŞEMSETTİN SAMİ ( 1850-1904 ) *Devrinin en büyük dil bilgini sayılmıştır. *İlk romanımız olan: Taaşşuk-u Talat ve Fitnat adlı eseri yazmıştır. *Kamus u Türkî adlı sözlüğü yazmış. 6-AHMET VEFİK PAŞA (1829-1892) *Tiyatromuzun en büyük kilometre taşı sayılır. *Halkın tiyatroyu sevmesi için özellikle Moliereden çeviriler yapmıştır. *İnfiali Aşk, Dudu Kuşlar, Zor Nikâh, Zoraki Tabip, Kadınlar Mektebi ,Şecere-i Türk eserlerinden bazılarıdır. İKİNCİ DÖNEM TANZİMAT EDEBİYATININ ÖZELLİKLERİ (1876-1895) *Bireysel konulara dönülmüştür. *Sanat, sanat içindir, görüşü benimsenmiştir. *Dil oldukça ağırlaştırılmıştır. *Tiyatro eserleri oynanmak için değil okunmak için yazılmıştır. * Gazetecilik, ilk dönemdeki toplumsal etki ve işlevini yitirir. * Birinci dönemdeki gibi hece denenmekle birlikte aruz yine egemenliğini sürdürmüştür. * Birinci dönemde de kullanılan Divan edebiyatı nazım biçimleri bırakılmaya başlanmıştır. * Şiirin konusu genişletilmiş; ölüm, karamsarlık, aşk, felsefi düşünceler tema olarak seçilmiştir. Sanatçılar, Güzel olan her şey şiirin konusu olabilir. anlayışını savunmuşlardır. * Nabizade Nazım naturalizmden, Recaizade Mahmut Ekrem ve Samipaşazade Sezai realizmden, Abdülhak Hamit Tarhan ise romantizmden etkilenmiştir. * Tanzimatın ikinci döneminde ürünler veren Muallim Naci Divan edebiyatının tek savunucusudur. İkinci Dönem Tanzimat Edebiyatının Sanatçıları 1-RECAİZADE MAHMUT EKREM (1847- 1914) * İlk realist romanımız olan: Araba Sevdasını yazmıştır. * Muallim Naci ile uzun yıllar süren eski-yenikavgasında yeniyi savunmuştur. * Sanat sanat içindir ve kafiye kulak içindir. görüşünü benimsemiştir. * Her güzel şey şiirin konusudur. diyerek şiirin konu zenginliğine katkı yapmıştır. * Muallim Nacinin Demdemesine karşılık Zemzeme adlı kitabı yazmıştır. Tiyatroları: Afife Anjelik, Çok Bilen Çok Yanılır, Şiirleri: Zemzeme, Nağme-i Seher, Tefekkür, Yadigâr-ı Şebap Romanları: Araba Sevdası, Muhsin Bey İnceleme: Talim-i Edebiyat, Takdir-i Elhan 2- ABDÜLHAK HAMİT TARHAN ( 1852-1937) *Edebiyatımızın en bireysel şairlerindendir. *Batılılaşma hareketinin asıl öncüsü olarak kabul gördüğü için kendisine şairi azam(büyük şair) lakabı verilmiştir. Romantizmin etkisinde, metafizik konuları, ölüm, aşk gibi temalar içeren eserler vermiştir. Tiyatroları oynanmaya uygun değildir.(Macera-yı Aşk, Sabru Sebat, içli Kızlar, Finten, Nesteren, Liberte ) Şiir kitapları: Makber, Ölü, Bunlar Odur, İlham-ı Vatan 3-MUALLİM NACİ (1850-1893) * Recaizade Mahmut Ekremle eski- yeni kavgasında eskiyi savunmuştur. * Batılı tarzda şiirler de yazmıştır. * Dili ağırdır ;ancak başarılıdır. Eserleri: Ateşpare, Füruzan, Şerare (şiir) Demdeme, Muallim (eleştiri) 4-NABİZADE NAZIM (1862-1893) *İlk köy romanımız kabul edilen: Karabibiki yazmıştır. *Realizm, natüralizmin öncülerinden sayılır. *İlk psikolojik roman denemesi sayılan: Zehrayı yazmıştır. TANZİMAT DÖNEMİNDE ŞİİR * Her iki dönem şairleri biçim yönünden Divan şiiri geleneğine bağlı kalmışlardır. * Her iki dönem şairleri Romantizmin etkisinde kalmışlardır. * 1.dönem toplum için sanat anlayışı; 2.dönem ise sanat için sanat anlayışı benimsenmiştir. * 1.dönem şairleri vatan, millet, adalet gibi konuları ele alırken; 2. dönemdekiler aşk, doğa, ölüm gibi konuları ele almışlardır. * 1.dönem şairleri dilde sadeleşmeyi amaçlamış ancak bunda başarılı olamamışlardır. 2. dönem şairleri ise ağır olan bu dili daha da ağırlaştırmışlardır. * İki dönemin şairleri de şiirde parça güzelliğini bırakıp bütün güzelliğine ve konu birliğine önem vermiştir. * Aruz ölçüsü kullanılmaya devam ederken az da olsa hece ölçüsü kullanılmıştır. * Gazel, kaside, terkib-i bent gibi eski nazım şekilleri kullanılmaya devam etmiştir. Divan Şiiri Ve Tanzimat Şiirinin Benzerlikleri Ve Farklılıklar Benzerlikleri: Nazım şekilleri: Kaside, gazel, terkib-i bend, müseddes vb. Ölçü : Aruz ölçüsüyle şiirler yazılır. Kafiyeleniş benzer. Dil: Arapça-Farsça kelime ve tamlamaların kullanılması. Farklılıkları: Divan Şiirinde Tema: Aşk, tabiat, tasavvuf,ahlak,övgü (devlet ve din büyüklerine) Tanzimat Şiirinde Tema: Hürriyet, eşitlik, adalet, kanun, yönetimden ve dönemden şikayet vb Tanzimat Şiirinde: Divan şiiri nazım biçimleri kullanılmasına rağmen klasik yapıda bazı değişiklikler yapılır. Beyit sayılarının değiştirilmesi bölümlerin bulunmaması, bazen mahlasların kullanılmaması bazı şairlerin aruz ölçüsünü yanında heceyi kullanmaları, ayrıca şiirlerde başlıklara nazım biçiminin yanında konu adının da eklenmesi gibi. TANZİMAT DÖNEMİNDE ÖĞRETİCİ METİNLER Tanzimat edebiyatında gazetelerle birlikte Batılı öğretici metinler edebiyatımıza kazandırılmıştır. Tanzimat döneminde Şinasi, Namık Kemalle başlayan gazetecilik çok gelişmiş ve gazete etkili bir iletişim aracı olmuştur. Bu gazetelerde makale, fıkra, deneme, tenkit gibi öğretici metinlere de yer verilir. Bu dönem öğretici metinlerin genel özellikleri: - Toplumsal konulara ve sorunlara yer verilmiştir. - Hürriyet, eşitlik, kanun, bilim ve teknikle ilgili Batılı kavramlar konu olarak işlenmiştir. - Sanat, toplum içindir. anlayışı benimsenmiştir. - Tanzimat dönemi öğretici metinlerinde Arapça ve Farsça sözcükler kullanılmakla birlikte süssüz, gösterişsiz bir dil kullanılmıştır. - Tanzimat Dönemi Edebiyatı öğretici metinlerinde ikilik yani eski-yeni, yerli-Batılı çatışması temada, varlığını hissettirmiştir. - Tanzimat döneminde halkı eğitmek ve bilgilendirmek amacıyla daha çok gazeteden yararlanılmıştır, öğretici metinler de daha çok gazetelerde yayımlanmıştır. 1. MAKALE * Tanzimat Döneminde gazete ile birlikte edebiyatımıza girmiştir. * Tercüman-ı Ahval Mukaddimesi: İlk makale sayılır. Bu makale Şinasi tarafından yazılmıştır. •Şiir ve İnşa: Ziya Paşa tarafından Hürriyet gazetesinde yayınlanmıştır. Ulusal değerlere yönelmeli, halkın anlayabileceği bir dil kullanılmalıdır. 2. ELEŞTİRİ * Tanzimat öncesinde de eleştiri türü vardır; ancak Batılı anlamdaki eleştiri Tanzimatla birlikte gelmiştir. * Ziya Paşa Şiir ve İnşa adlı makalesinde eski edebiyatı eleştirir. Ancak daha sonraki Harabat adlı eserinin önsözünde Şiir ve İnşadaki görüşlerini reddeder. * Namık Kemal, Ziya Paşanın Harabat adlı eserini eleştirmek için Tahrib-i Harabatı yazar. * Eski-Yeni Tartışması (Muallim Naci-Recaizade Mahmut Ekrem): 3. HATIRA (ANI) * Tanzimat döneminden itibaren öne çıkmaya başlamış, sanatçılar anılarını yazma yoluna gitmiştir. * Tanzimat döneminde Akif Paşa (Tabsıra), Namık Kemal (Magosa Hatıraları), Ziya Paşa (Defter-i Amal), Muallim Naci (Ömerin Çocukluğu) anı türünde kalem oynatmıştır. 4. GEZİ YAZISI * Bu dönemde devlet adamları ve sanatçılar yurt dışına gönderilmişlerdir. Batıya gönderilen bu kişiler orada gördüklerin, Avrupa şehirlerindeki gözlemlerini yazmışlardır. Ahmet Mithat Efendi- Avrupada Bir Cevelan, Sayyadane Bir Cevelan Namık Kemal ve Ziya Paşanın bu türde yazıları vardır. 5. MEKTUP * Tanzimat Döneminde oldukça gelişmiştir.. * İlk örneğini Akif Paşa vermiştir. * Abdülhak Hamit Tarhan - Mektuplar * Ziya Paşa- Limni ve Malta Mektupları BATI EDEBİYATINDA AKIMLAR KLASİSİZM 17. yüzyılda Fransa’da ortaya çıkan bir akımdır. BOILEAU bu akımın kurucusu olarak kabul edilir. Klasikler Eski Yunan ve Latin edebiyatını bilgi ve esin kaynağı olarak benimsemişlerdir. Temel olarak şu ilkelere dayanır: Sanat, “insan tabiatına” önem vermeli ona sevgi ve saygı duymalıdır. Klasik bir eser “akıl” ve “sağduyu”ya dayanmalıdır. Klasikler, insanların her zaman, her yerde, her toplumda aynı duygu ve düşüncede olduklarını kabul ederler. Onun için eserlerinde değişmez tipler yaratırlar. Bu akımda, sanatta mükemmeli bulmak esastır. Sanatta sıkı kuralların bulunması ve sanatçıların bunlara uyması gerektiğine inanan klasikler, “üç birlik” kuralının doğmasına neden olmuşlardır (Yer, zaman ve eylem birliği) Eserlerinin kahramanlarını hep soylu tabakadan seçen klasikler, eserlerinde kaba ve çirkin sözlere de yer vermezler. “Ahlaka uygunluk” ilkesine sıkı sıkıya bağlıdırlar. Yapıtlarının etkileyici olmasını , hoşa gitmesini, tarih biliminden ayrılabilmesini ve din dışı konulara eğilmesini temel ilke olarak kabul etmişlerdir. TÜRK EDEBİYATINDA KLASİSİZM Türk edebiyatı Batı’ya açıldığında klasisizm dönemini tamamlamıştır. Bu nedenle edebiyatımızda klasisizmin önemli bir etkisi olmamıştır. Şinasi’nin “Şair Evlenmesi”adlı komedisi, La Fontaine’den yaptığı çeviriler ve Ahmet Vefik Paşa’nın Moliere’den çevirileri, bu anlayışın ürünleri olarak sıralanabilir. ROMANTİZM (COŞUMCULUK) 1830’lu yıllarda klasisizme tepki olarak doğmuştur. Victor Hugo’nun “Hernani” adlı oyunuyla bir edebiyat akımı olarak başarıya ulaşmıştır. Klasik öğretinin bütün kuralları yıkılmış,. Klasik edebiyatın akıl ve sağduyuya önem vermesine karşılık, romantizmde hayal ve fanteziye geniş yer verilmiştir. Yazarlar eserlerinde kişiliklerini gizlememişler, olaylar karşısında duygu ve görüşlerini açıkça anlatmışlardır. Romantik şiirde, doğa sevgisi; bireycilik; Ortaçağa, yabancı ülkelere, Doğu’ya hayranlık; toplumsal geleneklere isyan; duygulara, doğaüstü güçlere, rüyalara, ihtiraslara bağlılık dikkat çeker. Zıtlıkların uyumunu ilke olarak benimseyen romantikler hayatı güzel, çirkin... bütün yönleriyle vermeye çalışırlar. Klasiklerin önemsediği din duygusuna geniş yer veren romantiklerin kahramanlarının çoğu dindardır. Edebiyat dilindeki kalıplaşmış kelimeler yerine, günlük konuşma dilini kullanmayı benimseyen romantikler, her sınıftan insanı da eserlerine konu olarak almışlardır. Genel olanın yerine özeli, tipin yerine gözalıcı olanı seçmişlerdir. Aşk, ölüm, tabiat en belli başlı konular olarak dikkat çeker. TÜRK EDEBİYATINDA ROMANTİZM Tanzimat edebiyatı dönemindeki ürünlerin çoğunluğu romantik akımın etkisiyle kaleme alınmıştır. Namık Kemal roman ve tiyatrolarıyla Ahmet Mithat, ilk romanlarıyla Recaizade Mahmut Ekrem, şiirleriyle Abdülhak Hamit, tiyatrolarıyla REALİZM (GERÇEKÇİLİK) 19. yüzyılın ikinci yarısında romantizmin aşırı duygusallığına tepki olarak ortaya çıkmış bir akımdır. 1857 yılında Gustave Flaubert’in “Madame Bovary” adlı romanıyla, realizmin, romantizm karşısındaüstünlük sağladığı kabul edilmektedir. Realizmde, duygu ve hayaller yerini, toplum ve insan gerçeklerine bırakır. Konular gerçekten alınır. Yaşanan ve gözlenen gerçek bütün çıplaklığıyla anlatılır. Bunun sağlanması için gerektiğinde anket gibi bazı sanat dışı yöntemlere bile başvurulmuştur. TÜRK EDEBİYATINDA REALİZM Recaizade Mahmut Ekrem (Araba Sevdası) Samipaşazade Sezai (Zehra) Nabizade Nazım (Kara Bibik) Halit Ziya Uşaklıgil (Mai ve Siyah, Aşk-ı Memnu, Kırık Hayatlar) Yakup Kadri Karaosmanoğlu (Kiralık Konak, Yaban......) Memduh Şevket Esendal (Ayaşlı ve Kiracıları) Reaşat Nuri Güntekin (Romanlarıyla) Refik Halit Karay (Romanları ve hikayeleriyle) Sait Faik Abasıyanık (Roman ve hikayeleriyle)
Posted on: Thu, 28 Nov 2013 11:28:17 +0000

Trending Topics



Recently Viewed Topics




© 2015