Uzun Bir Yazı Ama Okumanızı Israrla Tavsiye Ederim - TopicsExpress



          

Uzun Bir Yazı Ama Okumanızı Israrla Tavsiye Ederim Kardeşlerim Bilmek İsteyenler İçin... Neden ve Nasıl, ‘Millî Görüş’ü Seçtim; Ben Kimim? İçinizden Birkaç Kişi Biliyor, Bir Keresinde de Bir Paylaşımın Altında Kısaca Anlatmıştım. Fakât Çoğunuz Bilmiyor ve Bilmek İsteyebilecek Kimseler İçin Yazıyorum. Herkesin, Aşağı Yukarı Bir Hayat Prensibi Vardır. Felsefe Sözcüğünden Hoşlanmadığım İçin Prensip Diyorum. Kiminin Erken Yaşlarda, Kiminin İlerleyen Yaşlarında Oluşur Ama Vardır. Benim Hayat Prensibim, Çok Erken Yaşlarda Oluşmuştu. Buna Göre Benim İçin Hayat Prensibi, Kısaca Şu idi: Her Ne Olursa Olsun, Gerçek Gerçektir ve Kimsenin İşine Geldiği Veçhile Ne Değişir Ne de Esneme Yapar. Bununla Beraber Gerçekle Karşılaşıldığı Zaman Boyun Eğmeyen de, İsyân Ettiği Ölçüde Kendine Yapar... Çocukluğumdan, Kendimi İlk Bilmeye Başladığım Tarihlerden İtibaren Hep Bu Düşüncelerle Yoğruldum Diyebilirim. Elbette En Az Herkes Kadar Hatâlı Bir Hayatım Olmuştur Ama Hatâ Her Ne Olursa Olsun, Fiilîyatta Hatâlı Olsam da, Düşünsel Bazda Gerçeğe Boyun Eğiyor ve Çok Aciz Bir Kimse Olduğumu Biliyordum. Bu Nedenle, Yaptığım Her Hatânın Öncesinde ve Sonrasında Kahrolmuşumdur. Yıllarca Boş Yaşadım. Karışanım Edenim Yoktu Diyebilirim. Ailesel ve Biraz da Çevresel Olarak Herhângi Bir Konuda Kısıtlama Görmüş Biri Değildim. Çoğumuz Böyle Değildir; Saç Uzatmak İstersiniz, “Karı mısın Lan Sen!” Diye Uyarı Alır, Hakâret İşitirsiniz. Çoğunluğun Dinlemediği Bir Müziği Seversiniz, “Türk Değil misin Lan Sen!” Gibisinden Uyarı Alır ve Hakâret İşitirsiniz. Diyebilirim ki, Maddesel Bazda Tam Olarak Hürdüm. Hayat Prensibim Çocukluk Yaşlarımda Oturmuştu Ama Zamanla, Olaylara Bağlı Olarak Çok Daha Sağlam Oturdu. Birçok Kitaplar Okumuştum Ama Bunların Hiçbiri Hikâye Roman Gibi Şeyler Değildi. Gerçi Kitap Demek de Yanlış Olur Çünkü Okuduklarım %99 Oranda Bilimsel İçerikli Ansiklopedilerdi. Hattâ Öyle Biriydim ki, Ciltler Dolusu Ansiklopedileri Defalarca Hâtim Etmiş ve Okuduğum Birçok Bilimsel Meseleleri de Sayısız Deneylerle Pekiştirmiştim. Yabancı Kültürlere de Merakım Vardı. Özellikle Dinlediğim Müzikler ve İzlediğim Filmlerde Görüp İşittiğim Her Ne Olursa Olsun, İşittiğim Kelimeler ve Gördüğüm Karelerde Dinleyici ve İzleyiciye Ne Verilmek İstendiği ile Çok İlgilenirdim. O Kadar ki, Bu İlgimden Dolayı Özellikle de İngilizce Konusunda İlerledim. Ancak Öğrendiğim Dil Sözlük İngilizce’si Değil, Daha Çok Sokak Ağzı ve Kutsal Kitap Literatürü idi. Bilime Olan İlgim, Diller Konusunda da Vardı ve Özellikle de Bu İkisi, Benim İçin Temel İki Kaynak idi. Bir Gün Büyüdüm, Okul Bitti, Askere Gittim. Herkes Kendi İçin Farklı Konuşur, Benim İçin Askerlik Çok Zor Geçti. Sonra Döndüm, Birkaç Farklı İşe Girdim ve Daha Sonra da Ortalama 10 Yıllık Bir Dostluğa ve Ortaklığa Girdim. O Ortağım ki, Hem İş Hem de Hayat Ortağım idi Benim İçin. Yediğimiz İçtiğimiz Ayrı Gitmezdi. Kendisinden O Kadar O Kadar Çok Şeyler Öğrendim ki, Ölene Kadar Kendisine Hizmet Etsem Hakkını Ödeyemem. Fakât Buna Karşın Ona Öyle Bir Nankörlük Ettim ki, İnsanın Düşmanı Öyle Nankörlük Etmez Belki de? Kendisi Benim İçin Çok Değerli idi ve Hep de Öyle Kalacak. Hakkını Helâl Eder İnşaAllah. Ortağımın Büyük Kızı Bir Seferinde Bana, “Sertan Abi, Masonlar Hakkında Ne Biliyorsun?” Diye Sormuştu. Doğrusunu Konuşmak Gerekirse, Gerçekten Hiçbir Şey Bilmiyordum Fakât Yine de, “Az Çok Biliyorum Bir Şeyler...” Demiştim, Gururuma Yediremediğim İçin. Bana, Kendisine Bir Mail Geldiğini, Bu Mailde Masonların Anlatıldığını Söyledi ve İlgimi Çekeceğini Düşündüğünü ve Bana da Mail Olarak Göndereceğini Söyledi. Peki Dedim, O da Gönderdi. Ancak Üzerinden Birkaç Ay Geçmiş Olmasına Rağmen Onun Gönderdiği O Maili Açıp Bakmamıştım Bile. Sonra Bir Gün, Mail Kutuma Bakarken, Onun Mailini Gördüm ve Tıklayıp Açtım. Bir PPS Dosyası idi. İzledim; Üst Üste, Belki 50 Kere... Bilim ve Dillere Karşı Olan İlgimden Dolayı Birçok Konularda Kayda Değer Bir Alt Yapım Vardı Ama Ne Yalan Diyeyim, Dinim Hakkında Tam Bir Câhil idim! Bununla Beraber Her Zaman Düşündüğüm Birkaç Şey de Vardı ki, Bunlar Genel Olarak, ‘Büyük Bir Saçmalığın Beşiğinde Yaşadığımız, Hiçbir Ülkenin Sahip Olmadığı Pek Çok İmkân ve Olanaklara Sahip Olduğumuz Hâlde Maddî ve Manevî Sıkıntılar Çektiğimiz’ Kabilinden Şeylerdi. Bu İşlerde Bir Terslik Olduğuysa Açıktı Ama Neydi? İşte İzlediğim PPS Kareleri, Bana Bu Büyük Suale Yönelik Büyük Cevapların İşaretini Vermişti. Sonra Çetin Bir Süreç Başlamıştı Bende. O Güne Kadar Merak Ettiğim Birçok Sorunların Kökeni ve Çözümleri ile İlgili Olarak Okumak, Araştırmak ve Analiz Etmekle Geçecek Olan Çok Çetin, Sıkı ve Uzun Bir Süreç. O Kadar ki, Günde Belki 10 – 15 Saatlik Okumalar ve Araştırmalarla Geçen Sıkı Bir Süreç. O Kadar ki, Bugün Bile Bitmiş Değil Bu Süreç... Tuhaf Olan Özellikle İki Husus Vardır ki, O Günlere Kadar İki Konu Hakkında Tamamen Bir Ot idim. Öyle ki, Her Şeyden Önce Dinimi Bilmiyordum. Dinim Konusunda O Kadar Câhil ve Acizdim ki, Bilmediğim Konularda Konuşur ve Hiçbir İyi Amel İçin Çabalamazdım Bile? Diğer Mesele de Odur ki, Siyasetten, Özellikle de Türk Siyasetinden Resmen Bihaberdim ve A’dan Z’ye Tüm Siyasi Parti ve Siyasetçilerden de Nefret Ederdim; Neredeyse Bugünkü Gibi! Asıl Tuhaflık, Beni Bugünlere Taşıyan, Rabbimin Lütfüdür. Çünkü Vesile Kılmaksızın Hiçbir Şey Yaratmayan Rabbim, Sonsuz Hamd ve Senâlar Kendisine Olsun, Bana Acıdığı ve Merhâmet Ettiği İçin Olsa Gerek ki, Kâfirlerin En Azılılarını Okuyup Araştırırken, En Doğru Yola Sevk Etti Beni. Öyle ki, Günün Birinde Bir de Ne Göreyim, Masonlardan Girmişim, Ehl-i Sünnet’ten Çıkmışım! Yani Kâfirleri ve Kâfirliklerini Öğreneceğim Derken, Dinimi de Öğrenmişim. Sonra Bir Gün, O Eski Ortağımla Beraber İşyerimizdeyken, Bilgisayarımda İncelediğim Bâzı Masonic Terimlere ve Sembollere Takılmıştım. Ortağım, Köklü Bir Millî Görüşçü idi Fakât Beni Bu Konuda Hiç Yönlendirmemiş ve Hattâ Diyebilirim ki, Bana Hiçbir Şekilde Bu Yolun Doğru Yol Olduğundan Bile Bahsetmemiş Biriydi. Söz Konusu Gün, İşyerimizdeyken Bakıp Durduğum O Terim ve Sembolleri Analiz Ederken Bâzı Önemli Sonuçlar Çıkardım ve Bu Sonuçlar Beni O Kadar Rahatsız Etti ki, Farkında Olmadan, “Allah Sizin Belânızı Versin! Siz Ne Kadar Uğraşırsanız Uğraşın, Allah Nurunu Tamamlamaktan Başkasını İstemiyor ve Ben ve Benim Gibi Nice Müslümanlar da, Sizin Kökünüzü Kazıyacağız!” Diye Haykırdım. O An, Ortağım Bana Döndü ve “Sertan, Biz Bu Yaşımıza Kadar Sayısız Toplantılara Katıldık. Pek Çok Konuda Öğretildik ve Ömrümüz Bu Öğrendiklerimizi Anlayıp Misyon Edinmekle Geçti Ama Sen, Sen Var Ya Sen, İşte Sen, Sana Hiçbir Kimse Hiçbir Şey Demeden, En Ufak Bir Yönlendirme Olmadan ve O Toplantılara Katılmadan, Kendi Kendine, Tamamen Allah’ın Bir Lütfü Olarak, Millî Görüş’ü Keşfettin, Kabul Ettin, Bu Konuda Bizleri Bile Geride Bıraktın!” Dedi. Hayatımda, Millî Görüş İfâdesini Benim İçin Kullanan İlk İnsandı ve Ben Bir Kelime Bile Etmemiştim. Neden Biliyor musunuz? Evet, O Gün Ortağım Bana Böyle Söylemişti Ama Ben Tek Kelime Bile Etmemiş veyâ Onun Bu Söylediğine Onay Vermemiştim. Çünkü Zaman İçerisinde Öğrendiğim Birçok Meseleler ve Vardığım Yargılar Vardı ki, Onlardan Biri de, ‘Hiçbir Siyasi Parti veyâ Siyasetçinin, Bu Aşağılık Masonlardan Bağımsız, Vatan İçin, Millet İçin ve Din İçin Çalışmadığına Kesinkes Kanaât Getirmiş Olmam’ idi. Doğal Olarak Bu Yargım, Rahmetli Erbakan Hocamız İçin de Bu Şekilde idi. Benim İçin O da, Hakkında Ekstra Bir Araştırma Yapmama Gerek Olmayan, Diğer Mason Kuklalarından Biriydi. Bundan Sonra Bu Konulara, Yani Masonlara, Emellerine ve Oyun ve Düzenlerine Daha Fazla Hâkim Olabilmek İçin Daha Farklı Araştırmalara Başladım. Fen Bilimleri ve Diller Hakkında Genel ve Standartların Üzerindeki Bilgilerim ve Elbette ki Rabbimin Lütfü ile, Birçok İnsanın Belki de Başaramayacağı Bir Noktaya Geldim. Bununla Beraber Şunu Çok Net Müşahede Ettim ki, Bu Lânetli Şeytan Uşakları, Zaten En Başta Bilimi, Dilleri ve Sapık İtikatları Birçok Açıdan ve Farklı Şekillerde Kullanarak, Başta Müslümanları ve Esasen Tüm İnsanlığı Çok Büyük Bir Helâke Sürüklüyorlar. Hâsılı, Zamanı Gelince Neye Hizmet Edeceğini Bilmediğim O Bilgiler, Günü Geldiği Zaman Birçok Şeyleri Çok Daha İyi Kavramam İçin Bana Çok Işık Tutan Birer Kandil ve Belki de Birer Hidâyet Sebebi Olmuştu; Elhamdülillâh... Biliyor musunuz, Rahmetli Hocamızın Vefât Ettiği Güne Kadar, Kendisini Diğer Siyasetçiler ile Bir Tutmaya Devam Etmiştim, Allah Affetsin. Evet, Gerçekten Böyleydi, Çünkü O Kadar Çirkefliklere, Asla İmkân İhtimâl Vermeyeceğiniz Kimselerin Çirkefliklerine Şahit Olmuştum ki, Değil Bir Siyasetçiden, Yoldan Geçen Adamdan Bakkal Amcaya Kadar Hemen Herkesten Şüpheleniyordum. Şüphelerimde Haksız Olabileceğimi de Biliyor Ama Bunu Ne Olursa Olsun, Umursamıyordum. Çünkü Bu Konuda Haklı Çıksam Ne, Haksız Çıksam Ne Yazardı? Bununla Beraber, Dikkatimi Çeken Çok Önemli Birkaç Ayrıntı Vardı ki, Bunlardan Belki de En Önemlisi, Benim Bu Facebook Ortamına Katılana Kadar Asla Farkında Bile Olmadığım Ciddi Bir Konuydu. Yanlış Olmasın, ’93 Yılı Gibi TV ve Diğer Medyaların Hepsinden Tamamen Kopmuş Biriydim. Günün Birinde TV İzlemekten Çok Daha Keyifli ve Faydalı İşler Olduğunu Düşünmüş ve Medyadan Her Yönüyle Tamamen Kopmuştum. Bu, Herhângi Bir Etki Altında Kalmadan, Doğal Bir Şekilde Gerçekleşmişti. Yoksa, Özellikle de TV’lerden Zihinlerimize Kazınan Bilinçaltı Uygulamaları Gibi Birtakım Sahtekârlıkları Keşfetmem, Çok Daha Sonraları Gerçekleşmişti. Yani Medyadan Kopmamın, Masonlarla Pek de İlgisi Yoktu. Evet, Dikkatimi Çeken Birkaç Önemli Ayrıntı Vardı ve Bunları, Bu Facebook Ortamına Dâhil Olduğum Zaman Fark Ettim Dostlar. Bunlardan En Önemlisi de, Hiç Şüphesizdir ki, İki Adet İlginç Meseledir. Birincisi, Din ve İtikad Hakkındaydı. Şöyle ki, Bu Ortama Katılıp, Pek Çok Farklı İnsanlarla Tanışma Fırsatı Bulduğum Zaman Anladım ki, Bu İnsanların Her 100’ünden Belki 99’u, İnandığım Dine İnanıyormuş Gibi Görünse de, İnandığım Gibi İnanmıyordu; Yani İtikadî Olarak Benden Çok Farklı İnanışlara Sahiptiler. Onlarla Aramızdaki Bu Farklılıkları İncelediğimde Anladığım En İlginç Detaysa İki Adetti. Birincisi, Onlar Günümüzde Yaşayan ve Âlim Denilen Kimselerin Kitaplarını Okuyorlardı; Oysa Ben Eski Âlimlerimizin Muteber Eserlerini Okuyordum ve İkincisi de, Onlar Dini Hükümlerin Birçoklarını ya Yaşayan Âlim Sıfatlı Kimselerden Dinliyor veyâ Okuyor ya da Bu Hükümleri Kendileri Veriyorlardı; Oysa Ben O Kadar Okumama ve Araştırmama Rağmen Asla ve Asla, Ne Daha Önce Gelip Geçmiş Âlimlerimizin Hükme Bağladığı Bir Meseleyi Yeni Âlim Görünümlü Kimselerden Bir Daha Dinliyor veyâ Okuyordum ve Ne de Kendi Kısa Aklım ve Kıt İlmimle, Kendi Kafamdan Dini Bir Hükme Varıyordum. Bu İki Farklı Yol, Resmen Farklı İki Yol idi; Dehşete Düştmüştüm! Dikkatimi Çeken Diğer Bir Husus da Şu Olmuştur ki, Bugüne Kadar Sürdürdüğüm Dostluklar Görünürde Olmasa da Gerçekte Bitti. Çünkü Dost Dediğim, Kardeşim Dediğim Nice İnsanlar, Benim Normal Şartlarda Kendilerine Asla Yapmayacağım Bir Tavır Sergilemişlerdi Bana; Beni Dostluktan ve Kardeşlikten Silmişlerdi. Çünkü Hemen Hepsi de, Kimi Zaman Sevdiği Bir Lideri Sevmiyorum Diye, Kimi Zaman da Benimsediği Bir Görüşü Kabul Etmiyorum Diye ve Bâzı Durumlarda da Ne Yazık ki Dinime Sahip Çıkmaya Çalışıyorum Diye Silmişler ve Dönüp Gitmişlerdi. Oysa Ben Daha Bugüne Kadar Bunu Bir Kişiye Dahi Yapmış Değilim. Allah Selâmet Versin Hepsine de, Kırgın Değilim Hiçbirisine de. Evet, Birçok Kimseler Bâzı Sebeplerden Dolayı Bir Bir Ayrılıp Gidiyorlardı Ama Gidenlerin Yerine veyâ Kaçanların Yerine, Bir Grup İnsan Beni Kardeşi Olarak Görüyor ve Gidenlerin ve Kaçanların, Belki de Asla Göstermeyecekleri Bir Yakınlık Gösteriyorlardı Bana. Kimi Zaman Biliyordum, Kimi Zamansa Bilmek İçin Mesai Harcadım Bu İnsanların Gösterdikleri Yakınlığın Sebeplerini Anlamak İçin. Sonra Kesin Olarak Gördüm ve Anladım ki Bu İnsanlar, Az Evvel Bahsettiğim O 100 İnsanın İçinden 1 Adet Çıkan İnsanlardı, Yani Ehl-i Sünnet İtikadına Sahip İnsanlardı ve Bu Kardeşlerimin, Kendi Aralarında Bir Ortak Noktası Daha Vardı ki, Hemen Hepsi de, Bugüne Kadar Üzerine Eğilmeye Dahi Gerek Görmediğim Bir Görüşe Sahipti; Millî Görüş’e! İşte Bu Noktadan Sonra, Millî Görüş Denilen Olguyu ve Sahibini, Yani Rahmetli Erbakan’ı, Mercek Altına Almam Gerektiğini Kavradım ve Sıkı Araştırmalarımın Arasına Bunu da İlâve Ettim. Bu Olduğu Zaman, Rahmetli Daha Yeni Vefât Etmişti. Yıllardan Sonra Büyük Bilgi Birikimim Vardı Ama Hangi Noktada Eriteceğimi Bilmiyordum. Çünkü İnsanların Çoğu Bildiklerimden Mahrumdular. Allah, Herkese Birtakım Güzellikler ve Meziyetler Vermiştir. Öyle Sanıyorum ki Bana da, Araştırıp Öğrenme ve Acizâne Bir Firâset Vermiş Olmalı; Doğrusunu Rabbim Bilir. Dediğim Gibi, İnsanların Çoğu Bildiklerimin Belki %90’ını Bilmiyorlardı. Onlara Anlatmam Gereken Şeyler Çoktu Ama Nereden Başlamalı ve Ne Şekilde Anlatmalıydım? Öyle Ya, Bu Yaşınıza Kadar, ‘Gerçek’ Diye Kabullendiğiniz Bir Meselede, Meselâ Annenizin Kim Olduğu Hususunda, Geçip de Biri Size, “Annen O Değil Koçum!” Demiş Olsa Ne Tepki Verirdiniz? Doğrusu Çok Zor Bir İş... İnsanların Birçokları Mason Denilen Kimseler Hakkında Bir Şeyler Bilir Oldular Bu Sosyal Medya Sayesinde. Buna Kezâ Din Konusunda da Öyle. Fakât Temelleri Yok Denecek Kadar Zayıf ya da Var Ama Yanlış veyâ Büyük Eksiklerle Dolu. Farz-ı Misâl Birçok Kimseler Artık Masonların Kimler Olduğunu veyâ Taktiklerini Filân Biliyorlar, Çünkü Çok Konuşuldu Şu Ortamlarda Ama Bu İnsanlar Benim Bildiklerimi Ekseriyetle Bilmiyorlar. Çünkü Günde 10 – 15 Saat, Farklı Dillerden ve Farklı Kaynaklardan Okuyup Araştırmak, Sonra da Bu Bilgileri Birtakım Bilimsel ve Dini Öğelerle Birleştirmek Kaç Kişiden Kaçının Harcı Olabilir? Burada Kendimi Övmek Değil Maksadım, Allah Riyadan Korusun Ama Gerçek Bu. Düşünün, Mason Konusu Hakkında Bilgi Sahibi Olduğunu Düşünen İnsanlar Sizce Mason Kelimesinin Anlamı Hakkında Ne Biliyor Olabilirler ya da Bu İnsanların Kimler Olduğundan Ziyâde, Neye Ne Şekilde İnandıkları Hakkında Ne Kadar Bilgi Sahibi Olabilirler? Şeytana mı Tapıyorlar? Yoksa Kendilerini Şeytan mı Sanıyorlar? Yoksa Aslında İyi Tarafta Olduklarına mı İnanıyor ve İnsanlar mı Onları Kötü İlân Ediyorlar? Din Konusunda da Öyle. Fakât Temelleri Yok Denecek Kadar Zayıf ya da Var Ama Yanlış veyâ Büyük Eksiklerle Dolu. İşte Bende Bu Konularda Yetiştirmiştim Kendimi ve Hangi Noktada, Ne Şekilde Eriteceğimi Düşünüyordum. Öncelikle Kabul Ettiğim Gerçek Şu idi ki, Yahudi’nin Neye Nasıl İnandığını Bilmeden, Onu Alt Etmek de Mümkün Değildir. Bu Bilgiye Sahip Olmak da Yetmiyor; Ehl-i Sünnet ve’l-Cemaât İtikadına Sahip Olmadan, Bilgileriniz Ne Denli Derin Olursa Olsun, O veyâ Bu Şekilde, İster İstemez Yahudi’ye Hizmet Eden Biri Oluyorsunuz. Biliyor musunuz Kardeşlerim; Biliyorum, Biraz Geç Olmuştu Ama Rahmetli Erbakan Hocamızın Yaşarkenki Yaptığı Konuşmaları ve İşlerini İncelediğim Zaman, O Güne Kadar Kimseye Anlatamadığım, Anlatsam da Anlatamadığım Sayısız Meseleye Çok İyi Hâkim Olduğunu ve Onun da Tıpkı Benim Gibi, Bu Konuları Kimseye Anlatamamış, Anlatmış Olsa da Anlatamamış Olduğunu Fark Ettim. O Zaman Anladım ki, Ben Ondanım, O da Benden. Kezâ Ondan Olan Diğer Pek Çok Kardeşlerimiz de Benden, Bende Onlardanım. Kardeşlerim; Hepimizin Bir Hikâyesi Var, Herkesin Bir Hikâyesi Vardır. Benim Burada Bu Konuları Size Anlatmamın Sebebi ise, Hikâyemi Sizlerle Paylaşmaktan Daha Öte Bir Şeylerdir. Fakât O Daha Öte Olan Şeyleri İçinizden Kaç Kişi Anlar, Onu Allah Bilir. İşin Doğrusu, Önümüzde Çok Zorlu Bir Hayat Var, Eğer Hayatta Kalırsak ve Doğrusu Hayatlar Bittiğinde, Daha da Zorlu Bir Süreç Beklemekte Bizleri. Derdim Arzum Dilediğim Niyetim Odur ki, Daha Doğru Bir Anlayışa Sahip Olun. Daha Çok Sorgulayın. Hocanızı Liderinizi Sorgulayın, Zincirlerinizi Kırın Kardeşlerim. Çünkü Bâzı Şeylerin Telâfisi Vardır Ama Öyle Şeyler Vardır ki, Telâfisi Asla Yoktur. Bâzı Şeyler Değişir Ama Bâzı Şeyler Asla Değişmez. Demek İstiyorum ki, Telâfisi Olmayan Konularda Hatâ Etmeyin ve Değişmez Kuralların Hüküm Sürdüğü Bir Memleket ve Sistemde, İnançlarınıza ve Arzularınıza Göre Birtakım Kimselerin Değişeceğini veyâ Diğerlerinden Değişik Olduğunu Sanmayın! Hayal Kurmayın. Hepiniz, Hepimiz Kardeşiz; Hepiniz, Hepimiz Allah’a Emânetiz. Selâm ve Duâ ile... [Sert An Feyzbook]
Posted on: Tue, 24 Sep 2013 23:24:15 +0000

Trending Topics



Recently Viewed Topics




© 2015