ugün Bursa Nutku’nun 80. yıldönümü. Atatürk’ü hiç - TopicsExpress



          

ugün Bursa Nutku’nun 80. yıldönümü. Atatürk’ü hiç anlamamış olanlar Bursa Nutku’nun var olup olmadığını tartışmaya devam ediyor. Bursa’da 1 Şubat 1933 günü ayaklanma girişimi olmayabilir, Mustafa Kemal Atatürk de 6 Şubat günü Bursa Nutku’nu söylememiş olabilirdi. Oysa Atatürk’ün bütün yaşamı ve eylemi Bursa Nutku’nun yaşama geçmesinden ibarettir. Daha Harp Okulu öğrencisi iken hapse girmesi, sürgüne gönderilmesi hep onun içindeki devrimci fırtınadandır. Öyle olmasa rahatını bozup Anadolu’ya geçmez saraya damat olur, ya da çok sevdiği üniformasına veda etmezdi. Boynundaki idam fermanı ile emperyalizme ve gericiliğe savaş açmazdı. Atatürk Bursa Nutku’nda nasıl bir gençlik görmek istediğini en net şekilde ortaya koymuştur. Bunları da ilk kez söylememiştir. 1927 yılında Büyük Nutkun sonunda gençliğe hitabında aynı şeyleri söylediği gibi 1923 yılında da benzer ifadeler kullanmıştır. “Bunun için dimağlarımıza, irfanlarımıza, bilgimize, icap ederse bileklerimize, pazılarımıza, bacaklarımıza müracaat edecek, fakat neticede mutlaka ve mutlaka o gayeye varacağız. Bu millet, sizin gibi evlatlarıyla layık olduğu olgunluk derecesini bulacaktır.” (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, C.II, s.133) Yine aynı yıl şunları da söylemişti: “Gençler için vatan işlerinde ölmek söz konusu olabilir. Ama korkmak asla…” Bursa Nutku’nu inkar edenler Atatürk’ün devrimci mirasının gençler tarafından devam ettirilmesinden korkanlardır. Onlar devrimci gençlik yerine “kininizi unutmayın” diyerek Cumhuriyete ve kurucusuna kin güden bir gençlik özlemlerini dile getirmektedirler. Onlar her fırsatta konuyu din sorunu, din sorununu da kin sorunu yapmaya çalışmaktadırlar. Bursa Nutku’nun söylenmesine neden olan Türkçe Ezan olayı üzerine Atatürk büyük bir soğukkanlılıkla sorunun din sorunu değil, dil sorunu olduğunu söylemiştir. Büyük devrimci, halkın en samimi en kutsal inançlarını en iyi anladığı dille ifade etmesini istemiştir. Daha 2 hafta önce Anayasanın resmi dil ile ilgili maddesini hiçe sayarak “anadilde savunma” diyenler insanların kendini en iyi ifade edebildiği dilde savunma yapabilmesinin ardına sığınırken, en kutsal, en saf inançlarının en iyi bildikleri dilde yapılmasına yüzyıllardır direnmektedirler. Bu direnişi 1932 yılında kırmak isteyenler, Türkçe ezan, Türkçe ibadet için adım atmışlar, bu girişim 1 Şubat 1933’de isyan girişimi ile karşılık bulmuş ve isyancılar bu konuda duydukları kinlerini hiç unutmamışlardır. Onların kini sadece Atatürk devrimlerine karşı değil devrimleri savunanlara karşı da sürmüştür. Bunun örneğini yine Bursa Nutku’na neden olan isyan girişimini bastırmaya çalışanlara karşı yapılanlarda da görüyoruz. DEVRİMİN BELEDİYE BAŞKANI 1 Şubat 1933 sabahı Bursa’daki isyan girişimi sonucu bazı kamu görevlileri kaçar. Bazıları isyanı görmezden gelirken isyancılara katılanlar da vardır. O sırada Bursa Belediye Başkanı olan Muhittin Bey (Dinçsoy) arabasına atlayarak Valiliği neredeyse işgal etmiş olan isyancıların arasına dalar. Bu arada İzmir’de bulunan Mustafa Kemal’e de telgrafla durumu bildirmiştir. Bazıları Belediye Başkanı Muhittin Bey’e serzenişte bulunurlar. Kanun adamı olmadığı halde isyan girişimine karşı çıkışını eleştirirler. Muhittin Bey’in onlara yanıtı şöyledir: “Ben Londra’nın, New York’un, Belgrad’ın, Sofya’nın değil, Bursa’nın Belediye Reisi idim. Türk Vatanının, Türkiye Cumhuriyeti’nin, Türk İnkılabının Belediye Reisiydim” Bu yanıt kinini unutmayanlarca hiç unutulmaz. Dinçsoy ailesine yıllar öncesinden de kinleri vardır. Bursa’nın işgal yıllarında Muhittin Bey’in kardeşi Ali Bey, Reddi-İlhak cemiyeti’nin kurucuları arasındadır. İşgal kuvvetleri komutanı Ali Bey’in başı üzerine büyük bir ödül koyar. O yıllarda gericiler Hürriyet ve İtilaf Fırkasında örgütlüydüler. Bu guruba bağlı bir hain Ali Bey’i pusuya düşürerek öldürür ve işgal kuvvetleri komutanından ödülü alır. Gericilerin Dinçsoy ailesine kinleri işgal yıllarına dayanmaktadır. Bursa olayından sonra daha da büyür. Bu kez kafa kesmeseler bile dedikodu ve iftira ile haysiyet cellatlığına girişirler. Bursa’da o yıllardan beri çirkin bir dedikodu ile hem Atatürk hem Dinçsoy ailesi ve günümüzdeki fertleri hedef alınmaktadır. Kin unutulmamaktadır. Atatürk’ün dil sorunu dediği olay, Cumhuriyet düşmanları için önce din, sonra da kin sorunu olarak sürüp gitmektedir.
Posted on: Sat, 14 Sep 2013 00:15:18 +0000

Trending Topics



So, I make a conscious decision in the morning to be happy (hence
Dallas: Rainwater Harvesting-Rain Barrel This program covers the

Recently Viewed Topics




© 2015