Yerdeki taşlar ve toprak orada kalmasına o kadar engeldi ki - TopicsExpress



          

Yerdeki taşlar ve toprak orada kalmasına o kadar engeldi ki zayıf olan vücudunun kemiklerine batıyordu..biraz daha oyalandı uyumaya zorladı kendisini…ama nafile…kalktı..şehre tekrar yöneldi istemediği ama mecbur kaldığı şehre tekrar yöneldi b ir sis bulutunun içindeydi artk…veeee…kayboldu… __Antalya.Antalya,Kütahya.Afyon…. --İzmir Muğla hemen kalkıyor…. Bir anda kendini haremde bulmuştu.sanki ışınlanmıştı.kabus gibiydi gecen 5-6 gün hatırlamak iıstemedi.Tabelacı Hakanda kaldığı günleri anmak bile istemedi.Yinede Allah razı olsun dedı içinden.Gitmeliydi o artık…Samiye içinden hiç çıkmıyordu Annesinin adı sevgili kızını ne kadar da özlemişti.Ayrıca büyük oğlu ve ilk göz ağrısı Semih te oradaydı hayırsızdı sorumsuzdu belki ama oğluydu.canıydı…çeri daldı - Antalya ya saat kaçta var?.. -19 da efendim... _Bir kişilik yer lütfen.. Adam bileti doldurdu koçanından kopartarak ona uzattı.ve devam etti. _30 dakika önce burada olmalısınız efendim.dedi O da buna kafasını sallayarak cevap verdi.Ama ses ile de __Ne kadardı? _30 tl. efendim. _ Buyurun teşekkür ederim. _ İyi yolculuklar beyefendi…Dışarı çıktı cebinde 25-30 tl civarında daha parası kalmıştı.iletin başına bir iş gelmesin diye cüzdanını çıkartıp içine yerleştirdi.Hareket saatine 3 saatten fazla vardı.her zaman gezdiği yürüdüğü harem Üsküdar sahil yoluna koyuldu.yollar ve deniz kenarındaki taşları ustu cıvıl cıvıl insan doluydu..Kız kulesi ne yakın bir yerde de balıkçı barınağı vardı.Orada çok sevdiği baba diye hitap ettiği Sansar Tevfik vardı.Orada olmasa da oranın kurucularındandı.Kısmet belki onu da görürüm diyerek dolaşmaya başladı.Elindeki poşette çamaşırları vardı.kenara taşların üstüne poşeti koydu ve ona da oturdu.O anda en küçük kız kardeşi EMİNE nin hareket ve hakaretliyle irkildi.Resmen kovulmuştu.Ağlamak,haykırmak hatta kahretmek geldi o an içinden..annesi Samiye hanımdan sonra dünyada en çok değer verdiği insandı halbuki..Canını bile düşünmeden verebileceği biriydi.Bu kadar sisli puslu karanlık bir filmin hangi sahnesinde neden bulunuyordu ?...Neden neden ben? Diye düşündü.Ceketinin yan cebinden sigarasını ve çakmağını çıkarttı;Sigarasını yaktı,Yakmanın verdiği ışık önce şimşek gibi oldu ve söndü artık onu uzaktan sislerin arasından o sigaranın kırmızı ışığından sinyal gibi yanıp Sönerken fark edecek birileri olabilirdi.Belki de yerini kaybetmemek içindi yaktığı sigara..Diğer cebinden gelen sese elini uzattı.eski ucuz bir telefondu elindeki..pek arayan olmazdı ama hayırdır diye düşünerek baktı..tanımadığı no olunca da açıp cevap vermek zorunluluğu hissetti. __Efendim… __Ahmet abii.ben Ünal..Nerdesin abi? __İstanbul harem Otogarındayım Ünal hayırdır… __ Hayır abi nasılsın? __İyi Ünal nolsun..evsiz yurtsuz işsiz güçsüz;sürünmeye başladık adeta. __Biliyorum abi.geçmiş olsun..canın sağ olsun senin.. ---Sağol ünal ..allah razı olsun. ---Abi ben Sultandağı’ndayım..Burada bir çiçek işine girdim.O yetmedi birde kara fırın aldım.Yalnızım,senin kafan çalışır.Ayrıca da benim abimsin..gel bana yardımcı ol.Olmazsa da burada tabelacı yok.Açarız bir dükkan sana iki işimiz var olmadı 3 ncü olarak ta tabelacı dükkanımızda olur. --Düşünmem lazım Ünal.. --Antalya ya mı yolculuk abi..??.. --Evet Ünal… --Bi varayım bakalım da oraya senin teklifini ciddiye alacam. --Tamam abi hızlandır ama …aynı akşam afyona gel.Oradan da Sultandağı na araba var bulursun.gelmeden önce yine bir telefon et bana. --Tamam Ünal.. --İyi yolculuklar abi..- --Sağol Ünal.hoşca kal… Konuşma ona macera heyecanı verdi bir anda..fırın işine yabancı değildi..ama iare etmeye.hamurdan kürekten anlamazdı.Telefonu cebine koydu.Ama dedi içinden bu ne sürpriz?..acaba iyi günlerin başlangıcımı yoksa allahım..yarabbim hakkımda hayırlısını nasip et bana ….Otobüs hareket noktasına yanaşmış olmalıydı.Taştan kalktı.Tevfik babayı da göremedim yahu saat de gelmiş dedi.Zaten bulunduğu nokta yakındı.Hızlı adımlarla yürüdü ve Terminale geldiğinde Otobüs hareket noktasına yanaşmaktaydı.Zamanlama yapabilmesi onu ayrıca rahatlatmıştı.Dakik olma alışkanlığı taa burada İstanbul da yaşarken elde ettiği sevdiği bir vasfı olmuştu hayatında..Hava akşamın soğuğu olarak belirmiş yada ona öyle gelmişti..Her yolculuktan öce duyduğu heyecandı bu..her yolculukta sanki başka başka bir Ahmet yada başka bir dünyaya yapacağı yeni br oluşumun hayatın habercisi olarak duyar bu ona acayip bir haz verirdi. Heyecanlandırması soğukta hele tir tir titremesine bile neden olabilecek kadardı.Oturacağı koltuğu gözüne yakın gözlüğünü takarak bulabildi..Yerini bellemişti ama birden oturmaktan vazgeçti.Tekrar aşağıya inip gazete bayiinden birkaç tane gazete aldı geri döndü.Sabaha daha çok vardı mümkün oldukça uyumadıkça okurum diye düşünmüş ve bu düşüncesini de aniden karar vererek uygulamaya koymuştu.O kadar tez canlıydı ki..Çalışırken onu izleyenler izlemekten yorulduklarını söylerlerdi.cam kenarına oturdu gazeteleri okumaya başladı.hareket saati geldiğinde otobüs yarım dolu olmuştu.Çalıştırdılar.camın kenarından kalori fer gözeneklerinden motorun sıcaklığını üfleyen bir sıcaklık gelmeye başlamıştı.Yaz gecesi olmasına rağmen kaloriferin açık kalmaması gerektiğini düşündü ve sanırım ben üşüdüm ve burayı sıcak sanarak ısındım diye kendi kendine mırıldandı.Otobüste hareket etmeye başlamadan önceki son kontrolü yapan görevli geldi sayımını yaptı..Kaptan hareket etmeye başlattı otobüsü.47 yıllık hayatında öyle tarihe geçecek kadar önemli sevinilecek şeyleri olmamıştı.Hatta küçücük şeylerden bile mutlu olabilmeyi ne kadar da çok ıster özler olmuştu.Heyecandan yanına oturan 25-30 yaşlarındaki koltuk komşusunu bile unutmuştu.Hatırladığı onunla göz göze gelerek selamlaştığıydı..
Posted on: Tue, 03 Sep 2013 21:39:50 +0000

Trending Topics



Recently Viewed Topics




© 2015