İnsanoğlu hoşuna giden olaylarla karşılaştığında, doğal karşılar ve şükretmek aklına bile gelmez de, nahoş olaylarla karşılaştığında basar feryadı genellikle… Niye ki? Onu veren de, bunu veren de aynı kaynak değil mi? *** Kimse mutlak surette, hak etmediği, layık olmadığı, kısaca tekamülüne hadim olmayan bir olayla karşılaşmaz, karşılaştırılmaz. Karşılaştığı tatlı, mutluluk verecek olaylar kadar, acı, ıstırap verici veya mutsuz edici olayların da sebebi insanın kendisidir ve Yukarısı, yapılanların intikamını almak isteyen zalim, gaddar, acımasız bir yönetim olmadığına göre, o olaylar o insanın önceki yaptıklarına göre, sadece tekamül ihtiyaçları için karşısına çıkarılmakta, tertip ve tanzim edilmektedir. *** Çevresinde oluşan, kendisiyle doğrudan bağlantısı olmayan, ancak gözlemlemek durumunda kaldığı olaylar da, -eğer kendisi için bir sınav oluşturmayan, müdahil olamayacağı olaylar ise- yine kendisinin yetişip gelişmesini sağlamak üzere, bu kez gözlemlemesi için tanık edildiği olaylardır. *** Yeryüzündeki tekamülün en büyük malzemesi olaylar ve onlardan çıkarılması gereken derslerdir. Görgü ve tecrübe ya da tekamül dediğimiz şey, Dünya Okulu’nda ancak böyle elde edilir, burada tatlı hayallerle, güzel ninnilerle tekamül edilmez. *** Kainatta sebepsiz ve maksatsız hiçbir olay olmaz. Ağlayıp sızlanacağına, feryat edip Yukarı’ya yakaracağına, biraz da karşılaştıklarından sebep-sonuç prensibi ışığında dersler çıkarmaya çalışırsan, inan kendin için çok daha yararlı bir iş yapmış olursun… AS Ekleyen: Alparslan Salt
Posted on: Mon, 07 Oct 2013 09:52:53 +0000
Trending Topics
Recently Viewed Topics
© 2015