Bu düşüncemi açıklamak için bir az daha ayrıntı vermek - TopicsExpress



          

Bu düşüncemi açıklamak için bir az daha ayrıntı vermek isterim. Hepinizce bilinir ki, Cenab-ı Peygamber, Kur’an hükümlerini bildirmeye görevlendirildiği tarihte, çevremizdeki ülkelerde çeşitli kavimler vardı. İslâm dinini bütün insanlığa kabul ettirmek için, Allah yolunda kılıç çeken Arap savaşçıları, asırlarca yüksek medeniyetler yaşamış milli geçmişlerine ve örf ve geleneklerine sahip birçok kavimleri, Türkler, İranîler, Mısırlılar, Bizanslılar gibi kavimleri az zamanda İslâmiyet dairesine aldılar. Yine fence, bilimce ve maddi bakımdan görüyorsunuz ki, herhangi bir kavim yeni bir şekil alınca, devleti bütün ilkeleri kabul etmekte, sindirmekte, zorluklara düşüyor. Daima uzun bir geçmişin kendi varlığında yaşadığını görüyor. Daima yüzyıllık medeniyetinin kendi sosyal yapısında ortaya çıkardığı âdete, inanca bağlı kalıyor ve böyle her yeni bir şey alan kavimlerde yeniyle eskinin birbirine karıştığını, yeni şeyin temelleriyle kendinde var olan eski ilkelerin karıştırıldığını görüyoruz. Bu doğal kural, İslâm’ı kabul eden milletlerde de aynıyla meydana geldi. İslâm dininin çok yüce, çok kıymetli ilkeler ve gerçeklerini bu milletler olduğu gibi almamakta inatçı oldular. İslâmiyet’in ilk parlak devirlerinde geçmişin kalıntısı, ürünü olan yanlış âdetler bir zaman için kendini göstermeye ve güç kazanmaya yetememişse de, biraz sonra İslâm’ın gerçeklerine sarılmaktan, İslâm’ın ilkelerine hareketlerini uydurmaktan çok, geçmişin miraslarından olan âdetleri ve inançları, dine karıştırmaya başlamışlardır. Bu yüzden, İslâm toplumu içindeki birtakım kavimler İslâm oldukları halde sönmeye, yoksulluğa, yıkılmaya uğradılar Geçmişlerinin yanlış veya batıl âdetleri ve inançlarıyla İslâmiyet’i karıştırdıkları ve bu şekilde İslâm’ın gerçeklerinden uzaklaştıkları için kendilerini düşmanların esiri yaptılar. Bu İslâm kavimlerinin içinde bizim milletimiz olan Türkler, milli gelenekleri ve milli örfleri bakımından yanlış şeylere sahip değillerdi. Türk sosyal geleneklerinin pek çoğu İslâm’ın gerçeklerine uygun ve yakındı. Ancak Türkler bulundukları alan, yaşadıkları yerler bakımından bir taraftan İran ve diğer taraftan Arap ve Bizans milletleriyle ilişki içinde idiler. Şüphe yok ki, ilişkilerin milletler üzerinde etkileri görülür. Türklerin ilişki kurduğu milletlerin o zamanki medeniyetleri ise genişlemeye başlamıştı. Türkler bu milletlerin yanlış âdetlerinden, kötü yanlarından etkilenmiş olmaktan kendilerini engelleyememişlerdir. Bu durum kendilerinde karmakarışık, bilim dışı, insanlık dışı anlayışlar doğurmaktan geri kalmamıştır. İşte düşmemizin belli başlı nedenlerinden birini bu nokta oluşturuyor. MKA
Posted on: Sun, 11 Aug 2013 15:12:07 +0000

Trending Topics



Recently Viewed Topics




© 2015