biri söylemiş... kopyalayıp yapıştırdım. Ethem’in ölümünde sadece bir kişiyi suçlarsak hata ederiz. Çünkü suçlu o polis değil, ona göz yuman sistemdir. Yıllarca devlet “şu iyidir” dedi, “tamam” dedik; “şu bölücüdür” dedi, “eyvallah” dedik. Bugüne kadar ülkenin doğusu yanarken, binlerce insan canından, toprağından olurk...en evlerimizde keyifle dizilerimizi izledik. O zaman da mitinglerde gerçek mermilerle insanlar vuruluyor, gözaltlarında kayıplar yaşanıyordu. Resmi kimlikli kiralık katiller ülke çıkarlarına değil, iş adamlarına hizmet ediyordu. İhaleden çekilmeyenleri “bu terörist” diye ortadan kaldırıyordu. Neden mi bir şey yapmadık? Çünkü sadece devletin kukla gibi yönettiği medyanın bize gösterdiğine inandık. Belki de böylesi kolayımıza geldi. Çoğunluk gibi düşünmenin rahatlığını yaşadık. “Neden böyle olmuş, insanlar neden isyan etmiş” demedik. Demirel geldi “3 bizden gitti, 3 onlardan gidecek” dedi. Gencecik fidanlar astırdı. Başka tarafa baktık. Kenan Evren geldi, “asmayalım da besleyelim mi” dedi. 17 yaşında bir çocuğun asılmasına seyirci kaldık. Sağcıların kahvesini tarayan silahla solcuların kahvesini tarayan silahın aynı silah olduğunu hiç soruşturmadık. Belki de çok sonra öğrendik. Özal geldi, tarikatları diriltti. Ülkeyi Amerikan’ın kucağına itti. “Ama ülke kalkınıyor, istediğimiz gibi kola ve Marlboro bulabiliyoruz” dedik. Mesut Yılmaz geldi, ülkeyi soyup soğana çevirdi; gık demedik. Çiller geldi, çeteleriyle ülkeyi kan gölüne çevirdi. Ayakta alkışladık. “Kol kırılır, yen içinde kalır, devlete karşı çıkıp itibar kaybettirmeyin” dediler. “İyi de arkadaşım, vatandaşı mutlu olmayan devletin itibarı neye yarar?” diye sormadık. Ne zaman ki zulüm 34 numaralı meridyenin doğusuna geçti; “bir dakika ya, ne oluyor. Acaba gerçekler bildiğimiz gibi değil mi?” dedik. Ama sistem çoktan kendini sağlamlaştırmıştı. Yapılanlara onay vermesek bile, karşı da çıkmadığımız için bu cinayetlere biz de ortak olduk. AKP ve benzeri yüzlercesini biz yarattık, yaratmaya da devam ediyoruz. Bir AKP gider, bir başkası gelir. Her gün birileri için yürür dururuz. Sonra da birisi çıkar “yollar yürümekle aşınmaz” deyiverir. Artık yapılanlara küfretmenin dışında, gelecek için neler yapabilir, neleri değiştirebiliriz diye düşünmenin zamanıdır. O yüzden mahalli yapılanmalara, forumlara yakın duralım. Biraz daha aktif olalım. Genç, yaşlı, okumuş, okumamış demeden herkesi bu forumlara davet edelim. Silaha karşı fikirle ve kitlesel olarak direnmeye devam edelim.
Posted on: Tue, 25 Jun 2013 13:48:59 +0000
Trending Topics
Recently Viewed Topics
© 2015