ÖCALAN’DAN KEMAL ERDEM’E ENTEGRE STRATEJİST PKK ZAVALLILIĞI - TopicsExpress



          

ÖCALAN’DAN KEMAL ERDEM’E ENTEGRE STRATEJİST PKK ZAVALLILIĞI – Yiğit DOĞAN YekbûnaWelat ~ 11 Ağustos 2013 ~ Manşetler, Yazarlar, Yekbûna Welat “İşgalcinin zindanlarında çürümeye bırakılmış on binlerce Kürdistanlı için…” Kemal Erdem imzalı “AKP’nin PKK’yi Kuşatma ve Bastırma Stratejisi Üzerine” başlıklı “değerli” bir makale daha yayınlandı. ( kurdistan-post.eu/tr/analiz/akpnin-pkkyi-kusatma-ve-bastirma-stratejisi-uzerine-kemal-erdem) Öncelikle belirtmek gerekiyor ki, entegre stratejist Kemal Erdem’in yazısında yer alan “… KCK’nın son zamanda bir çok ajanın sızdığı ve bunların bir çoğunun yakalandığı haberleri..” ifadesi ile PKK’nin tekrar iç infazları artırdığını veya denetimli ya da denetimsiz artan iç infazları gerekçelendirmeye çalıştıkları açıktır. PKK’nin, Kürdistan’dan işgalcinin kovulması için dürüstçe PKK’ye katılan Kürdistanlıları “ajan sızması” adı altında katletmesine dikkat çekmek ve tekrar kitlesel katliamcı ruhlarının canlanmasına izin vermemek gerekiyor. Bilindiği gibi PKK Kürdistanlıların işgalciden intikam alabilmesi ve topraklarından sürebilmesi için tutunmak zorunda bırakıldığı tek dal idi ve PKK ne yazık ki hala da o görünümdedir. PKK, insanlarımızı ajan suçlaması ile infaz etmiştir (detaylı okuma için: Aliza Markus; Kan Ve İnanç, Hasan Yıldız; Muhattapsız Savaş-Muhattapsız Barış, M. Can Yüce; Bir Yanılsamanın Sonu) Ajan, ihanetçi, işbirlikçi, yoz ilişkici adı altında ya da başka hangi gerekçelerle olsun çoğu insanımızın infaz edilmesinde eski PKK’lilerin engin pratiklerini ve gözlemlerini paylaşmayı bizden esirgemeyeceğini umut edelim. Ruhları, düşleri hala PKK’li olan kadrolar bu pratik ve gözlemlerini açığa vurmadan, PKK anlayışı ve kendileriyle yüzleşmeden düzelebileceklerini, Kürdistani yani “insani” politika yapabileceklerini sanmıyorum. Yazının yayınlandığı sitenin haberlerine ve yazarlarından bir kısmına baktığınızda, sitenin PKK’nin klasik nefret söylemiyle donandığını, PDK’ye öfke kustuğunu, yalanlanmış bilgileri doğruymuş gibi vermeye çalıştığını ve bu yalan haberler üzerinden “kışkırtıcı” makaleler yazmaya çalıştıkları görülebilir. Bu nedenle, bu tür sitelere yazı gönderen, yazılara yorum yazan ya da siteyi Kürdistani sanan arkadaşlarımızın bu düşüncelerini gözden geçirmelerini öneririm. Bir Türk ideologu tarafından ülkesi zarar görmesin diye hazırlandığı kanısını uyandıran yazı, henüz ilk paragrafta bu niyeti şu cümle ile ilan ediyor: “mevcut politik sistemin tarihsel dokusunun daha da bozulması riski ve tehlikesini barındırmakta ve de politik sistemin koyu bir faşist rejime evrilme tehlikesini de içermektedir.”. Kürdler, İşgalcilerin Türkiye’yi korumak için en önemli güçlerinin “PKK alayları” olduğunu bu cümleden sonra tartışmaya devam mı edeceklerdir? Yazı açıkça, PKK’nin son pratiklerini anlamlandırmada gerekçesizliğe, yılgınlığa ve onursuzluğa düşmüş PKK’nin bir avuç sıkı kitlesini kendine getirmeye çalışmaktadır. Yazı, PKK’ye tavsiye niteliğinde olmayıp direk TC/PKK stratejistlerinin eseridir, çünkü yazan işgalcinin aklıyla hareket etmekte, PKK pratiğinde boşlukların, hataların olmadığını belirtmekte, TC’yi asla işgalci pozisyonuna koymamakta; tüm bunları sığca kanıtlamaya çalışmakta, inanç/güven vermeye, her şeye kadir olduklarını ispatlamaya çabalamakta ve Kürdistan içine “kin ve nefret tohumları” ekmeye ve “ülkemizi bölerek TC’ye bağlamaya” çalışmaktadır. Bilindiği üzere, PKK kitleye önderlik yapamaz, kuruluşundan beridir harekete geçmiş kitlenin önüne geçer ve ardından kitleyi öldürterek, tutuklatarak, kaçırtarak eritir ve bu böyle devam eder. TC yerine AKP’yi hedef alan yazar iki basit çarpıtma içindedir. İlki, uluslar arası baskı sonucu ya da uluslar arası rezil olmuşlukları yüzünden AKP koalisyonun devletin kendine çeki düzen verme, bir çeşit makyaj operasyonu olduğu gerçeğini gizlemeye çalışmasıdır. Yazar yazısında RT Erdoğan, Hakan Fidan, Bülent Arınç, Sadullah Ergin, Hüseyin Çelik, Mehmet Ali Şahin, Beşir Atalay ve Yalçın Akdoğan gibi isimlerin belli bir plan doğrultusunda hareket ettiğini iddia etmektedir. Yazarın ismini saydığı bu insanlar (tıpkı yazarın kendisi, Öcalan ve KCK ileri gelenleri gibi), yetişmiş ve kendini kanıtlamış birer TC devlet adamıdır; onlar için devlete hizmette hangi partide olduklarının önemi yoktur, olmamıştır ve her biri profesyonel devlet adamı olan bu kişiler elbette bir plan dahilinde bir araya gelmişlerdir. Yani bu insanlar AKP çatısı altında toplanmış gerici faşist kadrolar değil, sömürgeci TC gericiliğinin birer neferleridir ve en azından kendi devletlerinin bugünü ve geleceği için çalıştıkları için saygı değerdirler. Oysa, yazar ve arkadaşları gibi işgalcinin PKK adı verilen gerçek vahşi korucuları değildir. Yazarın bu çarpıtması elbette bilinçlidir ve bu bilinç Türkiyeci Kürdlerin ahlaki yapısıyla ve özellikle misyonlarıyla doğrudan ilişkilidir. Diğer çarpıtma ise, AKP düşman ise ona oy verenler de düşmandır ve buradan hareketle AKP’ye oy veren Kürdler de düşmandır. Yazıda Kürdleri bu partiye oy vermemeleri için dostça uyaran ne bir cümle ne de bir ima vardır, bulamazsınız. PKK’nin AKP’yi “bir plan dahilinde algılatma çabası”; üzerinde ayrıca durulmasını gerektirecek kadar önemlidir ve bu önemin temelinde PKK’nin AKP hedeflemesi yoluyla TC’nin işgalciliğini ne derecede örttüğünü, kabullendirmeye çalıştığını ele vermesi yatmaktadır. Bu noktada, çoğu Kürdistanlının da bilincinde olduğu üzere, her hangi bir TC partisi ile PKK’nin aynı olduğunu ve bu bakış açısıyla Kürdstan’da örneğin AKP ne ise, askeriye ve polis ne ise PKK’ye de öyle yaklaşmak gerektiğini öne sürüyorum. Bir işgalci aklı ve“tatbikatı” olan PKK ile mücadele edebilmemiz için öncelikle PKK’yi doğru yere konumlandırmak ve ona göre strateji geliştirmek zorundayız. Duygusallığa yer yok. Dahası da var! İran’dan, İsrail’e, Suriye’ye, AB’den ABD’ye, her ülkenin istihbarat ve çıkar koridorlarında gezinen yazar tıpkı Öcalan gibi strateji uzmanıdır ve PKK’yi bir devlet zannetmektedir. PKK, TC’nin çıkarlarının gerçekleşmesini kendine dert edinmiştir. PKK’lilik işte tam da budur. Yazının bu tür kısımlarını okuyup sakinleşmek, PKK’lilerin basitliğini tekrar görmek sizin de hakkınızdır. Bu nedenle, bu tür irdelemeleri sizin okumanıza bırakıyorum. Şunu unutmayınız; Hoybun’dan beridir Kürdistanlılar hala davranmadılar. O günler de gelecek ve biz o günlere hazırlıklıyız. Yazı özellikle, döneme uygun olarak, yönlendirme çabasıyla yazılmıştır. Kürdistanlıların üzerinde düşünmesini gerektiren ciddi bir soru vardır: PKK neden Kürdistani olana düşmandır? PKK keskin bir nefret ile ve gözünü kan bürümüş gibi davranmaktadır? Yazıda PDK’ye duyulan nefret açıkça sergilenmekte ve okuyucunun PKK’nin PDK’ye silahlı saldırısında PKK’yi anlamasının ve savunmasının zemini oluşturulmaya çalışılmaktadır. Yazar, okuyucusunu güdülemektedir. PKK kendini, kendisi için Kürdlerin feda etmesi gereken bir yapı, kutsal bir varlık gibi görmektedir. Buradaki püf noktası PKK’nin kimi temsil ettiği, kimin PKK’yi temsil ettiği üzerinedir? Elbette iç infazlarda kim tetiği önce çekerse PKK odur. Ulusal kongre öncesi PKK’nin bu kadar açıktan agresifleşmesi onun köşeye sıkıştığı anlamına gelmemektedir. Aksine, ipini elinde tutan TC’nin gücü ve yönlendirmesi yardımıyla PDK’nin doğu, kuzey, güneybatı ve güney Kürdistan’daki saygınlığını bitirmeye; federasyonun kurumsal, bölgesel ve uluslar arası kazanımlarını ele geçirerek Kürd ulusal kazanımlarını yerle bir etmeye çalışacaktır. PKK’nin, elbette TC desteğinde, kuzey Kürdistan’a sızmak ve kendini bir güç haline getirmek için gözünü kırpmadan denediği yöntemleri ve araçsallaştırdıklarını, vahşeti dikkatle izlemiş olanlar, bugün aynı durumun güneybatı Kürdistan’da da uygulandığını fark etmişlerdir. Eğer güneyliler bu durumun farkında değiller ve doğru zamanda doğru adımları cesurca ve kararlıca atamazlarsa, emin olmalılar ki, güneybatıdan sonra sıra kendilerindedir. Bu konuda, hem PKK’nin açıklamaları ve davranımları, hem burada dikkat çekmeye çalıştığım o yazı ve hem de TC’nin mevzilenmesi eşgüdümlüdür. Bu insanlar kendilerinin dışındaki herkesi ajan, işbirlikçi, hain olarak görmektedir. Bir türk bile bizden daha önemlidir çünkü Türk onların başını okşadı mı, meydanlarda yeni Osmanlıcıların metinlerini bile okurlar ve alkışlarlar. Bu yazıyı yazmamdaki amaç PKK’ye ya da onların kalemşörlerine saldırmak değildir. Onlar yollarını onlarca yıl önce kanla netleştirdiler. Amaç, Kürdistanlıları onlardan korumaktır. Örneğin yazının bir yerinde yazar, “TC’nin güneyin bağımsızlığı yerine Türkiye’de demokratik cumhuriyeti yeğleyeceğini” ifade ediyor. Bu ifade, güneyin bağımsızlık ilanının kan ve istila yoluyla önlenmesinde PKK’nin hazır olduğunun açık ilanıdır. PKK, yazar, Öcalan vs. ile fazla ilgilenmediğimi belirtmek istiyorum. Sonuçta işgalci TC’nin içimizdeki unsurlarından bahsediyoruz. Ben, kendi işimize bakma taraftarıyım. Bu ise ancak Kürdistani olanların AKP’den, CHP’den MHP’den, güvenlik güçlerinden nasıl uzak duruyorlarsa ya da mesafelerini koruyorlarsa, basitçe PKK’den de uzak durması onu reddetmesi ve cesurca Kürdistan için harekete geçmesi ile mümkündür. Anlaşmazlıkları, kendimizi beğenmişlikleri, burnumuzun dikine gitmeleri devam ettirdikçe neler kaybettiğimizi anlamak ve dur demek gerekmektedir. İnsanlarımız öldürülüyor, iç nefret körükleniyor ve TC’nin yeni “PKK alayları” Misak-ı Millinin sınırlarını belirginleştirmek için yaptığı hamlelerini artırıyor. PKK’nin yaptıklarına itiraz etmek bile Kürdistan’a hizmettir. TC/PKK’nin gücü, bizim güçsüzlüğümüzde saklıdır. Yazı Kürdistan ve insanlık açısından nefret, tehdit, ölümler, planlar, ve kan kokuyor. Yiğit DOĞAN NOT:PKK nefreti sadece PDK ve diğer partilere karşı değildir, ayrıca bundan payını alan dindar Kürdler’i gerici, işbirlikçi, basit insanlar olarak görmektedirler. PKK, Kemalist elitin ruhuna, aklına, yöntemlerine ve planlarına itaatkarca programlanmış yapay bir örgüttür. İspatı: ozgur-gundem/index.php?haberID=80282&haberBaslik=Öcalan’ın+çizgisi+olmasaydı+‘Mini-din+devleti’+olurdunuz&action=haber_detay&module=nuce&authorName=Veysi+SARISÖZEN&authorID=2#.UgMeGzR7vPY.twitter Etiketler:
Posted on: Tue, 13 Aug 2013 20:08:43 +0000

Trending Topics



Recently Viewed Topics




© 2015