Kalp Her Zaman Soldan Atar Sevişmek tehlikeli ve yasaktır İnadına mı yapıyorlar bilmiyorum? Her gün birkaç yerden skandal bir söz patlıyor. Bombalar, silahlar zaten aralıksız patlamakta... Acı, öfke, kızgınlık... “Kızlı erkekli aynı merdivenden çıkıyor”muş çocuklar... Okulun Müdürü söylüyor. Dilin ucuna gelen sözleri, zor yutuyor insan. Her sözlerinde “bastırdıkları” duygular; anlayamadıkları “hormonlar” var. 1980’lerin; 1990’ların çocukları, gençleri; orada burada müdür, şef falan olanlar... Mesele gençler, cinsellik, özgürlük olunca; dönemin popüler kitapları geliyor ister istemez. Erdal Atabek’in üst üste gelen “Kuşatılmış Gençlik”, “Kışkırtılmış Erkeklik, Bastırılmış Kadınlık” gibi kitaplarının epey faydasını gördü dönem gençleri... İşte bugün “müdür” olanlar; başka kitaplar okumuş olmalı. Başka hayatlar yaşamış... “İslam ve Cinsellik” temalı eğitim kitaplarında aramış sorularının yanıtını... Hiç lafı uzatmaya gerek yok; her şey ortada. Çocuk tecavüzlerine karşı da iki cümle olsun duyabildik mi mesela? Küçük yaşta evlendirilenlere... Şiddete... Dikkat edin; zaten “suç” olan şeyler değil rahatsız oldukları... Aksine “cinsel suç” varsa; hemen hepsinde devlet suçluyu koruyor. Lamı cimi yok; aşktan korkuyorlar, sevişmekten korkuyorlar. Baktıkları her yerde; ister çadır olsun, ister öğrenci pansiyonu, ister 1+1 öğrenci daireleri; düşündükleri şey aynı. “İçeride ne oluyor?” sorusu beyinlerini kemiriyor; vardıkları tek nokta var... Sevişiyorlar! Öğrenci pansiyonu hikayesinde, yatakhaneler ayrı, böyle bir ihtimal asla mümkün değil, ama... Bu kez “Ya olursa?” sorusu kemiriyor beyinlerini... “Siyaseten” atılan bu adımları, “siyaseten” yaratılan tüm bu “iklim”i; psikolojiyle açıklamak, Freud’çu analiz eder hale düşmek istemem. Ama nasıl olacak? Kadın ve erkeğin her yan yana gelişine; “Acaba sevişecekler mi?” diye yaklaşan zihniyeti. Hamile kadından “seks objesi” çıkaran zihniyeti... Eşeği geçtim; ördek, tavuk peşinde koşan adamlar ülkesi olduysak; cinsel suçlar yüzde binlerle artıyorsa; hangi teraziyle tartacağız ki, Freud’dan başka... “Yüzde 50 yüzde 50” diye beynimizin etini yiyen siyasi iktidarın, etkisi yok mudur bu olan bitende? Hâlâ, İslam “Kız çocuklarını canlı canlı gömülmekten kurtardığı” için övgü bekleyenler; “Doğar doğmaz öldürmediğimiz için şükredin” demeye getiriyorlar. İşin uzmanları yapsın çocukluklarına, gençliklerine inmeyi; yaşadıkları, daha doğrusu yaşayamadıkları için çektiklerini... Ama bilelim; özgürlükçü “Y” kuşağından ibaret değil Türkiye... Bugün bürokrat olanların gençleri de var ve bu ülke değişmezse, yarın onlar bürokrat olacaklar. Bugünkü iktidar; “ikiyüzlülüğü” cinsel dünyanın en iğrenç biçimleri ayyuka çıkmışken; sadece “aşk” ve “sevişmek” ile uğraşıyor. Paradoks burada zaten, “aşk” engellendiği, “sevişmek” yasaklandığı içindir bütün bu olan biten. Kadın ve erkeğin sağlıklı insani ilişki kurabilmesinin bile koşulları olmadığı içindir; bu kadar “arıza” tip. Aşk iki kişiliktir, sevişmek de öyle... Adını anamayacağım diğer biçimlerde “kışkırtılmış erkeklik” vardır sadece... Batasıca iktidar erk’i, erkekliği... Kadının bu yüzden “adı” yoktur. Hükmü yoktur. Yanında duran devleti yoktur; çoğu kez ailesi bile yoktur sahip çıkan. Kendi fantezi dünyasında yaşayanların, umurunda da değildir. Halimiz, ahvalimiz bu minval üzredir memleket olarak... 3 bin 500 vuruşluk bu yazının özetidir; “iktidar tacizin, şiddetin, tecavüzün yanındadır; ve karşısındadır aşkın, sevişmenin...” Bırakın sevişmeyi, öpüşememişlerin iktidarıdır çünkü; yüzlerce yıldır... “Erk”e, “erkeğe” dayanır. “Ahlak”ı, “namus”u da aynı yolun yolcusu... Oysa öpüşmek de, sevişmek de, aşk da iki kişiliktir... Siz bakmayın bu düzenin kirine gençler; ne yapıyorsanız aşk’la yapın... Mustafa Kara evrensel.net
Posted on: Sat, 03 Aug 2013 15:08:19 +0000
Trending Topics
Recently Viewed Topics
© 2015