Kısaca; Özgür ve adil bir toplum için , devletin ortadan - TopicsExpress



          

Kısaca; Özgür ve adil bir toplum için , devletin ortadan kaldırılmasını ön koşul olarak gören düşünce sistemidir. Yunanca’da ”Hükümdarsız” anlamına gelen anarchos sözcüğünden türemiştir (”Archos; güce sahip olan, güçlü v.b. anlamlara gelir, ”a-” eki de sözcüğe olumsuzluk/karşıtlık anlamı katar.). Anarşinin hareket noktası; bireyin azami özgürlüğüdür, bunun içinde kişilerin her türlü otoriter güçten arınması gerektiğini savunur. Fakat anarşizmin bireye bakışı, Nihilizmin bireye bakışı ile karıştırılmamalıdır. Nihilizmde uç noktada bir postmodern-pragmatizm, her koyun kendi bacağından asılır, gemisini kurtaran kaptan, gibi bir anlayış söz konusu iken anarşi; komünü temellendiren bir bireyselliği ve bireyselliği temellendiren bir komünizmi savunur, doğal dayanışmaya ve uyuma sarsılmaz/sarsılamaz bir güven duyar. Nihilizm ile anarşizmin karıştırılmasındaki önemli bir nedende, Çarlık Rusyası’nda, sisteme karşı ayaklanan anarşistler ile birlikte eylemlere girişmeleridir. Sanırım nihilizm konusunda öz olarak şunu söyleye biliriz: Nihilizmde mutlak bir çapraşıklık hali vardır, sanki(!) bu onlar için bir amaçtır(ve bu zincirleme bir halde tutulmaya çalışılır), anarşizmde ise tam tersine araç… Nihilizmde sürekli bir umutsuz hava ve gayesiz bir isyan mevcuttur. Tabii ki bu iki farklı görüşün bir gibi görülmesinde, bazı nihilistlerin kendilerini anarşist/anarkocu olarak tanıtmaları da bir etkendir; Bu da -büyük oranda- Rusya’da,nihilizmin; ideolojik, sistemli, devrimci bir güç olarak görülmesinin sebebidir. Lakin şunu da gözden kaçırmamak şarttır ki; Nihilist filozofların ve de takipçilerinin fikri savunmaları, 20. ve 21.yy.’da anarşistlerin düşüncelerine önemli, olumlu etkilerde bulunmuştur. KISA TARİHİ : Bu düşüncenin kökleri (yazılı-görsel belgeler esas alınarak), 18yy’ın önemli isimlerinden, İngiliz yazarı; William GODWİN’e dayandırılır. Bir devrimci hareket olarak anarşizm 19.yy.’ın sonlarında alevlenmiştir. Anarşizme göre; devlet yapaydır, yasaya tümüyle aykırıdır (tabii ki, doğa yasasına).İlk amacı; devleti ve yüz yıllardır ulvileştirdiği otoriter kurallarını yok etmektir. Bu; ”yukarıdan aşşağıya” kabul ettirilmiş otoriter kurallardan kurtulan toplum kendini ”aşşağıdan yukarıya” otoritesiz bir şekilde yeniden inşaa edecektir. Bu şekilde, bir çok yerel örgütler; otonomlar, dernekler, kolektifler/ komünler, federaller, sovyetler v.s. kurulup, ekonomik malların; üretiminde, dağıtımında diğer gereksinimlerin giderilmesinde ön-ayak olacatır. Bu, örgütler ve federasyonlar gerekli hallerde ulusal beraberlikler sağlayacak, böylece tüm Dünya, tüm insanlık için; kendi elleriyle oluşturduğu tek bir vatan halini alacaktır. Devlet kurumunun bireye karşı uyguladığı, bürokratik ve sözde yasal baskısı sona erecek; özgür bireylerin yönettiği şebekeler tüm dünyayı saracaktır. 19. ve 20.yy.’ın diğer radikal fikirleri gibi anarşizminde Fransız İhtilali’nin ”yarım bırakılmış işi” ni sonuçlandırmayı amaç edindiği öngörülür. Fakat unutmamak lazımdır ki; sözüm ona ”Kardeşlik, eşitlik, özgürlük” temelli bu ihtilal, esasen tarihsel bir kan davasının ürünüdür ve bir ”burjuva devrimi” olarak son bulmuştur, hatta bence zaten böyle başlamıştır, yani; zaten temellerini insanlık tarihinden alan, köklü bir düşünce olan anarşiyi, sadece Fransız Devrimi’nin bir türeviymiş gibi görmekte/ göstermekte pek hoş olmaz. Şunu da ekleyeyim ki; bu devrimin (F.D.) ön plana çıkarılan; özgürlük ve kardeşliğe zaten hat safhada değer versekte, anarşide eşitlikten ziyade, daha da ön plana çıkan unsur adalettir. MARKSÇILIK VE ANARŞİ : Her ne kadar anarşide, marksçılık gibi kapitalizm düşmanı olsa da (ki aslında marksizm devlet kapitalizmine dayanır.) ve bunun yanı sıra; -siyasal- liberalizmin, siyasal özgürlüğe olan bağlılığını, egemen sınıflar tarafından kendi çıkarları için kullanıldığı görüşüyle liberalliği hor görse de ve belli bir süre/sürelerde birlikte hareket etseler de aralarında mühim farklılıklar vardır. Misal: Anarşizm, marksçılığın; ”Sınıfsız bir toplum yaratmak için, işçi sınıfının kapitalist devleti ele geçirmesi ve kullanması anlamına” gelen Proletarya Diktatörlüğü fikrine külli karşı çıkar, çünkü anarşizme göre devlet; çıkar ve ayrıcalıklar kurumudur, en özverili devrimci dahi kendini bu ayrıcalıkların sarhoşluğuna kaptıracaktır. Yani marksçılığın savunduğu gibi; ”Devletin kuruyup gitmesi”, ”Devlet özel mülkiyete el koyup onu kollektifleştirir ve bu onun son eylemi olur” v.s. gibi fikirler yanlış bulunur. Bu sistem yalnızca; yeni bir devlet aygıtı, yeni bir bürokrasi sistemi yeni bir ayrıcalıklılar sınıfı v.s. gibi oluşumlar sağlar. Bu antlaşmazlı Karl MARX ile Mihail BAKÜNİN arasında şiddetli çatışmalara(1870) yol açmıştır(Marx bu sıra, Bakünin’i ; jurnalci, provokatör, çarlık ajanı v.s. olmakla itham etmiştir). Artık bu tarihten sonra marksizm ve anarşizm farklı yollar izlemiştir. Rus devrimi sırasında büyük faydaları olmalarına rağmen, rus anarşistlerinin, Bolşevik yönetimi ve CEKA (daha sonra KGB oldu) tarafından saldırılar sonucu bu ayrılık, o dönem daha da belirginleşmişti.(CEKA; kontrol edilemez oldukları gerekçesi ile anarşist sendikalara , derneklere baskınlar yapıyor, anarşistleri sürgün ediyor, bu yoldaşlara işkence yapıyor ve hatta ; baskınlarda, göz altı sırası ve sonrasında katlediyordu. Liberter Komünistlerin Örgütsel Platformu adıyla bir grup , sürgün anarşistin yazdığı bildiride bu ortamın sonucudur ve; örgütlü anarşizmin nerede ise en pratik temellerini atmıştır.). Lakin daha sonra İspanyol Devrimi sırasında; CNT (Ulusal Emek Konfederasyonu) içinde örgütlenen anarşistler ile marksist POUM(Marksist Birleşik İşçiler Partisi) örgütleri , Cumhuriyet Ordusu safında yer aldılar. KURAMDA -EYLEMDE : Anarşizm kuramının önde gelen isimlerinden olan fransız anarşist, Pierre Joseph PROUDHON’un düşünceleri, fransız işçi hareketlerini etkilemiş, Bakünin’in görüşleri Rusya’da ve İsviçre’de oldukça yayılmıştır, Kropotkin’in yazıları, anarko-toplumculuğu ortaya çıkarmıştır. Kropotkin, Bakünin gibi halk devrimini savunmuş ve yine onun gibi önemli etkiler yapmışıtı, Emma GOLDMAN’ın radikal görüşleri ise ABD’de yayılmıştır, TOLSTOY ise tinsel anarşizmini kuramlaştırmış ve savunmuş, yüz yıllarca tanrının yerdeki kırbacı olarak tanıtılan devleti dinsel temelde reddetmiştir. Malatesta ve Durriti’, Eylemli Propagandayı savunur ve uygularken, Durriti kanadı İspanya’da ”Son ütopik savaş”ı omuzlamıştı. Mahno ise ”işçi ve köylünün muzaffer devrimi” için çarpıştığı Ukrayna’da hala bu halkın ”Baba”sıdır. Anarşizm en büyük etkisini Rusya’da 1917 Devrimi öncesi ve sırasında gösterdi. Tüm bunlara ve dahasına rağmen anarşi kesin olarak sadece iki durumda geniş alanlara kitlesel yayıla bildi; · Rusya’da 1917-21 arasındaki iç savaşta,Ukrayna’da Nestor MAHNO önderliğindeki köylü hareketinde. · İspanya İç Savaşı sırasında,1936-39 arası İspanya’nın; Andaluçia-Katalonya bölgelerinde.
Posted on: Fri, 15 Nov 2013 12:45:34 +0000

Trending Topics



Recently Viewed Topics




© 2015