sabah sınavın olacağı sınıfta yer bulabilmek için biraz - TopicsExpress



          

sabah sınavın olacağı sınıfta yer bulabilmek için biraz erkence çıktım evden. hızlı adımlarla güvenlik kulubesinin önünden geçerken güvenliğinde sabahını hayırladım. oradan ayrılırken kendi kendime bu güvenlik işi gerçekten zor iş adam robot gibi gelene kafa sallıyor, gidene kafa sallıyor diye düşünürken aklımın bir köşesinden charlıe chaplınin modern zamanlar filmindeki robot repliği, ardından ben bir robotum ama sorun değil isimli filmin sadece ismindeki feryat ve şimdi ismini hatırlayamadığım bir filmde şu şekilde tasvir edilen şeyler geçiyordu. kadın bina da temizlikçi idi ama kimseye göstermediği bir tarafında işten arta kalan zamanlarda yüzlerce kitaptan oluşturduğu odasında yalnızlığın çaresizliğini bastırmakla uğraşıyordu. sonra filmin ilerleyen bölümlerinde aynı çaresizlikten muzdarip bir adam bu binadan bir ev satın almıştı. kadını görür görmez onunda kendisi gibi olduğunu anladı ve kadını yemeğe davet etti. kadın yemekte -ben yıllardır buradayım ve hiç kimse beni yemeğe davet etmemişti dedi. adam -çünkü onlar seni görmüyorlardı cevabını verdi. halbuki nasıl olurdu. o kadın yıllardır merdivenlerde bina sakinleri gelip geçerken hep oradaydı. neyse güvenlik serdar abi bana bunları düşündürürken sokağın karşı tarafında bir ses - aman da aman, uyumadın mı sen, uykunu almadın mı? şu tatlılığa bak kızııım, canııım bak bak bak diye bir bayan sesi duydum. başka bir bayan sesi ise -sabah gezmesine çıktık kızımla ablası, biraz temiz hava alsın, içerde çok sıkılıyor yavrucuk diyordu. içimden aha şimdide annelik üzerine düşüneyim diyordum ki bir de baktım mevzuya bahis olan yavru zavallı bir köpekmiş. bunun üstüne birşey söylememe gerek yok herhalde. o andan sonra otobüs durağına gidişim, okula varışım, sınava girişim, sorulara cevap verişim, sınavdan çıkıp tekrar eve gelişim arasında ne düşündüğümü şu an bile hatırlıyamıyorum. her neyse akşam bir arkadaşla internette sohbet sırasında şöyle bir konuşma geçti; -hiç hayvan besledin mi? -evet -ne? (bu sorusuyla ne besledin demek istemişti.) -şehmus, yani kendimi dedim. ben böyle deyince ne demek istediğimi anlamadığının farkına vardım. ama başka bişey de diyemezdim. çünkü o günkü köpek olayının bu diyalogdan sonra bana şunu düşündürdüğünü şimdi yazarken anlıyorum. maalesef insan kendini unutmak, sesini duymamak için her türlü hayvanlığı yapıyor. bu hayvanlığını örtmek için her şey onun elinde alet oluyor. o sabah kadının elindeki köpek bir canlı değildi sadece kendisini unutturan, insan olmanın gerektirdiği bunalımları yaşamaktan onu alıkoyan bir oyuncak idi. bazen yarışma programlarında, internette, şurda burda hayvanların fıtratlarının dışına çıkıp insanca davranmaları herkeste büyük şaşkınlık ve hayranlık uyandırıyor. şaşkınlık uyandıran bir şey daha var o da bu programlarda insanların hayvan takliti yapması, mesela at gibi kişnemesi, eşek gibi anırması, köpek gibi havlaması. o zaman düşünüyorum. hayvan fıtratının üstüne bu kadar çıkabiliyorsa insan hangi taklidi yapmalı ki fıtratından aşağı iş yapmış olmasın.
Posted on: Thu, 14 Nov 2013 16:47:18 +0000

Trending Topics



Recently Viewed Topics




© 2015