ŞERVAN YURTSEVER/DEMOKRATİK TOPLUM PLATFORMU/DTP TÜRKİYE,KÜRDİSTAN VE ENTERNASYONALİZM Çoğumuzun da bildiği üzere, Kürtler binlerce yıldır Kürdistan coğrafyasında otokton bir halk olarak yaşamışlardır. Yaşadıkları sürelerin hemen hemen tüm zamanlarında konfederal biçimde olarak yaşamışlardır. Hurri ler den Apocu lara kadar da hiçbir zaman kendilerini, başka yönetim mekanizmalarına teslim etmemişlerdir. İçinde ihanetçileri ve işbirlikçileri de vardır tabi ki de ama Zerdüşt dininin geleneğinden midir bilinmez (Zerdüşt dini kısmen de olsa özgürlükçüdür.) her zaman kendi kendini yönetebilmek için çok ağır bedeller vermiştir. Bunda Kürdistan coğrafyasının önemi de yadsınamaz. İnsanlığın ilk çağlarında da Kürdistan coğrafyası hegemonist güçlerin hedefinde olmuştur. Hatırlatmak gerekirse tarihte de Kürdistan verimli hilal olarak adlandırılır. Emperyalist devletlerin hatta dünyanın en hegemonik güçlerinin de jeostratejik politakalarının da önemli yere sahiptir. Özcesi Kürt eğer özgürlük istiyorsa direnmekten başka çaresi yoktur. Türkler ise uzak Asya dan Mezepotamya coğrafyalarına 10.yüzyıllarda gelebilmişlerdir. Gerek iç gerekse dış savaşlardan ötürü Malazgirt kapılarına dayanmışlardır. Yani Kürdistan coğrafyasına bu kapıda suratlarına kapanırsa eğer, hepsi soykırımdan geçirilmekten kurtarılamayacaktır. Eğer Kürtler isteselerdi Türklere Anadolu’nun kapılarını açmayıp kıyıma uğramalarını ve Anadolu’ nun geneline yayılabilirlerdi. Her ne kadar dini hassasiyetler göz önünde bulundurulsa da bir halkı soykırımdan kurtardıkları bir gerçektir ve ben inanıyorum ki bu gerçeklik halen devam etmektedir. Bir halkı soykırımdan kurtarmak demek anti enternasyonalizm demek değildir. Demem o ki Türkler iç ve dıştaki savaşlarda tehditler ve savaşlar yaşarken 1071 de onları kurtuluşa Kürtler götürdü. Ne gariptir ki şimdi de aynı eylemi gerçekleştirebilme imkanları olsa yine yaparlar. Bu durum Malazgirt savaşından(1071) sonrada geçerlidir ve geçerliliğini korumaktadır. Yanlış ahlak üzerine kurulu toprak savaşları en sonunda zorunlu olarak Lozan antlaşmasını doğurmuştur. Ne yazıktır ki Kürtler yüreklerinin en güzel yerlerinden 4 parçaya ayrılmışlardır. Yardıma koşulması beklenen Türk milleti İngiliz burjuvazisinin ve Kemalist düşüncenin zihniyetine kendini teslim etmişlerdir ve sonrası malum KOÇGİRİ, ZİLAN, AMED, DERSİM ve yakın tarihte yaşananlar. Eğer şereften ve onurdan bahsedicek olursak bir Kürdü Kürt ten çok Türkün savunması gerekir. Kürtlere yoğun katliamların yaşandığı bu Rojava günleri asıl düşmanın ve dostun gözden geçirilmesi gereken bir gündür. Söz konusu yoldaşlık ise eğer bu yolda gururla yürüdüğümüz yoldaşlarımız da vardır , kurum ve kuruluşlarımızda. Başta MLKP (Marksist Leninist Komünist Parti) olmak üzere diğer tüm kurum, kuruluş ve partiler Kürdistan’ın tarihine altın harflerle not düşülecektir. Doğusunu “kardeş Barzani” kapatmış. Kuzeyi’ni Türk tutmuş. Batısından rejimin askerleri. Güneyinden El Nusra çeteleri... Ve içerde de “ihanetçilerle”, “kaçanlar” bunlar enternasyonalizm için fazlasıyla yeterli etkenler değil midir ? Türkiye deki sözde Marksistlere sormazlar mı nerde kaldı sizin enternasyonalizminiz diye. Şahsen ben sorarım. İnanıyorum ki diğer Rojava daki Kürtlerde sorar. Kürtler sorarlar Serkan Tosun yoldaştan neyiniz eksik derler. Tikko gerillalarından neyiniz eksik derler. Kemal Pir den neyiniz eksik derler. Haki Karer den neyiniz eksik derler. Kürt özgürlük hareketine destek için saflarda ölümsüzleşen devrimcilerden neyiniz eksik derler. Cevap veremez siniz ben sizin yerinize vereyim. DÜŞÜNEBİLME YETİNİZİ VE VİCDANINIZI KAYBETMİŞSİNİZ. YİNE BİR MALAZGİRT DURUMUNA DÜŞERSENİZ EĞER YİNE VİCDAN DİLENECEKSİNİZ VE BİZDE HERZAMANKİ GİBİ SERKAN LARIN HATRINA VERECEĞİZ.
Posted on: Thu, 19 Sep 2013 18:52:16 +0000
Trending Topics
Recently Viewed Topics
© 2015